Filistin Seyyahı 1’i 13 Temmuz 2016’da yayınlamıştım. Maalesef 15 Temmuz’da Ülkemize yaşatılan ve Müstemleke zihniyetinin artıkları ile meczupların Darbe Kalkışması sonrası yoğun gündem içerisinde hikaye tadında yazı dizimiz kaynamadı ama biraz gecikti, Affola…
Filistin Seyyahı13…) Hazreti İsa bu zeytin bahçesinde saklanmış 2000 yıllık olduğu söylenen 8 zeytin ağacının buna şahitlik yapacağı da söylenenler arasında. Daha sonra ise Tüm Dinler Kilisesi denilen bir Kilise yapılmış buraya. Kilisenin olduğu yer için Hazreti İsa’nın ağladığı yer olduğu da rivayet ediliyor.
14…) Kudüs, Mescid-i Aksa, Mescid-i Kıble…
Filistin Seyyahı Filistin halkı kendilerini nöbetçi olarak vasıflandırıyor. Her dönemde her toplumda %95’e, % 5 bilinç oranının burada da geçerli olduğu görülüyor. İsrail devleti türlü oyunlarla Kudüs ve çevresinde ki Filistin halkını bölgeden uzaklaştırmaya çalışıyor. Ama Filistin halkı nöbette olmaktan ve şehit olmaktan şeref duyuyor, Bu bağlamda baktığımızda ise asla Mescid-i Aksa düşmez diyebiliriz…
Filistin Seyyahı15…) Mescid-i Aksa bölgesinin geliştirilmesi büyütülmesi, onarılması için gösterilen çabalara İsrail devleti müsaade etmediği gibi Mescid-i Aksa çevresinde kazı çalışmaları yaparak zemini zayıflatmaya çalışmakta. İsrail Devletinin alttan alta Mescid-i Aksa’yı yıkma çabalarına rağmen gizli bir güç Mescid-i Aksa’yı koruyor bundan sonra da koruyacaktır da… Filistin Seyyahı
Filistin Seyyahı16…) Mescid-i Aksa tüm bölgeye verilen isim.
Sarı kubbeli Mescid, Hazreti Süleyman’ın yaptırdığı mescittir.
Hazreti Muhammedin semaya yükseldiği yerin adı ise Kubbetüs Sahra, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid ise Mescidil Kıble olarak adlandırılıyor.
Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yerde namaz kılmak ile her hangi bir yerde kılınan namaz aynı sevabı getirmesine rağmen ruhani zenginlik tartışılmaz…
17…) İsrail halkının 1.öncelikli mekanı ağlama duvarı. Tarih Filistin Seyyahı boyunca zulme uğradıklarını düşündüklerinden dolayı bu duvar da duygusallaşır ağlar ve dua ederler. Duvar, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Yahudilere ibadet etmeleri için yaptırılmıştır. O dönemde mabetleri olmadığından dolayı Zeytin Dağı eteklerinde ağlayan Yahudiler için küçük bir duvar inşa ettiren Kanuni Sultan Süleyman “Burada ağlayıp, Sızlansınlar.” demiştir. Zamanla bu duvar büyümüş ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yere taşınmıştır.
Filistin Seyyahı Filistin Seyyahı18…) İsrail devleti Filistinliler ile yaşanan çatışmalarda şehit olanları terörist olarak görüyor ve şehit olan Filistinlilerin evleri İsrail Devleti tarafından yıkılıyor. Buda bir nevi yaptırım olarak ortaya Filistin halkının karşısına çıkıyor. Şehitlik kavramını da İsrail Devleti bu uygulaması ile ortadan kaldırmaya çalışıyor. Görüldüğü üzere İsrail Devleti tarafından fiili ve psikolojik baskı her alanda uygulanıyor.
19…) Zeytin dağının bir diğer özelliği ise Osmanlı İmparatorluğunun bölgeden ilk çekilmeye başladığı yerdir.
