DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Dursun Ali Tökel
Dursun Ali Tökel
Giriş Tarihi : 11-02-2013 13:40

ORDULU CANLI BOMBA (LAR)

    ABD büyükelçiliğine saldıran canlı bombanın Ordulu olması -siyaset yazıları yazmayı tercih etmememe rağmen- bende bazı hatıraların canlanmasına ve bu yazının ortaya çıkmasına sebep oldu.

     Ordu’dan gelen bir ailenin çocuğuyum. Samsun'da doğdum ve bu civarlarda büyüdüm. Bir şehir olarak Ordu'yu pek bilmem. Anne babam Ordu'nun bir dağ ilçesinin bir dağ köyünden buralara gelip yerleşmişler. Bin bir meşakkat ve sıkıntıyla bizleri yetiştirmeye, okutmaya çalışmışlar.

    Kalabalık bir ailede büyüdük. On iki kardeş idik. Dolayısıyla her birimize düşen sevgi payı nerdeyse sıfıra yakındı. Zavallı annem hangimizi sevsin, onca iş güçten zaman bularak hangimize vakit ayırsın?

    Babam evde hemen hemen hiç konuşmazdı. Akşam eve gelir, sessizce yemeğini yer, bir köşede namazını kılar, sonra hemen eline bir kitap alır ve sessizce okumaya başlardı. 

    Bize bir nasihat verdiğini, bir fiske vurduğunu, bağırıp çağırdığını hiç hatırlamıyorum.
 
    Kendisi, bütün nafilelere kadar hemen her ibadetini bizim asla sarf etmediğimiz bir dikkatle ifa etmeye çalışırdı. Ama bir kez olsun yüksek bir ses tonuyla bizi bu ibadetlere davet ettiğini duymadım.

       Babam, klasik anlamda bir medrese hocası olacak derecede İslami ilimlere vakıftı. Buna rağmen biz çocuklarına derin bir saygı duyar, bazen yanımıza gelir en olmadık konularda görüşlerimizi sorardı. 

    Sevgisi eksik, merhameti bol, tamı tamına adam yerine konulduğumuz, fikirlerimize değer verilen, tercihlerine saygı duyulan bir ailede büyüdük. 
Annemiz okumamız için her zahmete, her meşakkate, bazen işkence derecesine varan mahrumiyetlere katlandı.

    Çoğu zaman yokluk, varlığımızın en mahrem katığıydı. Ama ben annemin ağzından hiç bir zaman bir şikâyet cümlesi duymadım. 

    Bizi suçlayan, aşağılayan sözlerine şahit olmadım.

    Derin bir tevekkül, eşsiz bir tahammül, sonsuz bir iman onların daimi dostuydu. Bu dostlar onlarla öylesine hem-haldi ki şeytan en ufacık bir boşluk bulup da onların iman coğrafyasına sızamamıştı. 

    Bir Devrimcinin Anatomisi
    
    "Bunların canlı bombayla ne ilgisi var?" Diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

    O canlı bombanın babasının sözlerini okuyunca bunları düşünmekten kendimi alamadım.
 
    Ailesi o canlı bombadan on beş yıldır haber alamıyordu. Bu sözler yıllar yıllar öncesine götürdü beni:

    12 Eylül öncesi zamanlarda, köylere yeni gelen elektrik nedeniyle Ordu'nun kasabalarında, bazen köylerinde elektrik tesisatçısı olarak bulunmuştum.

    Bazen ağabeyimde, bazen babamla beraber okul harici zamanlarda elektrik tesisatı için pek çok köy evinde konaklamak zorunda kalırdık. 

    Bu evlerde, bu köylerde acıları ciğerlere işleyen ne hikâyelere şahit olduk:
Fatsa'nın bir köyündeydik. Bütün köy duvarları devrimci sloganlarla doluydu.
 
    O zaman Fatsa'nın şöhreti malum: Bu şirin şehrimize küçük Moskova derlerdi. Belediye başkanı Terzi Fikri namında bir kişiydi. Şehrin okullarında sabahları istiklal marşı değil, enternasyonal marşı okunurdu.

