Hz. Peygamber’in akla verdiği önem

Süleyman GÜLEK

24-02-2017 08:31

 Akıl, insanın düşünme, bilme, davranışını belirleme, denetleme ve yargılaması, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ayrıt etmesi ile ilgili kabiliyetidir. Akıl; düşünmeyi, bilmeyi ve anlamayı sağlayan çok önemli insani bir melekedir. Akıl, Allah’ın en büyük nimetlerinden biridir. Akıl, en büyük insani güçtür ama bu güç sınırsız değildir.  Her türlü dış etkiye ve propagandaya açık olan aklın, doğrunun tek ölçüsü olması da mümkün değildir. O halde, aklın gücünü tamamlayacak, ona yol gösterecek bir kılavuz gereklidir. Bu kılavuz ise vahiy, yani Allah’ın kitabıdır.

  Akıl, insanın karanlık olan hayat yolunu aydınlatır, vahiy ise doğru yolu ve gerçek hedefi gösterir. Akıl doğru kullanıldığında bir nimet, yanlış kullanıldığında bir bela, hiç kullanılmadığında büyük bir israftır. Vahiylerin gayelerinden biri de insanoğluna aklını doğru kullanmayı öğretmektir. Allah (c.c.) Kuran-ı Kerim´de:“Hiç düşünmez misiniz, hiç akletmez misiniz? Ancak akıl sahipleri hakkıyla düşünüp öğüt alırlar, akıl sahipleri ve düşünenler için yerde ve gökte birçok ibretler vardır...” (Bakara, 2/44, Zümer, 39/9, Al-i Imran, 3/190) gibi ayetlerle bizleri uyarmakta ve aklın ve düşünmenin önemine dikkat çekmektedir.

İnsan aklı sayesinde taklitten kurtulur. Neye, niçin inandığını kavrar. İslam dini akıl sahibi insanları muhatab alır ve onlara sorumluluk yükler. “Aklı olmayanın dini de yoktur”1 ifadesini bu anlamda düşünmek gerekir. İslâm'a göre, ancak akıllı insanlar Allah’ın tekliflerinden sorumludurlar. “Şu üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır: iyileşinceye kadar akıl hastası olan deliden, uyanıncaya kadar uyuyandan, büluğ çağına erinceye kadar çocuktan.”2buyrulur. Bir çocuğun mükellef (yükümlü) olma yaşı da akıllı olma ve ergenlik çağına ulaşma zamanıdır. Çocuklar ve deliler İslâm'ın hükümlerinden sorumlu değillerdir. Allah’ın teklifleri (dinin emir ve yasakları) ancak akılla idrâk edilir. Akıl, bu tekliflerin sebebini, hikmetini, yerine getirildiği zaman faydasını, yerine getirilmediği zaman zararını anlayabilir. İslâm akıllı insanlara hitap ediyor ve insanlara akıllarını kullanmalarını emrediyor

  Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Hiç kimse kendisini hidayete götürecek ya da tehlikeden alıkoyacak akıldan daha faziletli bir şey kazanmamıştır.”3 Bu hadis-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.s.) aklın önemini belirtiyor. İnsana doğru yolu gösteren akıl en büyük kazançtır. Akla Kur’an ve onun açıklaması olan Sünnet yön verirse isabetli karar alır.

  Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor:  “Akıllı kimse nefsini kontrol altına alıp (her türlü günahlardan korunmaya çalışarak) ölümden sonraki hayat için hazırlık yapan; Âciz  (aklını gereği gibi kullanmayan) insan da, nefsinin hevâsına (istek ve tutkularına, kötü arzularına) uyup da Allah’tan (olmayacak şeyleri ve cenneti) temenni eden kimselerdir.”4Hadiste de görüldüğü gibi, Hz Peygamber (s.a.s.); Akıllı insanın nefsine hakim olarak günahlardan kendini koruması, ahiret için çalışması gerektiğini vurgulamakta ve aklını gereği gibi kulanmayıp, nefsinin kötü arzularına uyup, her türlü kötülükleri günahları işlediği halde, Allah’tan olmayacak şeyleri, cenneti temenni eden kimselerin yanlış yolda olduklarını beyan etmektedir.

