Temellerimizi yazdık, söyledik…
MİLLET-DEVLET-VATAN-DİN…
Bu değerler tüm dünyada belli sembollerle yüceltilir. Bayrak, Millî Marş, Tarihî Şahsiyetler ve olaylar, mekânlar vb. birlik ve beraberliğin müşahhas alàmetleridir.
Bir de devletin kurumları vardır. Türk Milleti asker millettir. Tabii 28 Şubat İhàneti’nin sorumlusunun şanlı ordumuz olduğunu zanneden cehàlet ordumuzu tahkir etmeye devam ediyorlar. Onlara şunu soracağım. FETÖ İhàneti şanlı ordumuz, emniyet, mülkiye ve adliye teşkilâtımızda yapılanırken, cinayetler işlerken siz FETÖ’cülere kızlarınızı verme yarışındaydınız, birlikte şirketler kurup yağmalar yapıyordunuz.
Şimdi bazı ham yobaz, kaba softaların anlayacağı şekliyle yazayım. “Türk Milleti askerdir.” deyince İngilizci sözde ûlema etkisiyle ordusuna düşman olanlara şöyle yazayım. “Türk Milleti mücâhittir.” Oldu mu? Gazi, Gâzà cihàd eden demektir ve Şanlı Ordumuza Türk Milleti “Gazi Ordu” diyor değil mi? Yani cihâd eden ordu. Dünyada bir tane daha böyle nâmlı ordu var mı? Dedemiz Yavuz Selim gibi “Ölürsek cennet bizim, kalırsak devlet bizim.” diyen şuurda bir ordu…
Birileri ordumuza “dinsiz, NATO Ordusu vb.” derken, başkaları “Gerici” bir başkaları “faşist” diyor.
Be vicdansız, ahlâksızlar… Bu mazlum milletin evlâdlarından müteşekkil, ecdâdımın PEYGAMBER OCAĞI dediği, Milletimin MEHMETÇİK dediği bu mübârek ocağı tahkir etmek, güvenmemek sizin haddinize mi? Siz önce kendi kuyruğunuza bakın.
Bir Milletin ordusuna hürmeti ve sevgisi kalmazsa o millet önce şahsiyetini, sonra hürriyetini kaybeder.
ÇANAKKALE RUHU, tuz ruhu değil…
Asker kelimesinin mànàsı ne pekî?
Elif-Ba ile yazdığımızda ilk harf “E” Ulviyet-i ruhiye. Askerin yüksek bir ruh yapısına malik olduğunu ifade eder. Kazandıran kaynak, kendini aynı gayeye adamış, kalpleri heyecanla çarpan kişilerin toplandığı asker ocağıdır. Bu ocakta bütün ruhlar temizlenir, geliştirilir, yükseltilir ve yüceltilir. Bu ocak PEYGAMBER OCAĞI’dır.
2. Kelimedeki "S" harfinin ifade ettiği anlam ise Selamet-i fikriye’dir. Doğru ve salim bir fikre sahip olmak anlamını taşır. Bir asker için doğruluk ve mertlik esastır.
Asker kelimesindeki "K" harfi ise, Keramet-i tâbiye’dir. Taktik buluculuk ve seziş anlamına gelir. İlmi esaslara dayanan, buluculuğu, durumdan vazife çıkarmayı, sorumluluk almayı ve inisiyatifi esas alan Askerlik Sanatı yani Tâbiye (Taktik ve Strateji) kaidelerini en iyi şekilde bilmek ve uygulamakla kendisini gösterir.
Asker kelimesinin son harfi olan "R" harfi, Riyazat-ı bedeniyye (Vücut Dayanıklılığı) demektir. Asker, ruhi gelişmesi ile vücutça da gelişmek mecburiyetindedir. Askerin vücut yapısı, her türlü tabiat şartlarına, yokluk ve zorluklara alışmış olmalıdır.
Asker kelimesinde dile getirilmiş olan üstün vasıflar, esas itibariyle, Türk Milleti’nin damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Yukarıdaki vasıflara bakınca; canını budaktan sakınmayan Şanlı TSK, Jandarmamız ve polisimiz, kahramanca göçük altına giren madencilerimiz ve AFAD personelimiz, Arama Kurtarma Gönüllüleri ki artçı depremler ortalığı kıyamete çevirirken göçük altındaydılar, ateşin içine atlayan itfaiyecilerimiz pekî... Hepsi de ASKER değiller mi? Demek ki neymiş… “HER TÜRK ASKER DOĞAR.”
Şimdi gelelim Hükümet-Ordu ilişkisine!..
Ordu, hükümetin emrindedir. Son 20 yıldır ülkeyi yönetenler, hala Şanlı Ordumuzun darbe yapabileceği imàsında buluyorlarsa sadece yazıklar olsun deriz. 27 Nisan E-muhtırasına DUR diyen sivil irâde, 15 Temmuz İsyanı’nı sokağa dökülen halkla mı engellediğini zannediyor yoksa darbecilere katılmayan Kahraman Türk Subayları ile mi?
Aziz Milletim.
Siyaset sadece Millete hizmet aracıdır. Bizleri ne siyasetin, ne tarikat, cemaat yapılarının, ne düşünce gruplarının, ne de mezhep, etnisite vs. diye ötekileştirenlerin, bölenlerin oyunlarına gelmeyelim, tuzaklarına düşmeyelim.
Devlet, Milletin bekâsı için güçlü olmak zorundadır. Devlet tüm kurumları ile milletin emrindedir. Kurumlar derebeylik gibi yönetilemezler. Birbirinin görevlerine yardımcı olur ve birbirini tamamlarlar. Devlet arpalık değildir. Devlet şahsî ikbâl ve menfaat devşirme yeri de değildir. Ne diyor ecdâdımız “Devlet malı, tüyü bitmemiş yetim malı.”
Devletin imkânlarını menfaatleri için kullananların Allah’ım burunlarından getirsin. Onları iki cihanda rezil etsin. Gencecik yaşında göçük altında ihmâl ya da gecikme sonucu ölen bir yavru varsa Allah o yavrunun hesabını ihmâli olanlara sorsun. Rabb’im Şanlı Ordumuza sùi-zan edenleri dağlarda daha 20 yaşında şehid olan çocuklarımızın kanında boğsun.
ORDUMUZ, NATO ORDUSU DEĞİLDİR. ORDUMUZ DİNSİZ DEĞİLDİR. ORDUMUZ FAŞİST DEĞİLDİR. ORDUMUZ GERİCİ DEĞİLDİR. ORDUMUZ MİLLETİMİZİN EVLÂDIDIR VE FEDÀİSİDİR.
Ordumuz Milletimizin bağrından çıkmış, fedàkârlık, cesàret ve kahramanlık ile görevini gözünü budaktan sakınmadan ifà eder. Millî birliğimizin en temel unsurlarından biridir. Hàlen en güvenilir kurumlarımız sırası ile Ordumuz, Jandarma, Polis ve MİT’dir. Nedenini herkes düşünsün.
Millî varlığımızın devâmından devlet sorumludur. Devletin başı da hükümettir. Hükümet her şeyden sorumludur. Kurumlararası birlik, ülkede birlik ve beraberlik, devletin bekâsı, Milletin töre ve terbiyesinin muháfazası hükümetlerin aslî sorumluluğudur. Ordusunu tahkir eden bir hükümet arkasını kime dayar? Ordusuna saygısı ve sevgisi kalmayan bir millet geleceğe güvenle nasıl bakar?
Devletimizi ve başta şanlı ordumuz olmak üzere kurumlarımızı yıpratmayalım. Hükümet edenler de atamalarda liyákât, ehliyet, çalışkanlık, sadàkât, fedàkârlık gibi vasıflar arasınlar. Bu onların görevidir.
Deprem İmtihanı dilerim hepimize ders olur. Dilerim hırsları bitmeyen, muhteris ve menfaatperest kişilere “ÖLÜM DE VAR!” mesajı ulaşmıştır.
“26 AĞUSTOS 1922
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın.”
Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958)
“...
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.”
Mehmet Akif Ersoy