Vefa Bayrağı

Dursun Ali Tökel

03-07-2013 13:38

Çoğumuz “vefa” ve “bayrak” kelimeleri gündelik hayatımızda sıklıkla kullanırız.

Ama bu iki kelimeyi “vefa bayrağı” şeklinde bir isim tamlaması olarak duyanınız veya kullananınız var mı?

Genel bir ifadeyle “verdiği sözde durmak”, “görevini yerine getirmek” anlamlarına gelen vefa’nın bayrağı var mıdır?

Varsa bu ne demektir? Nerede, kim, bunu ne amaçla kullanır ve bu bayrak neyi ifade eder?

Daha pek çok soru sorabiliriz.

Bendeniz de bu tamlamayı ilk defa duydum. Bir okuma maceramın seyr u seferinde.

Her yeni okuma yeni dünyalara açılan bir pencere demek.

Okumak, ulaşamayacağımız bir menzile doğru sürekli yolculuk demek.

Bir hedefe doğru yola çıkmak, varamayacağını bilmek ama yine de yolda kalmaya devam etmek demek. Yani bulmak değil, aramak.

O arayış ne kadar da çok hakikatin keşfine yol açar! Bunu, bulduğunu zannedenler değil de daha çok arayanlar bilir.

Bu hal tam da ebedi profesyonel bir amatör olmaya gönüllü olmak demek.

Amatörce ruhu korudukça hep yeni şeyler duymak ve öğrenmek…

Tıpkı bir gün “vefa bayrağı” diye bir tamlamanın da varlığını ve insan için hayli ağır olan anlamını öğrenmek gibi.

 

Vefa’nın da Bayrağı Varmış

 

Kutsal metinler insanın dünya hayatına bir çeki düzen vermeyi de hedef alır, sadece ahrete ilişkin ihtar, ceza ve ödülleri belirtmeyi değil!

Bazen hadisleri okurken, -yıllarca bunları okuyan bir insan olmama rağmen- ne kadar cahil olduğumun farkına varıyorum.

Yeni bir hadis okuyup da bir ürperme yaşayıncaya kadar sanki duymadığım bir hadis yokmuş gibi geliyor.

Ama inceliğine vakıf olamadığımız, hakikatinden bîgâne kaldığımız, bilseydik ne kadar da hayatımızı anlamlı kılacağımız o kadar hadis var ki…

İşte onlardan birisi de vefa üzerine.

Malum olduğu üzere vefa, söz vermek demek, bu sözde durmak demek, neye mal olursa olsun ahde (söze) vefa göstermeye sadık olmak demek.

Bu sözün aksi vefasızlıklıktır ve hiç kimse vefasız insanı sevmez.

Vefasız bir insanı nasıl tanıyabiliriz?

“Sözünde durmazsa tanırız!” diyebilirsiniz.

İyi de o zaman vefasızı sadece sözünde durmadığını bilen kişi tanır.

Ya onu bilmeyenler, bu özelliğinden habersiz olanlar, o insanın vefasızlığı şiar edindiğinden bîhaber olanlar… Onlar nasıl tanıyacaklar?

Alınlarında “Dikkat! Bu kişi vefâsızdır!” yazmıyor ki!

Ama onların da bu özelliklerinin gün gibi ayan olacağı ve herkesin onları tanıyacağı bir gün gelecekmiş.

İşte bahsettiğim hadis bu vefasızlar ve onların kendilerini artık asla gizleyemeyeceği üzerine…

 

Vefasız Tanınacağı Zaman

 

Peygamber Efendimiz bir gün şöyle buyurmuşlar:

 "Kıyamet günü, Allah öncekileri ve sonrakileri birleştirip topladığı zaman her vefasız için, onu tanıtan bir bayrak dikilir ve: ‘Bu falan (oğlu falanın) vefasızlığıdır’ denilir." (Ravi: İbnu Ömer, Kaynak: Buhari, Edeb, 99, Cizye 22, Hiyel 9, Fiten 21; Müslim, Cihad 10, (1735); Ebu Davud, Cihad 162. (2756); Tirmizi, Siyer 28, (1681)

Bir başka kaynakta daha açık bir şekilde daha tüyler ürpertici ifadeler yer alıyor:

Müslim'in el-Hudri'den nakline göre, Resulullah (sav) şöyle demiştir: "Her zalimin arkasında bir bayrağı vardır, zulmü ölçüsünde bu bayrak yükseltilir. Haberiniz olsun, amme hizmetlerini üzerine alandan daha büyük vefasız yoktur." (Kaynak: Müslim, Cihad 15, (1738)

Gördünüz mü uyarıları! Peygamber uyarıyor. Mahşer gününde vefasızları tanıtan ve “bu kişi vefasızdır” anlamına gelen bayraklar olacak!

Vefasızlar bu bayraklarından tanınacaklar.

 

En Büyük Vefasız Kim?

 

Peki, şöyle bir soru sorsak: En büyük vefasız kimdir?

Bu sorunun cevabı da var hadisin içinde: En büyük vefasız amme hizmetini üzerine alanlardır, yani insanları yönetmek için öne çıkanlar…

Yönetici olmak için çırpınıp duranlar, siyasiler, yöneticiler, amirler, müdürler, şefler…

Kısaca toplulukları idare edenler…

Bunların vefasızın önde gidenleri olmalarının sebebi nedir?

