Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor

Dursun Ali Tökel

22-08-2012 09:13

Sabahın erken saatleri… Uzaktan ve derinden bir salâ sesi geliyor. Anlaşılan birisi daha öte âleme göçtü. Bu salânın birisinin öldüğü anlamına geldiğini nerden anlıyorum? Tabii ki gelenekten, inançtan.  Kültürümüzde birisi öldüğü zaman bu, salâ ile duyurulur.

Birazdan bir salâ sesi daha geliyor. İçimi bir merak kaplıyor, acaba ölenler kimler? Bizim mahallenin camiiinde okunuyor salâ, buralardan biri olmalı. Merakı tatmin mümkün değil, minareden kimin öldüğü duyuruluyorsa da pek anlamıyorum, anlasam da zaten tanımıyorum. Bırak mahalleliyi apartmandakilerden bîhaberiz.

Okunan salâdan kendimize bir pay çıkarıyor muyuz? Yani “bir gün bizim de salâmız okunacak, birileri bunu dinleyecek, acaba ne kadar ilgilenecek, merak edecek mi?” diye sorduğumuz oluyor mu hiç?

 

Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

 

“Çanlar Kimin İçin Çalıyor” cümlesi hemen hepimizin aklına “acaba sıra kimde?” sorusunu getirir. Tehlikeli bir durum vardır, bu durumdan pek çok kişi zarar görmüştür. Acaba şimdi bu tehlikeli duruma maruz olma sırası kimdedir?

Bazılarımız bu cümlenin bir roman adı olduğunu bilir. Çanlar Kimin İçin Çalıyor başlığını taşıyan, 1940 yılında kaleme alınan bu roman, 1954’te Nobel ödülü alan, aynı zamanda İhtiyar Adam ve Deniz adlı dünyaca ünlü romanın da yazarı, 1961’de intihar eden Amerikalı yazar Ernest Hemingway’a aittir. Bu eser İspanya iç savaşında savaşan askerleri konu olmakta ve ana tema olarak roman kahramanlarının ölümlerini sorgulamalarını işlemektedir.

Fakat pek azımız bu soru cümlesinin 17. Yüzyılın başlarında ölen İngiliz şair ve papaz John Donne’ye âit olduğunu biliriz. 12 yaşında Oxford’a, 14 yaşında Cambridge’e giren, pek çok dil bilen, önceleri gezgin bir seyyah ve ehl-i keyfken sonraları coşkulu bir vâiz ve hatip olan Donne, vaazlarıyla çok büyük bir hayran kitlesi kazanmıştı:

“Donne’ın şaşırtıcı zekâsı, paradoksları, derin ve acâip bilgisi, kendine özgü çarpıcı benzetmeleri ve eğretilemeleri, ince mantık oyunlarıyla elele giden yoğun tutkuları vaazlarında da bulunduğu için çağdaşları heyecanlı bir tiyatro oyununu seyretmeye gidercesine, kiliseye koşarlardı onu dinlemeye”. (Mina Urgan, İngiliz Edebiyatı Tarihi, C.1, s. 197).

Donne bir seferinde vaaz ederken, birisinin ölümünü haber veren çanlar çalmış olmalı ki, çanların kimin için çaldığını sorar, yani çanlar kimin öldüğünü haber vermektedir? Sonra da cevabı beklemeden şu tarihi sözlerini söyler:

“Hiçbir insan tek başına bir ada değildir. Dünyanın bir parçasıdır herkes… Herhangi bir insanın ölümü benden bir şeyler eksiltir, çünkü iç içeyim insanlıkla. Onun için hiç öğrenmeye kalkma çanın kimin için çaldığını: Senin için çalıyor çan!” (Mina Urgan, A.g.e, s 197).

1600’lü yılların başında bir İngiliz papazın vaazında sarf ettiği bir söz nasıl olur da hemen hemen bütün dünya dillerinde bir deyim haline gelebilir? Bu, hakikaten anlaşılması güç bir iştir. Bu cümleyi Türkçeye bile bir deyim olarak sokan tabii ki Hemingway’ın For Whom The Bell Tolls (Çanlar Kimin İçin Çalıyor) adlı o pek ünlü romanıdır.

Bu roman hemen her büyük dünya diline çevrilmiş ve milyonlarca insan tarafından okunmuştur, okunmaktadır.

Roman, İspanya iç savaşını anlatmakla beraber, adı ünlü bir vaizin hikmetli bir sözünden gelmektedir, ama bunu çok az kişi biliyor. Yani romanın dayandığı zemin metin çok kuvvetlidir, anlatılmak istenen, uyarısı yapılan hakikat insanı ruhuna dokunmaktadır.

