Millî İdeolojinin Temeli

Halil MERT

14-08-2023 18:13

Türkiye son 300 yılda düşünce ufkunu tamamen kaybetti diye düşünüyorum. Böyle düşünmemin de belli başlı bazı sebepleri var. Örnek Necip Fazıl'ın Gençliğe Hitabesi’ni hepiniz okudunuz biliyorsunuz. Orada yıkılışımızı ham yobaz kaba softayla başlatan bir duruşu var biliyorsunuz.

 

Ayrıca biliyorsunuz Atilla İlhan'ın nefis bir değerlendirmesi var. Ne diyor Atilla İlhan “Bizim bir %10 hain potansiyelimiz var. Son 300 yılda özellikle Türk Milletini entelektüelleri, aydınları batırdı halk çıkardı.” diyor. Bu tespit çok değerli bir tespit.

 

Biliyorsunuz Ömer Seyfettin, Atilla İlhan ile aynı dönemde yaşamamış olmasına rağmen O da ne diyor; “Türk Milleti Âlim değildir Ancak ariftir.”

Şimdi bütün bunlara baktığınızda değerli dostlar gerçekten Türkiye'de ciddi manada bir İdrak ve mütefekkir sorunu olduğunu görüyorsunuz. Düşünmek, düşünceden doğru sonuçlar çıkarmak çok önemli.

Peki, Türkiye'de düşüncenin ekseninin ne olması gerekiyor? Temel sorun bu…

 

Değerli dostlar tüm dünyada her zaman ifade ediyorum toplumların 4 temel dinamiği var. Bunlar Birincisi Milletin Değerler Sistemi Töresi Terbiyesi. Bu hassasiyete biz genel manada MİLLİYETÇİLİK demişiz ama Türk Milliyetçiliği ırk esasına dayalı değil biliyorsunuz. Türk Milliyetçiliğini dizayn eden ilkler İçtima-i Irk yani Sosyal Millet demişler. Burada töre terbiye ve Medeniyet Birliği var.

 

Toplumu bir araya getiren diğer parametre ortak Vatan.

Vatanseverlik, ortak Vatan çok değerli. Bakın yan tarafımızda İran var. Bu ülke düşünün ta Safevi Türk Devleti’nden bu yana doğusunda bir Türk Devleti Babür, batısında başka bir Türk Devleti Osmanlı olduğu için önce ortak Vatan duygusuyla halkı bir araya getirmiş. Orada da ana dil ve benzeri talepleri olan halklar var ancak bunların ülkeyi bölmek gibi bir hedefleri yok. Diyorlar ki İran bizim vatanımız düşünebiliyor musunuz?

 

Diğer bir birliktelik ise İnanç Birliği. Din Birliği…

Türkiye'de değil dünyanın birçok yerinde bütün Türklere baktığınızda hemen hemen %90'a yakını Müslüman. Müslüman olmayan Türklerde biliyorsunuz bir devlet olarak Macaristan. Arkadaşların ifadesiyle komik bir şey söyleyeceğim sizlere… Macaristan Devlet Başkanı Yozgat Ülkü Ocakları

 

Başkanı gibi konuşuyor..

 

Düşünebiliyor musunuz değerli dostlar, inanç birliğimizin dışında olan Türk halkları da bizimle tamamen hemhal olmuş durumdalar. Gagavuzlar yine bir diğer Hristiyan Türk Topluluğu. Aynı şekilde.

 

Bu arada özellikle Osmanlı Medeniyet Coğrafyası içinde Türk kökenli olmayan halklar var. Ama bu halkların içinde düşünebiliyor musunuz Etiyopya'da Somali’de Afrika'nın orta yerinde bile kendisinin Türk soylu olduğunu ifade eden ve o halkların içinde örnek teşkil eden büyük aileler var. Buna Eritre, Somali Sudan Kuzey Afrika ülkelerini saymıyorum bile yani Libya, Fas, Cezayir, Tunus gibi ülkeleri… Buralarda zaten terbiye tamamen Anadolu ile aynı…

 

Değerli dostlar diğer bir ortak payda da DEVLET.