Tabii ki uluorta sözler vermeleri, taşıyamayacağı yüklerin altlarına girmeleri, “hele bir yönetici olayım da sonra Allah kerim!” deyip daha sonra da verdiği sözlerin üzerine yatmaları.

Sırf idareci, yönetici olalım diye insanları sözleriyle kandırmaları, insanların güvenlerini heba edip onları maskara durumuna düşürmeleri…

İnsanların temiz hayallerini kendi kirli niyetlerine alet etmeleri…

Demek ki bunlar insanları bir yere kadar kandıracaklar, kandırdıklarını zannedecekler.

Verdikleri her sözün harfi harfine kaydedildiğinden habersiz olacaklar.

Kimsesizlerin kimsesinin herkesin kimsesi olduğunu ve O’nun o kimsesiz zannedilenleri koruyacağı bilemeyecekler.

Yaptıklarının yanlarına kâr kaldığını zannedecekler…

Herkes etrafına şöyle bir baksa bu tiplerden ne kadar bol miktarda görecektir.

 

Ve İlla Amme Taliplilerine

 

Herkes etrafından önce kendisine bir baksın!

Verdiği sözlere, tutmadığı sözlere, ahde vefasızlığına bir baksın!

O bayrağı arkası sıra diktirmemek için ne lazımsa yapsın!

Bunları niye yazıyoruz?

Geçen gün şöyle bir âyet okudum: "Onlar işledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür." (Maide-79)

Bu ayetin muhatabı olmamak her inananın birinci görevidir: Kötülük yapmamak, yapanlara bunu hatırlatmak!

Demek ki bir gün önümüz sıra safa bayrağı dikmek de elimizde, ardımız sıra vefasız bayrağı diktirmek de.

Özellikle amme hizmetine talip olanlar dikkat etsinler.

Bu hadisin anlamının ne olduğunu bilselerdi, amme hizmeti için onlara yalvarsalar da “siz deli misiniz, benim başka işim mi yok!” derlerdi.

Hz. Ali’nin dediği gibi hemen yanı başlarında hızlı bir at ararlardı, o talepten kendilerini hızla uzaklaştıracak.

Sözler, vermedikleri sözlerden hesaba çekilmelerine gerek olmayanlara değil, verdikleri sözler bir gün yılan gibi boyunlarına dolanacaklar içindir!

 

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları 01-01-1970 03:00 Âlim Kime Derlermiş 01-01-1970 03:00 Cedel Ve Bedel 01-01-1970 03:00 Bana Geleneğini Söyle... 01-01-1970 03:00 Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine 01-01-1970 03:00 Özgürlük Neyimizdir 01-01-1970 03:00 Kimi Seçelim 01-01-1970 03:00 Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? 01-01-1970 03:00 Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? 01-01-1970 03:00 Din Ne Kadar Umûrumuzda? 01-01-1970 03:00 Bu Hastalar Niçin Gülüyor 01-01-1970 03:00 Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki 01-01-1970 03:00 Gri Alan Münafıkları 01-01-1970 03:00 Bir Süper İnsan Tasarımı 01-01-1970 03:00 Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz 01-01-1970 03:00 Devletimiz “Akıl”Lanıyor 01-01-1970 03:00 Ben Kendimin Neyi Olurum 01-01-1970 03:00 Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? 01-01-1970 03:00 Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… 01-01-1970 03:00 Aldatanlar kimlerdendir 01-01-1970 03:00 İstemek 01-01-1970 03:00 Türkün Alfabe İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Âkıl Adam Kimdir? 01-01-1970 03:00 Açlıkla Doymak 01-01-1970 03:00 Bir sapma: Ölüm güzellemesi 01-01-1970 03:00 Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... 01-01-1970 03:00 Sizi Silkeleyenler Var Mı? 01-01-1970 03:00 Ezan deyip geçmeyelim! 01-01-1970 03:00 Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! 01-01-1970 03:00 Eğitilmiş İnsan Kimdir? 01-01-1970 03:00 Öğrenci evleri de... 01-01-1970 03:00 TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur 01-01-1970 03:00 Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz 01-01-1970 03:00 BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! 01-01-1970 03:00 Ramazan biraz da annedir 01-01-1970 03:00 Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor 01-01-1970 03:00 İbadetin Nihayeti Ne İçindir? 01-01-1970 03:00 İlahi-Yat 01-01-1970 03:00 Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 01-01-1970 03:00 444 01-01-1970 03:00 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? 01-01-1970 03:00 Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! 01-01-1970 03:00 DersHâne-TestHâne-TesellîHâne 01-01-1970 03:00 Anne-babalık çok mu kolay ki… 01-01-1970 03:00 Öte Dünya Fikri 01-01-1970 03:00 Gerekimizi anlayanlar var! 01-01-1970 03:00 Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor 01-01-1970 03:00 Ruhlardaki Cömertlik 01-01-1970 03:00 Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) 01-01-1970 03:00 Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? 01-01-1970 03:00 Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… 01-01-1970 03:00 Kur’an da tercüme ediliyor da... 01-01-1970 03:00 Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim 01-01-1970 03:00 Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? 01-01-1970 03:00 ORDULU CANLI BOMBA (LAR) 01-01-1970 03:00 BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! 01-01-1970 03:00 AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN 01-01-1970 03:00 İSTEMEK 01-01-1970 03:00