Kıran Günlerinde Meşk Ve İçe Yolculuğumuz

Memiş OKUYUCU

11-06-2020 13:30

Korona kıranı dünya tarihi boyunca  insanlığın gördüğü en büyük  sağlık meselelerinden biri halini aldı. Bu büyük kıranı, bütün sonuçları ile birlikte  yaşamaktayız.

Kıran dünya genelinde eğitimi tümüyle etkiledi.  Kıran dolayısıyla bütün yeryüzünde okullarını kapatan ülke sayısı 193 oldu. Bu salgından etkilenip okulları kapanan öğrenci sayısı dünya genelinde 1 Milyar 724 milyonu buldu.

Türkiye’de 2020 itibari ile toplam öğrenci sayısı 25 milyon 650 bindir. Ortaokul ve liselerimizde 1 milyon 579 bin, üniversite seviyesinde ise yaklaşık 3 milyon 963 bin öğrenciye uzaktan ve açık öğretim verme tecrübesine sahip bir ülke konumundadır.

Bu virüs,  Çin’in Vuhan kentinde 2019’un sonlarında ortaya çıktı. Önceleri zatürreye sebep olan bir sıradan hastalık/virüs zannedildi. 7 Ocak 2020 tarihinde ise Çinli yetkililer yeni tip bir koronavirüs ile karşı karşıya olduğumuzu açıkladılar. O tarihten itibaren Dünya ülkelerinin hemen tamamı teyakkuza geçmeye başladı.

Sağlık alanında yaptığı yatırımları, salgın için seferber etmesi devlet sistemine büyük bir motivasyon kattı. Bu haliyle Türkiye, korona kıranını  bütün yeryüzünde sağlık alt yapısı ile en güçlü şekilde karşılayan ülke oldu.   

 

Türkiye'de 11 Mart 2020 tarihinde ilk kıran vak’ası görüldü. 16 Mart 2020 tarihinden itibaren de orta ve yükseköğretim okulları tatil edildi. Türkiye, devlet ve millet çapında  bilim, zihin, fikir,  fizikî şartlarını olabildiğince iyi hazırlayarak salgını karşıladı.  

Özellikle 16 Mart 2020 tarihinden itibaren Türkiye’de  yoğun bir kamuoyu hazırlığı başladı.  Süreç oldukça iyi bir hazırlıkla başlatıldı. 

 

Sosyal Alanda…

 

Korona kıranı, tarihte ender rastlanan hatta bir örneği olmayan şekilde eve kapanma dönemi yaşattı. Klasik dönemimize ait ‘kış ve köy odası’ geleneğimizin modern ve şehirleşmiş versiyonu yaşandı/yaşanmakta.

Türkiye, devlet ve millet olarak ilk başlardaki üzerindeki tutukluğu atarak, şartlara hızlı bir uyum gösterdi.  Bütün kamu kurumları ve halk, oldukça seri bir şekilde sürece dahil edildi. Özellikle kamu talimatları,  halk tarafından büyük bir ciddiyetle ve olgunlukla uygulanmaya başlandı.

 

Türkiye küresel bir sağlık hadisesini, sosyal bir dayanışma ile karşılama başarısı gösterdi. 

Ülkemiz yeni kavramlarla tanıştı. Sağlık ve tedbir ile birlikte yeni bir hayat modelini tanıdı. Konfor çağının getirdiği hayat standardı içerisinde kriz yönetimini yeniden ve oldukça başarılı bir şekilde uyguladı. Halk bu yeni hale kemal-i sadakat ile uyum gösterdi. 

 

Bu dönem halkımız içinde bir iç yolculuğu ve muhasebeyi de beraberinde getirdi. Yeni okumalar, yeni kritik ve değerlendirmeler ile geçen bir dönem oldu. Bir takım algılar değişti. Ülke ve millet olarak geleceğimize dair yeni ve güçlenmiş ideal ve düşünceler oluştu. Aidiyetler ve dayanışma duyguları güçlendi.

 

Kıran Döneminde İçe Yolculuk ve Ailemiz…

 

Türkiye işte bu dönemde sosyal olarak da bir muhasebe, yenilenme ve içe yolculuk dönemine girdi. Bir maverai yolculuğu da beraberin de getiren bu kıran dönemi sosyal, kültürel ve kimlik aidiyetlerin de bir yenileşmeyi de beraberinde getirdi. 

Bu dönem de insanımız daha çok aile ile birlikte olmaya, aileye daha kaliteli zaman ayırmaya ve ailede paylaşmaya daha çok  zaman ayırmaya başladı. Böylelikle aile birliği, aile değerleri ve aile dayanışması arttı. Aile bağları kuvvetlendi. 

