Yine kardeşlik palavrası, yine ulvi mesajlar…
Gençleri oltalamaya devam ediyorlar!
Yasaları alt üst ederek çalışan Mason localarına sıra geldiğinde milliyetçiliğinden şüphe duymadığımız Sayın Süleyman Soylu’nun yönetimindeki İçişleri Bakanlığı neden sus pus oluveriyor?
Kasım ayının ilk haftası yapılan seçimlerde jöleliye fark atarak Büyük Üstat seçilen Rint Akyüz, uzunca bir aradan sonra Hür ve Kabul Edilmiş Mason Büyük Locası - HKEMBL’nin resmi internet sitesinin ana sayfasını güncelleyerek aynı köşedeki eski palavraları ilga edip, yerine kendi palavra dolu hikâyesini yazmayı başarabilmiş. Nihayet.
Rint Akyüz Masonluğu öyle bir anlatıyor ki, attığı palavralar adeta Mason olmak istemeyenlerin aklından bir zoru olduğunu düşündürtecek nitelikte.
Öyle ya, böylesine ulvi amaçları olan bir cemiyete girmeyi istemeyenlerin herhalde akli problemleri olsa gerektir.
Ne ararsan var; kardeşlik onlarda, dostluk onlarda, ahlâklı birey olmak onlarda, vatan ve millet sevgisi yine onlarda…
Bir de satır arasında ne demekse; “Masonların sırrı yoktur, biz o sırları sahaflarda satılan kitaplardan öğreniyoruz” mealinde bir şeyler yazmış.
Sanırım ritüellerden oldukça uzak kalmış.
Keşke o cümleyi kurarken “sırlar” konusunun Çırak derecesi ritüelinde kendisini ele vereceğini hesaba katsaydı.
Bir işe palavrayla başlarsan ve öyle devam etmeye niyetliysen çok açık verirsin.
Zira açık vermemenin en kolay yolu dürüst olmaktır.
Sahi; Masonluğun ortak amaçlarına sahip olan binlerce kişiyle aynı camiada bulunup kardeşlik bağları kurmayı kim istemez...
Bir de bu zincirin sadece ülkemizle sınırlı olmadığını, dünyadaki tüm Masonlarla da uzayıp gittiğini iddia ediyorlar.
Beyefendilerin diğer ülkelerdeki Masonlarla hiyerarşik bir bağı olmamasına rağmen, aynı adamlarla kardeşlik bağı varmış.
Bu yalanı yıllardır söylüyorlar da, bir tane Mason çıkıp akıl ve mantığı yerle bir eden bu iddiayı sorgulamıyor.
Allah ile aldatmak, Atatürk ile aldatmak, Masonluk ile aldatmak. Ülkemizde ziyadesiyle rastlanan üç kardeş aldatma yöntemidir.
Hepsinin arka planında para kazanmak var.
Takip edenlerim bilirler, önceki yazılarımda belirttiğim ve iddia ettiğim gibi esasen Masonluk diye bir şey yoktur.
Tarih öncesinden başlayarak çeşitli Ezoterik öğretilerin, filozofların, çeşitli din ve yerel inançların, hepsinden önemlisi insanoğlunun ortak paydası haline gelmiş değerlerin aforizmalarından oluşan, Papalık kurumundan aldıkları icazet ile Tevrat ve İncil’den kopya çekerek oluşturdukları çakma ritüellerin bir araya getirildiği arabesk tabanlı bir tarikattır Masonluk...
Sayın Akyüz, HKEMBL’nin sayfasındaki resminin yanına ilave ettiği, bir anlamda yazdıklarına kalıbını bastığı GDO’lu cümlelerin hiçbirinin uygulamada karşılığının olmadığını, bir aldatmaca yöntemi olduğunu en iyi kendisi bilir.
Eğer Büyük Üstatlığın verdiği dayanılmaz hafifliğin etkisiyle yeterince farkında olamıyorsa, Önceki Büyük Üstat Kaya Paşakay’a sorsun.
