Yüksek Askeri Şura kararları çok tartışılır hale geldi. Malumlarınız ciddi manada atama yapıldı. General atandı. Geçen yıllarda ciddi şaibeler vardı. Maalesef bu yıl şaibeler artarak devam ediyor.
Düşünün daha önceden de ifade etmiştim. Adam Harp Okulu’nda Alay Komutanı, Harp Okulu Komutanı. O’nun döneminde de şok mangaları var. Biliyorsunuz şok mangaları ile ilgili TRT'de program da yapıldı. FETÖCÜ olmayan ya da FETÖ'yü reddeden Harbiyelilere şok mangaları aracılığıyla ciddi işkenceler ediyorlar. Hatta bir tane Harbiyeli’nin de bu yolla öldüğü söyleniyor. TBMM Soruşturma Komisyonu Harp Okulu’na gidiyor ve ifadeleri alınıyor dönemin Harp Okulu Komutanı ve diğerlerinin… Halen general olan Komutan diyor ki; “Efendim Harp Okulu’nda şok mangası yok bazı öğrenciler Harp Okulu’ndan atılmak için bahane arıyorlar bunu da işte şok mangası diye bir şey uydurup ona bahane ediyorlar.”
Bu ne kadar büyük bir acı bu ne büyük bir yalan…
İşin ilginç yanı da yani bu ekip o kadar güçlü ki Meclis Soruşturma Komisyonu’nun ilgili tutanakları maalesef şu anda meclis kayıtlarında yok.
Şimdi bitmedi, tabii bu manada bir yığın söylenmesi gereken şey var. Yani sadece atamalarda FETÖCÜ riski yok. Bu arada milli değerlerle ilgili hassasiyeti olmayan insanlar da var. Bakıyorsunuz general yapılan adamlardan bir tanesinin fotoğraflarını göndermişler. Sosyal medyada paylaşmış adam… Bir Şarap Fabrikası ya da satış yerine ziyaret ediyor eşiyle… “Kendisi bütün hepsini deneyeceğiz.” diyor. Eyvallah yani buna bir şey söylediğimiz yok ama yanındaki 10-12 yaşlarındaki çocukları da test ediyor kız ve oğlan çocukları şarapları ellerinde kadehlerle. Bu arada profiline de bu arkadaşımız Anıtkabir resmi koymuş, yani ne demek istiyor? “Ben Atatürkçüyüm”
Allah aşkına yani Atatürk'ü şarapla mı tanımlıyoruz? Maalesef böyle bir Atatürkçü algısı var. Tıpkı İslami hassasiyet ifade eden kesimlerdeki işte badem bıyık, kirli sakal seremonisi gibi… Üzülerek ifade ediyorum basit şekillerle basit pozlarla insanlar bu kadar ucuz bu kadar kolay aldatılmamalı kandırılmamalı.
Bu arada hemen ekleyeyim. FETÖCÜ Hainler böyle bir kılığa girerken pespayeleşirler. TEDBİR dedikleri münafıklıkla çok basit ve ucuz rollere girerler.
Aynı şekilde başka bir albayımız general yapılan albaylardan bir tanesinin verdiği tezlere bakıyorsunuz FETÖ'ye methiyeler düzmüş. FETÖ, Fetullah Gülen Hareketi ve Said Nursi hareketi laik Türkiye'de laiklikle beraber yeni bir din algısı oluşturmaya çalışıyorlar falan gibi övgüler. Tabii İngilizce hazırlanan bu tezlerle aslında tamda FETÖ’nün tezleri sunulmuş. Yıl kaç peki? 2015… Bu arada mevcut hükümeti de anarken aynen muhalefetin ağzıyla AKP diye anmış. Bu taze generalimizin verdiği tez de övdüğü FETÖ biliyorsunuz 17-25 Aralık'tan -2013- sonra terörist ilan edilmişti. Yani düşünebiliyor musunuz devletin hâkim albayının rahatlığını eşiyle beraber vermiş ama kendi imzası da var. Haa “Eşim yazdı ben imza attım.” Öyleyse hırsızlık yapmışsın demektir bu akademik açıdan baktığınızda. Çalışmadığın Bir konuya imza atıp paylaşmışsın.. Sayın Cumhurbaşkanım nereye kadar, nereye kadar?
