Hz. İbrahim (a.s)’dan İbretler Ve Öğütler

Süleyman GÜLEK

10-09-2016 11:59

Tarih boyunca peygamberler, gönderildikleri kavimleri Allah'a bir ve tek olarak iman etmeye ve yalnızca O'na kulluk etmeye çağırmışlardır. (16/Nahl, 36) İnsanlara hak dini tebliğ etmiş ve örnek insan modelini bizzat kendi yaşayışlarıyla tanıtmışlardır. Bu itibarla, Allah'ın seçkin kulları olan peygamberlerin üstün kişilikleri, güzel ahlâk özellikleri, davranış şekilleri ve olaylar karşısında gösterdikleri tepkiler müminler için en güzel modeli teşkil eder. Allah Kur’an'da peygamberlerin müminler için güzel birer örnek olduklarını şöyle bildirmiştir: “Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır ” (10/Yusuf, 111) “Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.” (21/Ahzab Suresi, 21) Kur’an, örnek alınması gereken şahsiyet olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) dışında, Hz. İbrâhim (a.s.) ve onunla beraber olanlardan bahseder: “İbrahim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır.” (60/Mümtahine, 4) mealindeki âyette Müslümanlardan, Hz. İbrahim’i hayatlarına örnek almaları istenmiştir. Allah, Kur’an'ın pek çok âyetinde Hz. İbrahim'in hayatından ve karşılaştığı olaylarda gösterdiği güzel tavırlardan örnekler vermiş ve ondan övgüyle bahsetmiştir: “Şüphesiz, İbrahim çok yumuşak huylu, yufka yürekli ve kendisini Allah’a teslim eden bir kuldu.” (11/Hud, 75). “İyilik yaparak kendini Allah’a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim’in dinine uyandan daha güzel din’li kimdir? Allah, İbrahim’i dost edinmiştir” (4/Nisa, 125) buyurur.

Hz. İbrahim, Allah’ın emirelrine teslim olduğumdan dolayı, Yüce Allah Hz. İbrahim'i 'dost' edindiğini belirterek, onun Kendi Katında ne kadar değerli ve üstün bir konuma sahip olduğunu vurgulamıştır. Hz. İbrahim (a.s.)’ın Allah’a olan bağlılığı teslimiyeti, ihlâsı ve tevhit mücadelesi müminler için güzel bir örnek olmuştur. Kur’an'da Hz. İbrahim'in kavmi hakkında verilen önemli bir bilgi de, bu toplumun putperest olduğudur. Ya kendi elleriyle yaptıkları heykellere ya da Güneş, Ay gibi gök cisimlerine (putlara) tapınmışlardır. (Bkz. 29/Ankebut, 17) “İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: Fakat Allah’ı bir tanıyan gerçek bir Müslümandı” 3/Âl-i İmran, 67) “Kitab'da İbrahim'i de an. Muhakkak ki o, dosdoğru bir peygamberdi.” (19/Meryem, 41)

Hz. İbrahim Denilince, Akla İlk Gelenler; Hz. İbrahim (as)’ın hayat hikâyesine baktığımızda şunları görürüz: Hz. İbrahim’ın Allah’a olan teslimiyeti, ihlâsı, tevhid mücadelesi, tefekkürü, cesareti, kararlılığı, sabırı, şükrü, tevekkülü, teblihi, putları kırması, hicreti, itaatı, adayışı, Kâbe ve Hac, kurban, misafirperverliği ve duâsı… Tabii ki, bütün bunlar Hz İbrahim’in Yüce Allah’a kulluk görevlerini en güzel şekilde yaptığının bir göstergesidir ve bizlerede güzel bir örnektir. Hz. İbrahim’in karşılaştığı imtihanlar ve başına gelen olaylar karşısındaki tavrından ibret ve öğüt almalıyız. Bu bakımdan Hz. İbrahim denilince, aklımıza nelerin geldiğini şöyle sıralayabiliriz:

Hz. İbrahim denilince akla “teslimiyet” gelir

 “Rabbi İbrâhim'e "müslüman ol!" dediğinde, "Âlemlerin rabbine teslim oldum, müslüman oldum" (2/Bakara, 131) diyerek bu dâvete icâbet etmiştir. salih müminler Allah'a teslim olan, katıksız şekilde İslâmı yaşayan, ihlâs sahibi kimselerdir. Allah bu insanları "Müslüman" ismiyle şereflendirmiştir. Her Müslüman, Hz. İbrahim'in gösterdiği güzel ahlâkı, Allah'a imanındaki samimiyeti, Allah'a olan teslimiyetindeki ve itaatindeki derinliği örnek almalıdır.