Ecdadımız “Ya devlet başa ya kuzgun leşe!” demiş. Devlet en büyük değerlerden bir tanesi..

 

Şimdi geliyorum asıl konuya…

 

Bakın bu kıymetler gerçek manada Dünyanın her yerinde insanları bir araya getiren değerler.

Şimdi bakıyorsunuz birileri dindarlık adına töremize terbiyemize devletimize vuruyor ne diyor mesela işte vatan duygunuz için diyor ki “Yeryüzü size Mescit kılındı.” Eyvallah Ayet-i Kerime. Peki, Vatanın farkını da söyle. Vatan sizin özgürce üzerinde kullaştığınız özgürce üzerinde seccade serdiğiniz

Toprak. Vatan burası…

 

“Devlet Putu!” diyor değerli dostlar. Devlet olmadan ne olur düşünebiliyor musunuz?

Geliyoruz diğer tarafa. Bu adamlar da sözde Batıcılık, çağdaşlık, modernlik deyip saldırıyorlar. Aynı şekilde her iki entelektüel kesiminde vurduğu Vatan, Milletin Değerler Sistemi ve Devlet. Her iki tarafta bu değerlere vuruyor.

 

İlginç bir şey değil mi?

 

Bakıyorsunuz dinimize vuruyor. Mesela laik kesim, çoğunlukla doğrudan vuramıyor. İslam kardeşlerimiz Araplar üzerinden vuruyor mesela…

Geçen Türk Milliyetçisi olarak geçinen birisi bir resim paylaşıyor resmin üzerinde 5. yüzyılda bir Türk Hanı ve yanında karısı var. Diyor ki “Biz karımızı yanımızda bulundururken Araplar kızlarını kuma gömüyordu.” Yahu neden Arap? 19. yüzyılda İngilizler boynuz takıp karılarını pazarda satıyorlardı. Oysa Araplar kötü adetlerini İslâm'dan sonra terk ettiler. Dert değerli dostlar Arap’a vurmak değil, İslam'a vurmak… Avrupa hala köleci, barbar… Oradaki İngiliz gâvurunu görmüyorsunuz!...

 

İslamcı camia mesela “Kahrolsun Siyonizm” diyor. Siyonizm ne gerçekten? Soruyorum nedir Siyonizm? Boğa güreşçisinin elindeki kırmızı perde değil mi? Gerçek düşman elindeki mızrağı bize saplayan boğa güreşçisinin kendisi değil mi? Boğa Güreşçisi yani gerçekte düşman, bir devlet İngiltere ve onun bağlaşıkları Amerika vs. değil mi?

 

Yine aynı şekilde bakıyorsunuz “Kahrolsun İsrail!” diyorlar. İsrail bağrımıza sokulmuş bir hançer… Eyvallah da bu hançeri bağrımıza sokan el kim?

Ben bir tane İslâmcı entelektüel adamdan “Kahrolsun İngiltere!” sözünü, “Bizim İslam Dünyası’nın baş düşmanı İngiltere’dir” cümlesini duymak istiyorum.

 

Ne Şii dünyada ne de Sünni dünyada “Kahrolsun İngiltere” diyen kimseyi duymadım.

 

Türkiye’de bakıyorsunuz her iki tarafta bu günü tartışmıyor sürekli Atatürk, Osmanlı, Abdülhamid Han vesaire üzerinden bu milletin beynini yemeye devam ediyorlar. Değerli dostlar Bizim bugün problemlerimiz var. Bizim yarına dönük çözümlerimiz olmalı. Bunları, yarınları adım adım konuşmalıyız.

Yakın tarihe vicdanımla baktığında aslında her iki tarafa da katılmadığım o kadar çok şey var ki…

Değerli Dostlar mesela cennet mekân 2. Abdülhamid Han döneminde yaşasaydım tekliflerimden biri şu olurdu “Hünkârım bu Yahudilere otonomi (özerklik) için istedikleri toprağa verelim Ama Devletimizi (Devlet-i âliye’yi) kurtaralım…

 

Mustafa Kemal Paşa ile aynı dönemde yaşasaydım ezanın Türkçeleştirilmesine karşı çıkardım.

