Cedel Ve Bedel

Dursun Ali Tökel

19-02-2016 12:56

Bugünlerde hemen her yerde; TV'lerde, internette, sanal ve basılı medyada, kahve köşelerinde, ev sohbetlerinde tartışmalar, münakaşalar, atışmalar gırla gidiyor.

Geçen gün bir ev ziyaretinde kendimi tam da böylesi bir tartışmanın içinde buldum. Birisi kendi kulvarında ateşli bir halde saldırıda, diğeriyse tam da onun karşıtı görüşüyle savunmadaydı. Şu günlerde pek çok evde olduğu gibi.

Birisi bana dönerek saldırı halinde bulunana bir şeyler söylememi istedi.

Dedim ki "konuşmanın, tartışmanın, münazaranın, münakaşanın bizim tarafımızdan konulmayan bazı temel ilkeleri var. Bu ilkeleri çiğnenmiş görüyorum. Şu anda tartışmak tam da söze yazık etmek olur!"

Bir insan söze doğrudan birilerini, bir şeyleri suçlayarak başlıyorsa ona ya katılırsınız veya karşı çıkarsınız. O ortamda tartışma olmaz, olsa olsa boğuşma olur!

Konuşan size bir şey sormamaktadır, bir şeyleri öğrenme telaşında değildir. Yapmaya çalıştığı şey, kendi fikri sabitine ortak aramaktır.

Düşüncesi kesinleşmiş, yargısı sabitlenmiş, endişe, şüphe, kaygı bertaraf edilmiş, kendi aklınca mutlak sonuca varılmıştır.

Bu insanla tartışmanın ne anlamı vardır?

Onunla tartışmanızda, size düşen onun karşısında bir kum torbası olmaktır.

Size vuracak ve rahatlayacaktır.

Yeni şeyler öğrenme, düşüncesini zenginleştirme, kendi kanaatlerine yeni bir delil arama peşinde de değildir. Sizinle bu yüzden muhatap olmamaktadır.

Bu insanla tartışmanız onun da sizin de fikir bataklığına saplanmanız demektir.

 

Cebelleşme

 

O anda işte o insanla tartışmaya girdinizi farzedin.

Yaptığınız işe tartışma, münazara, münakaşa değil cedelleşme denir. Yüce halkımız bu kelimeyi biraz değiştirerek cebelleşme haline getirmiştir.

Cedelleşerek düşmanımızı artırır, dostlarımızı azaltırız. Kesin kanaatleri kanaatimiz olmayan insanlarla cedelleşmek onların öfkesini artırır, sizin de sabrınızı azaltır.

Karşılıklı bilgimizi, kültürümüzü, insanlığımızı geliştirdiğimiz münazaraların aksine cedelleşmeyle şeytanın oyuncağı haline geliriz.

Cedeleşmek, hakikatin kapısına vardım zannınyla şeytanın kucağına düşmek demektir.

Cedelleşmek, nefsinizi kabartmak, ruhunuzu karartmak, kalbinizi daraltmak, gönlünüzü bunaltmak demektir.

O kadar cedelden sonra zaten bildiğinizden bir zerre miktarı artık şey bilmemek demektir. O kadar çabanız sizi bir buğday tanesi kadar geliştirmeyecekse bu çabanın anlamı nedir?

Bu yüzden cedelleşmek akıntıya karşı kürek çekmek demektir. İnanılmaz bir güç sarfedersiniz, o muazzam çabayla kan ter içinde kalırsınız. Ama sonuca bakın ki, bırakın zerre miktarı ilerlemeyi, yerinde bile sayamaz, sürekli gerilersiniz!

O zaman bu beyhude çabanın amacı nedir?

 

Cedelleşenlerin Sonu

 

Ne zaman cedellik bir ortamda bulunsam hemen aklıma şu hadis gelir:

Peygamberimiz buyurdular ki: "Bir kavm, içinde bulunduğu hidayetten sonra sapıttı ise bu, mutlaka cedel sebebiyle olmuştur."

[Resulullah (sav) bunu söyledikten sonra, delil olarak] şu ayeti okudu: "Onlar: Bizim tanrımız mı yoksa O mu daha iyidir? dediler. Sana böyle söylemeleri, sırf tartışmaya girişmek içindir. Onlar şüphesiz münakaşacı bir millettir." {(Zuhruf 58) Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Zuhruf, (3250)}

Kimin tanrısı daha iyi tartışmasına girenler, kimin efendisi, başkanı, partisi, cemaati, grubu, halkası daha iyi tartışmasına girenler gibi demek ki!

Amaç aydınlanmak/aydınlatmak değil sadece karartmak. Etrafını karartanlar alemi kendilerine de karartmış olurlar.

Kendi zaafını değil de, başkalarının açığını yakalama peşinde olanlar hemen cedele sarılırlar. Kendilerinin haklılığı karşılarındakinin sefaletine bağlıdır.

Rakiplerinin zor durumda kalmaları onların suratlarında şeytani bir gülümsemeye dönüşür!

Cedelde haklı olan kazanmaz, arsız olan kazanmış gibi durur, şeytanın durumu gibi.

Peki cedelde haklı olan ne yapar!

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim haksız olduğu bir münakaşayı terkederse kendisine cennetin kenarında bir ev kurulur. Haklı olduğu bir münakaşayı terkedene de cennetin ortasında bir ev kurulur." {Kaynak: Tirmizi, Birr 58, (1994); Ebu Davud, Edeb 8, (4800); İbnu Mace, Mukaddime 7, (51); Nesai, Edeb (6, 21)}

Biri, sizin fikrinizi hiç merak etmeden kendi düşüncelerini üzerinize boca ediyorsa ve sonra da dönüp "öyle değil mi?" diyorsa sizi cedele davet ediyor demektir.

Cehenneme davet, cennetten kovulmaya davet!

 

                        

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları 01-01-1970 03:00 Âlim Kime Derlermiş 01-01-1970 03:00 Bana Geleneğini Söyle... 01-01-1970 03:00 Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine 01-01-1970 03:00 Özgürlük Neyimizdir 01-01-1970 03:00 Kimi Seçelim 01-01-1970 03:00 Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? 01-01-1970 03:00 Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? 01-01-1970 03:00 Din Ne Kadar Umûrumuzda? 01-01-1970 03:00 Bu Hastalar Niçin Gülüyor 01-01-1970 03:00 Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki 01-01-1970 03:00 Vefa Bayrağı 01-01-1970 03:00 Gri Alan Münafıkları 01-01-1970 03:00 Bir Süper İnsan Tasarımı 01-01-1970 03:00 Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz 01-01-1970 03:00 Devletimiz “Akıl”Lanıyor 01-01-1970 03:00 Ben Kendimin Neyi Olurum 01-01-1970 03:00 Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? 01-01-1970 03:00 Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… 01-01-1970 03:00 Aldatanlar kimlerdendir 01-01-1970 03:00 İstemek 01-01-1970 03:00 Türkün Alfabe İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Âkıl Adam Kimdir? 01-01-1970 03:00 Açlıkla Doymak 01-01-1970 03:00 Bir sapma: Ölüm güzellemesi 01-01-1970 03:00 Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... 01-01-1970 03:00 Sizi Silkeleyenler Var Mı? 01-01-1970 03:00 Ezan deyip geçmeyelim! 01-01-1970 03:00 Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! 01-01-1970 03:00 Eğitilmiş İnsan Kimdir? 01-01-1970 03:00 Öğrenci evleri de... 01-01-1970 03:00 TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur 01-01-1970 03:00 Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz 01-01-1970 03:00 BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! 01-01-1970 03:00 Ramazan biraz da annedir 01-01-1970 03:00 Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor 01-01-1970 03:00 İbadetin Nihayeti Ne İçindir? 01-01-1970 03:00 İlahi-Yat 01-01-1970 03:00 Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 01-01-1970 03:00 444 01-01-1970 03:00 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? 01-01-1970 03:00 Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! 01-01-1970 03:00 DersHâne-TestHâne-TesellîHâne 01-01-1970 03:00 Anne-babalık çok mu kolay ki… 01-01-1970 03:00 Öte Dünya Fikri 01-01-1970 03:00 Gerekimizi anlayanlar var! 01-01-1970 03:00 Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor 01-01-1970 03:00 Ruhlardaki Cömertlik 01-01-1970 03:00 Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) 01-01-1970 03:00 Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? 01-01-1970 03:00 Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… 01-01-1970 03:00 Kur’an da tercüme ediliyor da... 01-01-1970 03:00 Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim 01-01-1970 03:00 Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? 01-01-1970 03:00 ORDULU CANLI BOMBA (LAR) 01-01-1970 03:00 BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! 01-01-1970 03:00 AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN 01-01-1970 03:00 İSTEMEK 01-01-1970 03:00