Bu soru cümlesi aynı zamanda Heavy Metal grubu Metallica'nın 1984 yılında yayımladığı ikinci albümleri Ride the Lightning'de bir parçanın da adı olmuş:

Metallica, müziği ve sözleriyle hayli sert ve karamsar olan bu şarkıda romana yaptığı göndermelerle çok kuvvetli bir savaş karşıtlığı yapıyor:

Patlıyor silahlar, ileri doğru koşuyorlar sonsuz grilikte

Savaşmayı sürdürüyorlar, çünkü haklılar

Evet, ama kim karar veriyor buna?

Bir tepe için insanlar birbirini öldürebilirler, niçin? Bilmiyorlar

            Çanlar kimin için çalıyor Zaman ilerliyor Çanlar kimin için çalıyor

 

Salâlar Kimin İçin Okunuyor

 

Sabahın erken saatleri, artarda birkaç salâ dinledim. “Acaba ölenler kimler?” diye hâlâ merak içindeyim, ama John Donne’yi okuduktan sonra artık “bu salâlar kim için okunuyor?” diye sormuyorum.

Eminim Donne, eğer câmide vaaz eden bir hatip olsaydı, salâ sesini duyduğunda “bu salâlar kimin için okunuyor diye sorma, bu salâlar senin için okunuyor!” derdi.

Hz. Ali’nin bir sözü var: “Lâ tenzur men kâle-Unzur mâ kâle!” yani şu mânâya geliyormuş: “Kimin dediğine değil, ne denildiğine bak!”

Kimin dediğine değil de neyin denildiğine bakıyorum:

Çanlar hepimiz için çalıyor, pardon, salâlar hepimiz için okunuyor!

 

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları 01-01-1970 03:00 Âlim Kime Derlermiş 01-01-1970 03:00 Cedel Ve Bedel 01-01-1970 03:00 Bana Geleneğini Söyle... 01-01-1970 03:00 Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine 01-01-1970 03:00 Özgürlük Neyimizdir 01-01-1970 03:00 Kimi Seçelim 01-01-1970 03:00 Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? 01-01-1970 03:00 Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? 01-01-1970 03:00 Din Ne Kadar Umûrumuzda? 01-01-1970 03:00 Bu Hastalar Niçin Gülüyor 01-01-1970 03:00 Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki 01-01-1970 03:00 Vefa Bayrağı 01-01-1970 03:00 Gri Alan Münafıkları 01-01-1970 03:00 Bir Süper İnsan Tasarımı 01-01-1970 03:00 Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz 01-01-1970 03:00 Devletimiz “Akıl”Lanıyor 01-01-1970 03:00 Ben Kendimin Neyi Olurum 01-01-1970 03:00 Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? 01-01-1970 03:00 Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… 01-01-1970 03:00 Aldatanlar kimlerdendir 01-01-1970 03:00 İstemek 01-01-1970 03:00 Türkün Alfabe İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Âkıl Adam Kimdir? 01-01-1970 03:00 Açlıkla Doymak 01-01-1970 03:00 Bir sapma: Ölüm güzellemesi 01-01-1970 03:00 Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... 01-01-1970 03:00 Sizi Silkeleyenler Var Mı? 01-01-1970 03:00 Ezan deyip geçmeyelim! 01-01-1970 03:00 Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! 01-01-1970 03:00 Eğitilmiş İnsan Kimdir? 01-01-1970 03:00 Öğrenci evleri de... 01-01-1970 03:00 TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur 01-01-1970 03:00 Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz 01-01-1970 03:00 BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! 01-01-1970 03:00 Ramazan biraz da annedir 01-01-1970 03:00 Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor 01-01-1970 03:00 İbadetin Nihayeti Ne İçindir? 01-01-1970 03:00 İlahi-Yat 01-01-1970 03:00 Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 01-01-1970 03:00 444 01-01-1970 03:00 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? 01-01-1970 03:00 Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! 01-01-1970 03:00 DersHâne-TestHâne-TesellîHâne 01-01-1970 03:00 Anne-babalık çok mu kolay ki… 01-01-1970 03:00 Öte Dünya Fikri 01-01-1970 03:00 Gerekimizi anlayanlar var! 01-01-1970 03:00 Ruhlardaki Cömertlik 01-01-1970 03:00 Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) 01-01-1970 03:00 Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? 01-01-1970 03:00 Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… 01-01-1970 03:00 Kur’an da tercüme ediliyor da... 01-01-1970 03:00 Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim 01-01-1970 03:00 Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? 01-01-1970 03:00 ORDULU CANLI BOMBA (LAR) 01-01-1970 03:00 BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! 01-01-1970 03:00 AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN 01-01-1970 03:00 İSTEMEK 01-01-1970 03:00