 

Alfabenin değiştirilmesine karşı çıkardım. Kılık kıyafet dayatmasına karşı çıkardım. Ama İstiklal Harbi'ne sonuna kadar destek olurdum. Kur'an-ı Kerim'in tefsir edilmesini alkışlardım. Yeni okulların açılmasını desteklerdim. Okuma-yazma seferberliğini desteklerdim.

 

Milli Sanayi için gösterilen gayretleri desteklerdim.

Türk Tarihi ile ilgili yapılan çalışmaları desteklerdim. Ama yeni bir Türk yaratma projesini karşı çıkardım.

 

Nihayetinde şunu söylemek istiyorum…

 

Tarihte bütünlük var, sebep sonuç ilişkisi var. Bunları akılla, bilgi ile değerlendirmedikten, istişare ile doğru sonuçlar çıkarmadıktan sonra bu kadar eğitimin bu kadar donanımın ne kıymeti var?

 

Yakın tarihi değerlendirirken söz birliği etmişçesine solcu, Marksist ya da toplumda İslamcı atfedilen arkadaşlarımız mesela diyorlar ki “İşte Galata bankerleri Osmanlı'yı batırdı.”

 

Bu adamları savunmak için söylemiyorum. Ancak bu bankerlerin kökü nereden gelmişler? Karaylar yani Musevi Türkler bunlar..

Kim getirmiş? Fatih Sultan Mehmet Han. Sen elinden kaybetmişsin kendi ülkendeki bu sermaye sahiplerini… İngilizler Fransızlar senden çalmışlar, tepe tepe kullanıyorlar.

 

Biliyorsunuz dünyanın tepesindeki küresel gücün iki ayağı var.

 

Bir sermaye, uluslararası şimdilerde Siyonizm vesaire diye isimlendirilen.. Bir de İngiltere Hanedanın akrabası olan Avrupalı hanedanların uzanımları. Bunlara dünya KARA ASALET diyor. Dikkat edin Kara asalet dediğimiz grupla Yahudi Sermayesi ya da en Genel manada Musevi Sermayesi demek daha uygun. Çünkü bunların tamamı Yahudi değil. Musevi demek daha doğru olur.

Neden bu ayrıntıya girdim? Çünkü Dünya’nın Tepesi çatladı. Bir tarafta İbrani Soylu kendilerine Rabban yani “Rabbani” diyen kendi içlerinde Ayrıca Kohenler diyen grupla onların karşılarında İbrani Soylu olmayan Museviler yani Hazar Türkleri var. Neden bu ayrıntıya girdim? Çözümü artık yenidünyanın Büyük Ülkesi, Büyük Milleti olarak hayata bakıp dünyaya bakıp böyle bulmalıyız.

 

Büyük Türk Milleti…

 

Yeni bir bakış yeni bir vizyon gerek. Yeni bakışa ihtiyacımız var. Ancak bu yeni süreçte ne Töremiz Terbiyemizden ne de inançlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Geleceği doğru okumamız gerekiyor.

Düşünebiliyor musunuz değerli dostlar Rusların bir TURAN projesi var, İngiltere'nin bir TURAN projesi var, Amerika'nın bir TURAN projesi var, Çin'in bir TURAN projesi var

 

Soruyorum şimdi size Türkiye'nin TURAN Projesi nedir, aşamaları nedir, sınırları nedir ve hangi süreçte hal tarzı geliştirecek?

Yine küresel sermaye ikiye bölündü Amerika'da biliyorsunuz Rothshild Ailesi’nden insanlar öldü. Amerika Devleti ile ciddi sıkıntı yaşıyorlar. Çin-ABD Savaşı beklentisi boşuna değil.

 

Peki, buradaki boşluğu kim dolduracak?

 

Ayrıca Türk Milleti’nin ve Türk Dünyası’nın önlenemeyen bir yükselişi var. Bu Rabb’imizin tasarrufu. Yoksa bizim özel manada çok çok çalışıp gayret gösterdiğimiz bir şey yok. Üzülerek ifade ediyorum yabancı ve emperyalist güç bunu görüyor ve onların da bir Turan, İttihad-ı İslam projeleri var. Bundan eminim.

