DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Süleyman GÜLEK
Süleyman GÜLEK
Giriş Tarihi : 30-11-2016 13:36

İnsan Gerçeği

Bütün insanları yoktan var edip yaratan, sayısız nimetleriyle yaşatan Allah Teâlâ, insanları en güzel bir şekilde yaratmıştır. Rab­bimiz Allah (c.c.) bunu Kur’ân-ı Kerim’de şöyle belirtiyor: “Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”(Tin, 95/4) İnsanın en güzel şekilde yaratılmasının anlamı şudur: Ona en iyi biçim ve diğer mahlûklardan daha iyi özellikler verilmiştir. Ay­rıca insan düşünce, anlayış, ilim, akıl gibi yüksek kabiliyetlerle do­natılmıştır. Öyle ise “insan” ne demektir?  İnsan kelimesinin, kendisinden türediği kök olarak iki söz­cük­den bahsedilir; bunlardan biri üns kelimesidir. Üns. Ünsiyet, ya­kın­lık demektir. Bu “yakınlık, yaklaşma duygusu” bir yandan hem cins­leriyle bir arada yaşama durumunda olan insanın başka in­san­lara karşı yakınlığını, bir yandan da Allah’a bütün varlıkların üs­tünde olan yakınlığını ifade eder. İnsan kelimesinin, bir de ‘nesy­­-unutmak’ fiilinden geldiği söy­lenir. (1) Bu durumda insan, unutkan demektir. Kur’ân-ı Kerim’de insandan (Âdem) söz edilir­ken, “And olsun, önceden Âdem’e ahid verdik de unuttu ve onu azim sahibi bulamadık.” buyrulur. (Tâhâ, 20/115) İnsan nedir? Nasıl bir varlıktır? Yeryüzüne nerden gelmiştir? İnsan nereye doğru gidiyor? İnsanın bu dünyada görev ve sorum­lulukları var mıdır, varsa nelerdir? İnsanların şaşkınlık, tedirginlik içinden kurtulması ve mutlu olması için bu ve benzeri soruların cevaplarını bulması gerekir. İnsan nasıl bir varlıktır? Bu sorunun iki çeşit cevabı vardır:

a)Maddecilere Göre İnsan

Maddecilere göre:  İnsan, hayvan türlerinden bir türdür. Aslı maymundan gelmiş, tekâmül ede ede insan denilen varlığın şeklini almıştır.” (2)   İnsan etten, kemikten, kandan, sinirden, sistemlerden, bez ve hücrelerden oluşan bir kütledir. İnsan, başka yaratıklara karşı önemi ve üstünlüğü olmayan bir varlıktır. İnsan yeryüzünde çok ve çeşitli olan canlılardan biridir. Ancak şu kadar var ki, insan zamanla “tekâmül” etmiş ve bu şekli almıştır. Darwin gibi maddecilerin görüşleri: Bunlara göre insan haşerelerle kardeş, maymunlarla eşittir. (3) İnsan kısaca “tekâmül etmiş bir hayvandır.” Çeşitli evreler geçirmiş, nihayet bu duruma gelmiştir. İşte, insanın kendisini düşük bir mahlûk gibi hayvan ola­rak görmesinden daha kötü ne olabilir? (4)