Biz nihayetinde yeni atanan generaller hükümetin adamı olsun istemiyoruz milletin adamı olsun istiyoruz. Ama baktığınızda bu kaba tarafgirliğin nereye varacağını ben tahayyül bile edemiyorum..
2023, 2024 Askerî Şuralarının sonucunda esasında ülkenin en az 30 yılı savunmamız açısından ipotek altına alınıyor. Peki, kimler tarafından ipotek altına alınıyor bunun arka planında kimler var? Üzülerek ifade ediyorum yine NATOCULAR var FETÖCÜLER var.
Erbakan Hocamın ifade ettiği gibi, hep söylüyorum bunu müthiş bir söz… “Kuklaya değil kuklacıya bakın…”
Kuklanın adı FETÖ'CÜ olmuş, NATO'CU olmuş, Atatürkçü olmuş, A Cemaati olmuş, B Tarikatı olmuş fark etmiyor. Bu millilik vasfını kaybetmiş adamların kimin ekmeğine yağ sürdüğü asıl önemli olan…
Silahlı Kuvvetlerin sürekli olarak sayısı azalıyor kalitesi düşüyor, sayısı azalan bir orduda bu kadar general yapılıyor. Neden? Generallerin mahiyeti ile ilgili de ciddi manada tereddüt var.. Herkes birbirine soruyor.
Birçok insan karar vericilere özellikle de Cumhurbaşkanımıza arz edememekten şikâyetçi. Şahsımız arz etmeyelim hiç önemli değil ama Cumhurbaşkanımızla ömrünü geçirmiş insanlar var. Ağabeylerimiz büyüklerimiz… Bu adamların eline raporlar tutuşturuyoruz bütün ayrıntısıyla muhtevasıyla ama bakıyorsunuz onlar da ulaşamıyor.
AKPARTİ hükümet olurken en büyük iddialarından bir tanesi “statükoyu yıkacağız.”dı. Peki, statükodan kastımız ne bizim? Yani görülen o ki statükoyu yıkmak yerine yeni bir statüko oluşturuldu. Ama hükümet edenler de farkında değil gibi duruyorlar.
Düşünün eskiden statükocu dediğimiz adamlar üç saat, dört saat Şura Toplantısı yaparlardı. Şimdi bakıyorsunuz ben hakikaten merak ediyorum, Personel Genel Müdürü… Bu adamdan genel olarak birçok insan şikâyetçi, özellikle Savunma Bakanlığı’nın içinde. Peki, bu adamın bağlı olduğu amir kim?
Bir Bakan Yardımcısı…
Ben şimdi bu Bakan Yardımcımızın vicdanına, Cumhurbaşkanımızın vicdanına soruyorum “Size gerçekten General/Amiral yapılacak bir üst rütbeye terfi edecek insanlarla ilgili ayrıntılı bir dosya verildi mi? Görevlendirilecek insanlarla ilgili MİT'ten, Emniyetten ilgili raporlar, Kişisel Güvenlik Belgeleri alınmış mı? Sizin bunları tek tek görme inceleme fırsatınız oldu mu? Sayın Bakan Yardımcım bugün sokakta insanlar diyorlar ki; “İlgili Bakan Yardımcısı bypas edilmiş, O bu çalışmaların dışında tutulmuş. Ben şimdi Sayın Cumhurbaşkanımıza soruyorum… “Sayın Cumhurbaşkanım.. Sizin imzanızla görevlendirilen ilgili Bakan Yardımcısı ilgili Personel Genel Müdürü’nden daha mı değersiz, daha mı az kritik?”
Sayın Cumhurbaşkanım. Biliyorsunuz özellikle Kara Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri’nin Personel Başkanlıklarında mevcut Savunma Bakanlığı’nın Personel Genel Müdürü ile beraber çalışan adamların içinde FETÖ iltisaklı ya da FETÖ'ye yakın adamlar çıktı, yerleri değiştirildi. Şimdi siz sorar mısınız bu genel müdüre; “Hayırdır Sayın Genel Müdür Sayın Paşa nedir bu? diye…
Bakıyorsunuz yine general yapılan adamlara… Adam üç yıl İsrail'de kalmış, oradan başka bir dış ülkeye gitmiş, oradan Belçika'ya gitmiş. Bu genç rütbelerde üç kez daimi dış görevde bulunmuş. Enteresandır FETÖ'cüleri, Silahlı Kuvvetler’den atılan teröristleri inceleyin. Safahatları ile bu adamların safahatları o kadar çok birbirine benziyor ki! Bir defa general demek operasyon yönetecek adam demek. Yetmedi bandocuyu da general yapmışlar. Hangi operasyonu yönetecekler bu adamlar çok merak ediyorum.