Geleneksel aile yapımız bir türden bakıma alınmış oldu. Çocuk/anne, çocuk/baba, anne/baba ilişkileri yeni keşiflerle yakınlaştırılıp, güncellenmeye tabi tutuldu. Özellikle toplumsal mirasımızı geleceğe taşıyacak olan ilkokul düzeyindeki çocuklarımızda, şahsiyet tezahürleri, bir olgunluğa doğru evrildi. Çocuklarımız modern çağda, iş hayatı içerisinde bir türden aile restorasyonu yaşamış oldular. Babayı ve anneyi olabildiğince az görerek büyüyen çocuklar aileyi yeni baştan keşfedip, aile  atmosferini yeni baştan yaşamaya başladılar. Çocukların şahsiyetleri gelişti ve güçlendi.

 

Bu Dönemde Eğitim/Talim Terbiyemiz…

 

Ülke maarifinin hedefi, ideallerine uygun insan yetiştirmektir. Kıran döneminde bir insani yenilenme yaşanmaya başlandı. Bir türden kendiliğinden ve içe doğru bir reform diyebiliriz buna. Hem de maarif reformu. Bu reform tarihimizde ilk defa aşağıdan yukarıya doğru gerçekleşmektedir. Reformu bu defa halkımız yapmaktadır. Hem de sessiz sedasız. Hem de hiç bir gürültü ve patırtıya mahal vermeden… Hem de bir krizi fırsata çevirerek.

 

Nasıl mı?

 

Korona kıranı dediğimiz bu dönemin en derin tesirleri maarif/eğitim alanın da görüldü.

 

Çocuklar bu dönemde not baskısı olmadan özellikle ilkokuldan itibaren ‘hayat bilgisini’ adeta yeni keşfetmeye başladılar. Bu durum çocuklarda bir değişim ve dönüşümü de beraberinde getirdi.  Hem de yaparak yaşayarak bir ‘hayat bilgisi’ni en hakikatı ile hayatın tam içinde öğrenmeye başladıkları bir değişim oldu bu dönemde.

 

Çocuklarımız bu kıran döneminde evdeki hayatımızı yeni baştan keşfettiler.

Ev süpürerek ev hayatına başladılar. Toz aldılar. Paspas yaptılar. Sofra kurup, sofra topladılar. Hamur yoğurup,  yufka açtılar. Yoğurt mayaladılar. Bitki yetiştirdiler. Çim ektiler. Domates fidesi yetiştirdiler. Anlayacağınız ev işlerini yeni baştan öğrenip, görev edasıyla bir ev hayatı yaşadılar. 

Sonra yeni iş ve beceriler öğrendiler. Süslemeler yaptılar. Karagöz Hacivat oynadılar. Yaşlı kıyafetleri giyerek babaanne ve dede oyunu oynadılar. Sessiz sinema canlandırdılar. Video çekimleri yaptılar. Şiirler okudular. Tiyatro etkinliği düzenlediler.

 

Çocuklarımız bu kıran dönemini yeni doğuşlara döndürmeyi başardılar.

 

Bu dönemde çocuklarımız ‘atomize birey’ kimliğinden sıyrılarak, aidiyetlerini kuvvetlendirdiler. Toplumdaki rolleri güçlendirilmiş  ‘birey’ kimliğine bürünmeye başladılar.

 

Ev de hocalarının verdikleri ders konularına ilaveten, yeni beceriler edindiler. Kendi yaratıcı becerilerini geliştirme yoluna gittiler. 

Ailede iş bölümüne katılmayı vs çocuklar bu dönemde daha fazla yapmaya başladılar.   Aile dayanışması ve yeni beceriler edinerek kültürel temellerimize dayalı birey kimliklerini güçlendirdiler.

Bir takım  formel uygulamalar, tüketim ve teknolojiler yoluyla gelen hedonist, materyalist anlayışı informel insiyaklarla aşacak bir aidiyet ve özgüven oluşturuldu. Özellikle çağ çocuklarımızda eksikliğini hissettiğimiz beli başlı temel davranışlar mevcut idi. Bu dönemde ev şartlarında sosyal bağışıklık ile yeni davranışlar geliştirilerek bu alandaki boşluklar dolduruldu.

 

Sabretmek, ülke ve milletimiz  için kurallara uymak, geleceğimiz için belli çerçevelerde yaşamak, fedakârlık gibi temel davranışları, çocuklarımız yine bu dönemde yeniden öğrenmeye başladılar. Hem de yaparak/yaşayarak öğrendiler.

Özellikle ezberci, ansiklopedik bilgiye dayalı öğrenme metotlarını  aşarak, evlerde yeni bir zihni faaliyet  kapısı araladı çocuklarımız. Hocalarının yönlendirmesi ile mevcut teknolojik vasıtalarla ürettikleri modelleri birbirleri ile teknolojik ortamlarda paylaştılar. Bu  suretle, üretkenliklerini yeniden keşfetmeye, geliştirmeye başladılar. 

