Körsel Vaazdan Görsel Vaaza

Dursun Ali Tökel

27-02-2013 09:00

Diyanetin tavsiye ve teşviklerinden yola çıkılarak Samsun Abdullah Paşa Camii’nde ilk görsel vaaz verilmiş.

Vaiz efendi projeksiyon cihazı eşliğinde, metin ve görselleri perdeye yansıtarak cemaatin dinlediklerini aynı zamanda görmelerini de sağlamış.

Bu yöntemlerin kullanılmasında ne kadar da geç kaldık!

Kur’an’ın nerdeyse üçte ikisi Allah’ın biz insanlar daha iyi anlasın diye verdiği örnekler, anlattığı kıssalar, aktardığı tarihi hadiselerle doludur.

Allah, kullarına anlatmak istemiş ve anlatmak için de o devirde kullanılacak en mükemmel teknikleri kullanmıştır.

Kur’an inmeye başladıktan sonra Mekkeliler Kur’an’ı eleştirmeye başlamışlar ve “bu nasıl metin?” diye şaşkınlıklarını gizleyememişlerdi.

Şaşırdıkları Allah’ın seçmiş olduğu üslup, çok yüksek seviyelerde şiirsellik, o güne değin görülmeyen bir dil kullanımı, zirveye çıkmış bir belagat ve anlatım teknikleriydi.

Araplar şiiri mükemmel bir şekilde biliyorlardı. Fakat bilseler bile nesir dediğimiz düz yazıyla pek de araları yoktu.

Dünyanın En Güzel Hikâyesi

Rivayetlere göre Mekke’de daha çok İranlılar veya Yahudiler hikâye anlatırlardı. Uzun, insanı meraklandıran, karmaşık mitolojik veya destanî öykülerdi bunlar.

İnsanoğlu hikâye dinlemeyi her zaman sevmiştir. Bu yüzden Mekkeliler arasında bu hikâyelerin bir hayli müşterisi vardı.

Kur’an’ın ilk âyetleri insanın derinden sarsan genellikle azap ve tehdit ayetleridir.

Rivayete göre Müslümanların iyice bunaldığı, baskılardan nefes alamaz hale geldikleri sırada Yusuf Sûresi inmiş ve Allah, inananlara hikâyelerin en güzeli (Ahsenü’l-Kasas) adını verdiği Yusuf peygamberin o muhteşem öyküsü anlatmıştı.

Tolstoy’un da Sanat Nedir’in girişinde isabetle söylediği gibi diğer toplumlar için de Yusuf Kıssası dünyadaki öykülerin en güzelidir.

Mekkelileri şaşırtan işte Kur’an’ın bu meydan okuyan anlatma teknikleriydi.

Allah Yusuf suresini göndermiş ve buradaki hikâyenin en güzel hikâye olduğunu söylemişti. Bu hikâyeyi en güzel yapan nedir? Bunu okuyuculara bırakmıştı.

Kur’an Şiir mi Nesir mi?

Sadece bununla değil, Kur’an bazen şiir gibi oluyordu, bazen de nesir gibi.

Tercihlerini her ne kadar şiirden yana koysalar bile iki türü de bilen Araplar Kur’an karşısında şaşırıp kalmışlardı: Bu kitap nesir mi şiir mi?

Ne tam şiirdi, ne de tam nesir. Her ikisiydi ama hiç biri değildi.

Allah, onların hiç bilemediği bir teknikle ve sunuyla insanlara hitap etmekteydi.

Edebi anlamda bu bir devrimdir.

Kur’an’ın indirilmesiyle beraber Allah’ın Arap dilinde nasıl onların bilinçlerini kökten sarsan değişiklikler yaptığını merak edenler İzutsu’nın Kur’an’da Allah ve İnsan adlı eserine bakmalılar. İzutsu bunların çok az bir kısmına değiniyor.

Anlatma Teknikleri

Doğu anlatılarının genel karakteristiği ibret ve ders vermek içindir.

Yani hikâyenin amacı bizzat hikâyenin kendisi değildir.