  Allah Teâlâ şöyle bildirmektedir: “Nefsini kötülüklerden arındıran (koruyan) kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyana uğramıştır (Şems, 91/9-10) “Muhakkak nefis, olanca şiddetiyle daima kötülüğü emreder...” (Yusuf, 12/53) Nefs-i Emâre, haram-helâl gözetmeden gördüğü ve istediği şeylerden hoşuna giden şeylerin hemen elde edilmesini, isteklerinin ve arzularının derhal yerine getirilmesini ister. Hiçbir sınır (haram-helâl) tanımadan her istediğine kavuşmak ister. İşte kötülenen nefis, insanın amansız düşmanı olan bu nefs-i emmâredir. Allah Teâlâ, insanların yaşayabilmesi, kendilerini koruyabilmesi ve asıl imtihan için insanda nefis (şehvet ve öfke kuvveti) yaratmış, ayrıca şeytanı da insana musallat eylemiştir. Elbette bunda büyük hikmetler vardır. İnsanoğluna akıl, fikir vermiş böylece insanı imtihana tâbi tutmuştur.

  Nefsin istekleri hayatın devamı için gereklidir. Ancak nefis başıboş bırakıldığı zaman, aşırı istekler gündeme gelir ve insan o noktada hataya düşer. İşte dünya hayatı bir imtihan yeri olduğundan, bunu iyi bir şekilde anlayıp, Allah ve Rasûlü’nün emirlerini dinleyerek, nefsin kötü arzularına, şeytanın aldatmasına kapılmadan kendisine verilmiş olan şehvet ve öfke kuvvetini insan, aklının ve mantığının ışığı altında meşrû şekilde kullanmalıdır. Rasûlullah (s.a.s.) bir sahâbîye hitâben:  “Hanımının senin üzerinde hakkı vardır. Müsafirin de senin üzerinde hakkı vardır. Bedeninin senin üzerinde hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver ”5 buyurmuştur. İnsan nefsini İslâm’ın yasaklamadığı, serbest ettiği şeylerde tatmin etmeli. Eğer nefsin istekleri ve arzuları İslâm’a uygunsa bu yerine getirilebilir, fakat bu istekler İslâm’a aykırı ise kesinlikle yerine getirilmemeli, nefsin kötü istekleriyle mücadele etmeli ki, imtihanı kazanmak mümkün olsun.

  Rasûlullah (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde: “Allah’ım, huşû duymaz bir kalpten, kabul olmayan duâdan, faydası olmayan ilimden, doymak bilmeyen nefisten Sana sığınırım”6 diye duâda bulunmuştur. Nefis Allah’ın kendisine helâl kıldığı şeylerle yetinmeyip, iyi, kötü, haram, günah olan şeyleri de arzu ederek doymak bilmeyen bir arayış içindedir. Bu şekilde kişiyi günahlara götürmektedir. Dolayısıyla, kişi her aklına geleni, nefsinin her istediğini değil; helâl, câiz olanı yapmalıdır. “Hele şu günahı işleyeyim, nefsim doysun, bir daha gerek duymam” düşüncesi, şeytanî bir düşüncedir.

