Dört Cariyeli Hayallerin Topuk Sendromu

Hülya Bulut

17-01-2019 13:39

Deliriyorum o sesi duyduğumda!    

Tak tak tok tok tik tik…  

Kalp atışlarım hızlanıyor,

Uykularım kaçıyor. 

Sessizlikte

Kütür kütür,

Çileden çıkıyorum,

Duvarları tırmalıyorum.

Hele de cilalı döşemede çivisi çıkmış topuk sesleri var ya…

Çızır çızır…  

Sinirlerim bozuluyor,

Kan beynime çıkıyor,

Beynim zonkluyor.

Allak bullak oluyorum,

Dişlerimi sıkıyorum,    

Takır takır…

Vücudumun huzuru bozuluyor!

Tik tok tik tok… 

 O sesler var ya o sesler; yerimden oynatıyor,  

Depresyona giriyorum,

Psikolojim bozuluyor.

Panik ataklarım artıyor.  

Tık tıka tık tıka tıkır tıkır…

İşkence çekiyorum, kafamı toplayamıyorum.   

Etek boyundan, ayakkabı topuğuna kadar,

Aklımın içinde deli sesler,

Geriliyorum, mahvoluyorum…

Topuk tıkırtısı!

Çirkin zihin oyunları,

Büyüyen karanlık, cisimleşen hayaller.

Kış-kır-tı-cı

Baş edemiyorum,

Yasaklansın!

Az sesli olsun. Haramdır. Caiz değildir. Kötüdür. Fenanın fenası, lanetlidir…

Hatice Hanım’ın Göztepe’deki köşkünden kaçan kışkırtılmış ürkek kuşlar, sinsi sinsi hücuma kalkmış. Belli ki hayali kurulmuş; Çalıkuşu’nun ayakkabı topuğu, müdür beyin yeşil kürküne dolanmış!

Âdem dipsiz bir kuyuya düşmüş,

Nefes sesleri, ayak seslerine karışmış…

Aklımız sızım sızım sızlıyor…

Topuklu ayakkabı caiz değildir deyip pot kırmış birileri,

Potluğu gidermek içindir, üç nokta bir çizgi, cevap veriyoruz…

-Öncelikle

Cahiliye devrinde değiliz!

Giysilerin önü, göğüslerinin yarısına kadar açık kadınlar için söylenmiş sözleri üzerimize yapıştıramayacaksınız.

Duyduk ki

Cahiliye döneminde kadınların ayak bileklerine taktıkları zilli halhalların yerine, topuklu ayakkabı sesini duyanlar varmış,

Erbap bu sesin ne anlama geldiğini çok iyi anlarmış,

Ayakkabı tak tak, mesaj, bana bak bak mış,

Cilvemden elenktrik alsanaymış,

Cehaletin geldiği son perde;

Ayakkabı takırtısı, ahirette zina cürmüyle yargılanacakmış.

Hınçla heyecanlananlar,

Cahiliyenin cariyeleri, saklı ziynetlerini dikkat çekmek için ayaklarını yere vurmuşsa bundan bize ne?

Söyleyin ki;

“Saklı ziynetlerine dikkat çekmek için, ayaklarını da yere vurmasınlar.”

Kitabullah’ın sözü!

Kim okumuş, yorumlamış?

Elmalılı!

Birileri Elmalılı’nın arkasına gizlenip, yakışıksız eklemeler yapmış!

Ayakkabı giymede ki ölçü: Ayaklar yere vurulduğunda ses çıkarmamalıymış.       

Kusurlu “milyon bin bir” kadın hareketinden biriymiş.

Ellerinden gelse kadına ait ne varsa atar bunlar dünyadan aşağı.

Yüzyıllardır süren bu aşağılama, bu baskı, üzerimizde kurmaya çalıştığınız bu iktidar,

Kadına bitmeyen bu düşmanlık, bu kin niye?

Dosdoğru gidenlere, niyeti bozup, bakışları kayanlar; Çarpık düşüncelerinizle bizi yolumuzdan alıkoymaksa derdiniz,

Mış mış da mış mış…  

Oysa cennetten düşüşü beraber yaşamışız. İnsanlığın var olduğu o ilk günden beri o yollarda dost olmuşuz, can olmuşuz, yoldaş olmuşuz.   

Siz, yol yorgunu etseniz de inanmak istemeseniz de biz, her bir işimizi doğru yaptık.

Şüphe uyandırmasın, rahat olun, delilenmeyin,  kafanızı duvarlara vurmayın boş boş… 

Kimselerin nazar-ı dikkatini celbetmek gibi bir niyet ortada,

Yok!

Biz,

Kendi aklımızla okuduk, yorumladık;

“Allahü Teâla, sizin şeklinize, görünüşünüze ve mallarınıza değil, kalplerinize; amellerinizi ne niyetle yaptığınıza bakar.” Müminin niyeti, amelinden önce gelir! Amellerin değeri onların ortaya çıkmasına sebep olan niyet ve ihlasla ölçülür.

Dinin aslı budur.

“İnsanlar helak olur, âlimler kurtulur. Âlimler de helak olur, amel sahibi âlimler kurtulur. Amel sahibi âlimler de helak olur ancak ihlas sahibi olanlar kurtulur. Ancak bu ihlas sahipleri de her an bu dünyada büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.”

İşte o tehlikedir ki:

Bilmez misiniz?

Dünyalık mevkii için boş lakırdı edenlerin, ahirette nasibi olmaz. Mal ile mevkii verilmiş, ilim yoksa niyeti bozukların yaptığı eylemlerle aynı seviyede vebaliniz.

Mektuba-ı Rabbani der ki: “İbadetleri kuvvetli ve sağlam yapmak niyetiyle uyunursa uyku bile ibadet olur. Nice küçük ameller vardır ki niyetler onları büyütür, nice büyük ameller vardır ki niyetleri onları küçültür. Amelden önce, amel için niyeti öğrenin.”            

İşinize geleni, içinizden geçtiği gibi yorumlamayın.

Cehennemde ateş yoksa herkes ateşini yanında götürecekse, niyetlerinize sahip olun! Vebale girip, ateşinizi harlatmayın.

Yok, hayır kızgın değiliz. Sadece soruyoruz,

Sizin kalbinizin ameli ne?

Topuk sesi duyunca ne oluyor içinizde?

Az cesaret, söyleyin asıl korkunuzu…

Evcil kadınların uyanışını mı duydunuz, o seslerde?

Uyandılar, kamusal alana çıktılar ve başkaldırıyorlar!   

Bu mu derdiniz? Bundan mı bunca yıpratma çabanız?

Ve fakat artık olmaz, yapamazsınız,

Kadınları bu şekilde yıpratamazsınız.

Allah, kadını siz aşağılayın diye yaratmadı. Bıkmadınız, kadınlarla uğraşmaktan.

Düşünceleri zorluyorsunuz. Yalan, iftira, fitne çıkarma asıl bunlar caiz olmayanlar.

Siz kalbinizi koruyun,

Siz kalbinizi kirden arındırın, o sesler suçlu değil. Duyan kulağın, kalbi bozuk.

Bilmez misiniz ilk tesettür ayeti erkeğin göz kapaklarına inmiştir!?

 “Şüphesiz Allah sizin yapmakta olduklarınızdan da içinizden geçenlerden de haberdardır.”

Siz kalbinizi doğrultamıyorsanız, kadın erkeğin imanını bozamaz! Benim inandığım dinin kadına bakışı, bu yakışıksız dinidarların rezil yaklaşımlarından çok uzaktır.

Asıl mesele ki kadının ya da erkeğin tesettür arkasına gizlenmesi değil, ahlaklı, art niyetsiz, düzgün kişilikli olmasıdır.

Nur suresi 31.Ayetin son paragrafında “Topuklu ayakkabı giymek haramdır” yazmıyor! Bacak oynatıp, ayak çalmak, çapkın yürüyüş yapmak, edep ve vakarsız yürümek caiz değildir diyor!

Tümden gelmeyip; eksik ve şekilsel tüme varanlar;

İşte burada duracaksınız.

Zehir saçıyor beyinleriniz. İpek gibi düşman söylemi sözleriniz.

Şekil Müslümanlığı değil de gönül Müslümanlığı yapın. Bize karşı samimi olmanızın hiçbir önemi yok. Yaradan’a karşı samimi olun.

Biz

İnanırız ki kalplerimize emanet edilmiş sırlar var. Yaratan’ın ipine sımsıkı sarılıp ve Yaratan’ın boyası ile boyanmışız; şeytani düşünceler, bizim temiz ihlasımıza musallat olamaz.

Siz

İhlassız amellerinizle kuru yorgunluk yapmayın,  

Yeter.

Bunu niçin böyle yaptın diye sorulduğunda, cevabını biz vereceğiz!

Günahlar bizim günahımız. Bizi günahlardan kurtarmayı üzerinize vazife edinmeyin. Özü sözü doğru, sakınanlardanız. Kırılgan yapılı, savunmasız, zoru görünce zırıldayanlardan değil. Kimliğimiz elimizde. Hikâye bizim hikâyemiz, kalemi de başkasının eline verecek değiliz.

Zaman o zaman değil;

Kadın nefsi, erkek aklı temsil etmiyor artık.     

Hırslarımız var elbet ve fakat insanca yaşamaya odaklı. Sanmıyoruz ama ola ki düşünceniz ayak sağlığımızı korumaksa, onu da düşünmeyiniz. Biz ki on iki punt üzerinde dengede durabilen insanlarız,; dengesiz düşünceler, kendi dengelerinde hizaya gelsin diye yere çıplak ayak basıp, yerde pabuç bırakacak değiliz.

“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın.” Her ne arar iseniz kendinizde arayın.

Kendi akıl, gönül, vicdan, edep, ahlak,… sağlığınızla ilgilenin. Maazallah bir konuya bu kadar kafayı takmak, kafayı yedirir adama!

Sizin

Aradığınız mız mız mızlanan dört gölge arkanızda.

Siz

Kadınlar yere sağlam bastıkça, varlığımızı hissedip korkuyorsunuz.

Şimdi bırakın boş teneke sesi çıkarmayı da

Toplumsal çürüme diyoruz; Dışlamaları, kul hakkı yemeleri, hırsızlıkları, haksızlıkları, baş kesmeleri ne yapacağız?

Tecavüz diyoruz efendiler; Bu sapkınların önüne nasıl geçeceğiz?

Halk, varlık ile yokluk arasında yaşam savaşı veriyor. Liyakatsiz davranışlar, hilecilikler, yolsuzluklar, adaletsiz hak, hukuk durumları sorulduğunda, aradığımız Müslümanlara ulaşılamıyor nedense…

Düşünüyorsanız ve söyleyecek sözünüz varsa onları duyalım.

Bırakın zamanın sıvısına göre şekil almayı, 

Bırakın ön yargılarınızı,

Bırakın cinsiyet ayrımcılığı üzerinden yürümeyi,

Yok, efenim topuk tıkırtısıymış,

Tik tak tak tuk…

Toplumsal huzuru bozan sesmiş,

Gırç gırç…

Ne edek, yumurta topuk mu giyek?

Tın tın tın…

…Falan filan, feşmekân…

Bakanın niyeti bozuksa, kadınlar çıplak ayak yürüse, ondan da ses duyar. Yürüyenin niyeti bozuksa, çıplak ayak yürüse o da ses çıkarır.

Vayyy efenim ayaklar çıplakmış,

Şlamp, şlamp, şlamp…

-O devirler geçti mir’im, kadınları eve tıkayamayacaksınız!

Tak tak tak…

Hilya BULUT

 

