DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Dursun Ali Tökel
Dursun Ali Tökel
Giriş Tarihi : 18-01-2017 12:36

Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da…

Yunus Emre’nin  

 Dizelerini “şeriat, cemaat yoldur varana” diye hafifçe değiştirelim.

Buyurun siz de bakın, sonuçta etrafta görünen nedir?

Varlık boşluk kabul etmez.

İçeriği boşaltılan bir varlığın kendisi de ortadan kaldırılırsa onun yarattığı boşluğu ne doldurur?

Doğamız gereği genellikle bir şeylerden kurtulmaya çalışırız, ama o kurtulduğumuz şeylerin bıraktığı boşluğu pek hesaba katmayız!

O öyle bir boşluktur ki, bu boşluğun yarattığı sarsıntı ortadan kaldırılanın kendisinden çok daha ağır ve fecidir!

Neredeyse bütün olumlu işlevlerini yitirmiş olan tekkeler, zaviyeler, dergâhlar ilga edilince doğal olarak onların bıraktığı bir boşluk oluştu.

Bu boşluğu ne ile doldurduk? Veya şöyle soralım, doldurduk mu, doldurulması gereken bir boşluk olarak gördük mü?

Koyun Yoksa Keçi

Atalarımız bu tür sorulara ebedi cevaplar vermişler, çarpıcı metaforlar yükleyerek.

Demişler ki, "Koyunun olmadığı yerde keçiye abduraman çelebi derler!"

Yani bu, koyunların ortadan çekilmesiyle oluşan boşluğu keçiler doldurur demek!

İlk hocamız Ahmet Yesevi'den beri, biz Türklerin dini kaynağı medrese değil, daha ziyade tekkeler olmuştur.

Yani bizimkisi ilimden çok aşktan, akıldan çok gönülden, medreseden çok tekkeden, şeriattan çok tarikattan, fetvadan çok takvadan, azimetten çok ruhsattan, nesirden çok şiirden gelen bir dindir ve asırlar boyu bu, böyle olmuştur.

Bu yüzden Allah'ın resulü olmaktan ziyade Allah'ın habibi bir peygamber algımız vardır.

Bu yüzden hiç bir İslam toplumunda olmadığı kadar; doğumda, ölümde, nişanda, nikahta, asker uğurlamada, hacı karşılamada, ev almada, velhasıl her kutlama töreninde Mevlid okuma törenleri hayatımızın her alanını kaplamıştır.

Bütün bu törenlerle peygamberimizin doğumunun ne alakası vardır?

Bu yüzden, Osmanlı tarihi boyunca en çok okunan, hatta binlerce kişi tarafından ezberlenen kitap Muhammediye adlı bir kitaptır. Bu kitap dokuz bin beyit civarında bir şiirdir.

Yüz binlerce insan asırlar boyunca peygamberimizi anlatan bir şiiri, hem de ezberden niye okur?

Bizim din anlayışımızda şiirin, tekkenin, zaviyenin, dergâhların dolayısıyla bunların merkezinde olan aşkın ve gönlün derin etkileri vardır.

Tekkelerin kapanmasıyla beraber bu etki de kapatılmış mıdır?

İşte bu soruya gönül rahatlığıyla “evet” cevabı verilemez.

Mekânları kapatırsınız amma o mekânlara gönülden bağlananları gönüllerini nasıl kapatacaksınız?

Bir cemiyet dini olan İslamiyet, Türk toplumunda tarikatlarla çok sıkı bağlar kurarak aynı zamanda bir cemaat dini de olmuş, ister sahih, ister çürük bu ilişki yüzlerce yıl devam etmiştir.

Tekkelerin kapanmasıyla dağılan bu gönül birlikleri ne olmuştur?

Tekkeler, zaviyeler, dergâhlar, tarikatlar kapatılmış, faaliyetleri yasaklanmıştır amma sonuçta insanların o gönül birliklerinin sadece mekânı, statüsü, adı değişmiş o ruhani cemiyet yine devam edegelmiştir.

Hangi adla?

Ve sonucu neye mal olarak?

Tarikattan Cemaate

Tarikat ve dergâhların kapanmasıyla beraber, varlığın boşluk kabul etmeyeceği ilkesi tekrar devreye girmiş ve etrafı çok değişik cemaatler kaplamıştır.

Bu engellenebilmiş midir?

Tabii ki hayır.

Tarikatlarda bir şeyh vardır ve onun etrafında kümelenmiş dervişler. Tarikatlar ruh arındırma yollarıdır. Dünyevi varlık alanlarıyla pek ilişkisi, sermaye hareketleriyle pek alakaları yoktur; zira bu doğalarına aykırıdır.

Bazı tarikatların zamanla kapital sarmala düşmeleri, onlara özgü bir sapma olmuş olabilir.

Osmanlının en büyük tarikat hareketlerinden birinin lideri olan Hacı Bayram Veli çiftçilik yapar ve geçimini öyle devam ettirirdi.

Ruhani liderler, dünyevi liderleri manen desteklemiş ve onların yanında manevi fatihler olarak yer almışlardır.

Bu tarih boyunca hep böyle olmuştur.

Zamanla tarikatların bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışan cemaat hareketlerinde de bir cemaat lideri vardır.

Bu kişinin de manevi bir otoritesi mevcuttur.

Fakat cemaatler tarikatların aksine sermaye hareketleri içinde fazlasıyla yer almışlar, bir müddet sonra muazzam meblağları kumanda eder hale gelmişler, varlıkları tehlikeye düştüğü anda tarikatlar gibi bunu sineye çekmeyi kabule yanaşmamışlar, aksine müthiş bir savaşın içine girmekten zerrece çekinmemişlerdir.

Tarikatlarda baskın olan otorite genelde bireyin ruhani akışına ilişkinken, cemaatlerde otorite ruhani alandan ziyade dünyevi iktidarın tecessümüne ilişkin alanlarda daha aktiftir. Lider mutlak itaat bekler ve hareketin özgül ağırlığını, hareket sahasının yönlerini, etki alanları asla tartışmaya izin vermez.

Cemaat hareketleriyle yetişen bireylerde harakiri ruhu çok daha yaygın ve salgındır.

Cemaatin tehlikeye düşmesi, onun varlığının tartışılması anlamına değil de ilahi olanın tartışıldığı şeklinde yorumlanır ve itaatkâr üye bir müddet sonra belirli bir komutla dehşetli bir savaşçıya dönüşür.

Kendisini korumak ve geliştirmek için sermaye hareketlerine ihtiyacı olduğunu söyleyen bir cemaat, bir müddet sonra kendisini koruyacağına inandığı sermayeyi koruma telaşına düşer ve asli yoldan müthiş bir hızla sapar.

Bu sapma tamamen alakasız olmasına rağmen teolojik tartışmaları da beraberinde getirir. Grup, varlığına tehdit olarak algıladığı sermaye sorunlarını, sermaye diliyle değil de ilahi alana ait bir dille çözmeye çalışır; bundan amaç inananlarına müthiş bir savunma alanı ve meşruiyet açmadır.

Peki, bu işe yarar mı?

Bir müddet yarar gibi görünse de, ortaya çıkan sonuç tam da abduraman çelebi hikâyesine döner.

Kendi cinsinden bir çözüme sunulmayan her türlü sorun, kendisini ortaya çıkaranı yemeye başlar.

Cemaatlerde ruhani, manevi, dini ve dünyevi anlamda ve mutlak bir teslimiyet beklenir.

Tartışmadan, sorgulamadan, lidere itirazdan şeytandan kaçınıldığı gibi kaçınılır.

Cemaat lideri yarı tanrısal bir konumdadır, varlığı varlığına armağan edilmeyi bekleyen binlerin merkezinde ilahi bir metafor olarak somutlanır.

Her hareketi, keramet ve hakikatin tam da esasıdır.

 

Bu Ağacın Dalı Niye Düştü

 

Sahtelerini bir yana bırakalım.

Hakiki evliya için keramet göstermek utanılası bir durum olmuştur.

Bu yüzden keramet için bunlar "hayz-ı rical" derlermiş.

Bir veliye "Sizin kerametiniz nedir?"  Diye sorulunca kulaklara küpe olacak şu cevabı vermiş:

"En büyük keramet istikamet üzere yaşayabilmektir!"

Yani dininin gereklerini yerine getirerek yaşayabiliyor musun? İşte en büyük keramet budur demek oluyor.

Rivayete göre Abdülhakim Arvasi bir gün müritleriyle beraber bir ağacın altına oturmuş sohbet ediyorlarmış.

Hazret “ateş olsa da şöyle bir kahve pişirsek” demiş. O, bu sözü söyler söylemez ağacın tepesinden kuru bir dal parçası hemen önlerine düşüvermiş.

Etrafta birden derin bir sessizlik olunca Arvasi hazretleri hemen bir müridine dönerek “söyle bakayım ne oldu?” diye sormuş.

Mürit, gayet kendisinden emin bir hareketle:

“Efendim, bu dalın ömrü dolmuş ve eceli geldiği için aşağı düşmüştür” demiş.

Bu sözlere hayli sevinen Arvasi hazretleri “bana böyle müritler bahşeden Allah’a hamdolsun!” demiş.

Müritler, bütün bu sünnetullahı şeyhin takdirine bağlayınca tarikatların kapılarına vurulacak zincirlerin halkaları daha da sıklaştı.

Onlar keramet izhar etmediler, öbürleri illa da bunu keramete yorumlamak istediler.,

Şeyhler de cahil müritlerden Allah’a sığındılar.

Onların yerleri alan Cemaatlerde bu durum nasıl tevarüs etti?

Gerçi, cemaat liderleri de cahil mensuplarından Allah’a sığındılar

Fakat günümüz cemaatlerine bakıyoruz, yetiştirilen insan tipine bakıyoruz;

Sorgunun, eleştirinin istikametine ve hacimsel ağırlığına bakıyoruz;

Korumak için edinilenlerin korunması için sarf edilen o muazzam gayretlere ve savaşlara bakıyoruz;

Tarikatları ve dergâhları kapatarak onların yetiştirdiği insan tipinden toplumu temizlemek isteyenlerin, cemaatler bu haldeyken niyetlerinin ne kadar tahakkuk ettiğine bakıyoruz;

Mutlak itaatin yarattığı insan tipinin kutsalla dönüştürülmek istenen insan tipiyle mukayesesine bakıyoruz…

Yunus Emre’nin  

 

Dizelerini “şeriat, cemaat yoldur varana” diye hafifçe değiştirelim.

Buyurun siz de bakın, sonuçta etrafta görünen nedir?

 

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
Dursun Ali Tökel

Dursun Ali Tökel

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları Âlim Kime Derlermiş Cedel Ve Bedel Bana Geleneğini Söyle... Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine Özgürlük Neyimizdir Kimi Seçelim Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? Din Ne Kadar Umûrumuzda? Bu Hastalar Niçin Gülüyor Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki Vefa Bayrağı Gri Alan Münafıkları Bir Süper İnsan Tasarımı Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz Devletimiz “Akıl”Lanıyor Ben Kendimin Neyi Olurum Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? Aldatanlar kimlerdendir İstemek Türkün Alfabe İle İmtihanı Âkıl Adam Kimdir? Açlıkla Doymak Bir sapma: Ölüm güzellemesi Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... Sizi Silkeleyenler Var Mı? Ezan deyip geçmeyelim! Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! Eğitilmiş İnsan Kimdir? Öğrenci evleri de... TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! Ramazan biraz da annedir Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor İbadetin Nihayeti Ne İçindir? İlahi-Yat Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 444 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! DersHâne-TestHâne-TesellîHâne Anne-babalık çok mu kolay ki… Öte Dünya Fikri Gerekimizi anlayanlar var! Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor Ruhlardaki Cömertlik Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim Gençleri Anlamak Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz Körsel Vaazdan Görsel Vaaza Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… Kur’an da tercüme ediliyor da... Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... Körsel Vaazdan Görsel Vaaza BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? ORDULU CANLI BOMBA (LAR) BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN İSTEMEK
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
BİYOGRAFİ
Batı(L) Ülkeleri
Batı(L) Ülkeleri
RÖPORTAJLAR
Batı(L) Ülkeleri
Batı(L) Ülkeleri
ARŞİV ARAMA