  Çünkü nefis doymaz, günah işledikçe, zevk aldıkça, tekrar tekrar ister. “Nefsin kötü istekleri, öyle bir canavardır ki, ona isteklerini verdikçe doyacak yerde daha da acıkır.” Çare, nefsin İslâm’a aykırı isteklerine karşı mücadele ederek onu yerine getirmemektir. Nefis insanın en büyük ve sinsi düşmanıdır. Nefis, kişiyi her türlü ahlâksızlığa ve günah olan şeylere götürerek, maddî- mânevî çok büyük zararlar vermektedir. Rabbimiz Allah (c.c.) bu gerçeği şöyle bildirmektedir: “Sana gelen her kötülük kendi nefsindendir (onun kötü arzusuna ve isteklerine uymandandır).” (Nisâ, 4/79 ) Nefsinden dolayı, basit, gereksiz şeyleri bahane eden,  kavga çıkaran ve hatta cinayet işleyen nice insan vardır. Başa gelen belâların, üzücü olayların çoğu, nefsin kötü isteklerinin yerine getirilmesinden kaynaklanmaktadır.  Nefsin içki, kumar, zina, haksızlık, hırsızlık, ahlâksızlık, haset, kin, gurur, kibir gibi isteklerine uymasından dolayı dünya ve âhirette insan perişan olmaktadır.

  Yüce Allah şöyle buyurur:  “Ve derler ki: Eğer dinlemiş olsaydık ya da aklımızı kullanmış olsaydık, cehennemlikler arasında olmazdık.”  (Mülk, 67/10) ayeti bu tür insanların durumunu dile geçirdiği gibi çevremizde her gün yüzlercesini gördüğümüz suçlu insanların durumu da aynıdır. Aklın yolu birdir, o da hak yoludur. Bu yolu kabul etmeyenler akılsızlıklarının cezasını dünya ve ahrette çekerler. Rabbimiz şöyle uyarır:  “Allah, aklını kullanmayanları iğrenç bir hayatın içinde yaşatır"(Yunus,10/100) yani, o insanlar dünyada ve ahirette mutsuz olurlar.

  Hz Peygamber (s.a.s.) şu şekilde uyarır: “Ben Cehennem gibi acayip bir şey görmedim; insanlar ‘ondan kaçarız’ diyorlar, ama kaygısız yaşıyorlar (çok rahat günah işliyorlar)  Yine Cen­net gibi acayip bir şey görmedim; insanlar ‘onu isteriz’ diyorlar, ama kulluk görevlerini terk ediyorlar. (akıllıca hareket etmiyorlar”).7Akıllı kimse, sadece aklı olan değil aynı zamanda aklını doğru yerde, doğru şekilde kullanan, en azından kullanmaya gayret eden kimsedir.

  Akıllı insan, nefsin kötü arzularına uymaması gerekir.  Nefsin meşrû olan isteklerini yapıp, meşrû olmayan isteklerinden korunmak için de nefisle mücadele etmek gerekir. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:  “Mücahid nefsine karşı cihad edendir.”8 Mücahid, nefsin İslâm’a aykırı isteklerine karşı mücadele ederek ona galip gelen ve İslâm’a uygun olanı yapan kişidir. Bu uygunluk, hem nefis ve şeytanla mücadele, hem de İslâm’ın yaşanmasına karşı çıkan İslâm düşmanlarıyla mücadele şeklinde olur. Bu, hem İslâm’ın kendi hayatına hâkim olması için mücadele, hem de İslâm’ın topluma yayılıp hâkim olması için mücadeledir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Ama kim de, Rabbinin (huzurunda duracağı) makamından korkup (gereğini yapar) nefsini de kötü arzu ve hevesten men ederse işte muhakkak ki, cennet onun varacağı tek yerdir.” (Şems,  91/9-10)"Hiç şüphesiz, iyiler cennette, günahlara dadananlar ise  yakıcı ateşler içindedir." (İnfitâr, 82/13-14)

  Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurur: “Dünyanın gayr-ı meşrû işlerinde akıl zarar kaynağı, din işlerinde ise akıl seviniç kaynağıdır.”9Bazı kişiler rahatlıkla günah işledikleri, gayr-ı meşrû işler yaptıkları halde,  akıllı olduklarını idda ediyorlar.  Tabii ki,  bu iddia da olanlar kendilerini kandırmaktadırlar.  Ayet ve hadisler bu gerçeği ortaya koymaktadır. Sadece, ‘ben de müslümanım, kalbim temiz’ diyerek yaptığı kötülüklerin, günahların zararını görmeyeceklerini ve cennete gideceklerini düşünenler, kendilerini kandırmaktadırlar. “İnsanlar imtihana tâbi tutulmadan sadece iman ettik (biz de müslümanız) demeleriyle kurtulacaklarını mı sandılar? Andolsun ki Biz onlardan öncekileri de imtihan ettik. Allah elbette (imanda) doğru olanları bilir, yalancıları da bilir. Yoksa kötülükleri yapanlar Bizden kaçabileceklerini (cezadan kurtulacaklarını) mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar” (Ankebût, 29/2-4) buyrulmaktadır.

  Her türlü günahı, haramı işlediği halde “ben de cennete giderim” demek ahmaklıktır. Hz Peygamber şöyle buyurur: “Ey İnsanoğlu, Rabbine itaat et ki, sana akıllı denilsin. O’na isyan etme ki, sana cahil (aptal)  denmesin.”10 Müslüman kişi akıllı hareket eder ve korku ve ümit içersinde olur. Çünkü korku ile ümit beraber olmalı, sadece korku ve sadece ümit yanlıştır. Yanlışlar da yanlışa götürmektedir. Bazı kişiler de: “Biz günah işliyoruz, o yüzden cennete giremeyiz” diyorlar. Allah’tan ümit kesiyorlar ve günah işlemeye devam ediyorlar. Tabii ki bu da yanlıştır. Günahlara tevbe edenlerin tevbesini Allah, kabul edeceğini bildiriyor.

“Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira Ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça merhamet edenim.” (Bakara, 2/160) “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Zira Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler ümit keser.” (Yusuf, 12/87) Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: “Günahtan tevbe eden kimse hiç günahı olmayan kimse gibidir.”11 Müslüman kişi, bütün gayretiyle İslâm’ın prensiplerine uygun hareket etmeye çalışmalıdır. Buna rağmen günah işlediğinde hemen tevbe ederek kendisine çeki düzen vermelidir. Hangi şey için tevbe etmişse bir daha onu yapmamaya çalışmalıdır. Günah işlendiğinde de “Allah affetmez” diyerek tevbeyi kesinlikle terk etmemelidir. Çünkü “Allah tevbeleri kabul edicidir.” (Bakara, 2/160) Her türlü günahı işlediği halde “ben Cennete giderim” demek yanlıştır. Aynı şekilde, günahkâr olanların da “ben Cennete gidemem” demesi yanlıştır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur: “Cennet size ayakkabılarınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir.”12  Cennet ve cehennem insanlara uzak değildir. Dikkat etmeli, akıllı olmalı, haram olan, günah olan şeyleri değil; doğru olan işleri yapmalı. Sonu hüsranla biten mutluluk, gerçek mutluluk değildir. Müslüman, korku ve ümit içerisinde hayatını sürdürmelidir. Ne mutlu aklını doğru şekilde kullanarak İslâm’a uygun yaşamaya gayret edenlere ve sonsuz mutluluk yurdu olan Cennet’e girenlere!

Dipnot

1-  Câmiü’s-Sağir Muhtasarı, Tercume ve Şerhi, Yeni Asya Neşriyat, İst. 1996,  c. 3, s. 98, Hds. 2938

2-  Buhari, Hudut 22; Ebu Davud, Hudut 17; Tirmizi, Hudut, 1; İbn Mace, Talak 15

3- Ragıp el-İsfahanı, Müfredat, s. 342

4- İbn Mâce, Zühd 31; Tirmizî, Kıyâmet 25

5- Buhârî, Savm 51-55; Müslim, Sıyâm, 181-187

6- Tirmizî, Deavât 69 (3478); Nesâî, İstiâze, 2 (255)

7- Tirmizî, Cehennem 10

8- Tirmizî,. Cihad,  2 ( 1671);  İbn Mâce, Cihad,  7 ( 2767) 

9- Câmiü’s-Sağir, a.g.e., c. 3, s. 996, Hds. 2933

10- Câmiü’s-Sağir, a.g.e., c. 1, s.43, Hds. 39

11- İbn Mâce, Zühd 30

12- Buhârî, Rikak 29

Süleyman GÜLEK

 