İdeolojiler çağının kısır miraslarından kurtulmaya çok uygun bir sosyal dönem önümüzde açılmış durumdadır. Bilinen azber ve bütün suni algılar değişmekte. Meşk edasıyla, klasik usulde dede torun arasında bir kültür ya da öğrenme faaliyetini artık herhangi bir balkonda görebilirsiniz. Devam eden bu halin  medeniyetimiz namına sessiz bir dönüşüm yaşatma potansiyeli  kültür ve kimliğimizin bütün alanlarında görülmekte.

Yaşadığımız dönemin gündeme az gelen iki sessiz kahraman gurubunu bir vefa borcu olarak analım: öğretmenler ve anneler.

Sağlıcakla kalınız.

DİĞER YAZILARI Yeni Müfredat Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? 01-01-1970 03:00 Eğitim ve Maneviyat 01-01-1970 03:00 Maarif Muhiti, Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Maarifin Türkçesi 01-01-1970 03:00 Millî Eğitim Şûrası Üzerine 01-01-1970 03:00 Hârezmî Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Ankara’da Bir Eğitim ‘Ada’sı 01-01-1970 03:00 Bir Fikir Adamı Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Türkiye'de Şehirli Dindarlık 01-01-1970 03:00 Doğunun Yedinci Adami: Mehmet S. Aydin 01-01-1970 03:00 Istiklal Marşi Ve Akif’in Öğretmenliği 01-01-1970 03:00 Türkiye’de Bir Üniversiteye Rektör Olmak 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Tarihe İz : Muallim Mahir İz 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Kalpten Gelen Bir Söz 01-01-1970 03:00 Maarif Televizyonu 01-01-1970 03:00 Muallim 01-01-1970 03:00 Bir Maarif Adami Olarak Mustafa Öcal 01-01-1970 03:00 Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze 01-01-1970 03:00 Tıp Dili Bizim Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Eğitimin Ele Alinacak Yani 01-01-1970 03:00 Dünyanin Sahili Selameti: Kalkınmış Türkiye 01-01-1970 03:00 Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun 01-01-1970 03:00 Üniversiteler Türkiye’ye Ne Zaman Yetişir? 01-01-1970 03:00 Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Temel Eğitim Meselesi: Meslekî Eğitim 01-01-1970 03:00 Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye 01-01-1970 03:00 Meslekî Eğitim Üniversitesi 01-01-1970 03:00 Mütehassis Olmayan ‘Eğitim Uzmani’ Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Yeni Bir Sistem Ve ‘Yenilmişlerin’ Düzeni 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: Köy Enstitüleri – 2 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi Köy Enstitüleri 01-01-1970 03:00 Ederini Tüketen Düzen Ve Biz 01-01-1970 03:00 Akif’in Türkiyesi, Türkiye’nin Akif’i 01-01-1970 03:00 Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz 01-01-1970 03:00 Üreten Nesil Çağı Yönetir 01-01-1970 03:00 Kalbinin Dili Olmayan Şair: Akif 01-01-1970 03:00 Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak 01-01-1970 03:00 Tuba Ağaci, Bambu Ağaci 01-01-1970 03:00 Tarihin Inkilap Etmesi 01-01-1970 03:00 Geleceğin Dünyasi 01-01-1970 03:00 Gelişler Ve Geri Gidişler 01-01-1970 03:00 Hak Temelli Bir Reforma Doğru 01-01-1970 03:00 Söylesem Tesiri Yok, Sussam… 01-01-1970 03:00 Maarif reformu neden şart? 01-01-1970 03:00 Yazmak Ve Yazarak Yaşamak 01-01-1970 03:00 İlim iktidarı, memleketin imarıdır! 01-01-1970 03:00 Maarifin ahlâkı var mı? 01-01-1970 03:00 Maarifin örfü yok Orff’u var! 01-01-1970 03:00 Eğitimde Dezavantajlı Gruplar Ve Maarifin Adaleti 01-01-1970 03:00 Dört çeker, ne kadar çeker! 01-01-1970 03:00 O şehre varmaz isek! 01-01-1970 03:00 Durduramayacaksınız! 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Yurt dışı Öğrenci Perspektifi 01-01-1970 03:00 FETÖ’nün Eğitim Boyutu 01-01-1970 03:00 Maarifimize Çankırı Modeli 01-01-1970 03:00 Utangaç Sunumlu ‘Zoraki Ve İstendik’ İnsan 01-01-1970 03:00 Maarif nedir? 01-01-1970 03:00 Seçimin galibi: eğitim sistemidir! 01-01-1970 03:00 Eğitimi Terbiye Etmek 01-01-1970 03:00 Ecnebi memleketlere öğrenci gönderme meselemiz! 01-01-1970 03:00