Eskiden birileri fiziki olarak ajan ve provokatörler aracılığı ile eğitilir ve çoğu iyi bir şey yaptığını zannederek ihanet ederdi. Düşünün bir insan nasıl intihar bombacısı olabilir?
Düşünün bir adam kendi ordusuna, kendi operasyonlardan yeni gelmiş polisine nasıl ateş edebilir? Bunu da Allah Rızası için yaptığına inandırılıyor.
Şimdi bir de sosyal medya var. Bu yolla, insanlar aldatılıyor, yanıltılıyor, yönlendiriliyor, yalan haber yayılıyor, sahte delil oluşturuluyor.
FETÖCÜ’lerin MİT Operasyonunu hatırlayın. Hedefi “Türkiye’yi terör devleti olarak dünyaya sunmak!” değil miydi?
Son günlerde sosyal medyada Suriyeli Mültecilerin oluşturduğu bir ırkçı çeteden söz ediliyor. Suriyelilerin tecavüzlerini bile öven sahte sayfalar paylaşılıyor.
Değerli bir kardeşim bir video paylaştı. Türk Askeri ya da polisi evlatlar mültecilere eziyet ediyor. Aynı hafta başka bir arkadaş, Suriye’de görevli özel harekât polislerinin hatalı davranışları olduğunu, bunları da kamera ile çekip paylaştıklarını söyledi.
Videoyu, “sansasyonelturanbirliği” etiketi ile paylaşmışlar. En kötüsü de videodaki askerî personeli kast ederek “bölgedeki unsurlarımız” neviinden bir yorumla paylaşmışlar. Bir de duvarlara asılacak pankart ve slogan hazırlamışlar. “Matbaada bastırın, duvarlara asın.” diyorlar.
Sosyal medyadaki video görüntüyü gönderen kardeşim şöyle bir not yazmış.
"Bu yapılanlardan küçük bir fotoğraf karesi. Suriyeliler devlet görevlileri eliyle Türkiye ve Türk Düşmanı yapılmaya çalışılıyor. Bu çok açık. Bir yıldır şunu söylüyorum “Suriyelilere Türk Askeri’ni taşlatarak kuzeyden kovduracaklar, haklı olacaklar ve hiçbir şey diyemeyeceğiz. Bu videoda olduğu gibi Uluslararası Ceza Mahkemelerine konu olabilecek çok örnekler var. 1000 yıllık tarihimizde arkamızdan hiçbir kötü anı kalmamışken şimdi 10 yılda ne hale geldik." diyor.
Birileri sanki Türkiye aleyhinde delil oluşturuyor, delil toplatıyor ve yayıyor.
Konu her yönü ile çok tehlikeli.
Cumhurbaşkanlığı, MSB, İçişleri, Dışişleri, konunun sosyal yanı yönüyle İletişim Başkanlığı'nın ivedi tedbir alması gerek.
Bu tarz sosyal problemlerin özünde ne var?
Devlete sadàkât kavramı sulandırıldı. Devlet demek, ciddiyet demek, sorumluluk demek, ketum olmak demek, sırdaş, omuzdaş olmak demek. FETÖ’CÜ Hainlerden sonra kayıt alma alışkanlığı çıktı.
Türk Ordusu görevinin gereğini yapar. Bunu yaparken kulak kesmez, işkence etmez, sadist davranışlarda bulunmaz, hele de kaydetmek mi? Bunu düşünmez bile… Bu görüntüler beni bu asil milletin evlâdı olarak utandırdı.
Görüntü almak, CD skandalı utanç verici. CHP’de Deniz BAYKAL bunu yaşarken biz kıs kıs seyrettik. Ayıp ettik.
Bakıyorsunuz, 15 Temmuz 2016’dan altı yıl geçmiş. 2022, 2023 olmuş. FETÖ Şırnak Mahrem İmamı Mersin Gümrükte dik duran bir müdürü odasında bir kadınla öpüşürken çektirip tehdit ediyor. Bir yılda ülkemizi 100 milyonun üzerinde zarara uğratıyor.
Aklıma gelen cümleleri yazmadan edemeyeceğim.
“FETÖ, PKK EL ELE.. DEVLETE ÇÖKMÜŞLER. Bu haberler neden Anadolu Ajansı, Sabah, Yeni Şafak gibi "BİZDEN" dediğimiz yerlerde çıkmaz? BİZDEN birileri hàlà FETÖ ihànetini Kardeş mi görüyor ya da korkuyor mu? En kötüsü işbirlikçi birileri mi var?”
“2022-2023'te FETÖ’nün icraatlarını okuyun. Tam da "devlet nerede?" dedirten işler?
Bugün " HİLFU'L-FUDÛL"e ihtiyaç var.
Bugün Muhammed-ul Emin'lere ihtiyaç var. Sahte imàn sahiplerine ve münàfıklara ihtiyaç yok. Çünkü onlar àdetà Mekke Müşrikleri gibi toplumu bozmaya devàm ediyorlar.”
Ayrıca; Zamanında Deniz BAYKAL'a yani SARI ÖKÜZ'e sahip çıkacaktık. Muhammed-ül Emin’i kendisine rehber edenler, samimi olsalardı HİLFU'L-FUDÛL’u ihya eder, mutlak adaletten yana olurlardı.
Hàsılı... Gerçek kusurlu daha çok bilenlerdir.
Değerli Dostlar, aldatma ve Psikolojik Harp’in zirvesi FETÖ İhaneti’dir. Cihat YAYCI Paşamın yönettiği Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi’nin sosyal sayfasında aşağıdaki satırlar paylaşılmış. Gerçekten de insan küçük dilini yutuyor.
“ALLAH AŞKINA OKUYUN…
FETÖCÜ’LER;
- Sınav sorularını çalmadık.
- Kumpas davaları ile bizden olmayanları içeri atıp, bizden olanların önünü açmadık.
- Yunanistan’a biz kaçmadık.
- Elebaşımız ABD’de değil.
- PKK ile işbirliği yapmadık.
- Askeri bilgileri başkalarına vermedik. Helikopter ile Yunan’a biz kaçmadık.
- Milleti zorla Zaman gazetesine abone etmedik. Milletten zorla kurban parası ve himmet adı altında haraç istemedik, vermeyenlerin üzerine maliye, vergi ve polis mensuplarımızı yollamadık.
- 15 Temmuz’u biz yapmadık. 15 Temmuz’dan sonra hiçbirimiz firar etmedi.
- Bylock da kullanmadık.
- 15 Temmuz gecesi Akıncı’da bulunan sivillerin de bizimle alakası yoktu.
- 15 Temmuz’da Genelkurmay’dan yayımlanan atama emrinde diğer görevlere atananların çoğunda BYLOCK çıkmasının da bizimle alakası yoktur.
- Darbe girişimi gecesi “Fetullah Mehdidir, Mehdi geliyor.” diyen darbeci askerlerin de bizimle ilgisi yoktur.
- Darbe girişimi gecesi yurtdışında televizyonlara çıkıp halka “Askerlere direnmeyin.” diye çağrı yapan yurtdışı firarisi bizim mensubumuz olan gazetecilerin o gece söylediklerinden biz sorumlu değiliz.
- Halka mermi atan, sözde atama emri ile görevden alınan komutanlarının emrini dinlemeyen de biz değiliz.
- Komutanlarını esir alan da biz değiliz.
- Biz inkârcı ve iftiracı da değiliz, asla yalan söylemeyiz.
- Takiye nedir bilmeyiz. Tedbir münafıklıktır. Biz yapmayız.
- Yunan bayrak direğine sarılıp sırıtarak poz veren de biz değiliz.
- ABD bayraklarını elimizde sallarken poz veren de biz değiliz. vs…. diyorlar.
ACABA KİM İNANIR?...
FETÖCÜLER İngiliz İstihbaratı’nın çok iyi becerdiği, ABD İstihbaratı’nın operasyonu Algı Yönetimini çok iyi beceriyorlar. Ülkece algı operasyonlarına karşı çok dikkatli olmak zorundayız.
Aziz Milletim.
Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti büyük bir miras üzerindedir. Büyük bir medeniyette, çok geniş bir coğrafyada hatırası, kanı, teri vardır. Gücünün kaynaklarından biri de dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan halkların kendisine olan teveccühüdür. Bu teveccüh bin yılların emeğinin, fedakarlığının sonucudur.
Ecdâdımızın kutlu mirâsını, medeniyet coğrafyamızdaki teveccühü koruyalım.