Asrın Felàketini yaşayan Aziz Milletimiz için bir kardeş ülke Askerî Ateşesi ile değerlendirme yaptık.
Gördük ki, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti’ne düşman olan dış güçlere alet olan işbirlikçi yapılar ya da iktidar ile sorunu olan çevrelerin sosyal medyada ağırlıkları çok fazla. Bilgi kirliliğinden müsbet bakışımızı ve öngörümüzü kaybediyoruz.
Lütfen düşününüz.
Bu felakette ellerini ovuşturarak Türkiye’yi seyredenlerin gördüğü, bizim görmekte zorlandığımız ictimài (toplumsal) sonuçlar neler?
1. Türkiye tek yürek oldu. Halkımız Millî Birliği'ni, beraberliğini, Hakkâri'den Edirne'ye gösterdi. Bunca bölücü, yıkıcı faaliyet, işbirlikçi düşmanlıklara rağmen Türk Milleti tekvûcud olduğunu gösterdi. Düşünün Artvin’li nine ile Şırnak’lı Abla aynı ulvî duygularla seferber oldular. Tüm Türkiye bölgeye tüm imkânları ile aktı.
2. Depremi yaşayan insanların İmân, idrâk ve sabrı, ahlâk düzeyimizin ne kadar yüksek olduğunu gösterdi. Ne Rabb’imize ne de Devletimize karşı en küçük bir tahammülsüzlük göstermeyip, şükür ve tevekkülle kalanlara sarıldılar. Bu tüm insanlığa örnek yüksek bir seciye ve ruh halidir. Ne mutlu bize ki böyle Büyük ve asil bir millete mensubuz.
3. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ne kadar güçlü olduğunu, organizasyon yeteneğinin ne kadar yüksek olduğunu tüm dünya kabul etti... Düşünün birçok ülkeden daha büyük bir alanımız yıkıldı. Bazı organizasyon eksikleri olabilir elbette. Ancak devletimiz ilk günden itibaren her noktaya mutlaka insan gönderdi, yardım gönderdi.
4. Türk ve Akraba Topluluklar; Azerbaycan, Kazakistan, Macaristan, Tataristan, D. Türkistan, IKBY, Arnavutluk, Moğolistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kıbrıs, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Makedonya, Hakas ÖC, Tuva ÖC, Kerkük, Tebriz, Kafkasya Müslümanları, Balkan Halkları, Kuzey Afrika... demeden yardıma koştular.
GÖRDÜK Kİ TURAN GÖNÜLLERDE KURULMUŞ.
5. İslâm Dünyası seferber oldu. Demek ki İttihâd-ı İslâm Mefkûresi’nin merkezinde hàlà pày-i taht var. İstanbul var, Aziz Milletimiz var.
6. “Türk beklenendir.” deriz bilirsiniz. Aynı şekilde kâdirşinas milletimize Dünya’nın her yerinden Arama Kurtarma Timleri geldi, yardımlar geldi. Şimdi “Bizim ne işimiz var oralarda!” deyip sürekli devlet ve hükümete hakâret eden kör vicdanlara özellikle seferber olan insanlığı göstermek gerek.
7. Özellikle Yunanistan ve İsrail özelinde devletlerin Türkiye’ye düşmanlığının haklarda karşılığının olmadığını gördük. Şükürler olsun ki tarihinde katliam, zulüm olmayan Büyük Türk Milleti’ne çevre coğrafyanın, geçmişte yönettiğimiz halkların derin muhabbeti devam ediyor.
Şimdi, Yörük, Afşar, Kürt, Çepni, Zaza, Kızılbaş (Alevi), Sünni, Şii, Arap, Çerkez, Pomak, Arnavut, Abaza, Gürcü, Laz, Egeli, Doğulu, Batılı, Trakyalı vd. demeden Büyük Türk Milleti olarak birlik ve beraberliği şuurla, mes’ûliyetle, ilelebed sürdürme zamanı.
Bilelim ki şehidlerimiz, depremde kaybettiklerimiz, kutlu mâzimizin yürekli ve mübarek insanları, atababalarımız… Hepsi bizim sımsıkı kenetlenmiş halde istikbâle yürüyüşümüzü görmek isterler.
Şimdi kayıplarımızı hep birlikte telàfi etme zamanı. Şimdi yetimlerimize, ailesini kaybedenlerimize aile olma zamanı.
Şimdi tüm yurdumuza yàr olma yàren olma zamanı.
Strateji ve Yönetim Uzmanı
E. Yb. Halil MERT