Dilimizdeki “bin anlatacağına, bir misal ver!” bu hakikati anlatır.

Ömer Seyfettin’in Üç Nasihat adlı o muhteşem hikâyesi, insana bir hakikati kökten ve derinden belletmek için sadece anlatmanın, misal vermenin değil bambaşka teknikler uygulamanın ne kadar gerekli olduğunu harika bir şekilde anlatır.

Bizler bir hakikati, bir ahlaki davranışı, doğruluğuna inandığımız bir geleneği, insanı insan yapan özellikleri, iyi insan, örnek insan olmak için gerekli davranış modellerini diğer insanlara anlatmak için hemen her gün evlerde, okullarda, iş yerlerinde, çarşı pazarda sayısız girişimlerde bulunuyoruz.

En iyi tekniğe sahip olan en iyi anlatandır.

En iyi anlatan en iyi belletendir.

En iyi belleten de niyeti neyse ona en erken kavuşandır.

 

Bir Anlatma Tekniği Olarak Görsellik

 

Yırtık Rahibe adlı bir film vardır. Dini hayatla hemen hiç bir ilgisi olmayan bir şarkıcı hanımefendi katillerden korunmak için bir süreliğine kilisede koruma altına alınır.

Kadın şarkıcı olduğu için kilisenin ilahi korosunda görev alır.

Korodaki sıkıcı ilahiler, ağır tonda giden müzikler o kadar bunaltıcı ve karamsardır ki, şarkıcı kadın, bomboş sıralarda bir kaç ihtiyarın dinlediği bu müziklerde değişikler yapmak ister.

Kiliseler bomboştur, hemen hemen hiç bir genç buralara uğramamaktadır. Şarkıcıya göre bunun sebebi kiliselerin hala atadan kalma yöntemlerle insanlara hitap ediyor oluşudur.

Bu kadın, kilise korosunda ve yönetiminde öyle değişikler yapar ki, kilise artık insanları almamaya başlar, artık vaazlara, ilahilere inanılmaz bir rağbet vardır.

Ne yaptığı anlamak için filmi seyretmek gerekir.

O kadının kilise de yaptığı değişikliği ruhani bir mekâna, bir mabede yakıştıramayabilirsiniz.

 

Eğer Bugün Bir Peygamber Gelseydi

 

Ama yirmibirinci yüzyılda, ilkçağların anlatım teknikleriyle, o devirden kalma metinler ve vaaz sunumuyla bu yüzyılın insanını etkileyemezsiniz.

Allah her peygamberi kendi devrinin en önemli teknik, teknolojik, anlatısal ve revaçta olan uğraşıları neyse o özelliklere, hatta ondan çok daha üst özelliklere sahip bir donanımla göndermiştir.

Musa Peygamber devrinde sihir ve büyü yaygındı. Bu yüzden Hz. Musa’nın mucizeleri hep bu yöne yönelik olmuştur. İnsanları öyle etkilemiştir.

Hz. İsa devrinde tıp alanında önemli yenilikler yapılıyor, büyük tabipler yetişiyordu. Bu yüzden Hz. İsa’nın; babasız doğmak, körlerin gözünü açmak, ölüleri diriltmek gibi mucizeleri hep tıp alanına paralel gitmiştir.

Peygamberimiz devrinde söz sanatları, şiir ve belagat hat safhada ilerlemiş ve insanların en muteberleri sözün kudretine sahip olanlar olmuştu.

Bu yüzden Peygamberimizin en büyük mucizesi edebî mucizeler alanındadır.

Bugün görsel ve dijital bir çağda yaşıyoruz.

Bu devrin insanına, gencine hala fotoğrafın bile olmadığı çağların anlatım teknikleriyle hitap etmekle ne elde edilecektir?

Bendeniz şundan eminim:

Eğer Allah bu devirde bir peygamber göndermiş olsaydı, muhtemelen o peygamber bu devrin bütün anlatım araçlarını, teknik ve donanımlarını çok iyi biliyor olacaktı.