DİĞER YAZILARI Doğruluktan ve adaletten ayrılmamak 01-01-1970 03:00 İbadet ve Güzel Ahlâk 01-01-1970 03:00 Oruç Tutmanın Maddi ve Manevi Faydaları 01-01-1970 03:00 Yılbaşı Kutlamaları 01-01-1970 03:00 Mallar ve Canlar İle İmtihan 01-01-1970 03:00 Cihadin Önemi 01-01-1970 03:00 Birlik ve Beraberlik İçerisinde Olmak 01-01-1970 03:00 Savaş ve ahlak 01-01-1970 03:00 Zalimler İçin Yaşasın Cehennem! 01-01-1970 03:00 Gazze’de Yaşanan İnsani Vahşet 01-01-1970 03:00 Peygamberimizi Sevmek 01-01-1970 03:00 Mutluluk Arayışı 01-01-1970 03:00 Çocuk ve Okul 01-01-1970 03:00 Mutlu Aile 01-01-1970 03:00 Zevk ve Eğlenceye Düşkünlük 01-01-1970 03:00 Ahiret Bilinci 01-01-1970 03:00 Tesettürlü Olmak 01-01-1970 03:00 Çocuğa Allah İnancını ve Sevgisini Aşılamak 01-01-1970 03:00 Çocuk ve Din Eğitimi 01-01-1970 03:00 İbadet Bilinci 01-01-1970 03:00 Hz. İbrahim’in İnanç Mücadelesi 01-01-1970 03:00 Anne ve Babanın Değerini Anlamak 01-01-1970 03:00 İnsanın İki Yönü 01-01-1970 03:00 28 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi’ne Bakış 01-01-1970 03:00 Bayramlar Huzur ve Mutluluk Günleridir 01-01-1970 03:00 Câhiliye ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 Barış ve Huzur 01-01-1970 03:00 İbadet ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 Ramazan ayı ve oruç 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı 01-01-1970 03:00 Ölüm Gerçeği 01-01-1970 03:00 Depremlerden ve Üzücü Olaylardan İbret Almak 01-01-1970 03:00 Gün Birlik, Beraberlik ve Yardımlaşma Günüdür 01-01-1970 03:00 Deprem Gerçeği 01-01-1970 03:00 Sade Bir Hayat 01-01-1970 03:00 Kur’an’ın Önemi 01-01-1970 03:00 Gençle İletişim 01-01-1970 03:00 Âdâb-I Muâşeret, Görgü Kuralları 01-01-1970 03:00 Söz Söyleme Adâbı 01-01-1970 03:00 Noel ve Yılbaşı 01-01-1970 03:00 Din ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 İffetli Olmak 01-01-1970 03:00 Yaratiliş Gayesini Anlamak 01-01-1970 03:00 Dünya Engelliler Günü 01-01-1970 03:00 Engelli Bireyi ve Aileyi Anlamak 01-01-1970 03:00 Terör saldırısı 01-01-1970 03:00 Yaşlıları Anlamak 01-01-1970 03:00 Çocukları Tanımak ve Anlamak 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber’in örnek ahlâkı 01-01-1970 03:00 Ahlâk Eğitiminin Önemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatına Aşırı Düşkünlük 01-01-1970 03:00 Başarıya Ulaşmanın Kuralları 01-01-1970 03:00 Ailede ve Okulda Çocuk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Dünyanın Cazibesine Aldanmak 01-01-1970 03:00 Dünya ve ahiret mutluluğu 01-01-1970 03:00 Siyaset ve Ahlâk 01-01-1970 03:00 İyi bir müslüman olmak 01-01-1970 03:00 Çocuk Yetiştirmek 01-01-1970 03:00 Tartışma Usulü 01-01-1970 03:00 Toplumsal Ahlâk 01-01-1970 03:00 İyilik Yapmak 01-01-1970 03:00 eşlerin karşılıklı vazifeleri 01-01-1970 03:00 Çevre Ahlâkı 01-01-1970 03:00 Kurban bayramının önemini anlamak 01-01-1970 03:00 Dünya-âhiret dengesi nasıl olmalı! 