FETÖ’den hüküm giyen Bylock kullanıcısı Eski Büyükelçi, BM yargıcı ve mason üstadı Aydın Sefa Akay’ın ifadesinde ilginç noktalar var. Akay; Önce Fetöcü değil masonum diyor, ardından Bylock ’un Burkina Faso’nun mason Dışişleri Bakanı Djibril Bassole tarafından kendisine önerildiğini, program aracılığı ile başkalarıyla da “masonik konular” hakkında yazıştıklarını söylüyor. Daha sonra masonik konularda yazıştığı yolundaki ifadesini değiştiriyor. Son olarak da, Bylock iletişim ağına katılmasını “zamanın ruhuna uydum” diyerek itiraf ediyor.
Akay’ın ifadesinde kullandığı her kelimenin üzerinde dikkatle durmak lazım.
İster istemez akla sorular geliyor. Dönemin Dışişleri Bakanı Bassole, yakın ilişkide olduğu Türk mason biraderlerinden sadece Akay’a mı Bylock’ u önerdi? Bir zamanlar Türkiye’deki locaları sık sık ziyaret eden, İstanbul’a geldiğinde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneğini mekân tutan mason Bassole’nin, Bylock kullanmayı sadece Büyükelçi Aydın Sefa Akay’a teklif ettiğini düşünmek akla uygun gelmiyor. Fetö ile Mason Locaları arasındaki ilişkiler, emekli Büyükelçi Akay’ın üzerine yıkılmış gibi duruyor. Konunun bu kadar basit olduğunu düşünmüyorum. Aydın Sefa Akay, buzdağının görünen kısmı.
Fetö çatı iddianamesinde, örgütün Ermeni Diasporası ve Mason Locaları ile iletişim içinde olduğu öne sürüldüğü halde, konunun sadece Aydın Sefa Akay ile sınırlı kalması en az yukarıdaki ifadeler kadar ilgi çekici. Olayın başka bir boyutu da, Büyükelçinin masonik konularda yazıştığını ifade ettiği diğer kişiler kim? Savcılık ifadesini neden mahkemede değiştirdi? Bu sorular cevaplanmadan ipin ucunu yakalamak çok zor. “Fetöcü değil masonum” ifadesi de dikkatimi çeken konular arasında. Mason olmak Fetöcü olmaya engel mi? Yoksa bu ifade; “Örgütle aynı dini inanca sahip değilim” anlamına mı geliyor? Mason olmanın başka bir örgütün içinde yer almaya engel teşkil etmeyeceği ortada. Eğer dini referans alarak konuşuyorsa, masonluğun her üyesini dinen serbest bıraktığı tezi de çökmüş oluyor. Uzun yıllar önce malum derneğe üye olan, kıdem ve derece bakımından masonluğun en yüksek mertebelerine çıkmış birinin bu ifadeyi kullanması, mealen masonların İslam dinine uzak olduğu, dolayısıyla Fetöcü olamayacağı anlamına geliyorsa, o da ayrı bir tartışma konusu. Ancak benim düşüncem farklı. Akay’ın “Fetöcü değil masonum” demesinin, mason perdesi arkasına sığınarak yırtmaya çalışmak olduğu düşüncesindeyim.
Akay’ın bu ifadesi, çeşitli yasa dışı örgütlerin mason kisvesine bürünerek takipten sıyrılmaya çalışabileceğini gözler önüne seriyor. Buna göre, ülkemizde “Beşinci Kol” faaliyeti gösteren bir takım yapılanmaların mensupları, sosyal çevresine mason izlenimi vererek akıllara başka soruların gelmesini engelliyor olabilir. Özellikle Fetö gibi, toplum tarafından kendilerine Müslüman olarak tanınan örgütler, toplumun geneli tarafından farklı inançlara sahip olduğu düşünülen masonların arasına “İstihbarata Karşı Koyma” amacıyla girmiş olabilir.
Öte yandan, Akay’ın “zamanın ruhuna uydum” itirafı da üzerinde düşünülmesi gereken konulardan. Masonların arasında zamanın ruhuna uymuş başka kişiler de olabilir. Pragmatizmi kendilerine rehber edinen büyük farmasonların da zamanın ruhuna uyma konusunda hiç sıkıntı çekmediğini biliyoruz. Burkina Faso – Fransa hattında konuşulanların izinde, komşuda pişen bana da düşer, diyenler var mı acaba? Zamanın ruhuna uymak, öyle sıradan insanların değil zeki adamın işidir!
Özhan Kızıltan