Eminim, o peygamber ilahi mesajları anlatmak için görsel dünyanın bütün o sihirli malzemelerini mükemmelen kullanıyor olacaktı.

Vahiyle aldığı mesajları, sinemanın sihirli yöntemleriyle öylesine görsel bir mucizeye dönüştürecekti ki, insanlar o görsellik karşısında aczini itiraf etmekten başka bir hal çaresi bulamayacaktı.

Bugün peygamberin varislerinin o görsel dünya ile aralarındaki uçurumu görüyorum da...

O insanların, “karşınızdakinin silahıyla silahlanın!” ulvi sözünden –otomatik silahlar,  tank, füze, top, nükleer silahlar, kıtalararası patlayıcılar dışında- ne anladıklarını bayağı merak ediyorum. 

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları 01-01-1970 03:00 Âlim Kime Derlermiş 01-01-1970 03:00 Cedel Ve Bedel 01-01-1970 03:00 Bana Geleneğini Söyle... 01-01-1970 03:00 Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine 01-01-1970 03:00 Özgürlük Neyimizdir 01-01-1970 03:00 Kimi Seçelim 01-01-1970 03:00 Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? 01-01-1970 03:00 Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? 01-01-1970 03:00 Din Ne Kadar Umûrumuzda? 01-01-1970 03:00 Bu Hastalar Niçin Gülüyor 01-01-1970 03:00 Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki 01-01-1970 03:00 Vefa Bayrağı 01-01-1970 03:00 Gri Alan Münafıkları 01-01-1970 03:00 Bir Süper İnsan Tasarımı 01-01-1970 03:00 Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz 01-01-1970 03:00 Devletimiz “Akıl”Lanıyor 01-01-1970 03:00 Ben Kendimin Neyi Olurum 01-01-1970 03:00 Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? 01-01-1970 03:00 Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… 01-01-1970 03:00 Aldatanlar kimlerdendir 01-01-1970 03:00 İstemek 01-01-1970 03:00 Türkün Alfabe İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Âkıl Adam Kimdir? 01-01-1970 03:00 Açlıkla Doymak 01-01-1970 03:00 Bir sapma: Ölüm güzellemesi 01-01-1970 03:00 Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... 01-01-1970 03:00 Sizi Silkeleyenler Var Mı? 01-01-1970 03:00 Ezan deyip geçmeyelim! 01-01-1970 03:00 Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! 01-01-1970 03:00 Eğitilmiş İnsan Kimdir? 01-01-1970 03:00 Öğrenci evleri de... 01-01-1970 03:00 TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur 01-01-1970 03:00 Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz 01-01-1970 03:00 BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! 01-01-1970 03:00 Ramazan biraz da annedir 01-01-1970 03:00 Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor 01-01-1970 03:00 İbadetin Nihayeti Ne İçindir? 01-01-1970 03:00 İlahi-Yat 01-01-1970 03:00 Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 01-01-1970 03:00 444 01-01-1970 03:00 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? 01-01-1970 03:00 Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! 01-01-1970 03:00 DersHâne-TestHâne-TesellîHâne 01-01-1970 03:00 Anne-babalık çok mu kolay ki… 01-01-1970 03:00 Öte Dünya Fikri 01-01-1970 03:00 Gerekimizi anlayanlar var! 01-01-1970 03:00 Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor 01-01-1970 03:00 Ruhlardaki Cömertlik 01-01-1970 03:00 Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) 01-01-1970 03:00 Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim 01-01-1970 03:00 Gençleri Anlamak 01-01-1970 03:00 Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz 01-01-1970 03:00 Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? 01-01-1970 03:00 Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… 01-01-1970 03:00 Kur’an da tercüme ediliyor da... 01-01-1970 03:00 Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim 01-01-1970 03:00 Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... 01-01-1970 03:00 Körsel Vaazdan Görsel Vaaza 01-01-1970 03:00 BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? 01-01-1970 03:00 ORDULU CANLI BOMBA (LAR) 01-01-1970 03:00 BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! 01-01-1970 03:00 AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN 01-01-1970 03:00 İSTEMEK 01-01-1970 03:00