İşin En kötüsünü de Sayın Cumhurbaşkanım şöyle arz edeyim…
İnsanlar insanlıklarını kaybetmişler, şahsiyetlerini kaybetmişler, ferasetlerini kaybetmişler, ahlaklarını kaybetmişler. Herkes birbirinin kulağına fısıldıyor, aman benden bir şey çıkmasın, aman benim söylediğim bilinmesin, Aman benim söylediğim duyulmasın… Sayın Cumhurbaşkanım Allah aşkına soruyorum sizin vicdanınıza bu yalakalık değil midir, bu şahsiyetsizlik değil midir, bu iki yüzlük değil midir? Bunca kusuru gören adamların bu suskunluğu münafıklık değil de nedir?
Bizimle yaşıt bizden yaşça büyük Ağabey dediğimiz adamların böyle silikleşmesi, böyle acz içine düşmeleri beni o kadar yaralıyor ki!
Sayın Cumhurbaşkanım, vicdanınıza soruyorum siz bundan yaralanmıyor musunuz, bundan üzüntü duymuyor musunuz? Bu adamlar ne ara bu hale geldi ve bu geldikleri durumda siz hiç kendinizde kusur aramıyor musunuz?
12 Eylül 1980 Öncesi Ülkücülerin Kürşad Marşı vardı. “Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz!” diye başlardı.
En başa döndük şu anda. Maalesef yufka yüreklilerle çetin yollar gerçekten aşılmıyor. FETÖ'cüler operasyon yapıyor savunma sanayiinde yapıyorlar, Savunma Bakanlığında yapıyorlar Maliye Bakanlığı’nda yapıyorlar Gelirleri İdaresi Başkanlığı’nda yapıyorlar… Bakın düşünebiliyor musunuz ya Deli Dumrul gibi suyun başının tutulduğu yeri yine tutacaklar… Şunu yapacaklar. “Gel bakalım iş adamı devlete 10 milyon borcun var, cemaate 8 milyon ver, konuyu çöz…” diyecekler.
Sayın Cumhurbaşkanım bunları biz kim adına seyredeceğiz? Sizin milli bir insan olduğunuzu kabul ediyoruz. Sizin bir Milli Güç Unsuru olduğunuzu bu millet için biliyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz… Ama artık şu noktadayız sizi ne size bırakmalıyız ne de çevrenizi kuşatanlara bırakmamalıyız.
Sayın Cumhurbaşkanım.
Bakın biz arz ediyoruz ve sorumluluklarımızdan az çok kurtuluyoruz. Çevrenizdeki insanlar, arkadaşlarınız, size dosya çıkartmayanlar, dosyaları kendilerine göre eleyip çıkartanlar, yanlış yönlendirenler, doğru bilgi vermeyenler… Yarın Mahkeme-i Kübra'da o dağda aç susuz şehit olan Mehmetçik, fabrikalarda, tarlalarda çalışanlar… Bunların hepsi bu insanlara hesap soracaklar.
Sayın Cumhurbaşkanım…
Silahlı Kuvvetler’den getirdiğim iki tane cümle var. Bunlardan bir tanesi “İtimat kontrole mani değildir.” Kendiniz kontrol edemiyorsunuz, zamanınız yok, yorgunsunuz, perişan durumdasınız… Bunların hepsi kabul. Ama kontrol mekanizması oluşturun mevcut kontrol mekanizmalarınız iş yapmıyorlarsa çağırın onları uyarın. İş yapacak insanlarla bu kontrol mekanizmalarınızı oluşturun.
Eski dâvâ arkadaşlarınızdan bir TEKLİF VE İSTİŞARE KURULU oluşturun ki, onlarda size bilgi sunabilsin.
Özellikle bir daha arz ediyorum, 2023-2024 Yüksek Askerî Şurası’ndaki kararlar ve general yapılanlar, üst rütbeye terfi edenler, emekli edilenler lütfen elden geçirilsin. MİT, Emniyet ve mevcut Savunma Bakanlığı unsurları yeniden rapor versinler, yeniden ve bu raporların altındaki imzalar dâhil lütfen inceletiniz…
Hürmetle arz ederim