Hz İbrahim denilince akla “ ihlâs” gelir

 Allah Kur’an'da Hz. İbrahim'i ve onun soyunu katıksızca ahireti düşünüp anan ihlâs sahipleri olarak tarif eder: “İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da hatırla. Gerçekten Biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp-anan ihlâs sahipleri kıldık” (38/Sad, 45-46) Peygamberleri ve samimi iman sahiplerini diğer insanlardan ayıran en temel özelliklerden biri, onların dünya hayatına dair bir beklenti içinde olmaksızın sadece Allah'ın rızasını ve ahireti kazanmak için ciddi bir çaba içinde olmalarıdır. İhlâs sahibi bir mümin, yaptığı işler ve ibadetlerle sadece Allah'ın sevgisini, hoşnutluğunu, takdirini ve dostluğunu hedefler. İbrahim (a.s.) Allah'a olan bağlılığı, teslimiyeti ve ihlâsıyla da müminler için güzel bir örnektir.

Hz. İbrahim denilince akla “tevhid mücadelesi” gelir

 Hz İbrahim denilince, "Lâ ilâhe illâllah (Allah'tan başka ilâh yoktur)"a davet eden bir Tevhid mücadelesi gelir aklımıza. Anlayışları körelmiş, kalpleri taşlaşmış Nemrut ve kavmine karşı iman mücadelesi gelir aklımıza: “…Ey kavmim! Ben sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Çünkü ben yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben O’na ortak koşanlardan değilim.” (6/En’am, 78–79) “(Resûlüm!) Onlara İbrahim'in haberini de naklet. Hani o, babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti. "Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz" diye cevap verdiler.” (26/Şurâ 69-71)

İbrâhim’in (a.s.), babasının ve kavminin taptığı putlara karşı mücâdele ettiği ve bir tek Allah inancını savunduğu; Ay'a, Güneş'e, yıldızlara ve çeşitli putlara tapmanın mânâsız olduğunu, hiç kimseye fayda veya zarar vermesi mümkün olmadığını belirtmiştir. (29/Ankebut Suresi, 16-17) Hz. İbrahim, putlara tapan kavmi karşısında tek başına tevhid mücadelesini sürdürmüş ve şirke karşı gereken tavrı, putları kırarak ortaya koymuştur.

Hz. İbrahim denilince akla “tefekkür” etmek gelir

Hz. İbrahim denilince, tefekkür etmek gelir aklımıza. “(Hz İbrahim) Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: 'Bu benim rabbimdir.' Fakat (yıldız) kayboluverince: 'Ben kaybolup-gidenleri sevmem' demişti. “Ardından ay'ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: 'Bu benim rabbim' demiş, fakat o da kayboluverince: 'Andolsun' demişti, 'Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum.” “Sonra güneşi (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: 'İşte bu benim rabbim, bu en büyük' demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: 'Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım.” “Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim.” 6/En’âm, 76 Hz İbrahim, bu şekilde tefekür etmenin önemini göstermiştir.

Hz. İbrahim denilince akla “cesaret” gelir

 Hz. İbrahim’in babası put yapıp satan biri olmasına rağmen, babasına bile karşı çıkmıştır. “Hani İbrahim, babası Azer'e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum." (6/En’âm,74) Hz İbrahim, putlara tapan bir kavim içinde olmasına rağmen kavminin yanlış yaptığını onlara göstermek için, bütün putları kırmış ve baltayı en büyük putun üstüne asmış. Hz. İbrahim, kavminden gelecek büyük tepkiyi göze alacak kadar cesurdur. (21/Enbiyâ, 51-71) Bu, bütün Müslümanların örnek alması gereken bir durumdur.

Hz. İbrahim denilince akla “kararlılık” gelir

“Yuh size ve Allah’tan başka taptıklarınıza da! Hâlâ akıl erdi¬remiyorsunuz.’ (Nemrutçular bunun üzerine) ‘Eğer bir iş yapacaksanız, yakın onu! İlâhlarımıza böylece sahip çıkın’ dediler. (Onu büyük bir ateşe attılar.) Biz de: ‘Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selâmet üzere ol’ dedik.”(21/Enbiyâ, 67-69) Hz. İbrahim ateşe atılacağını bile bile vazgeçmeyecek kadar kararlı davranmış ve tevhit mücadelesine devam etmiştir.

