Bana Geleneğini Söyle...

Dursun Ali Tökel

19-03-2016 12:53

Japonya'da, baharın gelişini müjdeleyen 1260 yıllık Ateş Festivali kutlanmış.

Yani Milattan sonra 754 yılından kalma ve her yıl tekrarlanan bir gelenek.

Kutlamalar büyük bir görkemle kutlanmış olmalı ki bütün dünyada haber olmuş.

M.S 754 demek bizim tarihimizde Orhon Türklerinin daha Köktürk anıtlarını (Kül Tigin 732, Bilge Kaan 735) yeni dikmiş olması demek.

İmam-ı Azam'ın  55. yaşı demek (ölümü 767).

Bir devlette, bir milletteki sürekliliğe, geleneğin gücüne, bu gücün o millete verdiği öz güven ve dayanıklılığa bakar mısınız!

1260 yıldır aynı geleneği yaşatan bir milletin tarihten aldığı o muazzam güç, o milleti yıkılmaz yapmaz mı?

Şimdi söyle misiniz bizim kutladığımız en eski adet, gelenek nedir ve kaç yıllıktır?

Sayılmayacaklar...

Daha düne kadar inkar ettiğimiz, ama baktık olmayacak yeni yeni kutlamaya başladığımız Nevruz'u saymayalım!

"Bir pagan adeti" deyip küçümsediğimiz, Anadolu'nun belli bölgeletinde halkın kendi çabası ile kutlamaya çalıştığı, devletimizin pek de "ip"lemediği Hıdırellezi de hesaba katmayalım.

Kurban ve Ramazan bayramlarının dini zorunluluğu olmasa, hatra deri meselesi ve turistik hareketlilik kısmı görülmese devletlülerin pek de teşrik-i mesaisi olmadığı dini bayramları bir yana koyalım!

Öyleleri var ki bu ülkede, birisine inadına "hayvan katliamı", diğerine "şeker bayramı" demekten inadına vaz geçmiyor.

Yeni Türk devletinde böylesi "dinsel" bayramların olmaması için bile çok uğraştılar.

 

Süreklilik

 

Japonlar 1260 yıldır aynı geleneği kutladığına göre, tarihi olarak pek çok devletler, imparatorluklar, hanedanlar değiştirseler bile, devletin sürekliliğinde bir sorun yok demektir.

Bir de bize bakalım:

1260 yıl önce Göktürk Devletimiz yeni yıkılmıştı, 745'de Uygurlar bu devleti ortadan kaldırdı; sonra Uygur devletini kurduk, sonra onu yıkıp Karahanlıları, sonra Gaznelileri, sonra Selçukluları, sonra Osmanlıları, sonra Cumhuriyeti kurduk.

Arada kurulup yıkılan küçük devletleri de sayarsak sayısız devlet, sayısız coğrafyada kurulup yıkılmış!

Bütün bunlardan, şu anki TC devletimizde bize kalan, hala kutladığımız hangi gelenek vardır?

Göktürklerden, Uygurlardan kalmadı şart değil, Müslüman Karahanlılardan, Selçuklulardan, Osmanlılardan...

Daha basitçe söyleyelim, devlet erkanımızla kutladığımız en eski gelenek 23 Nisan egemenlik ve çocuk bayramı, yani 94 yıllık.

Ama Türk devleti olarak yaşımız sorulduğunda veya Cumhurbaşkanlığı Forsundaki Yıldızlara baktığımızda vereceğimiz cevap en az 2500 yıllık!

"En az 2500 yıldır devletiz" diyoruz; hadi Yahya Kemal gibi tarihimizi Malazgirt'le başlatalım, 1000 yıllık,  amma kutladığımız en eski bayram 94 yıllık!

Bu zıtlık nası izah edilir, bir cevabı olan var mı?

Devlet ve Gelenek

Bütün milletler, devletler kendilerini tarihen daha da gerilere götürecek delillerin peşindedir, çünkü bu devleti daha da meşru, daha güçlü kılar ve millete daha büyük bir güven verir.

Üç yıl önce (Kasım 2011) Cumhurbaşkanımız İngiltere'ye gitmişti de orada Kraliçe'nin kendisini karşılama törenleri karşısında şaşkınlığını gizleyememişti.

Ülkemize döndüğü zaman "ülkemizdeki karşılama tören ve biçimlerini bir gözden geçirmemiz gerekir" demişti.

Çünkü Kraliçe, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ü 775 odalı Buckingham sarayında, tam da o devrin kraliçesinin bundan 147 yıl önce Sultan Abdülaziz'i ağırladığı salonda ağırladı.

Semboller, sayılar, geleneklerin tarihi derinliği, mekanlar, bu mekanların düzenlenişi sizi ezer.

Devlet biraz da bu demektir: Muhataba derinliğinizi, gücünüzü, kadim oluşunuzu, zenginliğinizi hissettirme, devlet kurma, yönetme, yaşatma dehanızı belletme demektir...

Devam eden...

Devam etmeyenleri söyledik, etmesi gerekenlerden (bizce) bahsettik.

Peki devam eden hiç bir şey yok mu diye sorulabilir. Olmaz mı!?

Bundan yaklaşık bin yıl evvel  saray entrikaları ve iktidar hırsıyla Alaaaddin Keykubat'ın ölümü sonrasında, İbni Bibi'nin Anadolu'nun içinde bulunduğu durum için söylediği hal birileri tarafından bugün de aynen devam ettirilmek isteniyor:

  " Rum (Anadolu) memleketi ahvali karışıklık içinde kaldı. Garipler yuvası ve yoksullar sığmağı olan bu güzel yurtta bin türlü dertler ve mihnetler içinde tatlı bir nefes almak nasip olmadı." 

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları 01-01-1970 03:00 Âlim Kime Derlermiş 01-01-1970 03:00 Cedel Ve Bedel 01-01-1970 03:00 Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine 01-01-1970 03:00 Özgürlük Neyimizdir 01-01-1970 03:00 Kimi Seçelim 01-01-1970 03:00 Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? 01-01-1970 03:00 Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? 01-01-1970 03:00 Din Ne Kadar Umûrumuzda? 01-01-1970 03:00 Bu Hastalar Niçin Gülüyor 01-01-1970 03:00 Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki 01-01-1970 03:00 Vefa Bayrağı 01-01-1970 03:00 Gri Alan Münafıkları 01-01-1970 03:00 Bir Süper İnsan Tasarımı 01-01-1970 03:00 Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz 01-01-1970 03:00 Devletimiz “Akıl”Lanıyor 01-01-1970 03:00 Ben Kendimin Neyi Olurum 01-01-1970 03:00 Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? 01-01-1970 03:00 Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… 01-01-1970 03:00 Aldatanlar kimlerdendir 01-01-1970 03:00 İstemek 01-01-1970 03:00 Türkün Alfabe İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Âkıl Adam Kimdir? 01-01-1970 03:00 Açlıkla Doymak 01-01-1970 03:00 Bir sapma: Ölüm güzellemesi 01-01-1970 03:00 Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... 01-01-1970 03:00 Sizi Silkeleyenler Var Mı? 01-01-1970 03:00 Ezan deyip geçmeyelim! 01-01-1970 03:00 Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! 01-01-1970 03:00 Eğitilmiş İnsan Kimdir? 01-01-1970 03:00 Öğrenci evleri de... 01-01-1970 03:00 TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur 01-01-1970 03:00 Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz 01-01-1970 03:00 BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! 01-01-1970 03:00 Ramazan biraz da annedir 01-01-1970 03:00 Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor 01-01-1970 03:00 İbadetin Nihayeti Ne İçindir? 01-01-1970 03:00 İlahi-Yat 01-01-1970 03:00 Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 01-01-1970 03:00 444 01-01-1970 03:00 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? 01-01-1970 03:00 Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! 01-01-1970 03:00 DersHâne-TestHâne-TesellîHâne 01-01-1970 03:00 Anne-babalık çok mu kolay ki… 01-01-1970 03:00 Öte Dünya Fikri 01-01-1970 03:00 Gerekimizi anlayanlar var! 01-01-1970 03:00 Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor 01-01-1970 03:00 Ruhlardaki Cömertlik 01-01-1970 03:00 Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) 01-01-1970 03:00 Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? 01-01-1970 03:00 Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… 01-01-1970 03:00 Kur’an da tercüme ediliyor da... 01-01-1970 03:00 Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim 01-01-1970 03:00 Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? 01-01-1970 03:00 ORDULU CANLI BOMBA (LAR) 01-01-1970 03:00 BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! 01-01-1970 03:00 AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN 01-01-1970 03:00 İSTEMEK 01-01-1970 03:00