01-01-1970 03:00 Gençlik ve ahlâk 01-01-1970 03:00 Kötü Huylardan Korunmanın Yolları 01-01-1970 03:00 Aile Hayatı 01-01-1970 03:00 Kötü ahlâkın zararları 01-01-1970 03:00 Güzel ahlâkın faydaları 01-01-1970 03:00 Engellileri Anlamak 01-01-1970 03:00 İsraf ve Cimrilik 01-01-1970 03:00 Anneler baş tacıdır! 01-01-1970 03:00 İslâm Ahlâkı 01-01-1970 03:00 Takvâ Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 İslâm Ahlâkının İman Ve İbadetle Alakası 01-01-1970 03:00 müslüman ve ahlâk 01-01-1970 03:00 EDEB VE ÂDÂB 01-01-1970 03:00 Güzel ahlâk sahibi bir müslüman nasıl olmalı! 01-01-1970 03:00 İman, ibadet ve ahlak 01-01-1970 03:00 Ticaret ve Ahlak 01-01-1970 03:00 Ahlâkin önemi ve gayesi 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlaklı Omalı 01-01-1970 03:00 Allah’a yönelmenin önemi! 01-01-1970 03:00 Aile Ahlakı 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Görevler 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Sorumluluk 01-01-1970 03:00 Ahlâka Olan İhtiyaç 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Yozlaşma 01-01-1970 03:00 İhlâslı ve samimi olmanın önemi 01-01-1970 03:00 İffet ve Hayânın Önemi 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlâklı Olmaya Özen Gösterelim! 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlaklı Olmak 01-01-1970 03:00 Vefalı Olmak 01-01-1970 03:00 Bayram sevincini yaşamak! 01-01-1970 03:00 Annelerin Değerini Bilmek 01-01-1970 03:00 Ramazan, Kur’an Ve Oruç Bilinci 01-01-1970 03:00 Ramazan, Kur’an Ve Oruç Bilinci 01-01-1970 03:00 Temizlik İmandandır 01-01-1970 03:00 Miraç Ve Namaz 01-01-1970 03:00 Üzüntü Ve Sıkıntılarla İmtihan 01-01-1970 03:00 Tedbir Almak Ve Allah’a Güvenmek 01-01-1970 03:00 Sağlığı Korumanın Önemi 01-01-1970 03:00 Kadın Haklarına Bakış 01-01-1970 03:00 Nezaketli, Saygılı Olmak 01-01-1970 03:00 Kanaatkâr Olmak 01-01-1970 03:00 Hayatı Sade Yaşamak 01-01-1970 03:00 Takvâ Sahibi Olmanın Önemi 01-01-1970 03:00 Yılbaşı kutlamaları neyin nesi? 01-01-1970 03:00 Çocuk Ve Namaz 01-01-1970 03:00 Ailede Mutlu Olmanın Yolları 01-01-1970 03:00 Ailede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 01-01-1970 03:00 Çeşitli Hurâfeler Ve Batıl İnançlar 01-01-1970 03:00 Lüks Ve İsraf Sorunu 01-01-1970 03:00 Doğru ve güvenilir olmayı hayatımıza ilke edinelim! 01-01-1970 03:00 Merhamet etmeyene merhamet edilmez! 01-01-1970 03:00 Ahlakımızı güzelleştirelim! 01-01-1970 03:00 Zinanın Zararları 01-01-1970 03:00 Hz. İbrahim denilince, aklımıza gelenler 01-01-1970 03:00 Mutlu Ve Uyumlu Evlilik 01-01-1970 03:00 Dünya hayatına aldanmak! 01-01-1970 03:00 Adaletten ayrılmamak! 