Filsitin Seyyahı Zeytin dağı tamamen Filistin Mahallesi.40 bin kişi yaşıyor. Hristiyanlarda az da olsa bu mahallede varlar. İşgal altında olan yerlerde ki Filistinliler İsrail pasaportu, Bati Şeria’da ki Filistinliler ise Ürdün pasaportu taşıyorlar. Burada genelde hiç birimizin bilmediği bir bilgiyi de paylaşmamız gerekiyor. Aslen Kudüs’ün yönetimi Ürdün’e ait. Ürdün Kralı Abdullah zamanında İngilizlerle yaptığı anlaşma ile Kudüs’ü İsrail’e bırakmış, karşılığında ise Ürdün’de Krallığının devamını sağlamıştır.
20…) Filistin Halkı Kanuni Sultan Süleyman, Yavuz Sultan Selim, Abdülhamid han ve Recep Tayyip Erdoğan’ı aynı Filistin Seyyahı kategoride görüyor. Bunun en bariz örneğini de Filistin halkının diyanet işleri başkanımız Filistin’e geldiğinde ona en üst seviyede hürmet göstererek gösterdiler. Bu ziyaretin hemen ardından Ürdün İmamı Kudüs’e gelmesine rağmen Filistinliler onu Mescidi Harama sokmamışlardır. Anı keza Mısır Dış İşleri Bakanı da aynı akıbete uğramıştır.
Filistin halkı 1917’de Abdulhamid Han’a haksızlık yapan Arap halklarını da ve kendi atalarını da suçluyorlar. Arap Devletlerinin Filistin meselesine sahip çıkmadıklarını ifade ederlerken Osmanlı İmparatorluğu dönemini özlediklerini söylemekteler..
Şu anda ki tek güvenceleri Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğunu yaşlısından gencine hepsi söylüyor…
Filistin Seyyahı21…) Kudüs’ün büyük bir bölümü Müslüman mahallelerinden oluşmasına rağmen İsrail tarafından yönetilmekte. İşgalci politikalarını sürdüren İsrail hiç bir hizmeti doğru dürüst vermezken Bina inşaat ruhsatları da vermeyip yerleşimi durdurarak bölgenin boşalmasını sağlamaya çalışmakta. Lakin Filistin halkının büyük bölümü “Biz Kudüs için nöbetçiyiz, Bizim güvencemiz Allah” diyerek her türlü baskıya ve zulme rağmen bölgeyi terk etmiyor ve şehit olmayı bekliyorlar…
Arap devletlerine söyledikleri ise “Bize, Dünya kamuoyunda destek vermeyin sadece silah verin. Biz Filistin halkı olarak bu işgalci İsrail devletine hesap sormayı biliriz.” demekteler…Filistin Seyyahı
22…)Bizlerin maalesef bilmediği bir diğer konuda Filistin’in hala ayakta kalabilmişse bunu Abdülhamit Han’a borçlu olduğu…
Filistin Seyyahı Zira Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde Abdülhamit han, devletin envanterinde ki bir çok Mekan, Arsa ve toprakların tapusunu güvendiği Filistinli ailelerin üzerine geçirmiş ve bunu da belgeleyip arşivletmiştir. 1948 de İsrail devleti kurulduğunda işgal başlamış, Filistin toprakları ele geçirilmiş netice itibariyle Filistin meselesi Dünya kamuoyunda tartışılmaya başladıktan sonra Filistinli alimler bu arşivi ortaya çıkartıp dünya kamuoyuna sunmuştur.
Her ne kadar Filistin topraklarının büyük bir kısmını İsrail Devleti işgal etse de Bu şekilde Kudüs’te işgal altında ki topraklarda ki birçok önemli merkez Filistin halkının elinde kalmıştır. İsrail tarafı daha sonra bu yerleri satın almaya kalksa da söylendiği gibi çok büyük rakamlar teklif etmesine rağmen satın alamamıştır, Hâlihazırda da önemli mekanlar Filistinlilerin elindedir…
Filistin Seyyahı23…)Türkiye’nin İsrail ile iyileşme noktasında ki anlaşması genel anlamda olumlu olarak karşılanıyor. Hepimizin bildiği gibi bu anlaşma yapılmadan önce Hamas ile görüşülmüş ve Hamas’ın da görüşleri alınarak bu anlaşma yapılmıştı.
Çoğumuzun bilmediği ya da ne anlama geldiğini fark etmediği iki ayrı grup var Filistin’de. Bunlardan bir tanesi El-Fetih Diğeri Hamas.