  1. Mü’minlere Göre İnsan

İnsanların bir tesadüf eseri olarak dünyaya geldiğini sananlar ve yaratılış gayesinin meçhul olduğunu, bilinmediğini düşünenler veya yaradılış gayesine uygun bir hayat yaşamayanlar, sorumsuzca bir hayat sürdürürler. Tabiî ki, yaradılış gayesi açısından bakıldı­ğında, insan meçhul bir varlık değildir; o mesul (sorumlu) bir var­lıktır. (5) Çünkü insanlar dünyaya tesadüf eseri gelmiş değildir. İnsan­lar, dünyaya bir amaç ve gaye için, Allah’a kulluk yapmak için gelmiştir. (Bkz. Zâriyât, 51/56) İnsanları yoktan var edip yaratan, sayısız nimetleriyle yaşatan Allah Teâlâ’dır. “Allah onu (Âdem’i) topraktan yarattı. Sonra ona ‘ol!’ dedi, o da (insan) oluverdi.” (Âl-i İmrân, 3/59) “O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.”(Secde, 32/7) “Allah sizi bir tek nefisten (Âdem’den) yarattı, sonra ondan da eşini (Havva’yı) yaratmıştır.”(Zümer, 39/6) “Ey insanlar! Doğrusu Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.” (Hucurât, 49/13) “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini (Hav­va’yı) vücuda getiren ve ikisinden de birçok erkekler ve ka­dınlar türeten Rabbnizin emrine uygun yaşayın.” (Nisâ, 4/1)  Allah Teâlâ âyetlerde insanı nasıl yarattığını bildiriyor. İlk insan Âdem (a.s.)’ı topraktan yarattığını, ondan sonra da eşi Havva’yı yarattığını ve ikisinden de birçok erkek ve kadınlar türettiğini bildirmektedir. Materyalist, evrimci, Darwinci, “insanın ilk atası maymundur; evrimleşerek, değişerek bu hali almıştır” diyen ve bu görüşleri sa­vu­nan kişi; Kur’ân-ı Kerim’in haber verdiği şekilde, insanların Âdem ve Havva’dan türeyip çoğaldığını kabul etmeyen insan, kâfirdir. “Müslümanım” diyorsa da mürted olmuş, kâfir olmuş olur. Müslüman kalmak ve böylece ölmek isteniyorsa, İslâm’ın kabul ettiğini kabul etmeli ve reddettiğini de reddetmelidir.

 

Mü’minlerin nazarında insan, Allah (c.c.) katında kıymetli bir mahlûktur. Allah (c.c.) onu en güzel şekilde yaratmış ve ona kendi ruhundan üflemiştir. “Rabbin meleklere demişti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım, onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdü­ğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın!” (Sâd, 38/71-72) Melekleri ona secde ettirmiş, ona ilim ve irâde ayrıcalığı ver­miş, onu yeryüzünde halife yapmış, kâinatta, göklerde ve yerde ne varsa hepsini emrine vermiştir. (5) Dünya yaşamında insanların ihtiyaçlarını karşılayacak her türlü gereken nimetleri insanlara ihsan etmiştir… “O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı.” (Bakara, 2/29) Allah (c.c.) kâinatta ne varsa hepsini insanın hizmetine ver­miştir. Yer, gök, ay ve güneş, yıldızlar, bitki ve hayvanlar, su, de­nizler, nehirler, dağlar vs. hepsi insanın yararı içindir.

“Şüphesiz bunda düşünen insanlar için ibretler vardır.” (Câsiye, 45/13) Yüce Allah (c.c.) Hz. Âdem (a.s.)’a verdiği akıl, ilim ve ruh özelliklerini diğer insanlara da vermiş, yeryüzünde onu halife yap­tığı gibi, diğerlerini de halife yapmıştır. Onun için Kur’ân-ı Kerim bütün insan cinsinin mükerrem olduğunu açıklamıştır. “And olsun ki Biz; insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, onları temiz şeylerle rızıklandırdık. Yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.”(İsrâ, 17/70) Bütün bunlar insanın seçkin ve başka canlılardan ve özellikle hayvanlardan tamamen ayrı bir varlık olduğunu ispatlamaktadır. (6)  İslâm’a göre insan doğarken tertemiz doğar. Onun herhangi bir nedenle suçlu veya günahkâr doğması asla sözkonusu değildir. Rasûlullah (s.a.s.): “Her çocuk İslâm fıtratı üzere (tertemiz) doğar; sonra annesi-babası (yahudi ise) onları yahudi yaparlar, (hıristiyan ise) onu hıristiyan yaparlar, (mecusi ise) onu mecusi yaparlar” (7) sözleriyle bu gerçeğe işaret buyurmuşlardır. İnsan, yaratılırken bü­tün iyiliklere meyilli ve bütün kötülüklerden de aklı ve irâdesi ile kaçınabilecek yetenekte yaratılmıştır. İslâm gerçekçidir; insanı ol­duğu gibi kabul eder.

