Istiklal Marşi Ve Akif’in Öğretmenliği

Memiş OKUYUCU

18-01-2021 08:34

İstiklâl Marşı’nın, Türkiye Büyük Millet Meclsinde kabulünün 100. yılını idrak etmiş bulunuyoruz. Mecliste diğer başka hiç bir karar da görülmeyen geniş bir mutabakat ve  tasvibe mazhar oldu. Milli Mücadele yıllarında Akif tarafından yazılan Millî Marş, mecliste ayakta alkışlandı. Sıra dışı bir alaka ile karşılandı. Tam da savaşın sürdüğü bir zamanda barındırdığı ruh, meclis üyelerinde ayrı bir heyecan oluşturdu. Bu durumu, meclisin heyecanını dile getirdi şeklinde ifade edebiliriz.  

İstiklâl Marşı, Türk Milletine yazılmış milli ruhunu aksettiren bir  destandır. İlk meclis, milli marşa karşı gösterdiği olağanüstü alakayla kabulü ile kültürel ve manevi arka plan olarak milletin sinesinden gelen bir ses olduğunu tescil etmiş oldu.

Akif, İstiklâl Marşı ile milletimizin, en az üç yüz yıllık arka plan hissiyatını ve kemale ermiş olan sesini kelama dökmüş oldu.  Taşıdığı ruh, sahip olduğu kimlik, kültür değerleri ve manevî güç ile  Akif’in iman dolu sinesinden fışkıran bir Milli Mutabakat metni olarak doğdu. Toplumun tümünün tartışmasız şekilde tasvibine mazhar oldu. Kabulü tarihinden beri de, bu niteliğini artırarak korumaya devam etti. Akif’in üstün anlatım kudretine dayalı Türkçesi ile bir edebiyat destanı, şahika mertebesine yükseldi. En çok okunan Türkçe metin/şiirlerden biri oldu.

Milletimizin sinesinden çıkmış olan Gazi Meclis, bir temsil  makamı olarak, kabulünün yüzüncü yılında, bu seneyi İstiklâl Marşı yılı ilan etti. İstiklâl Marşı, muhtevasındaki yüksek ruh ile  meclisteki tüm partileri tartışmasız bir araya getirdi. Bu kabul yüksek meclisin yüce ruhunu bir kez daha dünya aleme gösterdi.

Şimdi sıra ilmiyeye gelmiş bulunmaktadır. Kabulün yüzüncü yılı vesilesiyle;  İstiklâl Marşı’nın mana ve ruhu, yeni nesillere  yeniden yorumlanarak bir daha tanıtılmalıdır. Neslimize ‘sönmeyen ocak’ın ne olduğu tarihi, kültürel ve kimlik yönleri ile ülkemizin en yetkin kalemlerince tanıtılmalı. ‘Tek dişi kalmış canavar’ metaforundaki şecaat dolu bir haykırışla  düşmana ‘millet sillesi’ atan Akif’teki o coşkun ruh hali, milletimizle imtizaç ettirilerek anlatılmalı.

Cennet vatanın güzelliği en asil hali ile tasvir edilmeli. Feda olmak, feda etmek ve vatan kavramlarını bir araya getirerek destanlaştırarak, milletimizin sinesinden gelen bir duyuşa dönüştürülmeli.

Zihin, ruh ve düşünce olarak hürriyet ile kavramı işlenmeli. Milletimizin esaret kabul etmeyen isyan ruhu manevi ve yüksek bir kavrayışla yeni neslimize anlatılmalı.

İhtiva ettiği mana, kelime zenginliği ve Türkçe gücü ile İstiklâl Marşı bir varoluş destanımızdır. Yüz yıl sonrasını hazırlayacak olan bugünkü nesil; kavrayış, görüş ve söyleyiş bakımından yeni bir İstiklâl Marşı vizyonu ile buluşturulmalı.

Neslimiz; hakkı, hakikati, yaratıcısını tesbih eden alemdeki her zerrenin bizim emrimizde olduğunu idrak etmeli. Bu yüksek idrak ile bu dünyadaki insan olma halimizi zevk, estetik ve  milletimizin hissiyatını dile getiren güçlü isimlerden ince bir kalem işçiliği ile tanımalı.

‘Yurduna gövdesini siper’ etmenin bu çağdaki mecazları anlatılmalı. Bunun inanç kimlik, din, vatan, millet taraflarına ilaveten milli kimlik ve bilim ile sağlanabileceğine dair gençliğimize modeller oluşturulmalı.

Akif, yüksek bir edebi kuvvetle ve ruh kudretiyle yüz yıl önce bir öğretmen, bir muallim olarak milletimize böyle muazzam madi ve manevi zenginlikleri olan bir eseri armağan etti.