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlâk Mutlu Olmayı Sağlar 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatının Cazibesi 01-01-1970 03:00 Mutluluk Özlemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatını Anlamak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber’in çocuklara verdiği değer 01-01-1970 03:00 Gençlere Tavsiyeler 01-01-1970 03:00 Ahde Vefa 01-01-1970 03:00 Son Çare Boşanma 01-01-1970 03:00 Eğitim, Öğretim Ve İlim 01-01-1970 03:00 Tevazu Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Güzel Geçimli Olmak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber’in hoşgörüsü ve affediciliği 01-01-1970 03:00 Şefkat Ve Merhamet 01-01-1970 03:00 Eşini Tanımanın Önemi 01-01-1970 03:00 Yaşlılar, gözü yaşlı olmasın! 01-01-1970 03:00 Doğru Ve Güvenilir Olmak 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber (s.a.s.)’İn ahlâkî özellikleri 01-01-1970 03:00 Model şahsiyet, hz. Peygamber (S.A.S.) 01-01-1970 03:00 İhlâslı / Samimi Olmanın Önemi 01-01-1970 03:00 Güzel Davranışlar Huzur Ve Mutluluk Kazandırır 01-01-1970 03:00 Neslin Korunması 01-01-1970 03:00 Ailede Çocuğun Yaşına Göre, Din Eğitimi Verilmesi 01-01-1970 03:00 Genç Neslin Manevi Sorunları 01-01-1970 03:00 Evlilikte Mutsuzluğun Sebepleri 01-01-1970 03:00 Bayramları Fırsat Bilmeli 01-01-1970 03:00 Oruç, Ahlâkımızı Güzelleştirir 01-01-1970 03:00 Müslüman bir genç nasıl olmalı? 01-01-1970 03:00 Gençliğin Önemi 01-01-1970 03:00 Gelin-Kaynana Geçimsizliği Ve Çözüm Önerileri 01-01-1970 03:00 Ailede Çocuğun Ahlâk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Aile İle İlgili Sorular Ve Cevapları 01-01-1970 03:00 İslâm’ın Kadına Verdiği Değer 01-01-1970 03:00 Başarılı Olmak 01-01-1970 03:00 Ailede Erkeğin Sorumlulukları 01-01-1970 03:00 İnsan hayatının dört önemli dönemi: Çocukluk-Gençlik-Yetişkinlik-Yaşlılık 01-01-1970 03:00 Âhirete İnanmanın Faydaları 01-01-1970 03:00 Yılbaşı Gerçeği 01-01-1970 03:00 Âhirete Imanın Önemi 01-01-1970 03:00 Üç Kutsal Mekânın Özellikleri 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatının Aldatması 01-01-1970 03:00 Dünya Ve Âhiret Dengesini Kurmak 01-01-1970 03:00 Ahlâkî Çöküntü 01-01-1970 03:00 Lüks Ve İsraf İlgisi 01-01-1970 03:00 Mal, Mülk, Servet Tutkusu 01-01-1970 03:00 İnsanların Birbirleriyle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Cinsellikle İmtihan 01-01-1970 03:00 Üzüntülerle, Bela Ve Musibetlerle İmtihan 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı Bir İmtihandır 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatinda Mal Mülk, Evlât, Makam Ve Mevki Gibi Imkânlarla Övünmek 01-01-1970 03:00 Kurban İbadetinin Önemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatına Hırsla Kapılmak 01-01-1970 03:00 Dünya Hayati Bir Oyun, Oyalanma Eğlence Ve Övünmedir 01-01-1970 03:00 Hayatı Anlamak Ve Anlamlandırmak 01-01-1970 03:00 Doğal Âfetler 01-01-1970 03:00 Hz. Peygamber (s.a.s.)’