 

Şunu söylemek istiyorum.

 

Bizim menfaatlerimiz bu dış güçlerle bazen çakışacak bazen çatışacak. Biz ne kadar bu adamlarla aynı masaya oturmaya hazırız ya da bu soruyu kendi omuzdaşlarımızdan kendi cephemizden kaç kişiyle istişare edebiliriz?

Temel problem hepimiz için budur.

 

Geldiğimiz nokta şudur.

 

Aklımızı, vicdanımızı, birileri çok kolay ipotek altına alıyor kontrol ediyor. Biz üniforma giymişçesine yahu akla üniforma giydirilir mi? Bilgiye üniforma giydirilir mi? Birebir içinde bulunduğumuz kadrolar gibi düşünmeye zorlanıyoruz. Böyle düşünürsek  Ortak akıl, istişare gelişir mi? Asla gelişmez…

Nihayetinde entel-dantel her kesimden yobaz sürüsü ve toplumun tepesinde hükmetmeye çalışan toplumu kontrol etmeye çalışan niteliksiz, çözüm önerileri mahdut bir kesim ortaya çıkıyor.

 

Asıl mücadele etmemiz gereken toplumu ötekileştiren kesimlerdir. Ben bu kesimleri samimi bulmadığımı çok açık olarak ifade ediyorum. Hangi toplumda insanlar ötekileştirilerek birbirlerine düşman haline getirilerek çözüm bulabilirler? Bu ancak art niyetli birilerinin işine yarar ve yarıyor.

 

Değerli dostlar…

 

Toplumların temel ideolojileri milletleri, devletleri ile beraber kalkınmak, büyümek, etkinleşmek, dünyada güç oluşturmaktır. Bunu yapamazsanız ne dininizi adam gibi yaşayabilirsiniz, ne törenizi adam gibi yaşayabilirsiniz, ne de insanlık âleminde gerçek anlamda varlık gösterebilirsiniz? Ancak zihinsel tatminle ömrünüzü tüketir son nefesimizde de “Ben ne yapacağım öbür tarafta, nasıl hesap vereceğim?” diye kahır içinde ölürsünüz.

 

Gelin artık kendimizi kandırmayalım. Bizi kaba tarafgir yapan art niyetli kesimlerle hep birlikte mücadele edelim. Bu kesimler inanın şaibeli kesimler, bu kesimler istisnalar hariç samimi değiller… Bunu bilmenizi arzu ediyorum ya da ben en azından artık böyle düşünüyorum

Uzun zamandır şunu gördüm. İçinde bulunduğumuz kesimlerin, özel kaygılarının, kişisel hesaplarının, ülke menfaatlerinin önüne geçtiğini gördüm.

Bunun için de böyle manifestoya dönüşmüş bir yazı kaleme almayı ve sizlerle bunu paylaşmayı uygun gördüm.

 

Esasında Türkiye'deki bu düşünce kümelerine ve burada istişareyi, özgür düşünceyi kaybetmiş yapılara itiraz ediyorum. Bakıyorsunuz çok kolay iftira eden, çok kolay rencide eden, çok kolay dışlayan bir hal var. Yahu bu büyük bir ahlaksızlık…

 

Geçen gün yaşadığın bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum…

 

Bir sosyal grupta yazımı paylaştım ve isim zikrederek emekli olmuş İsmail Metin Temel Paşam gibi Cihat Yaycı amiralim gibi değerli İnsanların neden Cumhurbaşkanlığı çalışma ofisinde olmadıkları ile ilgili bir uyarıda bulundum.

Adam şöyle bir cevap yazmış milli görüşün eskileri, teşkilatın eskilerinden de hiç kimsenin ne kendileri ne de çocukları da işte cumhurbaşkanlığında yok.. Eyvallah da yani teşkilatın eskisi olmak milli görüşte yıllardır olmak bir konuda ehliyetli, liyakatli olunduğunun göstergesi midir? Ben emekli bütün Subaylar bu göreve layıktır demedim ki böyle bir iddiada bulunabilir miyiz? Burada bir de kökünde subay diyorsak Harp Okulu eğitim var değil mi?