 Bize düşen bu eseri çağın ruhuna uygun olarak yorumlayıp, gelecek asra taşıyacak neslin ruhu haline getirmektir. Bu görev ilmiyemize düşmektedir. Bu işi kendisi de edebiyatçı olan sayın YÖK Başkanı üzerine almalı. İstiklâl Marşı’nın on kıtası için, on üniversite seçmeli. Her bir kıtanın yorumlanması bir üniversiteye verilmeli. Her kıta için biri tek sayfalık muhtasar(özet), diğeri  de yirmi sayfayı geçmeyecek iki metin hazırlatılmalı. Bu metinleri, tarih, kültür, vatan, din, inanç, kimlik, millet, iman, Türkçe, birlik, biz, ilim, medeniyet ve asır perspektifimiz ve kavramları üzerinden inşa etmeli. Üniversitenin, edebiyat fakültelerinin yanında, fen, mühendislik, tıp ve sosyal bilimler alanlarındaki tüm birimleri bu çalışmanın parçası haline getirilmeli. Nitelikli kalem ve tefekkür yüklü yüreklerden çıkacak her bir yazı birleştirilip, 12 Mart’ta meclisi bir daha ayakta selamlama yaptıracak muhtevaya büründürmeli.

Meb’de yıl boyu okullarda her bir kıtası ve açıklamasını ders konusu haline getirmeli.

İstiklâl Marşı’nın hem mana ve ruhu ihya edilmiş olur. Hem de milletimize ilmiyemize ve maarifimize yeni bir ruh kazandırılmış olur.

Hissedersek, hissettiririz.

İnanırsak, inandırırız.

Sağlıcakla kalın.

DİĞER YAZILARI Yeni Müfredat Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? 01-01-1970 03:00 Eğitim ve Maneviyat 01-01-1970 03:00 Maarif Muhiti, Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Maarifin Türkçesi 01-01-1970 03:00 Millî Eğitim Şûrası Üzerine 01-01-1970 03:00 Hârezmî Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Ankara’da Bir Eğitim ‘Ada’sı 01-01-1970 03:00 Bir Fikir Adamı Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Türkiye'de Şehirli Dindarlık 01-01-1970 03:00 Doğunun Yedinci Adami: Mehmet S. Aydin 01-01-1970 03:00 Türkiye’de Bir Üniversiteye Rektör Olmak 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Tarihe İz : Muallim Mahir İz 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Kalpten Gelen Bir Söz 01-01-1970 03:00 Maarif Televizyonu 01-01-1970 03:00 Muallim 01-01-1970 03:00 Bir Maarif Adami Olarak Mustafa Öcal 01-01-1970 03:00 Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze 01-01-1970 03:00 Tıp Dili Bizim Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Eğitimin Ele Alinacak Yani 01-01-1970 03:00 Dünyanin Sahili Selameti: Kalkınmış Türkiye 01-01-1970 03:00 Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun 01-01-1970 03:00 Üniversiteler Türkiye’ye Ne Zaman Yetişir? 01-01-1970 03:00 Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Temel Eğitim Meselesi: Meslekî Eğitim 01-01-1970 03:00 Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye 01-01-1970 03:00 Meslekî Eğitim Üniversitesi 01-01-1970 03:00 Mütehassis Olmayan ‘Eğitim Uzmani’ Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Kıran Günlerinde Meşk Ve İçe Yolculuğumuz 01-01-1970 03:00 Yeni Bir Sistem Ve ‘Yenilmişlerin’ Düzeni 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: Köy Enstitüleri – 2 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi Köy Enstitüleri 01-01-1970 03:00 Ederini Tüketen Düzen Ve Biz 01-01-1970 03:00 Akif’in Türkiyesi, Türkiye’nin Akif’i 01-01-1970 03:00 Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz 01-01-1970 03:00 Üreten Nesil Çağı Yönetir 01-01-1970 03:00 Kalbinin Dili Olmayan Şair: Akif 01-01-1970 03:00 Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak 01-01-1970 03:00 Tuba Ağaci, Bambu Ağaci 01-01-1970 03:00 Tarihin Inkilap Etmesi 01-01-1970 03:00 Geleceğin Dünyasi 01-01-1970 03:00 Gelişler Ve Geri Gidişler 01-01-1970 03:00 Hak Temelli Bir Reforma Doğru 01-01-1970 03:00 Söylesem Tesiri Yok, Sussam… 01-01-1970 03:00 Maarif reformu neden şart? 01-01-1970 03:00 Yazmak Ve Yazarak Yaşamak 01-01-1970 03:00 İlim iktidarı, memleketin imarıdır! 01-01-1970 03:00 Maarifin ahlâkı var mı? 01-01-1970 03:00 Maarifin örfü yok Orff’u var! 01-01-1970 03:00 Eğitimde Dezavantajlı Gruplar Ve Maarifin Adaleti 01-01-1970 03:00 Dört çeker, ne kadar çeker! 01-01-1970 03:00 O şehre varmaz isek! 01-01-1970 03:00 Durduramayacaksınız! 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Yurt dışı Öğrenci Perspektifi 01-01-1970 03:00 FETÖ’nün Eğitim Boyutu 01-01-1970 03:00 Maarifimize Çankırı Modeli 01-01-1970 03:00 Utangaç Sunumlu ‘Zoraki Ve İstendik’ İnsan 01-01-1970 03:00 Maarif nedir? 01-01-1970 03:00 Seçimin galibi: eğitim sistemidir! 01-01-1970 03:00 Eğitimi Terbiye Etmek 01-01-1970 03:00 Ecnebi memleketlere öğrenci gönderme meselemiz! 01-01-1970 03:00