İn aile hayatı 01-01-1970 03:00 Eğitim Ve Mutluluk 01-01-1970 03:00 Duâ, Huzur Ve Mutluluk Kaynağıdır 01-01-1970 03:00 Bayram 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı Kısa Ve Geçicidir 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Orucun Önemi Ve Mahiyeti 01-01-1970 03:00 Ergenlik Döneminin Özellikleri 01-01-1970 03:00 Anneler her zaman hatırlanmalıdır! 01-01-1970 03:00 Anne Babaya İyi Davranmak 01-01-1970 03:00 Asr-ı Saadet 01-01-1970 03:00 En güzel örnek hz. Muhammed (s.a.v.) 01-01-1970 03:00 Mutlu Ve Huzurlu Olmak 01-01-1970 03:00 Çocuğa Görgü Kurallarını Öğretmek 01-01-1970 03:00 davet bilinci 01-01-1970 03:00 İman Ve Güzel Davranışların Önemi 01-01-1970 03:00 Ailenin Temel Kuralları 01-01-1970 03:00 Evliliğe Hazırlık Ve Eş Seçimi 01-01-1970 03:00 Gençlik Çağı Ve Önemi 01-01-1970 03:00 Ergenlik Döneminin Özellikleri 01-01-1970 03:00 Çocuklar zararlı alışkanlıklardan nasıl korunmalı? 01-01-1970 03:00 Evlilikte Geçimsizliğin Nedenleri 01-01-1970 03:00 Ahiret Hayatı 01-01-1970 03:00 Eşler Arasındaki Güzel Geçimin Formülü 01-01-1970 03:00 Doğal Âfetlerin Sebepleri 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza İbadet Bilinci Kazandırmak 01-01-1970 03:00 Kur'ân Ve Sünnetin Hayatımızdaki Yeri Ve Önemi 01-01-1970 03:00 Yılbaşı kutlamaları neyin nesi? 01-01-1970 03:00 İlmin Ve Eğitimin Önemi 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı Bir İmtihandır 01-01-1970 03:00 Mutlu bir yuva nasıl kurulur, nasıl korunur? 01-01-1970 03:00 İnsan Gerçeği 01-01-1970 03:00 Evliliğin Meyvesi Çocuklar 01-01-1970 03:00 Gerçek mutluluğun yolu: İman Ve Sâlih Amel 01-01-1970 03:00 Evlilikte Aile İçi Sağlıklı İletişim 01-01-1970 03:00 Evliliği Kolaylaştırmak 01-01-1970 03:00 Çocuk Ve Disiplin 01-01-1970 03:00 Cennet Ve Cehennem 01-01-1970 03:00 Ailede Çocuk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Çocukta Sorumluluk Duygusunun Geliştirilmesi 01-01-1970 03:00 Çocuğun Beden Ve Ruh Sağliği 01-01-1970 03:00 Çocukla Sağlıklı İletişim 01-01-1970 03:00 Televizyon, Bilgisayar ve İnternet Kıskacında Çocuk 01-01-1970 03:00 Özürlü Çocuklar Ve Mânevî Kazanımları 01-01-1970 03:00 İlim Ve Eğitimin Önemi 01-01-1970 03:00 Günümüzde Kaybolan Değerlerimiz: Komşuluk 01-01-1970 03:00 Hz. İbrahim (a.s)’dan İbretler Ve Öğütler 01-01-1970 03:00 İslâm’da Gençlik Ve Gençliğe Verilen Önem 01-01-1970 03:00 Gençlik Ve Arkadaşlık 01-01-1970 03:00 Dünyevîleşmenin Hazin Sonu 01-01-1970 03:00 Zulme Karşı Çıkmak 01-01-1970 03:00 Körü Körüne Bağlılık 01-01-1970 03:00 Gençlik Sorunları Ve Çözümleri 01-01-1970 03:00 Akıllı Olmak! 01-01-1970 03:00 Kadın Hakları 01-01-1970 03:00 Gençle Sağlıklı İletişim 01-01-1970 03:00 Mutlu Olmanın Yolları 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatının Gerçeği 01-01-1970 03:00 Çağın Hastalığı: Dünyevileşmek 01-01-1970 03:00 Adaletli Olmak Ve Zulümden Kaçinmak 01-01-1970 03:00