Fikir
Giriş Tarihi : 04-01-2020 10:40   Güncelleme : 04-01-2020 10:40

28 Şubat Generalleri Mehmet Akif’e Niçin Saldırmışlardı?

Cumhuriyet döneminde fikirlerinden dolayı en çok hakaret uğrayan, yazdığı İstiklâl Marşı’ndan dolayı Kemalist oligarşinin askerî bürokrasisi ve “elit” lerince her darbe öncesi “mürteciliği” gündeme getirilen, Türkiye’nin, Türk ülkesinin İstiklâl Marşı Şairi Mehmed Âkif’e saldırıların arka plânında Kemalist /Atatürkçü zihniyetin “egemenlik” egosu yatıyor.

28 Şubat Generalleri Mehmet Akif’e Niçin Saldırmışlardı?

Millet iradesine vesayet koyan 28 Şubat darbecilerinden koyu Atatürkçü Tabip Tuğgeneral Yalçın Işımer'in sözleri Âkif düşmanlığını açığa vurarak, Âkif’in Atatürkçü devlete karşı potansiyel bir tehdit meselesi olabileceğini aşikâr ediyordu:

“Mehmet Âkif denen adam Arap hayranı. İstiklâl Marşı’nın yazarı olması dışında ülkeye ne faydası olduğu gerçekten tartışılır. Cumhuriyet ilân edilip devrimler birbiri ardına yapılmaya başlayınca Mısır'a kaçtı. Tam bir devrim karşıtı... Onun düşünce evreni Bedir Savaşı’nın ötesine gidememiş. Kur’an’ı Türkçe’ye çevirmedi. Atatürk'ün ricasını yerine getirmedi diye onu aziz kılanlar, şimdilerde Mehmet Akif Üniversitesi kurma çabasındalar. O üniversiteden çıkan kafalar, bilinmelidir ki El Ezher kafalı adamlar olacaktır. Arap milliyetçiliğinin adamı olacaklardır. Arap'ın adamı olacaklar. Arap'ın adamı olmak adamlık değildir. Ulusun adamı olmak yakışır adam olacak adama. Bu adamlara 'adam sen de' demeyeceğiz. Son zamanlarda, Atatürk’e… dil uzatanları bir şekilde belleyeceğiz.” (Câmideki Şair Mehmed Âkif, D. Mehmet Doğan, s.164-165) Ayrıca bkz. (28 Eylül 1999 tarihli gazeteler)

Darbeci general Işımer Âkif düşmanlığında bununla kalmaz, “Bedir şehitleri ile Çanakkale şehitlerini gayr-ı ilmî bir şekilde mukayese eder. “Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi...” mısraına hakarette bulunuyor: “Bedir Savaşı'nda 500 kişiyle çarpışan 250 bedevî Arap’la, dünya uluslarına karşı destanlar yazan Mehmetçiği bir tutuyor da ‘o kadar şanlı idi’ diyor. Onun düşünce evreni, Bedir Savaşı'nın ötesine gidememiş.”     (D.Mehmet Doğan’ın a.g.e. s.166)

Daha da ileri giderek “Niçin seni bekliyor Atatürk” değil de, “Seni bekliyor Peygamber” dedi diyerek Âkif’i “Arapçılıkla” suçluyor. Atatürkçü general Işımer ve benzerlerinin “Arabın adamı olmak” sözüyle Hz. Peygamberimize hakaret ettiği yüzlerine söylenmelidir. Âkif’i, Müslüman kimliğinden dolayı başta CHP’liler olmak üzere bütün Atatürkçüler sevmezler. Bu tavırlarıyla Âkif’in şahsında İslâmî değerlere sahip çıkan millete karşı olduklarını da göstermiş oluyorlar.

“Devrimci Cumhuriyetin” canlandırılmasını isteyen yine 28 Şubatçı general Doğu Silâhçıoğlu da 21 Şubat 2008'de Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Âkif’e kötü sözler sarfediyor ve evvelce puta tapan Arapların, Müslüman olduktan sonra, Şaman inancındaki Türklere soykırım uygulayıp onları Müslüman olmaya zorladıklarını, sonra İslâm'ı gönüllü olarak kabul ettiler yalanını uydurduklarını iddia ediyor. “Şeriatçı ümmetçi” dediği Âkif’e türlü yaftalar yapıştırdıktan sonra, İstiklâl Marşı’na hakaret ediyor: “İstiklâl Marşı metnine Hak, ezan, cennet, îman gibi sözcükleri ustalıkla yerleştirdiğini, bir tek Türk sözcüğü için yer bulamamış bir ümmetçi…”

Darbeci general: “Âkif ümmetçi, Nihal Atsız Türkçüdür”

Milliyetçiler ve dindar kitleler arasında derin bir anlayış farkı olduğunu savunan Kemalist general Silahçıoğlu adı geçen gazete de Âkif’e hakaretini şu şenî sözlerle sürdürüyor:

“Bu fark Türk milliyetçisi Nihal Atsız'la, şeriat ümmetçisi Mehmet Âkif'in düşünce yapısındaki fark kadardı. Ümmetçi Mehmet Âkif'in yeni ardılları, onun Türk Arapsız yaşayamaz. Kim ki yaşar der delidir! ‘Arabın Türk ise, hem sağ gözü hem sağ elidir!’ dizelerinde belirttiği yoldan giderlerken, beraberlerindeki milliyetçiler gerçekleri göremediler” diyerek hayıflanıyor ve ardından Âkif’in “Cumhuriyet’i benimsemediğini” söylüyor:

“Emperyalizme karşı kazanılan zaferin üzerine kurulan Kemalist cumhuriyeti kendisine ne kadar yabancı hissetmiş olmalı ki, onun ‘şerrinden’ ülkesini terk ederek ‘darülislâm’ olarak seçtiği Mısır’a göç edecek. Âkif, ulusal kurtuluş savaşına İstiklâl Marşı ile katılıyor ama, cumhuriyeti görmüyor, göremiyor, benimsemiyor. Cumhuriyetin kurucusu ondan Kur’ân’ı Türkçe’ye çevirmesini istiyor. O, ‘küfre hizmet’ saydığı için olacak ki reddediyor.” (Cumhuriyet Gazetesi, 21 Şubat 2008)

İki özüre sahip, yâni hem darbeci, hem Atatürkçü olmakla malul olan general, Atsız’ın zaten ârızalı olan Türk milliyetçiliği fikrini Âkif’a karşı kullanıyor ve millet çocukları arasında tefrika çıkartıyor. Cehâletinden olacak milliyetçiliği de bilmiyor ve kendi Kemalist aklınca milliyetçilikle dindarlığın birbirini tekzip eden, bir araya gelemez bir düşünce olduğunu sanıyor. 

Sual şu: Mehmed Âkif’in ve İstiklâl Marşı’nın Müslümanla aynı mânaya gelen Türk milletiyle bir ve bütün olduğu tartışılmaz bir gerçek. Peki, 28 Şubat generalleri nasıl bir “ulustan” yanadırlar?

Hülâsa, Âkif için Kemalist rejim bâtıl bir sitemdir. O, Türkiye İslâm Cumhuriyeti dâvâsı olan bir şahsiyetti. Atatürkçü Cumhuriyet yandaşları, Âkif’in milletçe sevilmesini “hegemonyalarına” karşı olarak görüyorlar. Silahçıoğlu gibi Kemalist generallerin, Türk’ü ümmetin temsilcisi hâdimülharameyn ve hilafet sahibi olarak gören Âkif’i sevmeleri mümkün değildir.

YENİSÖZ / Ahmet Doğan İlbey

adminadmin