İslâm dini, evliliği tavsiye ettiği gibi, evlilik çağında olanların evlenmesine yardımcı olunmasını da öğütlemiştir. Bu tür yardımı, anne ve babaların görevleri arasında saymıştır. Yüce Allah şöyle buyurur: “İçinizden bekâr olanları, köle ve cariyelerinizden dindar olanları evlendirin. Onlar fakir iseler Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah'ın lütfu geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir. (Nûr, 24/32) Peygamberimiz (s.a.s.): "Evlenmenin hayırlısı, en kolay ve külfetsiz olanıdır. (Ebû Davud, Nikâh 32) “Evlenecek kişilere Allah muhakkak yardım eder. (Nesâî, Nikâh 5) buyurur.
Allah, rızâsı doğrultusunda yapılan işlerde vekildir, kefildir. Eğer bir kimse göklerin ve yerlerin hazinelerini elinde bulunduran Allah’ı kendine vekil edindiyse onun korkacağı bir durum yoktur. Ancak Allah’ı kendine vekil edinen kul, evliliğin her aşamasında, yapacağı her işte, alacağı her eşyada ve yapacağı düğünde O’nun rızâsına uygun davranmalıdır. Evlilik sorumluluğunu yerine getirebilecek gençlerin ve ailelerin, maddî sıkıntıları evliliğin önünde engel olarak görmemeleri gerekir. Çünkü âyet-i kerimeden, Allah rızâsı için, kendini haramdan korumak amacıyla evlenmek isteyen gençlere Rabbimizin hiç ummadığı kapılar açacağını anlıyoruz.
Çünkü Allah’ın izni doğrultusunda yapılan işler kolaylaşacaktır. Bu konudaki en önemli prensip israf etmemektir. İsraf, nimet kapısına nankörlük etmek olduğu için o kapının kapanmasına sebep olacaktır. Maalesef evlilik konusunda yapılan israflar çok had safhaya ulaştığı için evlilikler zorlaşıyor. Evlilik öncesi söz, nişan, düğün, davetiye, kıyafet, eşya vs.de yapılan israflarda neredeyse bir ev parası kadar harcama yapılıyor. Bu harcamaların çoğu da ihtiyaç olduğu için değil, herkes yapıyor, biz de yapmak zorundayız anlayışıyla veya elalem ne der düşüncesiyle yapılıyor.
Kısacası başkaları uğruna yapılanlar sebebiyle girilen darboğazdan, başkaları gelip o kişileri kurtarmıyor. Kişi kendi sıkıntısıyla baş başa kalıyor. Hatta pek çok evlilik bu gereksiz borçlanmalar sebebiyle mutluluğu yakalayamıyor. Borçların ödenmesi için çok çalışmak zorunda kalan yeni evli çiftler, birbirlerine zaman ayıramaz hale geliyorlar. Evliliğin motoru olan sevginin kökleşmesi, mezara kadar devam edebilmesi için çok gerekli olan eşler arası iletişim; geçici, hiçbir faydası olmayan israflara feda ediliyor, bunun sonucundada evlilikler çatırdıyor. Evlilik öncesi harcamalarda israfı önlemek daha çok kız tarafına düşüyor. Maalesef bizim toplumumuzda kız tarafı, kızımı bedavaya vermem düşüncesiyle, sanki mal satıyormuş gibi veya düğün öncesi ne elde edersem kâr, kızımın geleceğini garanti altına alayım, kızımın eşyaları mükemmel olsun, düşünceleriyle hareket edebiliyor. Hâlbuki bu şekilde kızlarının saadetini engellemektedirler.
Eğer damat gerçekten iyi birisi ise, kızınızı ne aç bırakacaktır, ne de açık bırakacaktır. Onu mutlu etmek için elinden gelen gayreti sarf edecektir. “Kervan yolda düzülür” denilmiştir. Bu nedenle işin başında kıyafetler, eşyalar vs. dört dörtlük olmak zorunda değildir. Zaruri olanların dışındakiler zamanla, imkân elverdikçe alınır. Tabii ki zaruretin tanımını da başkalarına, modaya veya reklamlara göre yapmamalı. Bir evin olmazsa olmazları tespit edilerek yapmalıdır. Bazıları evlerini ne kadar çok ve pahalı eşya ile donatırlarsa o kadar mutlu olacaklarını sanırlar. Hâlbuki mutluluk, zenginlikle veya eşya çokluğu ile sağlanabilseydi en varlıklı kişilerin, en mutlu insanlar olması gerekirdi. Oysa bunun doğru olmadığını görüyoruz. Eşya konusunda yakın akraba ve dostlara da iş düşmektedir. Evlilik hediyesi olarak herkesin ayrı ayrı, ufak tefek bir şeyler almaları yerine, birleşerek gerçekten ihtiyaç olan bir eşyayı almaları veya nakit vermeleri daha doğru olacaktır. Netice itibariyle gençlerimizin mutlu evlilikler kurmalarını istiyorsak, onları eşyayla, kıyafetlerle, altınlarla donatmak; israfla, haramla evliliğe adım attırmak yerine; evlilikte nasıl mutlu olunur, sevgi-saygı nasıl arttırılır bunu öğretmeli ve evlilikleri olabildiğince kolaylaştırmalıyız. Son yıllarda film ve dizilerde evlilik dışı ilişkiler, nikâhsız birliktelikler normalmiş gibi gösterilerek, bu tür gayr-i ahlâkî ilişkiler toplumda özendirilmektedir. Genç yaşta bekâr insanların çokluğu, düzen ve çevrenin haramları süsleyip kolaylaştırması ile birleşince, çeşitli ahlâksızlıkların yayılmasına, maddî ve mânevî nice hastalıkların, sorunların artmasına yol açıyor.
Evlilik için aradığımız vasıfların çoğu karşı tarafta var ise, karar vermek için yeterli sayılabilir. Lüzumundan fazla ince eleyip sık dokuyan, kendine bir türlü aday beğenemeyen, kolay kolay evlenemez. Müstakbel eşler birbirinde aradıkları vasıfları bulurlarsa, sonraki devreler için iyi bir başlangıç teşkil eder. Bulunması zaruri lazım olan vasıflar yoksa “ben seviyorum” diyen gençlerin, bu yolda şuursuzca hareketlerle ebeveynlerini üzmeleri çok yanlıştır. Ana-babalar da, aranan vasıflar var ise sebepsiz yere mesela maddî menfaatler yüzünden gençlerin evlenmesine mani olmamalıdır.
Aşırılıktan uzak durmak gerekir. Dört dörtlük bir talip bulmak zor, hatta imkânsızdır. Unutmamalı ki, kusursuz dost arayan dostsuz kalır; noksansız eş arayan eşsiz kalır. Kısaca, Allah için evlenen kimse Allah'ın dostluğunu hak eder. Hz. Peygamber (s.a.v) şu müjdesi yuva kuran her mümine yeter: “Her kim Allah Teâlâ’nın rızâsını kazanmak için evlenir veya evlendirirse, O'nun velâyetini (dostluk ve korumasını) hak eder.” (Ebû Davud, Sünnet 1) Dolayısıyla, insanların hayırlısı Allah için evlenen ve evlendirendir.
Evlenmemek Veya Geç Evlenmek
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim’de: “Size, onlarla huzur ve sukunete ermeniz için, kendi cinsinizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi, O’nun kudretinin alametlerindendir. Bunda düşünen bir toplum için işaretler vardır.” (Rûm, 30/21) buyurmuştur. Evli çiftler arasındaki sevgi, merhamet ve bağlılık, Yüce Allah’ın kudretinin bir eseridir. Kainatın‘ilk aile yuvası cennet’te kurulmuş, ilk evlilik de ilk Peygamber Hz. Âdem ve yaratılan ilk kadın Hz. Havva arasında gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple dünyanın, ilk kurulan en eski kurumu ‘aile müessesesi’dir.
Tabiî ki, bir Müslüman için evlilik ve aile çok önemlidir. Günümüzün insanı, artık evliliği genç yaşta değil, geç yaşta düşünmeye başlıyor. Yapılan istatistikler Türkiye’de evlilik yaş ortalamasının her geçen gün arttığını gösteriyor. 2012 verilerine göre evlilik yaş ortalaması 27’yi geçti. Eskiden 20’li yaşların başında evlenen kadınlara bile ‘Geç kaldın’ deniliyorken şimdi bu kural değişti. Artık kadınlar da erkekler gibi çalışma ve mesleklerinde yükselme hırsı içinde olduklarından, kariyere giden yolun ilk yıllarında kimsenin evliliğe ayıracak vakti yok. Günümüzde geçmişteki gibi 25 yaş öncesi genç evlilikler değil, 30 yaş üzeri birliktelikler moda. Kariyer, eğitim ya da özgürlük gibi çeşitli sebepler, evliliği hep başka bahara erteliyor. Evlilik yaşı geldiğinde evlenemeyenler ileriki yaşlarda yuva kurmakta daha çok sıkıntı çekerler. O yaşa kadar yalnız yaşayan kişiler tek başlarına yaşadıklarından bir arada yaşama konusunda zorlanabilirler.
“Okul bitirme, iş sahibi olmayla beraber ailelerin evlilik sürecindeki yoğun talepleri evlilik yaşının ilerlemesinde etken oluyor. Söz ettiğimiz tüm sakıncaları göz önünde bulundurduğumuz zaman evliliği kolaylaştırma konusunda ailelerin üzerlerine düşenleri yapmaları gerekiyor. Evliliklerin zorlaştırılması evlilikleri çok olumsuz yönde etkiliyor. Belki başlık parası pek kalmadı ama altın isteme, lüks eşyalarla döşeli bir ev, gibi şeyler üzerinde duruluyor. Bunlar da evlilik yaşının biraz daha sarkmasına sebep oluyor. Çünkü insanlar artık iş, ev, para sahibi olma telaşına düşüyor. Bunlar beraberinde aileyi de sıkıntıya sokuyor, rencide ediyor ve kaçma gibi tabloları ortaya koyuyor. Onun için ölçülü hareket etmekte her zaman için fayda vardır. Aile, toplumun devamını sağlayan bireylerin kimlik ve kişiliklerinin oluşmasında, topluma faydalı birer üye olmalarında alternatifi olmayan bir kurumdur. Bu sebeple dinimiz vakti gelince evlenmeyi teşvik, bekâr kalmamayı tavsiye etmiştir. Çeşitli sebeplerle evlenmeyenlere yardım etmek gerekir. Çünkü evlenemeyen veya evlenmeyi geciktiren erkek ve kadının namuslu, erdemli, güvenilir bir hayat sürmeleri fıtraten çok zordur. Doğabilecek psikolojik, sosyolojik sıkıntılar yanında kişinin dertlerini paylaşabileceği bir hayat arkadaşının olmayışı da önemli bir problem olarak her zaman, özellikle de yaşlılık ve hastalık dönemlerinde karşısına çıkabilecektir. Bu sebeple fertlerin ve toplumun korunması adına bekârların evlenmelerini sağlamak önemlidir. Evlenmemenin ve geç evlenmenin neticesinde karşılaşılabilecek diğer problemleri ise şöyle özetleyebiliriz:
1. Evlendirmeyenler, Rabbimizin “İçinizden bekâr olanları evlendirin.” (Nûr, 24/32) âyetindeki emir niteliğindeki tavsiyeye uymamış olurlar.
2. Peygamberimiz (s.a.v.)’in önemli bir sünnetini ihmal etmiş olurlar. Zira bir hadislerinde: “Üç şey vardır ki geciktirilmez: Vakti gelince namaz, hazır olduğunda cenaze, dengi bulunduğunda bekârı evlendirmek” (Tirmizi, Salât, 13) buyurmuşlardır.
3. Musibet ve engellere maruz kalabilirler. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadislerinde: “Denkleri çıktığında kızlarınızı evlendirin. Musibet ve engellerin gelmesini beklemeyin” ( C.Sağir, 1/325) buyurmuşlardır.
5. Bulundukları ortamda fitne ve fesada sebebiyet verebilirler. Peygamberimiz (s.a.s.): “Dindarlığını ve ahlâkını beğendiğiniz birisi evlenmek isterse onları evlendirin. Şayet bunu yapmazsanız yeryüzünde fitne ve fesat çıkar” (Tirmizî, Nikâh 3) buyurmuştur.
6. Ayrıca evlenmeyenlerin hiçbir zaman sahip olamayacağı çocuk nimetine geç evlenenler de zor sahip olmaktadırlar. Bu durumda da bu kimseler:
a) Soyunu devam ettirecek bir nesilden mahrum kalabilirler.
b) Bir sadaka-i cariye kapısını yani sevap defterinin kapağını kapatmış olabilirler. Peygamberimiz (s.a.s.): “Müslüman ölünce amellerinin sevabı kesilir, ancak üç kişinin müstesna; İnsanlara faydalı bir eser bırakan, insanlara faydalı bir ilim bırakan ve kendisine hayır dua eden iyi bir evladı olan” (Müslim, Vasiyet 14) buyurmuşlardır.
c) Hastalıklarında ve yaşlılıklarında yardımcı olacak evlat desteğinden mahrum kalabilirler.
d) Sevgili Peygamberimizin: “Evleniniz, çoğalınız, çünkü ben Kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim” (Beyhakî, 7/81) tavsiyelerine uyan ve iftihar edilen bir ümmet olamayabilirler. Bu itibarla, evlenmemek veya evliliği geciktirmek Müslüman bir fert için hayırlı
değildir.
Süleyman GÜLEK
Songül KARAMAN
Ümmet Bilincini Canlandırmak
Hüseyin KURT
Telekonferansın Ardındaki Gerçek: Büyük Kürdistan’ın Güncel Senaryosu
Hasan KARADEMİR
Giriş: Foucault'nun Eleştirel Soykütüğünün Temelleri
Bedriye Arık ÇAMBEL
Kurban Edilen Işık
Seyfettin BUDAK
Neden Doymuyoruz?
Doç. Dr. Özlem Özçakır Sümen
Eğitimde Teknoloji Kullanımı: Fırsatlar Ve Tehditler
Gülay ÇETKİN
Okullarda Yapılan Projelerde Arada Kalanlar Okul İdareleri
Bülent ERTEKİN
Kim kime racon kesiyor!
Adnan ÖZ
Lidere selam dur!
Recep YAZGAN
Milli Eğitimdeki virüs; Agnostik CHP Ruhu!
Vehbi KARA
İnsanlık tarihinde yaşanan döngüler ve iktisat biliminin doğuşu
Mehmet BOZKURT
Cumhuriyetin değerleri diyorlar!
Erol AYDIN
Cinsliğin Dayanılmaz Ağırlığı
Suat ALTINBAŞAK
Hayızlı iken oruç tutulamayacağının Kur’an’daki Delilleri (1)
Ahmet SAĞLAM
ŞÜPHE VE KORKU
Mehmet Nuri BİNGÖL
KIRMIZI İPEK ya da YEMİN
Hamdi TEMEL
Kirlenen Hava, Solan Hayat
Eyüphan KAYA
Ak Parti 23 yılda kendini ispat etti!
Halil MERT
İngiliz+Abd Oyunları Bozulmalı…
Emine İPEK
Suskunluk: Kalbin Zarif Direnişi
Servet ZEYREK
Denge
Aydın BENLİ
Edebiyata Değer Katanlar Avukat Fatma Saçak Akbulut
Ahmet AYDIN
Bilir misin?
Burhan BOZGEYİK
Bir İstanbul Serencamı Daha (1)
Nihat Güç
Gittikçe Bunalıma Batıyoruz
Mahir ADIBEŞ
Gaflet mi dalalet mi!
Özlem Gürbüz
Eğitimle Değişen Dünyamız
Ahmet Eren KURT
Pensilvanya’da Taht Kavgası
Recep Ali AKSOYLU
Lipton’un Çekilmesiyle Kuru Çay Üretiminde Yabancı Kalmadı!