    İkinci günü oradaydım, çok iyi hatırlıyorum Terzi Fikri âdeta bağımsızlık ilan etmiş, bir gecede Fatsa'nın bütün sokakları, caddeleri devasa kayalarda örülmüş, devletimiz askeriyle, tankıyla, topuyla Fatsa'ya girmişti.

    Fatsa küçük Moskova'ysa bizim elektrik işi yaptığımız dağ köyü de küçük Fatsa'ydı. 
    Elektrik işleriyle uğraştığımız evlerin birinde yaşlı bir karı koca, üç yaşında oğlu olan bir gelin ve evin tek evladı olan 14-15 yaşında bir delikanlı vardı.
 
    Evdeki küçük çocuğun babasını, dolayısıyla da genç gelinin kocasını hiç görmedim. Genç gelin hemen hiç konuşmuyor, derin bir sükûnetle daima suskunluğu tercih ediyor, yüzünde acı bir kederin derin izleri okunuyordu.
Bir gün delikanlıya bu genç gelinin kim olduğunu sordum: "Abimin karısı" dedi, yengem demedi.

    "Abiniz gurbette mi?" diye tekrar sordum. "Orasını sorma" dedi. Üsteleyince bana kısaca hikâyesini anlattı. Anlattıkları bugün bile tüylerimi diken diken etmeye yetiyor:

    Bu delikanlı Lenin'in ve benzeri komünist yazarların kitapları arasına gömülmüş sürekli onları okuyordu. Büyük bir öfkeyle anlatıyordu: Abisi faşistin birisiymiş, bir gün onun kitaplarını yakmış o da abisini Fatsa'ya şikâyet etmiş, abisi halk mahkemesinde yargılanmış ve ölüme mahkûm edilmiş. Fakat kardeşinden özür dilemek ve Fatsa'yı terk etmek şartıyla affedilmiş.

    Abisi şu anda İstanbul'daydı ve bir daha asla buralara gelemezdi!
Zavallı dul kalmış yengesi, yetim kalmış üç yaşındaki yeğeni umurunda filan değildi, gözlerini dehşet bürümüştü, benimle bir daha asla konuşmadı. 

    Sevginin Mahrumiyetinde 

    O köyden bir gece yarısı kaçarak canımızı zor kurtardık!

     Başka bir sefer, Fatsa yolu kapalı olduğundan Samsun'a Korgan-Çarşamba arası dağ yollarından bütün bir gece yolculuk yaparak, yolumuz silahlı devrimciler tarafından kesilerek ve içimizdeki hasta yaşlılara acınarak canımızı zor kurtardık!
Bölgenin arazisi malum: Dağlık arazi, ekilecek toprak kıt; temel olarak mısır, kabak, lahana ve patatesten başka yiyecek yok!
    
    Toprağın kıtlığına inat nüfus fazla. Her evde en azında 6-7 çocuk. 
Babamın doğup büyüdüğü yerlerde de gördüm:

    Geçim şartlarının zorluğu insanları gurbete mahkûm etmiş. Zavallı anne çocuklarıyla yapa yalnız, baba aylardır gurbette. Çocuklar anneye ve Allah'a emanet! 
Öyle aileler gördüm ki, çocuklarına gösterecek zerre kadar sevgileri kalmamış, coğrafyanın sertliği ruhlara nüfuz etmiş… 

    Namazını kılan anne-baba bile bunun gerekliliğini çocuğuna anlatırken şiddeti tercihten başka yol bulamamış. 

    Bilhassa erkek çocukları daha reşit yaşları bulmadan gurbetin yollarını tutuyorlar. O küçücük omuzları maden ocaklarını taşıyamadığından göçük altında canlar veren ne sabiler var.

    Şundan eminim, Korgan'ın en az bir evladını maden ocaklarında bırakmamış bir tek köyü yoktur.
 
    Çocuklar babasız büyüyorlar. Erkek çocuk demek eve para getirmesi muhtemel işçi demek; madene gidecek, gurbete gidecek, inşaatlarda çalışacak, yazın mutlaka fındığa gidecek… Ne yaparsa yapsın eve para getirmesi gerek.