İnsanın yaradılışında bulunan normal duy­guları kötü görmez, aksine helâl bir biçimde karşılanmalarını ibâdet telâkkî eder. İslâm ile insan fıtratı (yaradılışı), tam bir uyum içinde­dir. Çünkü İslâm, insanın içgüdülerini inkâr etmez. Aksine yeme-içme, cinsel arzu ve benzeri isteklerini, helâl yoldan karşılanması ge­reken normal ihtiyaçlar olarak görür. İslâm, tertemiz yaratılan in­sanın, tertemiz bir hayat yaşayarak dünya ve âhiret mutluluğuna hak kazanmasını ister. İslâm, insana yalnız bir yönlü değil, tam üç yönlü bir üstünlük tanımıştır: İsmet (mâsum) ve himayede üstünlük, izzet (şeref) ve efendilikte üstünlük, istihkak (hak edilen şeyde) ve kazançta üs­tünlük. İnsan, insan olması hasebiyle üstündür: “Biz Âdemoğlunu üstün kıldık.”( İsrâ, 17/70) Onun inancından aynaklanan üstünlük: “İzzet Allah’ın, Rasûlü’nün ve mü’minlerindir.”(Münâfikun, 63/8) Çalışkanlık ve iyi ahlâk icabı üstündür: Her iyilik sahibine, yaptığı iyiliğin karşılığı vardır. (Bkz. Necm, 53/39-41) Bu üstünlüğün en genişi ve en devamlısı, bu saydıklarımızdan birincisidir ki, insan o üstünlüğe doğuşundan, hatta ana rahmin­deki cenin halinden itibaren nâil olur. Öyle bir üstünlük ki, onun ka­­za­nılması için ne maddî ve ne de mânevî bir karşılık ödenir. Her şeyden önce bu, dokunulmazlık ve masuniyet demektir. Devamlılık arzeder.

İslâm kanunu bu hakkı bütün insanlığa, erkek veya kadın, beyaz veya siyah, zayıf veya kuvvetli, fakir veya zengin herhangi bir millet veya kabile farkı gözetmeden, devamlı olarak bütün insanlığa tanıyor. Yayıyor, ilân ediyor ki, bu tanınan üstün­lüğü ile insan; doğuştan, İslâm kanunu nazarında, her kim olursa ol­sun; kanı akıtılmaktan, ırzı tecavüze uğramaktan, cinsi değiştiril­mekten, vatanından atılmaktan, hürriyeti yalancılık ve dolandırıcı­lık yollarıyla ihlâl edilmekten masundur, korunmuştur. Herkese İs­lâm’da bir insanlık hakkı ve üstünlüğü tanınmıştır. Herkesin bir ko­ruyanı vardır. Kendi üstünlüğünü anlayabilen, ancak gerçek müs­­lümandır. Ki, o ne bir taşa, ne bir ağaca, ne güneşe, ne de ay’a, ne bir krala, ne de (herhangi) bir insana, boyun eğer (o hiçbi­rine tapmaz). Böylece insanî üstünlüğüne, imanî üstünlüğünü de ekler. (8)  İslâm İnancına göre insan; beden ve ruhtan oluşan, düşünen, şuurlu, iman ve ilim sahibi bir varlıktır.

Kur’ân-ı Kerim’de İnsan

Kur’ân-ı Kerim, insanlara gönderilen bir kitaptır. Kur’an'ın ek­seninde insan vardır. Her âyet insanla ilgilidir. İnsanı en iyi tanıyan onun yaratıcısı olduğundan, kulların kılavuzu şeklinde, insanın nasıl yaşaması gerektiği o kitapta öğretilir. İnsanın nasıl bir varlık olduğu, yaratıcı tarafından tanımlanır. Kur’ân-ı Kerim’de insan gerçeği şöyle açıklanır:

 a) İnsanın Olumlu Tarafları

İnsan, yeryüzünün halifesidir (Bkz. Bakara, 2/30; En’âm, 6/165).İnsan, çok büyük bir ilmî kapasiteye sahiptir. Çünkü Allah (c.c.), ona kendi ilminden öğretti. Melek olsun, diğer varlıklar ol­sun, ona öğretilen ilimde, yani eşyanın mâhiyetini bilmekte ona erişemezler. (Bkz. Bakara, 2/31-33) İnsan Allah’ı tanıma kabiliyetini fıtratında taşır. Bunun için küfür ve inkâr, insanın fıtrî tabiatından bir sapmadır. (Bkz. A’râf, 7/172; Rûm, 30/43) İnsanın özünde, hayvanda ve bitkide bulunmayan büyük bir güç vardır. İnsan, hem maddedir hem de mânâ; hem cisimdir, hem de ruh. (Bkz. Secde, 32/9). İnsan, yeryüzünün halifesi olduğu gibi, Allah’ın emanetini de taşır. Bu görevlerini yapıp yapmadığı konusunda sorumludur. O, yeryüzünü kendi çaba ve girişimiyle imar edeceğine dair söz vermiştir. (Bkz. Ahzab, 33/72) İnsan ahlâkî vicdana sahiptir. İyiliği ve kötülüğü seçme kabili­yetine sahip, irâdeli bir canlıdır. Saâdeti ve şekaveti seçmede, serbest bırakılmıştır. (Bkz. Şems, 91/8-10; İnsan, 76/3)

 

İnsan, özünde şeref yüceliğini taşır. Allah, onu diğer varlık­lara nazaran daha üstün yaratmıştır. Fakat kendi üstünlük ve şere­fini sezmezse, aşağılığa ve esârete düşer. (Bkz. İsrâ, 17/7, 70; Tîn, 95/4-5) İnsan, kendisini yaratan Allah’ı hatırlama kabiliyetine de sa­hiptir. Allah’ın yüce varlığını kavrar ve O’na varmak için tüm diğer arzulardan vazgeçebilir. (Bkz. İnşikak, 84/6; Ra’d, 13/28) Yeryüzündeki bütün nimetler insan için yaratılmıştır. Diğer yaratıklar onun hizmetine verilmiştir. (Bkz. Bakara, 2/29; Câsiye, 45/13) İnsan, Allah’a karşı sorumlu tutulmuştur. Yalnız Allah’a iba­­det eder. O’na kulluk edip emrine itaat eder. (Bkz. Zâriyât, 51/56) İnsana yaratılış gayesi öğretilmiştir. Allah’ı unutursa, ken­di­sini de unutmuş olacaktır. Allah’ı unutan insan yeryüzünde şaşırmış bir varlık haline gelir. (Bkz. Haşr, 59/19) İnsan, yalnız maddî meseleler için çabalayıp maddî yö­nünü tatmin etmez. O, Allah’ın rızâsını hedeflerin en yücesi olarak se­çer. Yalnız O’nun rızâsını kazanmak için çabalar. (Bkz. Fecr, 89/28; Tevbe, 9/72)