Abdulkadir MENEK
Sumud Kahramanları
Ahmet DÜZGÜN
Putlarımız ve Perestlerimiz
Cevahir AYDIN
Yanlış Anladınız
Mesut CİHAT
Allah'ın Zatı ve Subuti Sıfatları
Durmuş TUNACIK
Hilafet Işığı
Aysun Rabia GÜLER
Ebabiller Akdeniz'de
Uğur UTKAN
Mustafa Kemal Atatürk’ün Şeriatla İlgili Düşünceleri
Fatih ORUÇ
Orta Vadeli Program (2026-2028)
Zuhal GÜNDÜZ
Gündemiz: Küresel Sumud Filosu
Batuhan ŞUORUÇ
Şıracılar
Mesut BALYEMEZ
SOSYAL MEDYA KEVAŞELERİ
Bilal Dursun YILMAZ
Her Şey Dâhil Vicdan
Oktay ZERRİN
Sokak Cümbüşcüsü Hasan Yarar'ın Ardından
Ziya GÜNDÜZ
Atasoy Müftüoğlu Ve Hiçliğin Kıyısında
Ravza ZEYBEK
Bulanlar Arayanlardır
Gündoğdu YILDIRIM
Komşuda pişer!
Aydan KURT
Farkında mısınız?
Asiye Tanrıöver TÜRKAN
Mahremiyet, insanın özgür iradesiyle var oluşu!
Mustafa ÖZEL
1. Sezon 3. Bölüm Yükleniyor
Zehra KINALI
Stratejik Ortaklık mı, Siyasi Çıkmaz mı!
Murat GÜLŞAN
Türk Milliyetçisinin Vicdan Muhasebesi
İsa ÇOLAKER
Aşık Veysel Şiirinin Renkleri
Fatma Nur ÖZCAN
Didar-I İkbal
Özhan KIZILTAN
Duvarların Ardında Filizlenen Hayat
Memiş OKUYUCU
Zübeyir Yetik’in Ardından…
Hasan TÜLÜCEOĞLU
Göbeklitepe'de HZ. İbrahim Silüeti
Denizay BÜYÜKDAĞ
Gazze’den Öğrendiğim İslam
Cahit KURBANOĞLU
Nefis nedir ve ne istiyor?
Ahsen Meryem SÜVEYDA
Onlar Kendilerini Biliyorlar
Fahri Urhan
Uyanık Olalım
Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU
Vicdanın Yükselişi
Nesibe TÜKEL
Anne Hakkı
Denizay KONUK
Gözler Kör, Kulaklar Sağır Olunca; Başlar Öne Eğilirmiş
Mücahit GÜLER
Modern İnsanının Anlam Sorunu 1
Adem ÇEVİK
Türkiye Aile Meclisi'nden Ahlak ve Aile Koruma Çağrısı
Ergün DUR
ÖĞRETMEN
Hüseyin KAÇIN
Dindar neslin tanrı'sı yoksa dijital neslin tanrıları var!
Özlem AKYÜZ
Nereden geldiğini unutma!
Yusuf AKTAŞ
Köftenin kokusu kimleri cezbetti!
Emine AYDEMİR
Ateşle oynayan evliya Ateşbaz veli hazretleri
Tarık Sezai KARATEPE
Sen Yoksun Diye! Müjdecim!
Abdullah BİR
Fitne, Kaos, Suriye ve Suriyeliler’e Daire İki Kelam...
KÜLLİYEN YAZAR
Şşşşt Başkanım Sana Söylüyorum!
Süleyman GÜLEK
Küçük Lee İle Çekirgesi
Adnan ALBAYRAK ŞİMŞEK
MUHAFAZARLIK
Serkan GÜL
Çocukları +18 İçerikten Koruyun
Başyazı
Samsun’un sağlığıyla oynamayın!
Fehmi DEMİRBAĞ
ÇÖKÜŞ
Hacer Hülya KARADAĞ
Ayasofya'dan Sonra Mescid-İ Aksa'ya…
Tevfik DEMİR
28 Şubat Darbesine Dair Postmodern Notlar
Veysel BOZKURT
İnsan Beyni ve Kontrolü Bir Değerlendirme
Zinnur ŞİMŞEK
Bir Doğumun Ardından
Osman Çakmak
Eğitimin kıblesini batıldan batıdan çevirmek mecburiyeti!
KERİM YILMAZ
İlkadım'a damga vuracak başkan!
Adnan KARAKUŞ
Faruk Koca ve Batı Değerleri
Süleyman KOCABAŞ
Siyonist İsrail’in Koloniyal Jandarma –Polis Devleti Olarak Doğuşu
Şener Danyıldız
Trafikte Empati ve Sempati
Elif Ekşi ZORER
Güzellik
Orhan SARIKAYA
Direk Tehdit!
Saadettin BAYÇELEBİ
Sessiz Gemi
Yaşar BAŞ
Ormanlar Yanıyor Birileri Saçlarını Tarıyor!
Mahmut KURU
Aşk, Yine Aşk… Yine Aşk!
Ayhan GONCA
Fetö'den kurtulmanın tek yolu...
Hanife OKUTAN
Narsist Sapkının Kurbanı Olmayın
Hülya Bulut
Samsunlu Olmak Mı Samsun’da Yaşamak Mı?
Bukrenur YILMAZ
Keşkenin Halet-i Ruhiyesi
M. Burhan HEDBİ
Emekçinin elini öpen peygamber!
Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN
Nasıl Ayağa Kalkarız!
Pınar HOLT
Kendini yeniden keşfet!
Ayhan ENGİN
Hazinemiz Ahlakımızdır…
Ahmet Kubilay
Ayvaz İnsan
Cuma YILDIZ
Cambridge’e Giden Aşk
Ahmet ÖZTÜRK
Hadi Türkiye, Dolar Düşüyor
Dursun Ali Tökel
Cinnet Buğdayları
Savaş UYAR
Varlığından Haberdar Olmadığımız Hastalığımız: Safsata
Ümit Zeynep KAYABAŞ
Güven Zor Bir Duygudur…
Nur DİNÇKAN
Udhiyyeden Kurbiyyete
Suat ZOR
ABD, Adana Mutabakatı Ve Suriye İle Nihai Çözüm
Sonradan Gurme
Beyaz Ev’de Yemesek De Olurdu
Ahmet Fatih AKKAŞ
Ferman!
AKASYAMSPOR
Yıldırımcı mıyız, Uyanıkçı mıyız!
Züleyha TUNA
Mevsimler Ve Sen
Ali KAYIKÇI
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler!..”/9
Gülay ALPAGUT
Cennet berat belgesiyle değil amelle kazanılır!
Hamza ÇAKAR
Çocuk Savaşçılar
Alperen CARUS
İttifaklar ve HDP çıkmazı!
Selma MEDENİ
Ne Hacet Seni Anlatmaya
Ankara KULİSİ
Çiğdem Karaaslan Çevre Ve Şehircilik Bakanı Mı Olacak!
MÜNEKKİT
Seçim Sonuçlarını Nasıl Okumalıyız!
Sıddıka Zeynep BOZKUŞ
Zahideler /Teyzeler
Kevser KARSLIOĞLU
Yeme Problemi Olan Çocuklar İçin Çözüm Önerileri
Selçuk KAYA
Yazık oldu!
Ali Haydar YILMAZ
Eğitimde fırsat eşitliği gelecek bahara mı!
Bedia YILMAZ
Ben de varım!
Levent BİLGİ
Fehmi Koru, Said Nursi Ve Susmak
İhsan ZORLU
Paralel Devletin Eli Postmodern Anarşizm!
Esat BEŞER
Gerger Gençliğinin Bayrak Sevdası
Nurettin VEREN
Japonya’daki G20 Zirvesinde, FETÖ’nün Üniversiteleri Konuşuldu mu!
Mehmet FIRAT
İlim Ve İrfanla Geçen Bir Ömür: Şeyh Esad El Çokreşi
Ahmet BEREKET
ABD temsilciler meclisinin kararına bir Bozkurt nidası ile gecikmeden cevap verelim!
Ali Can AKKAYA
İnanır, Sabreder Ve Gereğini Yaparsanız…
Hüseyin YILMAZ
Diyanet’in Atatürk’le imtihanı!
Oktay GÜLER
Merhaba!
Halil KÖPRÜCÜOĞLU
İslamiyet ile Tıb arasında problem var mıdır!
Atilla YARGICI
Kur’an’da Korona Var Mı?
Rukiye AYDIN
2022'de Kendime Bazı Tavsiyeler!
Osman KÖSE
Ahıska Türkleri Sürgün, Özlem Ve Gözyaşı
Ruhugül ZİYADAN
Hayrı harabat edilen Bafra!
Ali KORKMAZ
Eksik Organ Sendromu
Yücel EMRAH
Ben Muhammed...
İbrahim Yusuf ŞAHİN
Parçadan Bütüne, Kolaydan Zora Karşılaştırmalı Bir Dil Öğretim Yöntemi
Ebru AÇIKGÖZ
Taşların Gizemli Dünyasından Hayatınıza Renk Katan Mozaik Sanatı
EnesTANIŞ
Taşın Dediği
Muhyiddin SÜLEYMANOĞLU
14 Şubat Sevgililer Günü Üzerine Kalbî Bir Muhasebe
Mesut KÖSEOĞLU
Daha Ne Denir!
ACZ ZARİFOĞLU
Kırlarda Çiçekler Artık Bensiz Açacak…!!!
Muhammet ÜSTÜNER
Yeni Türkiye Düzeni
Meryem YİĞİT
Gitmek İsteyenler
İsmail OKUTAN
Gerçek Dostluğa Dair
Tolga TURAN
Maskın Ustası Özgür Maskeler
Bozkır KURDU
LÜTFEN BENİ CİDDİYYE ALMAYIN
Gülşen KILINÇER
Yeşilin Ormanına, Yatayına, Dikeyine, Her Türlüsüne Karşı Bunlar!
İlknur ESKİOĞLU
Neydik ne olduk allah'ım!
Adem MUTLU
Engelleri Aşıp Hedefe Ulaşmak!
Zelal ALPASLAN
İnsan Terazisi
Ömer KARAMAN
Sevgili Öğrencim…!
Ümit AYDIN
Partilerin Kaderi Mahalle Başkanındadır!
Ahmet Doğan İLBEY
Kemalist Gençliğin Çanakkale Şehitliğinde “Kadeş” Rezaleti!
Önder GÜZELARSLAN
İsraf Bir İnsanlık Suçudur!
Mehmet ÖZÇELİK
Altılı masa aday belirleye dursun atı alan üsküdar'ı geçti!
Gülhanım CAN
Eti Senin Kemiği Benim
Levent ERTEKİN
Fakir Halkın Bağışladığı 350 Uçak
Okan KARAKUŞ
Osmanlı Devletinde Ramazan Gelenekleri
Gülay YILMAZ
Sus çarpılırsın!
Bahar ARSLAN
Hakikati Algımıza Taşıyan Beden
Feyza Nur DİLEKCAN
SAÇMALAMA (!), SAÇMALIYORSUN (!), SAÇMA (!)
MEHMET ERBİL
Keşke bir mayıs bayram olsa!
Kürşat Şahin YILDIRIMER
Hücum Terapisi :Hayatın Anlamı ve Her İnsanın Kendine Sorduğu Soru
Sema KOCA
Rahmetini Umarak
Celal TÜRK
EKONOMİK KeRİZ
İbrahim Erdem KARABULUT
Her gün durmadan küfrediyorum!
Betül Özer BÖLÜK
Kelimelerin Şaşırtıcı Etkisi
İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
7'den 70'e Herkese İzciliği Sevdiren Işıltan Uşaklıgil Öğretmen
Muhammed Veysel AKKAYA
Allah’ın Seçkin Kulu Olmanın İşareti Kur’ân-I Kerîm’e Gönülden Kulak Vermektir
Edanur İSMAİL
Dünyada Neyi Değiştirmek İstersin
Nazile ŞANAL
Yol Ve Yer Arayanlara Ya Fettah
Prof. Dr. İnanç Özgen
Arazi Parçalılığı
Zehranur Yılmaz KAHYAOĞULLARI
Ulu çınarım, babam...
SAVAŞ YILMAZ
Her Nasip Vaktini Bekler, Vakit İse Yaradanı
MEHMET YILDIZ
Beterin beteri var…..!
Seyfullah YİĞİT
Buhara Bizi Çağırıyor… (-1-)