Milli Görüşçü arkadaşlarımızın içinde yetişmiş nitelikli insanların da Cumhurbaşkanlığında olmaması eksiklik buna katılıyorum. Ancak “Emekli generaller neden yok? Bu kıymetli insanlar sahayı bilen insanlar..” dediğimizde karşısına “Millî Görüş’ten de insanlar da yok” cevabı tam bir körlüğün apaçık beyanı.. Artık bu körlükten her manada sıkıldım…

Bakıyorsunuz diğer yanda da işte adam Atatürkçü, laik, çağdaş… Adam bize “KARNINI KAŞIYAN ADAM” muamelesi yapıyor.

 

Kimsin Sen? Kimsin!.. Eğitimin ne? Donanımın ne? Birikimin ne? Hayatın neresindesin, dünyanın neresindesin? Yahu sen hem “Atatürkçüyüm” deyip hem de “Libya'da Mehmetçiğin ne işi var?” diyen cahil bir adamsın. Oraya “Mustafa Kemal'in gözü” diyor yabancılar bile. Yani sen nasıl Atatürkçüsün nasıl Kemalist’sin?

 

Değerli Halkım, Aziz milletim…

 

Kör insanlarla yol almak gerçekten mümkün değil artık. Yeni dönemde gerçek anlamda milli menfaatleri öncelemiş insanlar Omuz Omuza olmalıdır.

Bugün bir tarafta tarikat, cemaat vesaire diğer yanda siyaset. İşte solculuk, Kemalizm, Devrimcilik, orada da başka başka tarikatlar var Kemalizm Tarikatı, Batıcılık Tarikatı, Masonluk Cemaati, vs…

Bu çıkar, menfaat zebunu olmuş ve körleşmiş yapılardan milletimizi kurtarmak için gerçek manada vatansever, gerçek manada Mü’min, gerçek manada Milliyetçi, gerçek manada ülkenin geleceğini düşünen kesimlerin bir araya gelmesi kesinlikle şarttır. Yoksa bu körlükle biz ülkemizin, milletimizin, devletimizin zamanını ve geleceğini heba edeceğiz. Bunu bilmenizi isterim.

Bundan sonra kesinlikle ülkemiz menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu söyleyeceğiz, bunu yaparken de biz hata aramayacağız, kusur aramayacağız, eksik aramayacağız… Kimse kusura bakmasın eksiye eksi, iyiye iyi, kötüye kötü, hataya da hata diyeceğiz. Böyle yapmamak riyakârlıktır, samimiyetsizliktir, hatta daha da ilerisi bu münafıklığın ta kendisidir. Bizim bundan kaçınmamız icap eder…

 

Değerli dostlar…

Bu manifesto gibi değerlendirmeyi yapma gereği duydum. Yarınlar idare ederek değil, hataları görmezden gelerek değil, tam tersi tekâmül için daha iyi için mücadele vererek kurulur. Kolay menfaat temin etmek için yapıyor gibi görünenler, hata ve kötüye susanlar, bunlar gerçekten ahlaksızlıktır. Unutmayın Hakkâri’nin dağındaki çobana, fabrikalarda kan ter içinde çalışanlara, yıllarca evine gelemeyen Mehmetçik’e, tüyü bitmemiş yetime hesap veremeyiz…

 

Bu duygularla yeni süreçte gelin hep beraber doğrunun yanında olalım, gerçek anlamda milli menfaatlerin yanında olalım.

Değerli dostlar, her hareketin artıları eksileri, doğru yanlışları, zaaf alanları vardır. Siz bir durum değerlendirmesi yaparsınız. Eğer artıları, kazanımları ve faydaları çoksa, oluşacak zaaf alanlarını örtmeye çalışarak yürüyüşünüze devam edersiniz.

Bir taarruz düşünün Değerli Dostlar. Mevziiyi terk etmeden, hedef haline gelmeden, taarruz edebilir misiniz? Hedef haline geleceğiz diye insan ileri harekâttan, taarruz etmekten kaçınır mı? Burada esas olan akıl, muhakeme ve denge ile toplumu bir maceraya sürüklemeden ortak aklı harekete geçirerek -neden ortak akıl?- daha çok şey görebilmek için…. yapay zekayı düşünün milyonlarca beyni bir araya getirip sonuç alıyor makineyle… İstişarenin özünde istişarenin ruhunda ortak akıl, birlikte muhakeme yok mu?

