Din Ne Kadar Umûrumuzda?

Dursun Ali Tökel

02-01-2013 12:39

Umur kelimesi dilimize Arapçadan geçmiş. Biz bu kelimeyi daha çok "dikkate almak, önemsemek" veya olumsuzuyla "dikkate almamak, önemsememek" anlamlarında kullanıyoruz.

Oysa Arapçada umûr iş kelimesinin çoğulu, yani "işler" demek.
Ben, bu yazının başlığıyla dinimizin işlerimizde ne kadar yer aldığını sorgulamak istiyorum.

Zira öyle örnekler var ki, bu soruyu sormadan edemiyorsunuz.

 Başını sıkı sıkı kapatmış yaşlı bir teyzenin fotoğrafı var gazetede.
Geliniyle davalık olmuş, mahkemeye düşmüşler. Hâkim oğluyla gelinini ayırmayınca çok öfkelenmiş. "Bu kadın oğlumu benden kopardı" diyor. 

Alışamamış oğlunun evliliğine. Bu haberi okuyunca, toplumumuzda kaynanaların bu tahammülsüzlüğü sonucu yıkılan sayısız yuvayı düşündüm.

Yıkılan bu yuvalar bu kadınların hiç de umurlarında olmadı. Çünkü dinleri dillerindeydi ama kalplerinde ve umurlarında olmamıştı.

            İşe Yaramak

            Ateistleri kendi başlarına bırakalım. Doğruluğunu eğriliğini tartışmadan herkesin bir dini olduğunu kabul edersek, dinin ne işe yaradığını soralım.

Dinimiz pratikte ne işimize yarar?

Eğer işin dünyaya yönelik pratik kısmı sorgulanacaksa bu soruya cevap vermek için dinsiz bir insanda nelerin eksik olduğuna bakmak gerekir?

Onun eksiği dindar bir insanın artısı sayılacaktır.

Bütün ibâdetlerin nihaî amacı insana derin bir huzur vermek olduğuna göre eğer insan inanıyorsa ve huzurdan mahrumsa bu inancın ona ne faydası vardır?

Huzur, her işin nihayetinde aradığımız ebedî gayret ettiricidir.

İnancımız bizi mutlu kılmaya yetmiyorsa, mutluluğu ne ile elde etmeyi düşünüyoruzdur?

14 yaşında zorla evlendirilen, 15 yaşında evine geri gelen, dedesinin aldığı kararla töreleri öyle emrettiği için amcaları tarafından boğularak katledilen zavallı kızcağızı öldürenler hangi dindendir?

Bu kişiler, öldürmeyi değil ama yaşatmayı gaye edinmiş bir dindenseler din bunların ne işine yaramıştır? Hangi din insanı acımasız bir katile döndürmeyi hedefler?

Din bunların umurlarında değil ama töreleri umurlarında olduğu için dinleri töreleri olmuştur.

Muhammed Ali Müslüman olunca buna çok öfkelenen bir gazeteci güya Muhammed Ali’yi zor durumda bırakmak ve aşağılamak için şöyle bir soru sorar “Bay Ali, teröristlerle aynı dinden olmak nasıl bir şey?” Efsanevî boksörün cevabı şöyle olur:

“Sizin için Hitlerle aynı dinden olmak nasılsa öyle bir şey!”

Kişinin dini, eyleminin belirleyicisi olmazsa, sorumlusu dini olmaz! Olur diyene de Muhammed Ali gibi cevap vermek gerekir!

Hayatın Amacı

Hayatın amacının ne olduğuna dair pek çok görüş var.

Kur’an’da hayatın, yaşamın ve ölümün amacını işaret eden şu ayeti okuyunca umurumuzun da ne olması gerektiğini daha iyi anlıyoruz:

“O, hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.” (Mülk Suresi, 2. âyet).

O zaman anlaşılan şudur: Hayatın amacı hangimizin daha iyi işler (umûr) yapacağını denemektir! Bunun sözle olmayacağı aşikâr. Daha iyinin ne olduğunu umûrumuz sorguya çekilince anlayacağız!

Hangimizin daha iyi işler yapacağının anlaşılması için her birimiz imtihandayız.

İmtihan kelimesinin kökü mihnettir; yanı sıkıntı ve belalara uğramak.

Neden sıkıntılar, acılar çekmekteyiz? Mevlânâ’ya kulak verelim:

“Porsuk denen bir hayvan vardır, sopa yedikçe irileşir, palazlanır. Müminin özü de porsuk gibidir, çektiği acılar da onu güçlendirir palazlandırır. Bu yüzden peygamberlerin çektiği sıkıntı bütün âlemlerdekinden fazladır.” (Mesnevi C.4/s.6)

Sıkıntı çektiğimiz zaman bunun hakikatini ve hikmetini sorgulamıyorsak ve hemen isyan bayrağını açıyorsak, peygamberlerin rızkından mahrumuz demektir.

Yani dinimiz umûrumuzda olmamıştır. Umûrumuzda olsaydı şu âyeti hemen hatırlar ve işin hakikatinin tesellisini duyardık:

“Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır.” (Hadid Suresi, 22. âyet).

Bu âyet neden indirilmiş olsun, hemen peşinden açıklanıyor:

“(Allah bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez.” (Hadid-23).

