Bir süredir CHP içinde İlginç gelişmeler yaşanıyor.
Erdal Beşikçioğlu’nun Etimesgut’dan aday yapılması bunlardan biri.
Beşikçioğlu” Neden Etimesgut?” sorusuna “Güneşin doğduğu” ilçe diyerek cevap veriyor.
Erdal Bey’in Etimesgut’dan aday olmasından daha ilginci soruya verdiği cevap olmalı:
“Güneş Etimesgut’dan doğar Ankara’yı ısıtır”
Böylesine derin bir felsefi yaklaşıma şapka çıkartılır doğrusu!
Aklıma Güneydoğu Anadolu’nun bazı bölgelerinde uygulanan bir âdet geldi; kendilerince olgunluk çağına erişen kız çocuklarını önce sandalyeye oturtuyorlar, ayakları yere değerse güneş nereden doğar, nereden batar diye soruyorlar. Eğer doğru cevabı verirse kız çocuğunu evlendiriyorlar.
Beşikçioğlu bu açıklamasıyla siyasi olgunluğunu kanıtlamış oldu! Güneşin nereden doğduğunu bildiğine göre aday olma hakkı kendisinin…
Ankara’da otuz yıldan fazla yaşadım, inanın güneşin Etimesgut’dan doğduğunu fark etmemiştim. Bu bağlamda Sayın Beşikçioğlu’nun şimdiden etkili bir farkındalık oluşturduğunu düşünüyorum. Henüz seçilmeden güneşi gözlemleyen birinin Etimesgut’u uçuracağı kesin! Parti içinde yükselen yerel muhalefet, Beşikçioğlu’nun Etimesgut ilçesiyle bir ilgisinin olmadığını iddia ediyor. Kısa zamanda eleştirilere mantıklı cevaplar verileceğini umuyorum.
Bana göre, “ Güneş Etimesgut’dan doğar Ankara’yı ısıtır” sözü sıradan bir cümle değil. Düşünülerek ve özenle seçilerek sarf edildiği açık. Kurduğu cümlelerin derin anlamlar taşımasını Erdal Beşikçioğlu gibi mesleğinde doruğa ulaşmış bir sanatçıdan bekleriz. O nedenle sözlerinin üzerinde durmakta yarar var.
“Güneş Kültü” Masonik literatürde önemli bir yer tutar.
Türkiye Büyük Locası’nın sloganları arasında yer alan “Güneş Doğu’dan Yükselir” sözü Erdal Beşikçioğlu’nun yapıtlarındaki gizemlilik edasıyla oldukça uyumlu. Kendisinin mason olup olmadığını bilmiyorum ancak eski bir mason olarak, bu sözlerin masonik bir mesaj olduğunu düşünüyorum.
Masonlukta güneş; gündüzü yani aydınlığı ve ışığı temsil eder. Kendi kendilerini aydın ilan eden bu ilginç insanlar, özvarlıklarında bulunduğuna inandıkları sözde ışığı (Nur’u) başkalarına da taşımayı ödev bilir. Cehaletin verdiği Egosantrizm’den kaynaklanan bir takım tahayyüller, masonların kendilerine misyon biçmesine neden oluyor. Işığı taşımak da bunlardan biri. “Güneş Etimesgut’dan doğar Ankara’yı ısıtır” sözünün amacı biz fanilere coğrafya dersi vermek değil, bir tarihsel misyonun işaretçisi olmalı.
Önceki yazılarımda belirttiğim gibi, mason locaları öğrenilmiş cehaleti hipnoz yöntemi kullanarak yayıyor. Kendilerini nura kavuşan insanlar olarak kabul edip, toplumsal anlamda gerçekçi olmayan roller üstleniyorlar. Ankara’nın Keçiören ilçesinde Turgut Altınok’un da katkısıyla yaptırdıkları okul inşaatı tamamlandıktan sonra, oradaki öğrencilerle her fırsatta temas etmeye çalıştıklarını, sözüm ona cehaletin karanlık noktalarından biri olduğunu düşündükleri Keçiören’e sözde ışıklarını taşımak için uğraştıklarını defalarca yazmıştım.
Dün Keçiören’de yapılan bu sözde ışık taşıma faaliyetinin önümüzdeki yıllarda Etimesgut’da devam edeceğini düşünüyorum. Tabii ki bu benim kişisel gözlemim inşallah yanılıyorumdur. Masonların karanlık olarak nitelediği semtler ne hikmetse Ankara’nın en milliyetçi bölgeleri. Milliyetçilik ise masonların mücadele ettiği kavramlar arasında yer alıyor. Amaçları, bütün insanları içine alacak bir mabet (dini yapı) inşa etmek.
Erdal Beşikçioğlu’nun Etimesgut gibi Ankara’nın en milliyetçi ilçelerinden birinden aday olmasını da adaylığını duyururken güneşi sembol olarak kullanmasını da tesadüf olarak görmüyorum, hatta bu sürecin masonik mesaj taşıdığını düşünüyorum.