Mütehassis Olmayan ‘Eğitim Uzmani’ Olur Mu?

Memiş OKUYUCU

22-06-2020 17:23

Akademik bilgi ve bilim yolculuğunun, her basamağında belirleyici olanı lisans eğitimidir. Bilgi ve bilimde, ihtisas alanının ağırlığını lisans derecesi belirler. Alınan eğitimin niteliği, bu düzeyde başlar. Hoca kadrosu  tek tek ve toplu olarak öğrencinin düşünme, araştırma, öğrenme kapasitesinin oluşmasında belirleyicidir. Bilgi, düşünce ve kültür temeli öğrenciye fakülte de bir arka plan kazandırır. Daha sonra yüksek lisans ve  doktora  ile bilim yolcusunun bilim ve bilgi temelleri, şekil ve vucut bulmaya başlar.

Zaman zaman televizyon ve diğer iletişim alanlarında seslendirilip, arz-ı endam ettirilen bir ‘eğitim uzmanı’ meselemiz var!.

Eğitim, kelime olarak 1934 yılında dilimize girmiş. Yüzün üzerindeki eğitim fakültemizin birinci sınıflarında, öğretmen adaylarına yıllardan beri bu kavramın okutulan bir tarifi var: “Bireyin kendi yaşantısı yoluyla istendik yönde, kasıtlı olarak davranış değişikliği yaratma süreci.“ Jargon olarak halk efkarında bir aşinalığı bulunmamakta. Kelime, kavram ve anlam çerçevesi ile bir  felsefi anlayışı yansıtmakta.

Eğitimin tarifinde geçen ‘istendik’ kavramı sözlüklerimizde henüz bulunmuyor. Öğretmen adaylarımıza yıllardan beri bu tarifi yapanlar ve yaptıranlar bir ‘anlaşılmaya’ ihtiyaç duymuyor olmalılar!. ‘Zoraki’ nin sözlük anlamı ise, ‘zorla, cebren, istemeyerek’ anlamlarına gelmekte. Kendi içinde terminolojisi ve kavram çerçevesi  sorunlu bir tarif. ‘Öğretmen’ adaylarımız ‘zorunlu’ bir ‘sorunlu’ tarif ile ‘eğitim’e başlamakta. ‘Zoraki’ olarak bir biçimlendirmeye tabi tutulmakta.

İyi ya o zaman gençlerimize ‘biçim’ vermek neye göre? Kime göre? Hangi bilimsel görüşe ve hangi ölçülere göre bu ‘zoraki’ biçimlendirme yapılmaktadır?

Bu ‘eğitim’ hangi felsefi arka plan esas alınarak uygulanabilmekte?

Cennetteki yasak meyveyi yediği için insanı doğuştan günahkar kabul eder hristiyan inanışı var. Mevcut eğitim tarifinin ortaya çıkmasında, bu tesiri göz ardı edemeyiz.

O halde arka plan tanımlamalarında  hristiyan teolojisine dayanan esintiler bulunan bir eğitime ne kadar milli diyebiliriz?

Ayrıca bu durum, mevcut eğitim felsefesinin ilmî temelleri konusundaki soruları artırmakta. Bu sorular cevaplanmayı beklemekte.

Eğitimin ilmi muhtevası yeterli midir? İnsan davranışlarına ‘zoraki’ şekil ve biçim vermek yani bu çervede bir insanı eğitmek/terbiye etmek, milli terbiyeye ne kadar uygunluk taşımaktadır?  Psikoloji biliminin  kurallarını esas alırsak  bu tarife göre yetiştirmemiz gereken insan hangi donanımlara sahip olmalı?  Nasıl bir insan olmalı?

Bu tarif ve içinde geçen kavramlar ilm-i terbiyeye uygun mu? Eğer güncel olsun diyecek olursak, pedagojik midir?

Pedagoji kavramının esas alalım. Kökleri köle yetiştiriciliğinden gelmekte.  Hedeflediğimiz insan yetiştirme idealimizle, ‘eğitim’ kavramı ne kadar uygunluk taşımaktadır?

Bu alan için kullanılan ‘uzman’ kavramı ile kasdedilen ne? Bilir kişi mi? Ehli vukuf mu?

Beşikten mezara kadar ilim tahsilini, mevcut eğitim sisteminin her kademesinde  kendine görev edinen muallim mi?

Alemin, hadiselerin, dünyanın, teknolojinin hakikatini öğreten, dünya da olan bütün hadiselerin iç yüzünü yani tedris-i hikmet öğreten ders hocası mı?

Özellikle müzik ve yazı alanında görerek, göstererek talebe yetiştiren içinde bilim, ilim çerçevesinde geliştirdiği, kendine has tarzı tavrı olan meşk hocası mı?

Eğitim alanında derinlemesine bilgi sahibi ve  teorileri olan kimse yani maarif mütehassısı mı?  

Bilgi, görgü, ahlak ve sanatın bazı dallarında özel talebe yetiştirmeyi kendisine ihtisas ve iş  alanı olarak seçmiş mürebbi mi?

Terbiye sahasındaki muhtelif kollardan birinde ihtisası olan bir alim/ilim adamı/ bilim adamı/akademisyen mi?

Eğitim alanında bilgi, görgü ve tecrübe sahibi olduğu için düşüncelerine müracaat edilen, intelijansiya niteliklerine haiz vasıflı bir maarif adamı mı?

İlm-i terbiye sahasında dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri  takip eden, bilen, imal-i fikir edebilecek düzeyde düşünce sahibi bir entellektüel mi?

Sadece kendi doğruları ile hareker eden bir aydın mı?

Milli kültürümüze, milli tarihimize, edebiyat ve kimliğimize dair bilgi, söz ve arka plan bilgisi olan, sözleri ile yol açan, ışık saçan talim, terbiye alanında ihtisas ve söz  sahibi bir münevver mi?

Kimliğimize, tarihimize, kültürümüze dair kuvvetli bir hakimiyeti olan; akletme, fikretme, say etme(çalışma),  akıl yürütme, muhakeme ve metot geliştirme alanlarında bilgi, ideal ve şuur sahibi;  bütün bunları uygulama kabiliyeti ve tecrübesi olan,  ilme/bilime talip ehil ve hakikat davasına sahip bireyler yetiştiren münevver, muallim sıfatlarının hepsine birden sahip dava adamı mı?

Maarif davasının hakiki bir sahibi mi?

Yoksa erken kifayet duygusuna kapılmış bir ‘heveskâr’ mı?

 

Ya da aileleri mevcut popüler kültür üzerinden, ‘zaman değerlendirme’, ‘çocukları meşgul etme’ gibi pragmatik taleplere cevaplar oluşturan, okulların sınav takvimi üzerine oluşturdukları arka plan bilgileri ile piyasa yapan  ‘kişisel gelişimci’, ‘uzman’ sıfatlı ‘eğitimciler’ mi?

Önce bir konuda karar kılalım.

İhtisası, ilmi keyfiyeti ve yetkinliği, kifayeti ön plana çıkaralım.

İhtisas, bir konuda geniş, kuvvetli  bilgi ve birikim sahibi, lisans üstü düzeyde yetişmiş/yetiştirilmiş olma halinin adıdır. İçinde bilgeliği de barındırır. Mütehassıs ise alanında kuvvetli bilgi sahibi kimsedir.

İlmi ve ilim adamını hürmet mesafesine, kıymet mesabesine alalım.

Maarifimizi de bunların en başına kaydedelim.

Eğitimi, öğretimi, dersi, tedrisi, alimi, ilimi, muallimi,  talimi, talebeyi,  terbiyeyi  medeniyet perspektifimiz çerçevesinde ve çağdaş ideallerimiz doğrultusunda yeniden bir tanımlamaya tabi tutalım. Millî kimliğimizi ve millet mefkûremizi hedef ve ideallerine yerleştirdiğimiz yeni bir maarif inşa edelim.Bu maarif idealini önce düşüncelere, sonra da mevcut olan sisteme ilmek ilmek işleyelim.

En sonunda da ilim/bilim adamı, mütehassıs, muallim ve de uzman yerli yerine oturacaktır.

Sağlıcakla kalın.

DİĞER YAZILARI Yeni Müfredat Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? 01-01-1970 03:00 Eğitim ve Maneviyat 01-01-1970 03:00 Maarif Muhiti, Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Maarifin Türkçesi 01-01-1970 03:00 Millî Eğitim Şûrası Üzerine 01-01-1970 03:00 Hârezmî Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Ankara’da Bir Eğitim ‘Ada’sı 01-01-1970 03:00 Bir Fikir Adamı Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Türkiye'de Şehirli Dindarlık 01-01-1970 03:00 Doğunun Yedinci Adami: Mehmet S. Aydin 01-01-1970 03:00 Istiklal Marşi Ve Akif’in Öğretmenliği 01-01-1970 03:00 Türkiye’de Bir Üniversiteye Rektör Olmak 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Tarihe İz : Muallim Mahir İz 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Kalpten Gelen Bir Söz 01-01-1970 03:00 Maarif Televizyonu 01-01-1970 03:00 Muallim 01-01-1970 03:00 Bir Maarif Adami Olarak Mustafa Öcal 01-01-1970 03:00 Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze 01-01-1970 03:00 Tıp Dili Bizim Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Eğitimin Ele Alinacak Yani 01-01-1970 03:00 Dünyanin Sahili Selameti: Kalkınmış Türkiye 01-01-1970 03:00 Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun 01-01-1970 03:00 Üniversiteler Türkiye’ye Ne Zaman Yetişir? 01-01-1970 03:00 Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Temel Eğitim Meselesi: Meslekî Eğitim 01-01-1970 03:00 Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye 01-01-1970 03:00 Meslekî Eğitim Üniversitesi 01-01-1970 03:00 Kıran Günlerinde Meşk Ve İçe Yolculuğumuz 01-01-1970 03:00 Yeni Bir Sistem Ve ‘Yenilmişlerin’ Düzeni 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: Köy Enstitüleri – 2 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi Köy Enstitüleri 01-01-1970 03:00 Ederini Tüketen Düzen Ve Biz 01-01-1970 03:00 Akif’in Türkiyesi, Türkiye’nin Akif’i 01-01-1970 03:00 Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz 01-01-1970 03:00 Üreten Nesil Çağı Yönetir 01-01-1970 03:00 Kalbinin Dili Olmayan Şair: Akif 01-01-1970 03:00 Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak 01-01-1970 03:00 Tuba Ağaci, Bambu Ağaci 01-01-1970 03:00 Tarihin Inkilap Etmesi 01-01-1970 03:00 Geleceğin Dünyasi 01-01-1970 03:00 Gelişler Ve Geri Gidişler 01-01-1970 03:00 Hak Temelli Bir Reforma Doğru 01-01-1970 03:00 Söylesem Tesiri Yok, Sussam… 01-01-1970 03:00 Maarif reformu neden şart? 01-01-1970 03:00 Yazmak Ve Yazarak Yaşamak 01-01-1970 03:00 İlim iktidarı, memleketin imarıdır! 01-01-1970 03:00 Maarifin ahlâkı var mı? 01-01-1970 03:00 Maarifin örfü yok Orff’u var! 01-01-1970 03:00 Eğitimde Dezavantajlı Gruplar Ve Maarifin Adaleti 01-01-1970 03:00 Dört çeker, ne kadar çeker! 01-01-1970 03:00 O şehre varmaz isek! 01-01-1970 03:00 Durduramayacaksınız! 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Yurt dışı Öğrenci Perspektifi 01-01-1970 03:00 FETÖ’nün Eğitim Boyutu 01-01-1970 03:00 Maarifimize Çankırı Modeli 01-01-1970 03:00 Utangaç Sunumlu ‘Zoraki Ve İstendik’ İnsan 01-01-1970 03:00 Maarif nedir? 01-01-1970 03:00 Seçimin galibi: eğitim sistemidir! 01-01-1970 03:00 Eğitimi Terbiye Etmek 01-01-1970 03:00 Ecnebi memleketlere öğrenci gönderme meselemiz! 01-01-1970 03:00