 

“Soran Yanılmaz.” diyor ecdadımız. Bundan sonra artık birlikte istişare ederek ve ülkenin güçlü yarınlarına öncelik vererek hareket etme zamanı.

Değerli dostlar güçlü olmazsanız kuvvetli olmazsanız dünyada etkin olmazsanız FETÖ bekleyin, KESNİZÂNİ bekleyin, PKK bekleyin, fiili işgâl bekleyin, iç savaş bekleyin, bütün kötülükleri bekleyin. Kötülükleri yenmek için güçlü olmaktan başka çaremiz yoktur.

Güç içinde birlikte olmaktan ortak aklı harekete geçirmekten ve taassubu yenerek çok çalışmaktan başka çaremiz yoktur.

DİĞER YAZILARI Tasarruf Ahlâktır 01-01-1970 03:00 Birlikte hâreket ve Erdoğan'la yeni bir yürüyüş! 01-01-1970 03:00 İsrail- iran mı! 01-01-1970 03:00 Yerel seçimlere dâir Değerlendirme ve Sonuçlar 01-01-1970 03:00 Rusya’daki Terör Saldırısından Çıkartılması Gereken Sonuçlar 01-01-1970 03:00 Medeniyet Coğrafyamızda Nevruz Bayramımız ve Büyük Milli Birliğimiz 01-01-1970 03:00 Fetö’yü Aklama Operasyonları… 01-01-1970 03:00 Mit’in Millîleşme Mücàdelesi 01-01-1970 03:00 Türk’süz Ordu İftirası 01-01-1970 03:00 28 şubat süreci’nin en büyük sonucu paralel devlet ve 15 temmuz 01-01-1970 03:00 Öze dönüş zamanı... 01-01-1970 03:00 Teröre Karşı Mücadele Medeniyet Değerlerinizin İhyàsıyla Olur 01-01-1970 03:00 STRATEJİ 01-01-1970 03:00 HATIR… 01-01-1970 03:00 Kul hakkı ve değer vermek… 01-01-1970 03:00 Ramazan Hoca’nın Şehàdeti ve Müslümanların Hàli 01-01-1970 03:00 İlk Astronutumuz Albay Alper Gezeravcı ve içinden çıktığı sessiz çoğunluk 01-01-1970 03:00 Hûtbe vak'àsı ve olması gereken hûtbe şekli... 01-01-1970 03:00 İdeolojiler ve İdeallerin İstismarı… 01-01-1970 03:00 İdeolojiler ve İdeallerin İstismarı… 01-01-1970 03:00 Terör Dağda Bitmez… 01-01-1970 03:00 Esat Coşan’ın Son Makalesi 01-01-1970 03:00 Yeni Bir Yıla Başlarken… 01-01-1970 03:00 Ezeli Düşmanlarımızı, Onlarla İşbirliği Yapanları Deşifre Ediyoruz 01-01-1970 03:00 Şeyh said üzerinden siyaset yapmak fitnedir bölücülüktür! 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Grupları, Düşünce Grupları, Teklif ve Bilgilendirme Çalışmaları 01-01-1970 03:00 Türklerde Boylar, Ruğlar… 01-01-1970 03:00 Koca Arap ve İslâm Dünyası’nın Yerinde Hamas Mı Kaldı? 01-01-1970 03:00 Küresel Dünya’da Yeni Stratejik Etkinleşme Yöntemleri ve Jeopolitiği 01-01-1970 03:00 Öğretmen Millet İstikbâlinin Mimàrıdır 01-01-1970 03:00 Yerli-Millî Nesiller de Yetiştirmek Zorundayız 01-01-1970 03:00 Dàvà ve Fikirler Çoklarla Değil, İhlâslı, Fedàkâr ve Yiğit Adamlarla Büyümüştür 01-01-1970 03:00 Millî birlik-güç-etki alanımızda müessiriyet 01-01-1970 03:00 Siyonizm, Kara Asalet 01-01-1970 03:00 Birlikte Kutlu Geleceğimizi İnşa Zamanı 01-01-1970 03:00 Harp Silah ve Araçları Bizim mi! 01-01-1970 03:00 Filistin Cephesi’nde Son Durum 01-01-1970 03:00 Filistin mi, işgal edilmiş vatan mı! 01-01-1970 03:00 Türeyiş Strateji, Psikolojik Harp/Harekât Çalışma Merkezi 01-01-1970 03:00 Türkiye Tarihi, Genel İslâm Tarihi ve Genel Türk Tarihi Değil Midir? 01-01-1970 03:00 Millî Sanayii Gayretleri ve Darbeler 01-01-1970 03:00 Turan… kızılelma… ülkü… Türk cihan hâkimiyeti mefkûresi ya da… 01-01-1970 03:00 Anadolu Hapsinden Çıkış Zamanı 01-01-1970 03:00 Devlet ve Millet Aleyhine Delil Oluşturup Millî Mirası Mahveden İç İhanet 01-01-1970 03:00 Ordumuz millî gücün mihenk taşıdır Gelenekleri İle Geleceğe Yürümelidir 01-01-1970 03:00 Devlet ve Millet Aleyhine Delil Oluşturup Millî Mirası Mahveden İç İhanet 01-01-1970 03:00 15 Temmuz İhàneti Sonrası… 01-01-1970 03:00 Kürt, Kürdistan ve Irkçılık Belâsı… 01-01-1970 03:00 Resmî Ordu Dışındaki Yapılar 01-01-1970 03:00 Savunma sanayii stratejiktir, tam bağımsızlığın, millet iràdenin göstergesidir. Millî kalmalıdır 01-01-1970 03:00 Türkiye Yüzyılı Hükümeti, Tepkiler, Beklentiler… 01-01-1970 03:00 Cumhurbaşkanımızdan Ne Bekliyoruz? 01-01-1970 03:00 Emperyalizmin son oyunu Kılıçdaroğlu'nun Ümit Özdağ Soslu Hdp’li aldatmacası 01-01-1970 03:00 Ya devlet başa ya kuzgun leşe!... 01-01-1970 03:00 1.Tur seçim notları ve 2. Tur başkanlık seçimi 01-01-1970 03:00 Teknofest ya da büyük mefkûre birliği ya da ötekileştirmeye inat birlik profilimiz Teknofest 01-01-1970 03:00 Kürt, Kürdistan, Irk, İctimai Irk… Kimlik Bunalımı 01-01-1970 03:00 Ekonomi, Deprem, Bayram, Burukluk Ve Kırgınlık İçinde Bir De Seçim… 01-01-1970 03:00 Seçim Sürecinde Kazakistan’dan Bir Gazetecinin Soruları ve Cevaplarımız 01-01-1970 03:00 Geleceğimiz ve Hangi Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Muhàrip Olmadan Mücàhid Olmaz 01-01-1970 03:00 Çanakkale, Nevruz, Millî Birlik… Ve Anka Misàli Yeniden… 01-01-1970 03:00 Namazsız Mücahidler, Ötekileştirme Körlüğü ve Husûmeti 01-01-1970 03:00 Deprem imtihânı’nın gerçek sonuçları (misafir gözüyle) 01-01-1970 03:00 Deprem İmtihànı ve Millî Devlet 01-01-1970 03:00 Deprem ve Afet Seferberliği 01-01-1970 03:00 Dünya’nın en önemli seçimi neden Türkiye'de? 01-01-1970 03:00 Bir Güzel Adam: Mübariz 01-01-1970 03:00 Seçim Süreci: Konuşulması Gerekenler 01-01-1970 03:00 Türk Milletinin Düşmanları 01-01-1970 03:00 Türk sorunu! Neden? 01-01-1970 03:00 Devlet ebed-müddet, siyasi partiler, stk. 01-01-1970 03:00 İran Türkleri nerede, ya Türkiye ve Azerbaycan!... 01-01-1970 03:00