Dışarıdan bakıldığında söz gelişi olgun ve saygın yapıya sahip kişilerin Masonlar arasında varlığını sürdürdüğü inancı da üyelerin içine düştükleri yanılsamanın bir parçası…
Masonlar arasındaki ilk bakışta “örnek şahsiyet” sayılabilecek kişilerin oranı “hariciler” arasındaki saygın olarak kabul edilebilecek kişiliklerin oranından çok daha azdır.
Kaldı ki Masonların arasında bulunduğu zannedilen sözüm ona örnek şahsiyetleri zamanı geldiğinde çok iyi tanıyacaksınız.
Siz zannetmeyin ki; üye sayısı 18 BİN kişi olan Mason localarında sözde kemalat alameti gösteren insanlar, Masonluğa intisap ettikleri için böyle olmuşlar.
Hayır, bu da bir yanılsama, sanal gerçeklik ve ilizyondur!
Mason locaları gösterişe yönelik davranışların sergilendiği ortamlardır.
Kızdırmadığınız sürece, hiç kimsenin toplantılarda gerçek kişilikleriyle var olması söz konusu değildir. Nasıl doğal davransın, adı üstünde tören. Törene gidiyorsunuz nasıl doğal olabilirsiniz ki? Görünüşünüzle, tavırlarınızla en resmi hale gelerek törenlere katılıyorsunuz.
Her on beş günde bir yapılan törenlerde ister istemez protokolün gerektirdiği kurallara göre davranmak zorunlu hale geliyor.
Müntesiplerin harici hayatlarında da öyle davrandıklarını düşünüyorsunuz.
Bu sayede üyeler, birbirlerine bakarak Masonik eğitim adı verilen palavrayı uzun yıllar devam ettirme isteği duyuyor.
Hooop, bir bakıyorsunuz ki, paranız locanın kasasında…
Oysa Masonluğun kimseye bir şey kattığı falan yok. Eğer bazı özelliklerinizin Mason olduktan sonra ön plana çıkmaya başladığını hissediyorsanız bunun gerçekle bir alakası yok, bu tür duygular edindiğiniz farkındalığın ve içine düşürüldüğünüz hipnozun sonucudur, kalıcı değildir.
Sayın Rint Akyüz’ün derneğin resmi internet sitesinde yayınladığı peşin kabuller nedeniyle her yıl yüzlerce genç kandırılmaktadır.
Gerçekle bağdaşmayan beyanların pratiği solladığı Mason localarında, oltalanan kişiler Mason olup nur aldıklarını zannederek sisteme her yıl binlerce lira para ödüyorlar.
“İnsanları kandırıyor, manevi duygularını sömürüyor” diyerek gariban falcıları toplayıp cezalandıran devletimiz, iş Mason localarına geldiğinde sus pus oluyor.
Oysa gerçek maneviyat sömürüsü, aldatmacası Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası çatısı altında yapılmaktadır.
Herkesin telefonuna SMS atıp “size nur verdiğini iddia eden bu ve benzeri kuruluşlara itibar etmeyin” diyebilseydik keşke.
Büyük Üstatlığa seçilen Rint Akyüz de tıpkı kendisinden önceki Büyük Üstatlar gibi uygulamada zerresi bulunmayan nitelikleri Masonluğa mâl ederek üyelerini ve ileride üye olmayı düşünecek zavallıları Masonlukla kandırmaya devam ediyor.
Neymiş efendim, Masonlara bakıp da Masonluk hakkında karar vermeyecekmişiz.
Siz onu çıraklara anlatın!
Masonluk denilen masalın karşılığında topladığınız paralar ve törenlerle hipnotize ederek sömürdüğünüz insanlar derneğin geçim kaynağı olmuş.
Masonların hakikati; herkesin kabul edeceği güzel cümleler kurarak emek, duygu ve para sömürüsüdür.
Siz o hakikati aramaya devam edin, gerçek adalet bir gün kapınızı çalacaktır elbet…