ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanıma ve ABD’nin büyükelçiliğini Tel-Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı sonrası İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD’ye ve ABD Başkanı’na teşekkürlerini suna dursun, Başını Fransa ve İngiltere’nin çektiği daha sonra Almanya ve AB ülkelerinin teker teker bu kararı tanımadıklarını açıklamaları ABD Başkanı Trump’ı zora sokmakla kalmayıp, ABD Başkanı Trump’a karşı AB Ülkelerinin daha da sertleşeceklerinin kanıtı. Zira,ABD ile İngiltere daimi müttefik olmasına rağmen Trump’ın ABD Başkanı olmasından sonra sürekli didişen ve sürekli olarak sahada karşı karşıya gelen bir ABD ve İngiltere görüyoruz. İngiltere her ne kadar AB’den ayrılma kararı alsa da AB ile Kudüs konusunda birlikte hareket etmesi de dikkat çekici. Çünkü İngiltere Katolik Hristiyan yapıda iken, ABD yönetimi ise Evangelist Hristiyan inanç sistemini benimsemiş vaziyette.
ABD’nin Kudüs kararı sonrası AB’den gelen bu tepkiler sonrası İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ise AB Ülkelerini Kudüs’ü başkent olarak kabul etmemelerinden dolayı ikiyüzlülükle suçladı.Netice de işgal ettikleri topraklarda kurdukları İsrail Devlet’ini yine bir oldu bitti’ye getirerek Dünya’ya Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu kabul ettirme çabası içerisine girdiler…
ABD Başkanı Trump Kudüs kararı yeni mi?
Elbette ki HAYIR!
ABD Başkanı Trump, 2016’nın Mart ayında ABD’nin en güçlü lobi grubu Amerikan Halkla İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmada “Amerikan elçiliğini Yahudi halkının ebedi başkenti Kudüs’e taşıyacağız” demişti. ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararında ABD’deki Yahudi lobisi ve Evangelist Hristiyan grupların etkin olduğunu biliyoruz.Ayrıca damadının da Yahudi olduğunu da biliyoruz. New York Times gazetesi ise bu noktada Amerikalı ünlü kumarhaneler zinciri sahibi Yahudi Sheldon Adelson’ın Trump’tan Kudüs’ün İsrail’in Başkenti olarak kabul edilme sözü karşılığında başkanlık koltuğuna oturmadan önce kimi kaynaklara göre de 20-25 Milyon dolar bağış aldığı söylüyor. Şimdi ise bir nevi Başkanlık seçimlerinde Trump almış olduğu paranın karşılığını veriyor gibi duruyor…
Yahudi Lobilerinin ABD’de etkin olduğunu hepimiz biliyoruz da bu Evangelistler kimler?!
Kelime manası ile; Evangelist sözcüğü en basit anlamıyla “Hristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi” anlamına gelir. Evangelist sözcüğü ise daha çok Protestan Kilisesinin muhafazakar kesimini nitelemek için kullanılır. Evangelistler, ABD’yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Puritenler’in devamıdır. Evangelistler, ABD‘yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Puritenler’in devamıdır. Evangelizm merkezli bu akımın mensuplarına ve 20. yüzyılın sonları, 21. yüzyılın başında liberal Protestanlar haricindeki tüm Protestanlara Evangelist denmeye başlanmıştır. Ayrıca Martin Luther, reformları esnasında kurduğu kilise hareketi için bu ismi kullanmıştır. Bugünkü Evangelizm ise ABD’deki Hristiyan toplumunun tutucu kanadını temsil etmektedir.
Günümüzde ki uygulamalarına baktığımızda ise;Evangelistler için “Evanjelistler Hıristiyan Siyonistlerdir” desek yeridir. Hatta Evangelistlerin Siyonistliği, Yahudi Siyonistlerden daha daha cesur ve daha militanca ve teröristçedir…
Çünkü onlar da Yahudi ırkının Tanrının seçkinleri olduğuna inanıyorlar. Yahudi olmadıklarına, Yahudi doğmadıklarına üzülüyorlar ve Yahudiliğin dünya hakimiyeti için çalışıyorlar. 1985 yılının Ağustos ayında Basel’de siyonist bir kongre’de Uluslararası Hıristiyan Elçiliği temsilcisi Van der Hoevn’un sözü ise dikkat çekicidir! “İsraillilerin ne düşündüğü önemli değil; biz Tanrının dediğine bakarız. Ve Tanrı o toprakların Yahudilerin malı olduğunu söylüyor.”
Evangelistlere göre Siyon Devleti kurulunca İsa gelecektir. Ve İsa gelince iyileri kötüleri ayıracak, iyilerin ordusu ile kötülerin ordusu üzerine gidecektir. Böylece Tanrı Son Savaş’la İblis’i yenip yok ederek dünyayı ele geçirecek, her şeyin denetimini sağlayacak ve artık dünya kötü olanın egemenliğini sürdürmesinden kurtulacaktır. Çünkü Dünya şu anda kötü olanın yani İblis’in egemenliği altındadır.
Evangelistler anlaşılacağı üzere bu yaptıkları ile inançlarına göre bir nevi Tanrıyı Hz. İsa’yı tekrar yeryüzüne göndermesi için zorlamaktadırlar!
Bu bağlamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “ABD’nin Kudüs ile ilgili kararının bizim nazarımızda hiçbir geçerliliği yoktur. Kudüs bizim göz bebeğimiz, ilk kıblemiz, kırmızı çizgidir. Bu kararın arkasında evangelistler var.” sözü son derece önemlidir.
Peki, Zamanlama tesadüf mü?
Elbette ki değil…
Kudüs’ün İngilizler tarafından işgali 17 Aralık 1917 tarihinde gerçekleşti. bundan tam 100 yıl sonra 6 Aralık 2017’de ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etti. Burada kabala hesaplarına oldukça fazla kafa yoran üst aklın da bir hesabının olduğunu tahmin ediyorum. Ancak bundan öte Trump’ın bu kararı almadan önce Suudi Arabistan’ın yeni veliaht prensi Salman ile istişare ettiğini düşünüyorum. Zira Trump’ın bu kararı sonrası Suudi Arabistan’da Kudüs ile ilgili haberlere yayın yasağı getirildi. Görüldüğü üzere Suudi Değişim her yerde her alanda kendisini gösteriyor…
ABD Başkanı Trump aslında bu kararı ile Evangelistler ve Siyonistler dışında kimseye yaranamadı. Şöyle ki, ABD iç siyasetinde daha da sıkışmaya başladı. Hatta kendi bakanlarından bile bu karara karşı çıkanlar var. Öte yandan ABD’de FBI ile CIA karşı karşıya olduğu gibi Pentagon ile Beyaz Saray arasında ki didişme de gözlerden kaçmıyor. Öte yandan daimi müttefiki olan İngiltere ile her geçen gün ayrılıkları daha da belirginleşiyor. AB Ülkeleri ile Trump arasında ki buzlanma Kudüs kararı sonrası daha da netleşti. İslam Alemi ile zaten barışık olmayan Trump’ı çok zorlu bir 2018 yılı bekliyor…
Bu arada ünlü kahinlerden Nostradamus’da ABD’nin 2018 yılı içinde parçalanacağını söylüyordu.Kim bilir, birde bakmışsınız ki 2018 yılında Siyonistler ile birlikte hareket eden Evangelistler Tanrıyı inançlarına göre kıyamete zorlayacağız derken ABD’nin parçalanmasına sebep olmuş…
Orhan Sarıkaya