 b) İnsanın Olumsuz Tarafları

İnsan, kendisini tanımazsa zâlim ve câhil kalır. (Bkz. Ahzâb, 33/72) Bazen Allah’ın nimetlerini görmezlikten gelerek nankörlük yapar. (Bkz. Hac, 22/66) İnsan bazen kendini yeterli zanneder ve Allah’a ihtiyaç duy­­madığı anlayışıyla tuğyan eder (azar, taşkınlık yapar). (Bkz. Alak, 96/6-7)İnsan, işlerinde çoğu zaman acelecidir. (Bkz. İsrâ, 17/11) İnsan, zorluklarla karşı karşıya gelince Allah’ı hatırlar. Zor­luklar geçip gidince sanki hiçbir olay olmamış gibi Allah’ı unutur. (Bkz. Yunus, 10/12) İnsan, hırs ve ihtiraslarla donatılmış bir varlıktır. (Bkz. Me­âric, 70/19) İnsan eğer kötülük görürse inler, sızlanır, bağırır ve yardım ister. Eğer kendisine nimet verilirse cimrileşir. (Bkz. Meâric, 70/20-21) İnsan zayıf yaratılmıştır; âcizdir. (Bkz. Nisâ, 4/28)

Görüldüğü gibi, Kur’ân-ı Kerim’e göre insanın iki ayrı cephesi vardır. Hayır ve şer tarafı. Kur’ân-ı Kerim’de sayılan iyi, üstün özellik ve kabiliyetler insanın özünde potansiyel olarak mevcuttur. İnsan, bunları açığa çıkarmak ve kuvvetlendirmekle görevlidir. Ancak iman ve takvâ ile bu güzel vasıflar ortaya çıkar ve geli­şir. Eğer iman olmazsa, bütün bu iyi kabiliyetler, nefs-i emmârenin hâkimiyetine geçer ve insan Kur’ân-ı Kerim’de beyan edilen kötü­lüklere esir olur. Yani insan, gerçekten iman edince insanlaşır. İmansız insanın insanlığı noksan olup ihtiraslarla, sömürücükle, cimrilik ve kan dökücülükle insan, vahşi hayvanlardan daha da vahşileşir. Kendisine ve başkalarına zarar verir. İnsan, kendine ve insanlara zararlı olmaya değil; Faydalı olmaya çalışmalıdır. Bu da Allah ve Rasûlü’nün emirlerine uygun yaşayarak gerçekleşir. İyi insan olmak, dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu olmak; İslami anlayış ve yaşayış içersinde olmakla mümkündür!  

Rabbimiz Allah, dünya hayatının insanları aldatmaması, şeytanın insanları kandırmaması için bizleri birçok âyette uyarmaktadır:  “Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokman, 31/33). Dünya hayatının câzibeli görünen yaşantısının bizleri aldatmaması gerektiğini anlamalıyız. “Nasıl olsa işlediğimiz günahları Allah affeder” düşüncesiyle, günah olan, haram olan işlere tevessül etmemeliyiz.

 

“O halde gücünüz yettiği kadar Allah’tan korkun. (emirlerini) dinleyin, itaat edin.” (Teğâbün, 64/16 ); “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına (âhiret için) ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.” (Haşr, 59/18). “Nasıl olsa Allah affeder” diyerek günah işlemenin, ibadetleri terk etmenin ne kadar yanlış bir değerlendirme ve düşünce olduğunu vurguladık. Tabiî ki, bir mü’min olarak günah olan bir iş yapıldığı zaman yapılacak şey, ondan dolayı hemen tevbe etmektir.

 

“Allah’tan bağışlanma dile. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.” (Nisâ, 4/106). Burada anlamamız gereken şey, elimizden geldiği kadar günah olan hususlardan uzak durmalıyız. Buna rağmen günah işlediğimizde hemen tevbe etmeli, hangi şey için tevbe ettiysek bir daha onu yapmamaya gayret sarf etmeliyiz. Yüce Allah Şöyle Buyurur: “Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar hâriç, zira Ben onları bağışlarım.”(Bakara, 2/16) “Ey mü’minler, hepiniz Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.”  (Nûr, 24/31)

 

 “Ey insanlar Allah’a yürekten (samimi) tevbe edin, umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter; Allah’ın Peygamberi ve onunla beraber inanmış olanları utandırmayacağı günde sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar.”  (Tahrim, 66/8) Bu gerçekleri Rabbimiz bizlere bildirmektedir. Bize düşen bu fâni dünyanın geçici malına, mülküne, zevkine aldanmayıp Allah’a iyi kul olmaktır. Allah Teâlâ’ya kulluk yapmak için yaratılan insan, bu temel görevini yerine getirirse dünyada da âhirette de huzur ve mutlu­luğa kavuşur. Kim de Allah Teâlâ’ya kulluk görevlerini yapmazsa, İslâmî hayatı terk ederek İslâm’a aykırı bir hayatı tercih ederse, dünyada huzura, âhirette de kurtuluşa eremez.  

            

Dipnot            

  1. Bkz. Ragıb el-İsfehânî, Müfredat, s. 28
  2.  Mehmet Alptekin, Sorularla Tevhid ve Akaid, s. 15
  3.   Bkz. Charles Darwin, İnsanın Türeyişi, s. 12-18; Naklen: Mustafa Genç, Yaratı­lış ve Evrim Teorileri, s. 88-94
  4.   Prof. Dr. Yusuf el-Kardavî, İman ve Hayat, s. 59-61
  5.   Bkz. Tekâsûr, 102/8; Nahl, 16/93; Zilzâl, 99/7-8
  6.   Prof. Dr. Yusuf el-Kardavî, Temel Nitelikleriyle İslâm, s. 97
  7.  Buhârî, Cenâiz 79
  8.  Prof. Dr. M. Abdullah Draz, İslâm’ın İnsanlığa Verdiği Değer, çev. Nu­red­din De­mir, s. 45-46 ve 49

 

Süleyman GÜLEK

 

 

 

 

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
Süleyman GÜLEK

Süleyman GÜLEK

DİĞER YAZILARI Doğruluktan ve adaletten ayrılmamak İbadet ve Güzel Ahlâk Oruç Tutmanın Maddi ve Manevi Faydaları Yılbaşı Kutlamaları Mallar ve Canlar İle İmtihan Cihadin Önemi Birlik ve Beraberlik İçerisinde Olmak Savaş ve ahlak Zalimler İçin Yaşasın Cehennem! Gazze’de Yaşanan İnsani Vahşet Peygamberimizi Sevmek Mutluluk Arayışı Çocuk ve Okul Mutlu Aile Zevk ve Eğlenceye Düşkünlük Ahiret Bilinci Tesettürlü Olmak Çocuğa Allah İnancını ve Sevgisini Aşılamak Çocuk ve Din Eğitimi İbadet Bilinci Hz. İbrahim’in İnanç Mücadelesi Anne ve Babanın Değerini Anlamak İnsanın İki Yönü 28 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi’ne Bakış Bayramlar Huzur ve Mutluluk Günleridir Câhiliye ve Ahlâk Barış ve Huzur İbadet ve Ahlâk Ramazan ayı ve oruç Dünya Hayatı Ölüm Gerçeği Depremlerden ve Üzücü Olaylardan İbret Almak Gün Birlik, Beraberlik ve Yardımlaşma Günüdür Deprem Gerçeği Sade Bir Hayat Kur’an’ın Önemi Gençle İletişim Âdâb-I Muâşeret, Görgü Kuralları Söz Söyleme Adâbı Noel ve Yılbaşı Din ve Ahlâk İffetli Olmak Yaratiliş Gayesini Anlamak Dünya Engelliler Günü Engelli Bireyi ve Aileyi Anlamak Terör saldırısı Yaşlıları Anlamak Çocukları Tanımak ve Anlamak Gençleri Anlamak Hz. Peygamber’in örnek ahlâkı Ahlâk Eğitiminin Önemi Dünya Hayatına Aşırı Düşkünlük Başarıya Ulaşmanın Kuralları Ailede ve Okulda Çocuk Eğitimi Dünyanın Cazibesine Aldanmak Dünya ve ahiret mutluluğu Siyaset ve Ahlâk İyi bir müslüman olmak Çocuk Yetiştirmek Tartışma Usulü Toplumsal Ahlâk İyilik Yapmak eşlerin karşılıklı vazifeleri Çevre Ahlâkı Kurban bayramının önemini anlamak Dünya-âhiret dengesi nasıl olmalı! Gençlik ve ahlâk Kötü Huylardan Korunmanın Yolları Aile Hayatı Kötü ahlâkın zararları