Bu ilâhî rızıklar kulaklarımıza girip de gönüllerimize nüfûz etmiyorsa, anlıyoruz ki dinimiz dilimizde yahut da kulağımızdadır; ama asla umûrumuzda değildir?

            Dinleri umûrunda olanlar öyle tanımlanmış ki, umurun ne demek olduğunu daha iyi anlıyoruz:

            “Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” (İnsan Suresi, 8. âyet); “Onlar bollukta ve darlıkta sarf ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.” (Al-i İmran- 134).

            Dini umûrunda olanın, hayatın bâdireleri umûrunda olmaz. Bu, dingin bir hayatın en temel şartıdır.

 

Nâgâh Perde Açılır!

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın o çok ünlü tefviznâmesinden birkaç mısraı buraya almak istiyorum. O, hayatı küçücük, umûru ise kocaman gören büyük insanlar, bizler gibi hayatı büyük ama kendini küçük gören zavallılara bazı nasihatlerde bulunmak istemişler:


Hiç kimseye hor bakma,
İncitme, gönül yıkma,
Sen nefsine yan çıkma,
Mevlâ görelim n'eyler,
N'eylerse, güzel eyler...

Nâçâr kalacak yerde,
Nagâh açar, ol perde,
Derman eder ol derde,
Mevlâ görelim n'eyler,
N'eylerse, güzel eyler...

Geçmisle geri kalma,
Müstakbele hem dalma,
Hâl ile dahî olma,
Mevlâ görelim n'eyler,
N'eylerse, güzel eyler...

 

Sözün özünü, özün sözünü söyleyenler söylemişler. Dinimiz umurumuzda olursa İbrahim Hakkı’nın dediği gibi oluruz: Çıkarımız için kimseyi kırmayız; nerede darda kalırsak orada bize bir perdenin açılacağını biliriz. Geçmişe takılıp kalmayız, gelecek hayallerine dalıp gitmeyiz, şu anın da bizi esir almasına müsaade etmeyiz.

İnanmanın hazzı ve nimeti kaybolup da, sadece külfeti ve sıkıntısı kalmışsa, dinin umûru umûrumuzda olmaktan çıkmış, öz yerine elimizde sadece kabuklar kalmış demektir. 

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları 01-01-1970 03:00 Âlim Kime Derlermiş 01-01-1970 03:00 Cedel Ve Bedel 01-01-1970 03:00 Bana Geleneğini Söyle... 01-01-1970 03:00 Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine 01-01-1970 03:00 Özgürlük Neyimizdir 01-01-1970 03:00 Kimi Seçelim 01-01-1970 03:00 Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? 01-01-1970 03:00 Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? 01-01-1970 03:00 Bu Hastalar Niçin Gülüyor 01-01-1970 03:00 Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki 01-01-1970 03:00 Vefa Bayrağı 01-01-1970 03:00 Gri Alan Münafıkları 01-01-1970 03:00 Bir Süper İnsan Tasarımı 01-01-1970 03:00 Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz 01-01-1970 03:00 Devletimiz “Akıl”Lanıyor 01-01-1970 03:00 Ben Kendimin Neyi Olurum 01-01-1970 03:00 Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? 01-01-1970 03:00 Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… 01-01-1970 03:00 Aldatanlar kimlerdendir 01-01-1970 03:00 İstemek 01-01-1970 03:00 Türkün Alfabe İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Âkıl Adam Kimdir? 01-01-1970 03:00 Açlıkla Doymak 01-01-1970 03:00 Bir sapma: Ölüm güzellemesi 01-01-1970 03:00 Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... 01-01-1970 03:00 Sizi Silkeleyenler Var Mı? 01-01-1970 03:00 Ezan deyip geçmeyelim! 01-01-1970 03:00 Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! 01-01-1970 03:00 Eğitilmiş İnsan Kimdir? 01-01-1970 03:00 Öğrenci evleri de... 01-01-1970 03:00 TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur 01-01-1970 03:00 Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz 01-01-1970 03:00 BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! 01-01-1970 03:00 Ramazan biraz da annedir 01-01-1970 03:00 Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor 01-01-1970 03:00 İbadetin Nihayeti Ne İçindir? 01-01-1970 03:00 İlahi-Yat 01-01-1970 03:00 Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 01-01-1970 03:00 444 01-01-1970 03:00 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? 01-01-1970 03:00 Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! 01-01-1970 03:00 DersHâne-TestHâne-TesellîHâne 01-01-1970 03:00 Anne-babalık çok mu kolay ki… 01-01-1970 03:00 Öte Dünya Fikri 01-01-1970 03:00 Gerekimizi anlayanlar var! 01-01-1970 03:00 Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor 01-01-1970 03:00 Ruhlardaki Cömertlik 01-01-1970 03:00 Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) 01-01-1970 03:00 Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? 01-01-1970 03:00 Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… 01-01-1970 03:00 Kur’an da tercüme ediliyor da... 01-01-1970 03:00 Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim 01-01-1970 03:00 Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? 01-01-1970 03:00 ORDULU CANLI BOMBA (LAR) 01-01-1970 03:00 BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! 01-01-1970 03:00 AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN 01-01-1970 03:00 İSTEMEK 01-01-1970 03:00