Hz. İbrahim denilince akla “sabır” gelir

 Hz. İbrahim (a.s.) Hâcer ile İsmâil'i Mekke'nin bulunduğu yere bıraktı, Hz. İbrahim (a.s.) dönüp giderken Hacer, "Ey İbrahim, bizi bu ıssız ve kimsesiz vadide bırakıp da nereye gidiyorsun?" dedi. Hacer tekrar, "Ey İbrahim! Bizi burada bırakmanı sana Allah mı, emretti?" diye seslendi. Hz. İbrahim (a.s.), "Evet, Allah emretti." deyince, Hacer, "Öyleyse Allah bize yeter, bizi o korur." diyerek Allah'a tevekkül etti. Burada hem Hz. İbrahim, hem de Hz hacer büyk bir teslimiyet ve sabır gerektiren bir imtihanı başarmışlardır.

Hz. İbrahim denilince akla “şükür” gelir

 Allah insanlara sayısız nimet vermiştir. Kendi kusursuz bedenlerinden kainattaki eşsiz canlılara kadar, çevrelerini saran tüm güzellikler insanların Rabbimize tüm içtenlikleriyle şükretmeleri için birer vesiledir. “Öyle ki size, kendinizden, ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik. Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin. (2/Bakara, 151-153) “Şüphesiz İbrahim, Allah'a itaat eden, hakka yönelen bir önder idi. Allah'a ortak koşanlardan değildi. Onun nimetlerine şükreden bir önderdi. Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.” (16/Nahl, 120-121) Hz. İbrahim Allah'a Şükrediciydi.

Hz İbrahim denilince akla “tevekkül” gelir

 Hz. İbrahim, ateşe atılma olayı Kur'an-ı Kerîm'de tafsilatlı bir şekilde anlatılmaktadır. (22/ Enbiyâ, 51-70). Ta baştan beri Allah'a tam bir güven içinde bulunan Hz. İbrahim en son anda, ateşe fırlatılırken de, güven ile "hasbünallahu ve ni'mel vekîl” (Allah bana yeter, ne güzel vekildir O!) (Buhârî, Tefsîrû sûre 3, 13) teslimiyeti içinde sadece Allah'tan yardım beklediğini dile getiriyordu… Sonuç ise, gerçek tevekkülün akıllara hayret veren mutlu sonu idi; Kızgın ateşin serinlik veren bir ortama dönüşmesi... Çünkü Allah her şeye kâdirdir. Mesele O'na güvenmektedir. “Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter.” (65/Talak, 1-3

Hz. İbrahim denilince akla “teblih” gelir

 “Kitab'da İbrahim'i de an. Muhakkak ki o, dosdoğru bir peygamberdi.” (19/Meryem, 41) Hz. İbrâhim, peygamber olarak göreve başladığında başta babasına hak dini tebliğ etmiş, babası onu huzurundan kovmuştur. (19/Meryem, 42-46). Hz. İbrâhim daha sonra kavmini de dine dâvet etmiş, fakat olumlu sonuç alamamıştır. (6/En'âm, 80-81;21/Enbiyâ, 51-73; 26/Şuarâ, 70-89;29/Ankebût, 16-27). Hz. İbrahim iman etmeyen ve hatta kendisine düşmanlıkla yaklaşan bir kavmin içinde dinî tebliğ ederken güzel bir uslup kullanmıştır. Hz. İbrahim’in tebliğinde en dikkat çeken hususlardan biri de samimiyeti ve açık sözlülüğüdür. Yüce Allah’ın varlığını anlatırken karşısındaki kişilerin vicdanlarına yönelik, etkili sözler söylemiştir. Onları açıkça uyarmış, sadece Allah’tan korkmaya davet etmiştir. "Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarıp-yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun. (Öncelikle) En yakın hısımlarını (aşiretini) uyar." (42/Şuarâ, 213-214) Hz. İbrahim'in babasına yaptığı tebliğ, bu konuda oldukça önemli bir örnektir. Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun? "Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım." (19/Meryem, 42-43). Hz. İbrahim, kendisine karşı bu kadar olumsuz tavırlar gösteren babasına karşı çok güzel bir ahlak göstermiş, ılımlı üslubunu korumuş ve ona "babacığım" diye hitap etmeyi sürdürmüştür. Hz. İbrahim'in babasına yaptığı tebliğde Müslümanalrın örnek alması gerekir.

Hz. İbrahim denilince akla “put kıran” gelir

Hz. İbrahim denilince, aklımıza putları kıran Peygamber geliyor. Hz. İbrahim inkârcı topluluğu kendinden uzaklaştırdıktan sonra putların yanına gitmiş ve onları parçalamıştır: "Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye." (21/Enbiya, 58) Hz. İbrahim, kavminin taptığı hiçbir fayda ve zarar vermeyen putları paramparça etmiştir. “Yuh size ve Allah’tan başka taptıklarınıza da! Hâlâ akıl erdi-remiyorsunuz.” (21/Enbiya, 67) demiştir. Hz. İbrahim denilince akla “hicret” gelir Ayetlerde Hz. İbrahim ve Hz. Lut'un Allah'ın emriyle hicret edip, güzel bir yurda yerleştikleri bildirilmektedir. (21/Enbiya, 71-75)

Hem Hz. Lut hem de Hz. İbrahim hicret etmişler, yani yaşadıkları evlerini ve yurtlarını Allah'ın emriyle terk etmişlerdir. Hz. İbrahim: “Ben Rabbime hicret ediyorum. O, bana doğru yolu gösterecektir” (37/Saffat, 99) Hicret, ancak salih müminler tarafından gerçekleştirilebilecek bir ibadettir. Bir mü’min nereye giderse gitsin, Allah'ın kendisine nasip ettiğinin en hayırlısı olacağını bildiği için, hiç tereddüt etmeden varını-yoğunu bırakıp Allah'ın rızası için hicret edebilir. Hz. İbrahim ve Hz. Lut, bu teslimiyeti ve tevekkülü en güzel şekilde göstermişlerdir.

Hz. İbrahim denilince akla “itaat” gelir

 “Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi. O'nun nimetlerine şükrediciydi. (Allah) Onu seçti ve doğru yola iletti. Ve Biz ona dünyada bir güzellik verdik; şüphesiz o, ahirette de salih olanlardandır." (16/Nahl, 120-122) Hz. İbrahim denilince, aklımıza Allah’a itaat etmenin önemi gelmektedir.

Hz. İbrahim denilince akla “adayış” gelir

 Adayış ve adanış denince akla ilk gelenler, peygamberler olur. İbrahim (a.s)’ın oğlu İsmail’i adayışı, Yahya (a.s)’ın canını adayışı, Hz. Peygamber’in yurdunu, evini-barkını adayışı bizim için en güzel örneklerdir. İhtiyarlık çağına gelinceye kadar evlat özlemi çeken Hz. İbrahim’in, onca özlemden sonra kendisine bahşedilen İsmail’i gözünü kırpmadan adayışında ve İsmail’in Allah’ın buyruğu karşısındaki teslimiyet ve adanışı bizim için ne büyük dersler içermektedir. (Bkz. 37/Saffat, 100-110) İbrahimce adayış, İsmailce adanış bilinciyle “Benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (6/En’âm, 162) ayet-i kerimesini hayatının düsturu edinenlere ne mutlu…

Hz. İbrahim denilince akla “ Kâbe ve Hac” gelir

 Allah Kuran'da Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail ile birlikte Kâbe’yi inşa ettiğini bildirmektedir. “İbrahim, İsmail'le birlikte Ev'in (Ka'be'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle duâ etmişti): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin" (2/Bakara, 127) “Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette Mekke'de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ'be'dir. Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey ona muhtaçtır. (3/Al-i İmran, 96-97) Kâbe, insanlar için bir toplanma ve birarada Allah için ibadet etme yeridir. Tevhid inancına sahip olan Müslümanlar İslâm'ın beş esasından biri olan hac ibadeti ile bir arada ibadet etme saadetine ererler. Hac, Müslümanların birliğini ve bütünlüğünü, İslâm kardeşliğinin manevî temelini oluşturur.

Hz. İbrahim denilince akla “kurbam”gelir

Allah’a adamaya söz verdiği oğlunun gırtlağına bıçağı dayayacak kadar fedakâr bir peygamberdir Hz. İbrahim. "Ey oğulcuğum, rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, buna ne dersin?" dedi. Hz. İsmail; "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın, diye cevap verdi." (37/Saffat, 102). Hz. İbrahim (as) ve İsmail (as)'in bu teslimiyetini Allah mükâfatlandırdı. İsmail (as)'in yerine büyük bir kurbanlık verdi. (37/Saffat, 107). Bu ayetten, Allah’a teslim olanı bıçak bile kesmediğini görüyoruz. Kurban, Allah yolunda fedakârlığın ona teslim olmanın ifadesidir. Mü’minler Kurban kesmekle, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in şanlı hatıralarını anmakta, tazelemekte ve gerektiğinde kendilerinin de aynı teslimiyet ve fedakârlığa hazır olduklarını ifade etmektedirler. Tabii ki, et değil, kan değil; Allah’a takvâ ulaşır (22/Hac, 37). Kurban bizim takvâmızı içerdiği oranda makbul bir ibâdettir. Kurban, fedakârlık, vefâ, ihlâs, ve cömertliğin sembolüdür. Kişilik kazanılmasında da etkisi büyüktür.

Hz. İbrahim denilince akla “misafirperverliği” gelir

 “Andolsun, elçilerimiz İbrahim'e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.” (11/Hud, 69) Görüldüğü gibi Hz. İbrahim, konuklarına karşı çok üstün bir misafirperverlik örneği göstermiş, hemen çok güzel ikramlarda bulunmuştur. Hz. İbrahim'in misafirlerine hemen ikramda bulunması, onun üstün ahlakının bir tecellisidir. Hz. İbrâhim (a.s.) çok misafirperverdir (15/Hicr, 51)

Hz. İbrahim denilince akla “duâ” gelir

 Hz. İbrahim (a.s.)'da Allah'a şöyle yalvarmıştı: "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi." (37/Saffât, 100. ) "İşte o zaman biz O'nu (İbrahim'i) halîm (uslu) bir oğul (İsmail) ile müjdeledik." (37/Saffât, 101) Ayrıca İbrahim (a.s.)'de kendisine çocuk ihsân eden Allah'a şöyle duâ etmiştir: "İhtiyar halimde bana İsmail'i ve İshak'ı lutfeden Allah'a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duâyı işitendir." (14/İbrâhim, 39) Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri, namazı devamlı kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Duâmı kabûl et!" (14/ İbrâhim, 40) Anne ve babaya çocuk nimeti sadece Allah Teâlâ tarafından verilebilir. Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur: "...Servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık." (17/İsrâ, 6) Sadece kendisi değil; âilesi de Allah'ın rahmet ve bereketine mazhar olmuştur (11/Hûd, 73). Ayrıca Hz. İbrâhim'in babası için Allah'tan af dilediği, fakat bu dileğinin kabul edilmediği belirtilmektedir (19/Meryem, 41-50; 9/Tevbe, 114). Hz. İbrahimin hayatına baktığımzda, bizler için çok güzel örnekler olduğunu görüyoruz. Tabii ki, bütün peygamberlerin kıssalarından ibret ve öğüt almalıyız. Allah’a samimi bir kul olmak için, Peygamberlerin hayatlarından öğüt alanlara ne mutlu!

Not: Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, sevdiklerinizle birlikte nice bayramlara sağlık ve mutluluk ile erişmenizi dilerim...

Süleyman Gülek

DİĞER YAZILARI Doğruluktan ve adaletten ayrılmamak 01-01-1970 03:00 İbadet ve Güzel Ahlâk 01-01-1970 03:00 Oruç Tutmanın Maddi ve Manevi Faydaları 01-01-1970 03:00 Yılbaşı Kutlamaları 01-01-1970 03:00 Mallar ve Canlar İle İmtihan 01-01-1970 03:00 Cihadin Önemi 01-01-1970 03:00 Birlik ve Beraberlik İçerisinde Olmak 01-01-1970 03:00 Savaş ve ahlak 01-01-1970 03:00 Zalimler İçin Yaşasın Cehennem! 01-01-1970 03:00 Gazze’de Yaşanan İnsani Vahşet 01-01-1970 03:00 Peygamberimizi Sevmek 01-01-1970 03:00 Mutluluk Arayışı 01-01-1970 03:00 Çocuk ve Okul 01-01-1970 03:00 Mutlu Aile 01-01-1970 03:00 Zevk ve Eğlenceye Düşkünlük 01-01-1970 03:00 Ahiret Bilinci 01-01-1970 03:00 Tesettürlü Olmak 01-01-1970 03:00 Çocuğa Allah İnancını ve Sevgisini Aşılamak 01-01-1970 03:00 Çocuk ve Din Eğitimi 01-01-1970 03:00 İbadet Bilinci 01-01-1970 03:00 Hz. İbrahim’in İnanç Mücadelesi 01-01-1970 03:00 Anne ve Babanın Değerini Anlamak 01-01-1970 03:00 İnsanın İki Yönü 01-01-1970 03:00 28 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi’ne Bakış 01-01-1970 03:00 Bayramlar Huzur ve Mutluluk Günleridir 01-01-1970 03:00 Câhiliye ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 Barış ve Huzur 01-01-1970 03:00 İbadet ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 Ramazan ayı ve oruç 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı 01-01-1970 03:00 Ölüm Gerçeği 01-01-1970 03:00 Depremlerden ve Üzücü Olaylardan İbret Almak 01-01-1970 03:00 Gün Birlik, Beraberlik ve Yardımlaşma Günüdür 01-01-1970 03:00 Deprem Gerçeği 01-01-1970 03:00 Sade Bir Hayat 01-01-1970 03:00 Kur’an’ın Önemi 01-01-1970 03:00 Gençle İletişim 01-01-1970 03:00 Âdâb-I Muâşeret, Görgü Kuralları 01-01-1970 03:00 Söz Söyleme Adâbı 01-01-1970 03:00 Noel ve Yılbaşı 01-01-1970 03:00 Din ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 İffetli Olmak 01-01-1970 03:00 Yaratiliş Gayesini Anlamak 01-01-1970 03:00 Dünya Engelliler Günü 01-01-1970 03:00 Engelli Bireyi ve Aileyi Anlamak 01-01-1970 03:00 Terör saldırısı 01-01-1970 03:00 Yaşlıları Anlamak 01-01-1970 03:00 Çocukları Tanımak ve Anlamak 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber’in örnek ahlâkı 01-01-1970 03:00 Ahlâk Eğitiminin Önemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatına Aşırı Düşkünlük 01-01-1970 03:00 Başarıya Ulaşmanın Kuralları 01-01-1970 03:00 Ailede ve Okulda Çocuk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Dünyanın Cazibesine Aldanmak 01-01-1970 03:00 Dünya ve ahiret mutluluğu 01-01-1970 03:00 Siyaset ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 İyi bir müslüman olmak 01-01-1970 03:00 Çocuk Yetiştirmek 01-01-1970 03:00 Tartışma Usulü 01-01-1970 03:00 Toplumsal Ahlâk 01-01-1970 03:00 İyilik Yapmak 01-01-1970 03:00 eşlerin karşılıklı vazifeleri 01-01-1970 03:00 Çevre Ahlâkı 01-01-1970 03:00 Kurban bayramının önemini anlamak 01-01-1970 03:00 Dünya-âhiret dengesi nasıl olmalı! 01-01-1970 03:00 Gençlik ve ahlâk 01-01-1970 03:00 Kötü Huylardan Korunmanın Yolları 01-01-1970 03:00 Aile Hayatı 01-01-1970 03:00 Kötü ahlâkın zararları 01-01-1970 03:00 Güzel ahlâkın faydaları 01-01-1970 03:00 Engellileri Anlamak 01-01-1970 03:00 İsraf ve Cimrilik 01-01-1970 03:00 Anneler baş tacıdır! 01-01-1970 03:00 İslâm Ahlâkı 01-01-1970 03:00 Takvâ Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 İslâm Ahlâkının İman Ve İbadetle Alakası 01-01-1970 03:00 müslüman ve ahlâk 01-01-1970 03:00 EDEB VE ÂDÂB 01-01-1970 03:00 Güzel ahlâk sahibi bir müslüman nasıl olmalı! 01-01-1970 03:00 İman, ibadet ve ahlak 01-01-1970 03:00 Ticaret ve Ahlak 01-01-1970 03:00 Ahlâkin önemi ve gayesi 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlaklı Omalı 01-01-1970 03:00 Allah’a yönelmenin önemi! 01-01-1970 03:00 Aile Ahlakı 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Görevler 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Sorumluluk 01-01-1970 03:00 Ahlâka Olan İhtiyaç 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Yozlaşma 01-01-1970 03:00 İhlâslı ve samimi olmanın önemi 01-01-1970 03:00 İffet ve Hayânın Önemi 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlâklı Olmaya Özen Gösterelim! 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlaklı Olmak 01-01-1970 03:00 Vefalı Olmak 01-01-1970 03:00 Bayram sevincini yaşamak! 01-01-1970 03:00 Annelerin Değerini Bilmek 01-01-1970 03:00 Ramazan, Kur’an Ve Oruç Bilinci 01-01-1970 03:00 Ramazan, Kur’an Ve Oruç Bilinci 01-01-1970 03:00 Temizlik İmandandır 01-01-1970 03:00 Miraç Ve Namaz 01-01-1970 03:00 Üzüntü Ve Sıkıntılarla İmtihan 01-01-1970 03:00 Tedbir Almak Ve Allah’a Güvenmek 01-01-1970 03:00 Sağlığı Korumanın Önemi 01-01-1970 03:00 Kadın Haklarına Bakış 01-01-1970 03:00 Nezaketli, Saygılı Olmak 01-01-1970 03:00 Kanaatkâr Olmak 01-01-1970 03:00 Hayatı Sade Yaşamak 01-01-1970 03:00 Takvâ Sahibi Olmanın Önemi 01-01-1970 03:00 Yılbaşı kutlamaları neyin nesi? 01-01-1970 03:00 Çocuk Ve Namaz 01-01-1970 03:00 Ailede Mutlu Olmanın Yolları 01-01-1970 03:00 Ailede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 01-01-1970 03:00 Çeşitli Hurâfeler Ve Batıl İnançlar 01-01-1970 03:00 Lüks Ve İsraf Sorunu 01-01-1970 03:00 Doğru ve güvenilir olmayı hayatımıza ilke edinelim! 01-01-1970 03:00 Merhamet etmeyene merhamet edilmez! 01-01-1970 03:00 Ahlakımızı güzelleştirelim! 01-01-1970 03:00 Zinanın Zararları 01-01-1970 03:00 Hz. İbrahim denilince, aklımıza gelenler 01-01-1970 03:00 Mutlu Ve Uyumlu Evlilik 01-01-1970 03:00 Dünya hayatına aldanmak! 01-01-1970 03:00 Adaletten ayrılmamak! 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlâk Mutlu Olmayı Sağlar 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatının Cazibesi 01-01-1970 03:00 Mutluluk Özlemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatını Anlamak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber’in çocuklara verdiği değer 01-01-1970 03:00 Gençlere Tavsiyeler 01-01-1970 03:00 Ahde Vefa 01-01-1970 03:00 Son Çare Boşanma 01-01-1970 03:00 Eğitim, Öğretim Ve İlim 01-01-1970 03:00 Tevazu Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Güzel Geçimli Olmak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber’in hoşgörüsü ve affediciliği 01-01-1970 03:00 Şefkat Ve Merhamet 01-01-1970 03:00 Eşini Tanımanın Önemi 01-01-1970 03:00 Yaşlılar, gözü yaşlı olmasın! 01-01-1970 03:00 Doğru Ve Güvenilir Olmak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber (s.a.s.)’İn ahlâkî özellikleri 01-01-1970 03:00 Model şahsiyet, hz. Peygamber (S.A.S.) 01-01-1970 03:00 İhlâslı / Samimi Olmanın Önemi 01-01-1970 03:00 Güzel Davranışlar Huzur Ve Mutluluk Kazandırır 01-01-1970 03:00 Neslin Korunması 01-01-1970 03:00 Ailede Çocuğun Yaşına Göre, Din Eğitimi Verilmesi 01-01-1970 03:00 Genç Neslin Manevi Sorunları 01-01-1970 03:00 Evlilikte Mutsuzluğun Sebepleri 01-01-1970 03:00 Bayramları Fırsat Bilmeli 01-01-1970 03:00 Oruç, Ahlâkımızı Güzelleştirir 01-01-1970 03:00 Müslüman bir genç nasıl olmalı? 01-01-1970 03:00 Gençliğin Önemi 01-01-1970 03:00 Gelin-Kaynana Geçimsizliği Ve Çözüm Önerileri 01-01-1970 03:00 Ailede Çocuğun Ahlâk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Aile İle İlgili Sorular Ve Cevapları 01-01-1970 03:00 İslâm’ın Kadına Verdiği Değer 01-01-1970 03:00 Başarılı Olmak 01-01-1970 03:00 Ailede Erkeğin Sorumlulukları 01-01-1970 03:00 İnsan hayatının dört önemli dönemi: Çocukluk-Gençlik-Yetişkinlik-Yaşlılık 01-01-1970 03:00 Âhirete İnanmanın Faydaları 01-01-1970 03:00 Yılbaşı Gerçeği 01-01-1970 03:00 Âhirete Imanın Önemi 01-01-1970 03:00 Üç Kutsal Mekânın Özellikleri 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatının Aldatması 01-01-1970 03:00 Dünya Ve Âhiret Dengesini Kurmak 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Çöküntü 01-01-1970 03:00 Lüks Ve İsraf İlgisi 01-01-1970 03:00 Mal, Mülk, Servet Tutkusu 01-01-1970 03:00 İnsanların Birbirleriyle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Cinsellikle İmtihan 01-01-1970 03:00 Üzüntülerle, Bela Ve Musibetlerle İmtihan 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı Bir İmtihandır 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatinda Mal Mülk, Evlât, Makam Ve Mevki Gibi Imkânlarla Övünmek 01-01-1970 03:00 Kurban İbadetinin Önemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatına Hırsla Kapılmak 01-01-1970 03:00 Dünya Hayati Bir Oyun, Oyalanma Eğlence Ve Övünmedir 01-01-1970 03:00 Hayatı Anlamak Ve Anlamlandırmak 01-01-1970 03:00 Doğal Âfetler 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber (s.a.s.)’İn aile hayatı 01-01-1970 03:00 Eğitim Ve Mutluluk 01-01-1970 03:00 Duâ, Huzur Ve Mutluluk Kaynağıdır 01-01-1970 03:00 Bayram 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı Kısa Ve Geçicidir 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Orucun Önemi Ve Mahiyeti 01-01-1970 03:00 Ergenlik Döneminin Özellikleri 01-01-1970 03:00 Anneler her zaman hatırlanmalıdır! 01-01-1970 03:00 Anne Babaya İyi Davranmak 01-01-1970 03:00 Asr-ı Saadet 01-01-1970 03:00 En güzel örnek hz. Muhammed (s.a.v.) 01-01-1970 03:00 Mutlu Ve Huzurlu Olmak 01-01-1970 03:00 Çocuğa Görgü Kurallarını Öğretmek 01-01-1970 03:00 davet bilinci 01-01-1970 03:00 İman Ve Güzel Davranışların Önemi 01-01-1970 03:00 Ailenin Temel Kuralları 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber’in akla verdiği önem 01-01-1970 03:00 Evliliğe Hazırlık Ve Eş Seçimi 01-01-1970 03:00 Gençlik Çağı Ve Önemi 01-01-1970 03:00 Ergenlik Döneminin Özellikleri 01-01-1970 03:00 Çocuklar zararlı alışkanlıklardan nasıl korunmalı? 01-01-1970 03:00 Evlilikte Geçimsizliğin Nedenleri 01-01-1970 03:00 Ahiret Hayatı 01-01-1970 03:00 Eşler Arasındaki Güzel Geçimin Formülü 01-01-1970 03:00 Doğal Âfetlerin Sebepleri 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza İbadet Bilinci Kazandırmak 01-01-1970 03:00 Kur'ân Ve Sünnetin Hayatımızdaki Yeri Ve Önemi 01-01-1970 03:00 Yılbaşı kutlamaları neyin nesi? 01-01-1970 03:00 İlmin Ve Eğitimin Önemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı Bir İmtihandır 01-01-1970 03:00 Mutlu bir yuva nasıl kurulur, nasıl korunur? 01-01-1970 03:00 İnsan Gerçeği 01-01-1970 03:00 Evliliğin Meyvesi Çocuklar 01-01-1970 03:00 Gerçek mutluluğun yolu: İman Ve Sâlih Amel 01-01-1970 03:00 Evlilikte Aile İçi Sağlıklı İletişim 01-01-1970 03:00 Evliliği Kolaylaştırmak 01-01-1970 03:00 Çocuk Ve Disiplin 01-01-1970 03:00 Cennet Ve Cehennem 01-01-1970 03:00 Ailede Çocuk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Çocukta Sorumluluk Duygusunun Geliştirilmesi 01-01-1970 03:00 Çocuğun Beden Ve Ruh Sağliği 01-01-1970 03:00 Çocukla Sağlıklı İletişim 01-01-1970 03:00 Televizyon, Bilgisayar ve İnternet Kıskacında Çocuk 01-01-1970 03:00 Özürlü Çocuklar Ve Mânevî Kazanımları 01-01-1970 03:00 İlim Ve Eğitimin Önemi 01-01-1970 03:00 Günümüzde Kaybolan Değerlerimiz: Komşuluk 01-01-1970 03:00 İslâm’da Gençlik Ve Gençliğe Verilen Önem 01-01-1970 03:00 Gençlik Ve Arkadaşlık 01-01-1970 03:00 Dünyevîleşmenin Hazin Sonu 01-01-1970 03:00 Zulme Karşı Çıkmak 01-01-1970 03:00 Körü Körüne Bağlılık 01-01-1970 03:00 Gençlik Sorunları Ve Çözümleri 01-01-1970 03:00 Akıllı Olmak! 01-01-1970 03:00 Kadın Hakları 01-01-1970 03:00 Gençle Sağlıklı İletişim 01-01-1970 03:00 Mutlu Olmanın Yolları 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatının Gerçeği 01-01-1970 03:00 Çağın Hastalığı: Dünyevileşmek 01-01-1970 03:00 Adaletli Olmak Ve Zulümden Kaçinmak 01-01-1970 03:00