Ecnebi memleketlere öğrenci gönderme meselemiz!

Memiş OKUYUCU

15-06-2019 12:44

İlim ve tekniğinden faydalanmak üzere batıya açılma tarihimiz 16. asra kadar uzanır. İlk başlarda batının bilgi ve tekniğini transfer etmek için, uzmanlar getirilmiş. Zamanla teknik ve bilgi transferinde beklentiler artıp, uzmanlar da yetersiz kalınca, yetiştiştirilmek üzere batıya talebe gönderilmeye başlanılmıştır. O zaman için bir  vilayetimiz olan Mısır’dan batıya ilk defa 1815’te İtalya’ya, akabinde 1818 ve 1826 yıllarında da Fransa’ya talebeler gönderilmiştir. Osmanlı’ dan ilk defa 1830 yılından itibaren batıya öğrenciler gönderilmeye başlanılmıştır. Öğrenci gönderilen ülkeler arasında ilk sırayı Fransa, Almanya ve daha sonra İngiltere  almıştır.

Çağın ve zamanının büyük devleti Osmanlı’da geriye gidiş devam ettikçe, arayışlar da artmıştır. İlk başlarda  ilim ve bilgi transferi için batıya öğrenci gönderilme felsefesinin temellerinde bir özgüven olmakla beraber daha sonra bu durum değişmiştir. Yurt dışına talebe gönderme meselemiz 1800’lü yılların ortalarından itibaren içeride/dışarıda yaşanan arayışın gölgesinde devam etmiştir.

   İlim teknik transferi için başlayan yurt dışına talebe gönderme hikayemiz, zamanla yaşam tarzı ve batı kültürünün transferi serüvenine dönüşmüştür. Bu dönem ürünü nevzuhur aydın kesim ikinci meşrutiyetle birlikte devlet, siyaset ve kültür hayatında belirleyici konuma geldi. Bu kesimin  tesiri ile birlikte Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarında; gelişmenin temellerini, batılı yaşam, tüketim tarzı ve kültürünün taklidi, tekrarı  şeklinde alan, algılayan ve uygulayan bir bakış açısı gelişmeye başladı. Bu hakim bakışın tesirinde yurt dışına giden öğrenciler de gittikleri ülkelerden ilim transferinden çok, batının  hayat tarzı, tüketim tarzı  ile batı kültürü  ve giderek batı medeniyetinin transferinin gönüllüsü olmak şeklinde bir zihni motivasyonu yüklenir olmuşlardır. 

Cumhuriyetin ilk döneminde yurt dışına toplam 700 öğrenci gönderilmiş. Yurt dışına öğrenci gönderme işi yıldan yıla rakamlar değişse de fasılasız olarak iki binli yıllara kadar devam etmiş. 2006 yılında bir hükümet kararı ile yurt dışına her yıl ‘bin öğrenci’ gönderilme hedefi konulmuştur. Kısaca ‘Meb burslu’ ya da ‘YLSY’ olarak da bilinen yurt dışına gönderilecek öğrenciler konusu devlet ve millet gündemine bu tarihten itibaren daha farklı bir gündem ve felsefe ile gelir  olmaya başlamıştır. Başıca batı ülkeleri, o tarihe kadar bütün yeryüzü ülkeleri gibi Türkiye’den gidenleri de küresel tüketim düzenlerine malzeme ve bilgi üretiminin aparatları olarak kullanmışlar. Yurt dışına okumaya giden nerede ise her öğrenci, batıya  bilgi devşirmenin/aktarmanın  keşif kolu olarak kullanır hale getirilmiştir.  Öyle ki İngiltere’ye giden bir ‘Meb burslu’ öğrencinin konu başlığı ülkemizin bir ‘huzurevindeki yaşlıların kullandığı kelimeler’ ya da ‘Suriye’den Türkiye’ye göçen mültecilerin sosyo politik durumları’ olabilmekte idi. Türkiye, son yıllarda vesayeti kırmanın da sağladığı bir özgüvenle bu alanda da bir toparlanma yaşamaya başlamıştır. Öğrencilerden gittikleri ülkelerden konu ve alan başlıkları ile dönmelerine dair bir perspektif oluşturulmuş. Bu alanda bütün dünyadaki öğrencilerimizin her tür ylsy program başlıkları ile merkezdeki Danişman ve MEB teşkilatı arasında destek ve koordinasyonu geliştiren bir merkezi program uygulamaya konulmuştur. Ülke içinden her YLSY öğrencisine bir akademik danışman atanmış. Bu alanın yurt içi paydaşları ile koordinasyon toplantıları yapılarak, bu öğrencilere dönük daha yüksek bir farkındalık oluşturulmaya başlanılmıştır.  Şu an yurt dışında 50 ülkede bulunan, 4250 YLSY öğrencisine, çalışılan alan başlıkları ile ilmi ve idari destek olabildiğince artırılmış bulunmaktadır.

Yurt Dışı Öğrenci Pazarı…

Gerçek anlamda bir pazar hatta endüstriye dönüşen yurt dışı öğrenci piyasası iki ana kanaldan işlemektedir. Birincisi özel kanallardan, ailelerin yurt dışına lisans, yüksek lisans, doktora ve dil eğitimi  için gönderdikleri öğrencilerden oluşmaktadır. Türkiye’den bu yolla her yıl yaklaşık 90 bin öğrenci, başta İngiltere( 30 bin) olmak üzere yurt dışına lisans, yüksek lisans ve dil eğitimi için gitmektedir. Bu eğitim piyasasına her yıl Türkiye’den çıkan takribi ve tahmini bedel bir buçuk milyar dolar civarındadır.

Çok büyük insan,  kaynak ve organizasyonların oluştuğu bir endüstriye dönüşmüş olan sektörde 2015 rakamlarına göre yurt dışında eğitim görmek üzere 4,3 milyon öğrenci başka ülkelere gitmiş. Yurt dışı eğitimi için ülkelerin bütün yeryüzünde harcadığı bedel ise, toplam 100 milyar dolar civarında bir rakama ulaşmış bulunmaktadır.

1830 yılını başlangıç kabul edersek, 189 yıl olmuş başta Avrupa olmak üzere yurt dışına, ülkemizden öğrenci göndermeye başlayalı.

Maarifte reform, ilim sahasında hamle çalışmalarımızın önemli bir kısmını da yurt dışına gönderilen öğrenciler konusu teşkil etmektedir. Yurt dışına öğrenci gönderme hikayemiz maarif teşkilatının kuruluşundan da eskidir. 

Bu alanda işleyen ikinci kanalda, devlet eliyle yurt dışına öğrenci gönderilmesidir. Yurt dışına öğrenci gönderilmesini düzenleyen 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Talebe Gönderilmesi Hakkında Kanun 1929 tarihinde çıkarılmıştır.  Başta Avrupa’ya, daha sonra Amerika ve son dönemde artık diğer dünya ülkelerine de gönderilen bu   talebelerden beklentiler oldukça yüksek tutulmuştur. Gittikleri ülkelerden bilgi, beceri, görgü başta olmak üzere ilmi çalışma metotları, yeni bakışlar, yeni ufuklara dair ne varsa,  alabildiklerini ülkemize taşımaları istenmiş/beklenmiştir. İlk başlardaki ilim ve teknik, sonralarının sendeleyerek   ‘taklit’ ve ‘taşıyıcı’ işleve dönüşen yurt dışı öğrenci perspektifimiz;  ikibinli yıllardan itibaren daha özgüven yüklü, kendini ve medeniyet perspektifini keşfederek, yeni ufuklara daha güçlü  bir namzet  haline dönüşmeye başlamıştır.

Memiş OKUYUCU

DİĞER YAZILARI Yeni Müfredat Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? 01-01-1970 03:00 Eğitim ve Maneviyat 01-01-1970 03:00 Maarif Muhiti, Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Maarifin Türkçesi 01-01-1970 03:00 Millî Eğitim Şûrası Üzerine 01-01-1970 03:00 Hârezmî Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Ankara’da Bir Eğitim ‘Ada’sı 01-01-1970 03:00 Bir Fikir Adamı Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Türkiye'de Şehirli Dindarlık 01-01-1970 03:00 Doğunun Yedinci Adami: Mehmet S. Aydin 01-01-1970 03:00 Istiklal Marşi Ve Akif’in Öğretmenliği 01-01-1970 03:00 Türkiye’de Bir Üniversiteye Rektör Olmak 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Tarihe İz : Muallim Mahir İz 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Kalpten Gelen Bir Söz 01-01-1970 03:00 Maarif Televizyonu 01-01-1970 03:00 Muallim 01-01-1970 03:00 Bir Maarif Adami Olarak Mustafa Öcal 01-01-1970 03:00 Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze 01-01-1970 03:00 Tıp Dili Bizim Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Eğitimin Ele Alinacak Yani 01-01-1970 03:00 Dünyanin Sahili Selameti: Kalkınmış Türkiye 01-01-1970 03:00 Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun 01-01-1970 03:00 Üniversiteler Türkiye’ye Ne Zaman Yetişir? 01-01-1970 03:00 Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Temel Eğitim Meselesi: Meslekî Eğitim 01-01-1970 03:00 Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye 01-01-1970 03:00 Meslekî Eğitim Üniversitesi 01-01-1970 03:00 Mütehassis Olmayan ‘Eğitim Uzmani’ Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Kıran Günlerinde Meşk Ve İçe Yolculuğumuz 01-01-1970 03:00 Yeni Bir Sistem Ve ‘Yenilmişlerin’ Düzeni 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: Köy Enstitüleri – 2 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi Köy Enstitüleri 01-01-1970 03:00 Ederini Tüketen Düzen Ve Biz 01-01-1970 03:00 Akif’in Türkiyesi, Türkiye’nin Akif’i 01-01-1970 03:00 Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz 01-01-1970 03:00 Üreten Nesil Çağı Yönetir 01-01-1970 03:00 Kalbinin Dili Olmayan Şair: Akif 01-01-1970 03:00 Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak 01-01-1970 03:00 Tuba Ağaci, Bambu Ağaci 01-01-1970 03:00 Tarihin Inkilap Etmesi 01-01-1970 03:00 Geleceğin Dünyasi 01-01-1970 03:00 Gelişler Ve Geri Gidişler 01-01-1970 03:00 Hak Temelli Bir Reforma Doğru 01-01-1970 03:00 Söylesem Tesiri Yok, Sussam… 01-01-1970 03:00 Maarif reformu neden şart? 01-01-1970 03:00 Yazmak Ve Yazarak Yaşamak 01-01-1970 03:00 İlim iktidarı, memleketin imarıdır! 01-01-1970 03:00 Maarifin ahlâkı var mı? 01-01-1970 03:00 Maarifin örfü yok Orff’u var! 01-01-1970 03:00 Eğitimde Dezavantajlı Gruplar Ve Maarifin Adaleti 01-01-1970 03:00 Dört çeker, ne kadar çeker! 01-01-1970 03:00 O şehre varmaz isek! 01-01-1970 03:00 Durduramayacaksınız! 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Yurt dışı Öğrenci Perspektifi 01-01-1970 03:00 FETÖ’nün Eğitim Boyutu 01-01-1970 03:00 Maarifimize Çankırı Modeli 01-01-1970 03:00 Utangaç Sunumlu ‘Zoraki Ve İstendik’ İnsan 01-01-1970 03:00 Maarif nedir? 01-01-1970 03:00 Seçimin galibi: eğitim sistemidir! 01-01-1970 03:00 Eğitimi Terbiye Etmek 01-01-1970 03:00