Filistin Seyyahı El-Fetih Örgütü Gazze ve Batı Şeria arasında bir köprü kurulup Filistin halkının yaşamını devam ettirmesini isterken, Hamas ise Gazze ve kutsal Filistin topraklarının tamamının Filistin olarak yönetilmesini ve eğer isterlerse İsrail halkının da burada yaşayabileceğini söylemektedir.
El-Fetih örgütünün İran destekli Şİİ bir grup olduğunu, Hamas’ın ise Türkiye destekli SUNNİ bir grup olduğunu da bu arada sizlere söylemiş olalım…
Dolayısıyla genel manada Filistin halkı, Hamas’ı desteklerken Ilımlı iş birlikçi konumundakiler ise El-Fetih’i destekliyor…
Filistin Seyyahı24…) İsrail Devleti asıl tehlike olarak Hamas ile birlikte Gazze ve Batı Şeria da ki Filistin halkını görüyor. Batı Şeria’yı 730 Km’lik bir duvar ile kapatan İsrail devleti Kudüs’e girişleri de bu şekilde kontrol altına almış. Özel zamanlarda Batı Şeria’dan Kudüs’e 45 yaş altı kimseyi almayan olayların çıkmasına sebep olan da İsrail hükümetidir. Filistin Seyyahı
Kudüs içinde yani İsrail’in işgal ettiği Filistin mahallelerinden Mescid-i Aksa ya giriş-çıkış serbest. Ama İsrail Devletinin asıl meselesi duvarlarla hapsettiği Batı Şeria ve Ramallah.
Filistin Seyyahı25…) Filistin de olup biteni anlayabilmek için illaki buraya gelip görmek gerekiyor. Zira Filistinli Müslümanlar Kudüs’ü savunmak için inanç ve iman ile mücadele ediyor. Bu bağlamda her ne kadar İsrail Devleti bu topraklara sahip olmak istese de her türlü baskı ve zulmü yapsa da muvaffak olması imkansız.
Bir diğer konu ise bu topraklarda sadece Yahudi veya Müslümanların değil Hristiyanların da hak talep ettiği gerçeği.
Şu anda olan savaşta her ne kadar Hristiyanlar yer almasa da onlarda bölgenin İsrail’in kontrolünde olmasına karşılar. Gözlemlediğimizde ise Hristiyanların yaşanan savaştan memnuniyetleri, Zira Yahudilerin ve Müslümanların birbirini kırmasını kar sayıyorlar…
Filistin Seyyahı26….) Kudüs’te dikkat çeken bir diğer nokta ise birçok ülkenin misyonerlik çalışması yapması…
Ruslar, Almanlar, Fransızlar, İngilizler kendilerine ait kilise ve benzeri mülkleri vasıtası ile bölgedeki varlıklarını sürdürme çabaları bariz bir şekilde görülüyor. Sahip oldukları bu mülkleri ise Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında satın almışlar.
Tarihe bakıldığında Milatta önce ve Milattan sonra Kudüs’te birçok dinin mensupları burada savaşmış haliyle günümüzde de Misyonerlik savaşları son sürat devam ediyor…
Tüm dinlerin merkezi ve/veya ana temalarının olduğu bu bölgeye maalesef barışın gelmesi hayal gibi gözüküyor. Bu bağlamda her dinin mensubu ülkelerin ve halklarının bu toprakları ele geçirme talepleri Dünya var olduğu sürece devam edeceğini söylememiz de çokta abes olmamalı…
27…) Burak devrimi 1929 yılında ağlama duvarının büyütülmesi istenmesi sebebiyle Filistin ve İsrail ile ilk savaş ve ölümlerin olduğu dönemdir.
1930 yılında bu duvarın Mescid-i Aksa’ya ait olduğu ve Müslümanların kullanması gerektiğine dair bilirkişi heyeti rapor vermesine rağmen Yahudiler bunu kabul etmemişler…
Hazreti Muhammed’in Mescid-i Aksa’ya gittiği Burak kapısının arka kısmında ki duvarı ağlama duvarı yapmışlar…
1960 yılında ise İsrail Devleti, Mescid-i Aksa’ya bayrağını aşmış dönemin Türkiye Büyük Elçisi İsrail bayrağını indirmiştir. Bundan dolayı da Filistin halkı o dönemde bir kez daha Türkiye’ye minnetlerini sunmuşlar.