Güzel ahlâkın faydaları Engellileri Anlamak İsraf ve Cimrilik Anneler baş tacıdır! İslâm Ahlâkı Takvâ Sahibi Olmak İslâm Ahlâkının İman Ve İbadetle Alakası müslüman ve ahlâk EDEB VE ÂDÂB Güzel ahlâk sahibi bir müslüman nasıl olmalı! İman, ibadet ve ahlak Ticaret ve Ahlak Ahlâkin önemi ve gayesi Güzel Ahlaklı Omalı Allah’a yönelmenin önemi! Aile Ahlakı Ahlâkî Görevler Ahlâkî Sorumluluk Ahlâka Olan İhtiyaç Ahlâkî Yozlaşma İhlâslı ve samimi olmanın önemi İffet ve Hayânın Önemi Güzel Ahlâklı Olmaya Özen Gösterelim! Güzel Ahlaklı Olmak Vefalı Olmak Bayram sevincini yaşamak! Annelerin Değerini Bilmek Ramazan, Kur’an Ve Oruç Bilinci Ramazan, Kur’an Ve Oruç Bilinci Temizlik İmandandır Miraç Ve Namaz Üzüntü Ve Sıkıntılarla İmtihan Tedbir Almak Ve Allah’a Güvenmek Sağlığı Korumanın Önemi Kadın Haklarına Bakış Nezaketli, Saygılı Olmak Kanaatkâr Olmak Hayatı Sade Yaşamak Takvâ Sahibi Olmanın Önemi Yılbaşı kutlamaları neyin nesi? Çocuk Ve Namaz Ailede Mutlu Olmanın Yolları Ailede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Çeşitli Hurâfeler Ve Batıl İnançlar Lüks Ve İsraf Sorunu Doğru ve güvenilir olmayı hayatımıza ilke edinelim! Merhamet etmeyene merhamet edilmez! Ahlakımızı güzelleştirelim! Zinanın Zararları Hz. İbrahim denilince, aklımıza gelenler Mutlu Ve Uyumlu Evlilik Dünya hayatına aldanmak! Adaletten ayrılmamak! Güzel Ahlâk Mutlu Olmayı Sağlar Dünya Hayatının Cazibesi Mutluluk Özlemi Dünya Hayatını Anlamak Hz. Peygamber’in çocuklara verdiği değer Gençlere Tavsiyeler Ahde Vefa Son Çare Boşanma Eğitim, Öğretim Ve İlim Tevazu Sahibi Olmak Güzel Geçimli Olmak Hz. Peygamber’in hoşgörüsü ve affediciliği Şefkat Ve Merhamet Eşini Tanımanın Önemi Yaşlılar, gözü yaşlı olmasın! Doğru Ve Güvenilir Olmak Hz. Peygamber (s.a.s.)’İn ahlâkî özellikleri Model şahsiyet, hz. Peygamber (S.A.S.) İhlâslı / Samimi Olmanın Önemi Güzel Davranışlar Huzur Ve Mutluluk Kazandırır Neslin Korunması Ailede Çocuğun Yaşına Göre, Din Eğitimi Verilmesi Genç Neslin Manevi Sorunları Evlilikte Mutsuzluğun Sebepleri Bayramları Fırsat Bilmeli Oruç, Ahlâkımızı Güzelleştirir Müslüman bir genç nasıl olmalı? Gençliğin Önemi Gelin-Kaynana Geçimsizliği Ve Çözüm Önerileri Ailede Çocuğun Ahlâk Eğitimi Aile İle İlgili Sorular Ve Cevapları İslâm’ın Kadına Verdiği Değer Başarılı Olmak Ailede Erkeğin Sorumlulukları İnsan hayatının dört önemli dönemi: Çocukluk-Gençlik-Yetişkinlik-Yaşlılık