    Pek çok ailenin çocuklarıyla aralarında uçurumlar olduğunu görmüştüm.
Çocuklarından yıllardır haber alamayan aileler var: 

    Baba ile delikanlı kavga etmiş, çocuk evi terk etmiş bir daha haber alınamamış.
ABD büyükelçiliğine saldıran canlı bombanın adı Ecevit’miş. Bizim memleketin insanları Ecevit’e ne umutlar bağlamışlardı!

    Bu canlı bomba da yedi kardeşten biriymiş.

    Bu canlı bombadan da babası on beş yıldır haber alamıyormuş.
    Bunları okuyunca yukarıda yazdıklarımı düşündüm.

    Şu anda bile çocuklarından haber alamayan, ümitsizce yollara bakan ne aileler var!
    Aralara öyle husumetler girmiş ki çocuklar babalarının cenazesine gelmiyorlar.

    Neredeler, ne yapıyorlar, neyle yaşıyorlar, canlılar mı ölüler mi kimse bilmiyor. Bilenler de bilgilerinin bir işe yaramadığı çok iyi biliyor.

    Bu insanlar canlı bombadır demek istemiyorum.

    Ama yuvalarına, hayatlarına, anne-babalarına kahrederek gurbet illerde; yoksul, perişan sevgisiz ve sefaletler içinde yaşayan bu insanlar kimin umurunda olacak?!

    Yetkililerden Ricadır!

    Bu yazıyı okurlar mı bilmem!

    Bendeniz özellikle yöneticilerimizden bir istirhamda bulunmak isterim.
Lütfen yıllardır çocuklarından hiçbir haber alamayan bu aileleri bir araştırsalar.
Onlarla bir görüşseler, bu zavallı insanların yaralarına bir merhem bulmaya çalışsalar! 

    Bütün bunları yapmak zor mudur? Kolaydır.

    Ama bunu ciddiye alarak teşebbüste bulunmak zordur!

    O canlı bomba ortaya çıktığı için kim olduğu bilindi.

    Ama hâlâ ortalarda olmadığı için, annelerini, babalarını, kardeşlerini, sevenlerini daha da ötesi hemen her gün kendilerini öldüren o kadar canlı bombalar var ki…

    Ordu’da, bizim oralarda acaba ebeveynine kahrederek yuvasını terk eden ve hayata küsen kaç kişi vardır? Bilmiyorum.

    Bu yazıyı da bunu bilmesi çok kolay olanlar ve yüreklere merhamet adlı çınarın varlığını hatırlatacak olanlardan o merhameti dilenmek için yazıyorum.

NELER SÖYLENDİ?
@
Dursun Ali Tökel

Dursun Ali Tökel

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları Âlim Kime Derlermiş Cedel Ve Bedel Bana Geleneğini Söyle... Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine Özgürlük Neyimizdir Kimi Seçelim Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? Din Ne Kadar Umûrumuzda? Bu Hastalar Niçin Gülüyor Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki Vefa Bayrağı Gri Alan Münafıkları Bir Süper İnsan Tasarımı Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz Devletimiz “Akıl”Lanıyor Ben Kendimin Neyi Olurum Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… Aldatanlar kimlerdendir İstemek Türkün Alfabe İle İmtihanı Âkıl Adam Kimdir? Açlıkla Doymak Bir sapma: Ölüm güzellemesi Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... Sizi Silkeleyenler Var Mı? Ezan deyip geçmeyelim! Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! Eğitilmiş İnsan Kimdir? Öğrenci evleri de... TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! Ramazan biraz da annedir Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor İbadetin Nihayeti Ne İçindir? İlahi-Yat Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 444 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! DersHâne-TestHâne-TesellîHâne Anne-babalık çok mu kolay ki… Öte Dünya Fikri Gerekimizi anlayanlar var! Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor Ruhlardaki Cömertlik Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim Gençleri Anlamak Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz Körsel Vaazdan Görsel Vaaza Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… Kur’an da tercüme ediliyor da... Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... Körsel Vaazdan Görsel Vaaza BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN İSTEMEK
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA