İftara yaklaştığımız saatlerde dakikalar saatler gibi olmaya başlıyor.
Kozmik zaman algımız raflara kalkıyor ve psikolojik zaman hâkimiyetini ilan ediyor.
Aslında zaman aynı zaman, akış aynı akış. Bizim çıplak doğamız beklenti denen karmaşanın örtülerine bürünüyor.
Bizi sanal bir algı mekanizması yönetmeye, hakikatimizi karartmaya, kendi sahte kurgusunu bize gerçek kılmaya çalışıyor.
Bilinçle baktığımızda, aslında değişenin varlığın doğası değil, algısı olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Nasıl mı? Şöyle:
Yazının devamı için tıklayınız:
http://www.akasyam.com/kose-yazisi/649/ben-kendimin-neyi-olurum.html