Âhirete İnanmanın Faydaları Yılbaşı Gerçeği Âhirete Imanın Önemi Üç Kutsal Mekânın Özellikleri Dünya Hayatının Aldatması Dünya Ve Âhiret Dengesini Kurmak Ahlâkî Çöküntü Lüks Ve İsraf İlgisi Mal, Mülk, Servet Tutkusu İnsanların Birbirleriyle İmtihanı Cinsellikle İmtihan Üzüntülerle, Bela Ve Musibetlerle İmtihan Dünya Hayatı Bir İmtihandır Dünya Hayatinda Mal Mülk, Evlât, Makam Ve Mevki Gibi Imkânlarla Övünmek Kurban İbadetinin Önemi Dünya Hayatına Hırsla Kapılmak Dünya Hayati Bir Oyun, Oyalanma Eğlence Ve Övünmedir Hayatı Anlamak Ve Anlamlandırmak Doğal Âfetler Hz. Peygamber (s.a.s.)’İn aile hayatı Eğitim Ve Mutluluk Duâ, Huzur Ve Mutluluk Kaynağıdır Bayram Dünya Hayatı Kısa Ve Geçicidir Orucun Önemi Ve Mahiyeti Ergenlik Döneminin Özellikleri Anneler her zaman hatırlanmalıdır! Anne Babaya İyi Davranmak Asr-ı Saadet En güzel örnek hz. Muhammed (s.a.v.) Mutlu Ve Huzurlu Olmak Çocuğa Görgü Kurallarını Öğretmek davet bilinci İman Ve Güzel Davranışların Önemi Ailenin Temel Kuralları Hz. Peygamber’in akla verdiği önem Evliliğe Hazırlık Ve Eş Seçimi Gençlik Çağı Ve Önemi Ergenlik Döneminin Özellikleri Çocuklar zararlı alışkanlıklardan nasıl korunmalı? Evlilikte Geçimsizliğin Nedenleri Ahiret Hayatı Eşler Arasındaki Güzel Geçimin Formülü Doğal Âfetlerin Sebepleri Çocuklarımıza İbadet Bilinci Kazandırmak Kur'ân Ve Sünnetin Hayatımızdaki Yeri Ve Önemi Yılbaşı kutlamaları neyin nesi? İlmin Ve Eğitimin Önemi Dünya Hayatı Bir İmtihandır Mutlu bir yuva nasıl kurulur, nasıl korunur? Evliliğin Meyvesi Çocuklar Gerçek mutluluğun yolu: İman Ve Sâlih Amel Evlilikte Aile İçi Sağlıklı İletişim Evliliği Kolaylaştırmak Çocuk Ve Disiplin Cennet Ve Cehennem Ailede Çocuk Eğitimi Çocukta Sorumluluk Duygusunun Geliştirilmesi Çocuğun Beden Ve Ruh Sağliği Çocukla Sağlıklı İletişim Televizyon, Bilgisayar ve İnternet Kıskacında Çocuk Özürlü Çocuklar Ve Mânevî Kazanımları İlim Ve Eğitimin Önemi Günümüzde Kaybolan Değerlerimiz: Komşuluk Hz. İbrahim (a.s)’dan İbretler Ve Öğütler İslâm’da Gençlik Ve Gençliğe Verilen Önem Gençlik Ve Arkadaşlık Dünyevîleşmenin Hazin Sonu Zulme Karşı Çıkmak Körü Körüne Bağlılık Gençlik Sorunları Ve Çözümleri Akıllı Olmak! Kadın Hakları Gençle Sağlıklı İletişim Mutlu Olmanın Yolları Dünya Hayatının Gerçeği Çağın Hastalığı: Dünyevileşmek Adaletli Olmak Ve Zulümden Kaçinmak
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA