Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse...

Dursun Ali Tökel

29-01-2013 08:52

Hangi pozisyonda olursak olalım, hepimiz sürekli bir sınav halindeyiz.

Kimimiz varlıkla imtihan oluyoruz, kimimiz yoklukla; kimimiz azlıkla, kimimiz çoklukla.

Varlıkta cömertliğimiz, şükrümüz; yoklukta sabrımız, kanaatimiz ölçülüyor!

Güç, belki de en önemli sınav araçlarımızdan biri!

Kimin gücü varsa o en çetin imtihanla boğuşmaya itilmiş demektir.

 

Gücünü Kim Kontrol Ediyor?

 

Siz "benim herhangi bir gücüm yok, kimseye karşı güç uygulayacak halim de yok, rahatım!" mı diyorsunuz?

Anneyizdir, babayızdır, müdürüz, amiriz, patronuz, başkanız, abiyiz, ablayız, yöneticiyiz, şefizdir, grup başkanı, cemaat lideriyizdir; hangi statüde olursak o statünün bir gücübe sahibizdir!

Üzerinde gücümüzü uygulayacağımız insanlar vardır. Konum gereği onlardan daha güçlü olduğumuz için zayıf kıldığımız insanlar...

Soru/ sorun şudur:

Sorumluluğumuz altında bulunmaktan kaçınamayacak insanlara karşı bir güç uygularken, gücümüzü hissettirirken hangi ahlaki ilkelere uyacağız?

Gücümüzü hakikat mi idare edecek, adalet mi idare edecek yoksa menfaatlerimiz mi?

Her gücün üzerinde bir güçlü vardır, bizler sahip olduğumuz güçleri kullanırken gücü bize vereni hesaba katar mıyız?

 

Gücü Vereni Hesaba Katmak

 

Öyle veya böyle bir güç sahibi olduğumuzda, o gücü verenin o gücü kontrol ettiğini ve onun nerelerde kullanıldığını bir bir izlediğini bilmemiz lazım!

Allah, gücü kendisine verdiği kişiyi o gücü sarfettiği yerle sınar; eğer o güç, haksız yere bir zayıfa kullanılıyorsa vay onu kullananın haline!

Tanrı, yarattığı kulunun bir başka kulu tarafından sömürülmesine asla müsamaha göstermez!

Korumasız, zavallı, güçsüz kuvvetsiz zannettiklerimizi koruyan güçlüler güçlüsü güçler vardır!

Görünmezler ama hissedilirler; nerede bir güçlünün haksız muamalesine maruz kalmış bir zavallı varsa onlar ordadır!

O'nu hesaba katanlar bunu şunu hesaba katmazlar; şunu bunu hesaba katanlar O'nu hiç hesaba katmayanlardır ve buna eninde sonunda pişman olurlar. Ahirette hayvanların toprak olduğunu gördükleri vakit "N'olaydı, ah keşke biz de toprak olaydık!" diyecek olan topraksızlar gibi.

Birilerine karşı güç uygulamak zorunda kalmadığımız bir pozisyonumuz olmadığına göre güç uygulamanın bir formülü var mıdır, varsa nedir?

 

Formül!

 

Bunun formülü şudur:

Eğer gücümüzü Allah'ın kullarının selameti için kullanıyorsak, Allah yar ve yardımcımızdır; gücümüzü başkalarının mutluluğu için kullanıyorsak mutlu olacağımız garantilenmiştir.

Yok eğer gücümüzü kendi çıkarımız için kullanıyorsak, helakimiz hemen eşikte bekliyor demektir; biz, bize o gücü verenin gücünü hesaba hiiiiç katmamışız demektir!

II. Dünya savaşının başlangıcı olarak Almanya'nın 1Eylül 1939'da Polonya'yı işgali verilir.

Bundan sonra savaş altı yıl sürmüş ve sonuçta Almanya mahvolmuştur.

Almanya zavallı Polonya'yı işgal ettiğinde şüphesiz o muazzam gücüne güveniyordu!

Ama olacağı görenler, yarını bugünden bilenler, eylemlerin doğuracağı kesin halleri kestirenler vardır!

Necip Fazıl anlatıyor:

Abdülhakim Arvasi hazretleri "Almanlar için, Polonya işgalindeki zulümlerini duydukları zaman:

'Eğer zülme başladılarsa, dediler; halleri haraptır. Şimdiden neticeyi kaybettiler." (O ve Ben, s.196)

Altı yıl önce söylenmiş bu söz altı yıl sonra ayniyle vaki olmuştur.

Zira sünnetullah böyledir: Gücün bir mazlum üzerinde hesapsızca kullanılmasına adli ilahi müsaade etmez!

Kurdu Ağıla Salmak

 

Güç bizlere başkalarının, Allah'ın kullarının gün yüzü görmelerine katkıda bulunalım diye verildi; kendi lehimize başkalarının hayatını karartmak için değil! Böyle yaparsak gayretullaha dokunmuşuz demektir.

Geçen gün Fernand Braudel'in Kapitalizmin Kısa Tarihi (Say Yay. 2013) adlı eserini okuyordum. Orada geçen kurdu ağıla salmak tabiri bana o kadar manidar geldi ki...

Bir kurt ağıla girerse, o ağıldaki zavallı koyunlara ne olacağı bellidir.

"Güç" insanın kurdu, "zavallı öteki" insanın "ağılı" mutluluğu da onun "koyunları"dır. O kurt o ağıla girerse...

Ne olacağını yine Braudel'in şu hikmetli yargısıyla söyleyelim:

"Kaderin yedi fersahlık çizmeleri vardır. Uzak'tan vurur."(s.88)

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları 01-01-1970 03:00 Âlim Kime Derlermiş 01-01-1970 03:00 Cedel Ve Bedel 01-01-1970 03:00 Bana Geleneğini Söyle... 01-01-1970 03:00 Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine 01-01-1970 03:00 Özgürlük Neyimizdir 01-01-1970 03:00 Kimi Seçelim 01-01-1970 03:00 Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? 01-01-1970 03:00 Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? 01-01-1970 03:00 Din Ne Kadar Umûrumuzda? 01-01-1970 03:00 Bu Hastalar Niçin Gülüyor 01-01-1970 03:00 Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki 01-01-1970 03:00 Vefa Bayrağı 01-01-1970 03:00 Gri Alan Münafıkları 01-01-1970 03:00 Bir Süper İnsan Tasarımı 01-01-1970 03:00 Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz 01-01-1970 03:00 Devletimiz “Akıl”Lanıyor 01-01-1970 03:00 Ben Kendimin Neyi Olurum 01-01-1970 03:00 Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? 01-01-1970 03:00 Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… 01-01-1970 03:00 Aldatanlar kimlerdendir 01-01-1970 03:00 İstemek 01-01-1970 03:00 Türkün Alfabe İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Âkıl Adam Kimdir? 01-01-1970 03:00 Açlıkla Doymak 01-01-1970 03:00 Bir sapma: Ölüm güzellemesi 01-01-1970 03:00 Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... 01-01-1970 03:00 Sizi Silkeleyenler Var Mı? 01-01-1970 03:00 Ezan deyip geçmeyelim! 01-01-1970 03:00 Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! 01-01-1970 03:00 Eğitilmiş İnsan Kimdir? 01-01-1970 03:00 Öğrenci evleri de... 01-01-1970 03:00 TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur 01-01-1970 03:00 Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz 01-01-1970 03:00 BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! 01-01-1970 03:00 Ramazan biraz da annedir 01-01-1970 03:00 Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor 01-01-1970 03:00 İbadetin Nihayeti Ne İçindir? 01-01-1970 03:00 İlahi-Yat 01-01-1970 03:00 Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 01-01-1970 03:00 444 01-01-1970 03:00 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? 01-01-1970 03:00 Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! 01-01-1970 03:00 DersHâne-TestHâne-TesellîHâne 01-01-1970 03:00 Anne-babalık çok mu kolay ki… 01-01-1970 03:00 Öte Dünya Fikri 01-01-1970 03:00 Gerekimizi anlayanlar var! 01-01-1970 03:00 Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor 01-01-1970 03:00 Ruhlardaki Cömertlik 01-01-1970 03:00 Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) 01-01-1970 03:00 Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? 01-01-1970 03:00 Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… 01-01-1970 03:00 Kur’an da tercüme ediliyor da... 01-01-1970 03:00 Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? 01-01-1970 03:00 ORDULU CANLI BOMBA (LAR) 01-01-1970 03:00 BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! 01-01-1970 03:00 AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN 01-01-1970 03:00 İSTEMEK 01-01-1970 03:00