DİĞER YAZILARI Samsunlu Olmak Mı Samsun’da Yaşamak Mı? 01-01-1970 03:00 Yüzyılın Özeti 01-01-1970 03:00 Kristal Çağ Yeni İnsan - Yeni Zaman 01-01-1970 03:00 Covid-19 Türkiye Evde Kal 01-01-1970 03:00 Kızlar kardeşlerini doğuruyor! 01-01-1970 03:00 Ey Türk milleti, Demokrasimiz ölüyor! 01-01-1970 03:00 Yüzde 150 Zamla Bedevi Çölünde Su Kuyusu Mu Açacaklar? 01-01-1970 03:00 SMA hastalarına getirilen kriterler İnsan haklarına aykırıdır! 01-01-1970 03:00 Çanakkale geçilmez değil, Çanakkale geçilemedi! 01-01-1970 03:00 Allah kadını yarattı. Erkek, Allah yarattı demedi! 01-01-1970 03:00 14 Şubat’ta Kimlerin Aşkını Kutsuyoruz? 01-01-1970 03:00 Gençlik nereye gidiyor? 01-01-1970 03:00 Bandırma Vapuru’nun Ruhu 01-01-1970 03:00 ​Zencefilli Gazoz 01-01-1970 03:00 Öyle yüzünüze dümdüz! 01-01-1970 03:00 Şingah 01-01-1970 03:00 Ergenekon 01-01-1970 03:00 Bir ihtimal daha var! 01-01-1970 03:00 Kaçın! Yıkım ekibi geliyor, Kaçmayın! Demokrasi var! 01-01-1970 03:00 Kıraathane Enstitülerinde Kek Mevzu 01-01-1970 03:00 Akıllı ol ey eylül! 01-01-1970 03:00 Eğer Tanrı Varsa… 01-01-1970 03:00 ​Hadi İyisin Yine İstanbul Yine Sen Kazandın 01-01-1970 03:00 Şehzade Mustafa’nın Katli “ Kanlı tuğra ” 01-01-1970 03:00 “Allah’ın gözüne batan cumhurbaşkanı” 01-01-1970 03:00 Dârus-Selâm’da Bayram Sabahı 01-01-1970 03:00 Benim çocuğum yapmaz demeyin, yapar! 01-01-1970 03:00 Melike’ye ne oldu? 01-01-1970 03:00 Zimem Defteri Balkısı 01-01-1970 03:00 Suikast! “Son içeceği süt olacak” 01-01-1970 03:00 Kehle-i ikbal damat Rüstem’den Rüşvet fatihi damatlara! 01-01-1970 03:00 Cemal Safi Islak Kentin Aşk Çığlığı Sustu 01-01-1970 03:00 Tapınakçılar ve suikastçiler Evangelistler! 01-01-1970 03:00 Çanlar beş kez çaldı adalet öldü dediler! 01-01-1970 03:00 Benim Nikâhımı Hahambaşı Kıysın 01-01-1970 03:00 Kundağımda Kan Sesleri +18 01-01-1970 03:00 Tanrım Konuş Benimle… 01-01-1970 03:00 Yazmak &“kalecinin penaltı anındaki endişesi” 01-01-1970 03:00 Emani Arrahman, Mülteci Sorunu Değil İnsanlık Sorunu 01-01-1970 03:00 Düşünmek suç değildir! 01-01-1970 03:00 Zeugmalı Çingene Kız Büyük İskender Efsanesi 01-01-1970 03:00 Bir ihtimal daha var! 01-01-1970 03:00 Mutemet Beyin Kaçan Delileri 01-01-1970 03:00 Pembe Pozitifbüslerde Panik 01-01-1970 03:00 Havva’nın kızları nihilist(mi) oldu? 01-01-1970 03:00 “İki ana dünya sistemi üzerine diyaloglar” (1632) 01-01-1970 03:00 Islak Kentin Sakinleri Ve Mihrak Laleleri 01-01-1970 03:00 Lanarkalı ve sarı sarf vakası 01-01-1970 03:00 Çok afilli bir hastalığa yakalandım baba 01-01-1970 03:00 Mandıra filozofları! “ konak’ın önünde buluşalım” 01-01-1970 03:00 ​Siyonist Haçlı Noel Baba’nın Korkunç Şifreleri 01-01-1970 03:00 Meydan Mektebinden Darbe Güncesi 01-01-1970 03:00 Ermeni Mezalimi 01-01-1970 03:00 Ahde Vefa 01-01-1970 03:00 Ahsenü’l Kasas Yusuf U Züleyha 01-01-1970 03:00 Er Mektubu Görülmüştür ! 01-01-1970 03:00 Adem’in İlk Eşi Kimdi? 01-01-1970 03:00