“Başlangıçta söz vardı,sözde Tanrıyla birlikteydi ve söz Tanrı idi.”(Yuhanna İncili_1.Bölüm_1.cümle) Bu ayet,Hristiyan aleminin en önemli ayetlerinden birisidir.Dünyada hiç bir şey yokken Tanrı “Ol”demiştir ve yedi günde tüm alem oluşmuştur.Her şeyin başı Tanrının tek bir sözüdür.Bu tek bir söz ,Kur’anda da “Kün feyekun”, “Ol” dur. Mitten destana,masaldan fıkraya,kıssadan tarihe,menkıbeden rivayete kadar uzanan anlatımları şekillendiren sözlerdir.Eski Yunan dilinde ise; söz kavramını veren bir değil üç sözcük bulunur.Mythos,epos,logos.Mythos söylenen ve duyulan sözdür.Bu söze pek güven olmaz.İnsanlar duyduklarını anlatırken öze, kendilerinden de bir şeyler kattıkları için tarihi değeri olmayan güvenilmez söylentilerdir.Epos ise daha değişik bir anlam taşır.Belli bir düzen ve ölçüye göre söylenen sözdür.Eposlar,insana Tanrı armağanı sözlerdir.Eposla ,mythosun birleşmesiyle ,ilk çağlardan kalma efsaneler günümüze kadar gelebilmişerdir.Logos ise bir yasal düzeni yansıtır ki insanda düşünce ,doğada kanundur.Mythosla,logosun birleşmesiyle “Mythologia” Efsaneler Bilimi ortaya çıkmıştır. Tanrı sözü ve insan sözünün birleşmesiyle yaratılmış,dini_mitolojik efsanelerden yalnızca birisidir “Lilith Efsanesi.” Ne İslam Çoğrafyasında ne de ülkemizde çok tanınan ve bilinen bir anlatımı yok Lilith Efsanesinin.Genel olarak tek Tanrılı dinlere uyarlanmış şekliyle bilinen bir hikaye. Antik Mezopotamya Uygarlıklarından beri,yaratılış efsanelerinin bir parçası olan Lilith,Günümüzde “Dişil gurur”ve feminizmin sembolü olarak tanınmaktadır. Lilith ismi;İbranice “Laila”kelimesi ile bağdaştırılıyor.Anlamı;Gece Hayaleti. İsmin etimolojik çözümlemesi de yapılmış;Acı Çığlık Atan Baykuş. Bu isim sadece İncil ve Tevrat’ta geçiyor.Kur’anda yoktur.Yahudilik mistizmine göre, Tanrıya baş kaldırmış “Dişi Şeytan”dır.Onun hakkında yazılan yüzlerce eserin neredeyse tamamı şu cümleyle başlar:Lilith; kaynağı çok karışık ve içinden çıkılması zor bir konudur.” Uzun boylu,uzun kızıl saçlı,beyaz tenli,gösterişli bir kadın.Bu esrarengiz mitolojik kadına onlarca sıfatta yakıştırılmıştır.Gece canavarı,Tapınak bakiresi,frigya kraliçesi,kötülüğün büyüsü,bunlardan yalnızca bir kaçı.Ortak olan çıkarım,Lilith’in tarih boyunca kadınlara yüklenen tüm olumsuz ve çirkin özelliklerin taşıyıcısı olmasıdır.Yakıştırılan kimlikler içinde bizim açımızdan en ilğinç ve şaşırtıcı olanı “Adem’in ilk karısı”olması üzerine ortaya atılan düşüncedir.Kadın ve cinsellik insanın oluşumundan itibaren hep vardı ama o sahipsiz kalmış veya özğürlüğü genelleştirilmiş bir kadına giydirildiğinde cazibe merkezi olmuştur.Hakikatte yakınlaşamadığı cazibeyi kişi düşlerine,rüyalarına alır hayallerini kurar.Bu cazibenin adıdır Lilith. Ve insanın hikayesi başlar ! Tanrı,yaratılış gününün altıncı gününde,Adem’i yarattı ve sonra hayvanları.Ademe hayvanlara isim vermesini söyledi.Adem bu sırada her hayvanın eşi olduğunu gördü ve yalnızlık hissetti.O zaman yaratıcı Adem’in yalnız olması iyi değil dedi ve Adem’i yarattığı topraktan kadını yarattı.Adem ona Lilith adını koydu.Ancak hiç anlaşamadılar.Çünkü Lilith biz seninle aynı topraktan yaratıldık deyip eşit olduklarını savunuyor,Adem’in isteklerini yerine getirmiyordu.Öyle çok kavga ettiler ki bir gün Lilith ,Yaratıcının söylenmemesi gereken ismini söyleyip Aden Bahçesinden rüzgar olup ayrıldı ve Kızıldeniz’e gitti.Adem,Lilithi Yaratıcıya şikayet etti. Bu bölümden sonrası Kur’anda anlatılanlarla eşleşir. Bunun üzerine Yaratıcı ,Adem’i uyutup onun kaburga kemiğinden bir kadın daha yarattı.Yaratılan bu kadın Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı için onun isteklerini yerine getirip ona itaat edecekti.Yaratılan ikinci kadın Havva’ydı.Adem ile Havva’nın çocukları olarak onların yaratılışları bizim ilk hikayemizdir.Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Adem ile Havva”öyküsünde söylediği gibi melekler Havva için şöyle der:Yalnızlığın ,itaatin boyun eğişin aynası,Ademden bir parça olan,küçük,sıcak parlak bir aynadır.Havva’nın gelişiyle Kadir nizam oluşmuştur.Kadın ve erkeğin yol hikayesi bu şekilde başlar bizde.Ve..diğer anlatım mitoslarıyla,bu iki özneli hikayenin üçüncü kişisi olarak hikayeye girer Lilith. Senoy,Sansenoy,Semangelof adlı üç meleğini de Yaratan,Lilithi cennete dönmesi için gönderdi.Eğer dönmezse her gün yüz bebeğinin öldüreceğini bildirin dedi.Ama o dönmedi. Dedi ki;Ben bebeklere hastalık vermek için varım artık .Bu gücüm, bebek,eğer erkek ise sekiz gün,kız ise yirmi gün var olacak.Yalnız bebekler üzerinde ki tılsımda siz üç meleğin adı yazılı olursa onlara gücüm yetmeyecek.Aynı zamanda yüz bebeğinin ölmesini de kabul etti. Bilinen efsane değişik versiyonları olsa da bu !Yahudi Mitolojinden gelen ,en eski kayıtlı yazılı Sümer tabletlerinde ki Gılgamış Destanında, Lillake olarak görülüyor.Kutsal iki kitap,İncil ve Tevratta adının geçmesine rağmen Kur’anda adının geçmediğine inanılıyor.Kimileri içinse Kur’anda geçen ,Saba Rüzgarı ve Belkıs; Lilith! Ortaya konan varsayımların ortak noktaları;Lilith’in yaratılan ilk kadın olduğu,eşitlik istediği,Cennet bahçesinden kendi isteğiyle ayrıldığı,bebek ölümlerinin sorumlusu olduğu ve Aden Bahçesinde ki iyilik ve kötülük ağacının meyvesini yemediği için ölümsüz olduğu bu nedenle halen aramızda yaşadığıdır.Bu kadın,kadınların karanlık yüzünü temsil eder.Erkeklerin yasak arzularını ortaya çıkaran,birlikte olduğu erkekleri kendine köle eden dişil gücün temsilcisi olarak görülmüştür.İki kadın tek hikayede.İtaat eden kadın ve başkaldıran kadın! Havva ve Lilith... Her ne kadar bizim inancımızda yer almasa da,bebekleri öldüren bir gizil gücün varlığı çok etkili olmuştur halklar arasında.Efsane her toplumda kendi özüne göre şekillense de böyle bir güce karşı okunmuş muskalar takılır bebeklere,yeni doğum yapan kadınlar yalnız bırakılmaz ve akşam karanlığı bastıktan sonra yeni doğan bebeğin giysileri evin dışına asılmaz.Olur da bebek katili giysileri görür o evde bebek olduğunu anlar diye.Günümüzde bile yer yer unutulsa da efsane, Batı da dahi inananı bir hayli fazla.SIDD sendromu diye adlandırılan ve sağlıklı bebeklerin gece uykularında ölmeleriyle son bulan, nedeni tıbben henüz açıklanamayan bebek ölümlerinin de bunda payı olduğu söyleniyor .Bu olay bizim halkımız arasında beşik ölümü olarak biliniyor. Adem’in ve Havva’nın mirası bir hikaye yaşadığımız.Ve bu hikayenin insanlık tarihi boyunca kuşaktan kuşağa aktarılabilmesi için hikayesi olmayan Allah,insana ilk sözü bahşetmiştir.Sözledir ki tüm efsaneler günümüze taşınmış anlam bulmuştur.Doğrulukları tam ispat edilemesede tarihler boyu insanoğlunun yaşamını doğrudan etkileyecek güce sahip olmuştur. Ol hikayet bundan ibarettir......