Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere; bu seri yazımızın ilk bölümünde belirttiğimiz gibi, 4 Ağustos 2018 günlü gazetelerimize düşen küçücük bir haber bizi öylesine içten sarstı ki, defaatle yazmak, okuyucularımızla dertleşip dertleşmemek noktasında kararsız kaldığımız bu mevzuda, bir süre öylece şaşkınlık geçirdik ve ister istemez gülmek mi, yoksa ağlamak mı gerektiğine âdeta karar veremez bir vaziyetlere düştük.
Ardından da bu haberi Siz Saygıdeğer Okuyucularımızla paylaşıp aynı satırları bir defa da Sizlerle okumuştuk:
“Gar Katliâmı Davası: Dokuz teröristin her birine 101 defa müebbet.
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te meydana gelen, 100 kişinin hayatını kaybettiği terör örgütü DAEŞ saldırısına ilişkin aralarında firarilerin de olduğu 36 kişinin yargılandığı davada karar çıktı.
Mahkeme heyeti, 9 sanığa ‘Anayasal düzeni ihlâl’ suçundan birer kez, ‘kasten adam öldürme’ suçundan da yüzer kere olmak üzere toplam yüz birer defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 9 sanık ayrıca ‘öldürmeye teşebbüs’ten 10 bin 557’şer yıl hapisle cezalandırıldı.”
Bir günün sonrasında ise, “Cumhuriyet Gazetesi”nin, konuyu tamamen başka bir açıdan ve kendi anlayış ve yandaşları (belki de “Emir Babaları” seviyesinden, manşetine taşıdığını gördük. Aynen şunları diyordu bu mutad zihniyet:
“Bu ülkede olağanüstü her dönem kendi ‘hain’ ve ‘terörist’lerini yarattı. Ardından çok acı çekildi. Teklif Ekimde Meclis’te: İDAM UTANCI
Destici İşaret Verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda sık sık ‘İdam Meclis’ten geçerse ben onaylarım’ dedi. Erdoğan’ın Meclis’e taşıdığı Büyük Birlik Partisi’nin Genel Başkanı Mustafa Destici, ‘Hain ve katiller için idamın geri getirilmesi gerekiyor. Ekimde teklifimizi Meclis’e sunacağız’ açıklamasını yaptı. 1984’ten beri uygulanmayan idam cezası 2002’de kaldırılmıştı.”
Sonrasında da Öztürk Türkdoğan ve Av. Turgut Kazan’dan birer yandaş fikri sütunlarına taşıyan bu gazete; “İdam yeniden gelirse Türkiye AB ile yollarını ayırmış olacak. Uluslararası sözleşmelere dikkat çeken hukukçular, idam tartışmasının iç siyaset malzemesi olarak kullanıldığına inanıyor. İdamın kaldırılmasının ardından yapılan düzenlemelerin altında imzası bulunan Erdoğan, birçok kez idam edilenlerin ardından gözyaşı dökmüştü” demekten de geri kalmamakta…
Bu Mahkeme Kararını ve ardından da bu mahut gazetenin manşet haber ve yorumlarını okuyunca hâtırımıza, daha önce defaatle işlediğimiz köşe yazılarımız geliverdi demiş ve sonrasında da
Sizleri yıllar önceki bu köşe yazılarımıza götürmüştük…
Şimdi de konuyu, böylece geniş bir bakış açısıyla değerlendirmenin ardından, üç bölüm hâlinde hazırladığımız yeni “Destanımızla” Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakmak ve de “Cumhuriyet”çileri bu “Taşlama/Hicviye’mizle” bir kere daha “öfkeden çatlatmak” istiyoruz…
Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (1 ) = = =
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler!..”
“Bu nasıl hukuktur, Allah aşkına?..”
Eğer “Kısâs” yoksa, “Sizi kim dinler!..”
Sökmez “PKK”ya, “FETÖ” şaşkına;
“Pes eylemez” elbet, bu “Şeytân-Cinler!..”
“Suçlu” bir “adam”dır, on “Âdem”(*) değil;
“10 bin yıllık ceza”, “gırgır”a meyil;
“Mecelle”ye bir bak, tarihe eğil!..
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler”;
Eğer “Kısâs” yoksa, “Sizi kim dinler!..”
Tam “100 kişi” idi, “hayâtı kaymış”;
“36 Suçlu”, “DAEŞ”ten aymış;
“3 yıllık” Mahkeme, cezalar saymış!..
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler”;
Eğer “Kısâs” yoksa, “Sizi kim dinler!..”
“Anayasal düzen… Adam öldürmek”;
“Mizahî lâflarla, hukuk güldürmek”;
“Kökten çözüm” lâzım, “Defterler dürmek!..”
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler”;
Eğer “Kısâs” yoksa, “Sizi kim dinler!..”
Dün “100 kişi” vardı, bugün “1’i” yok;
Dün “100 tatlı can”dı, bugün “diri” yok;
“36 Suçlu”, ama “Pîri” yok!..
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler”;
Eğer “Kısâs” yoksa, “Sizi kim dinler!..”
Kaç “Papaz” var acep, “Pîrin elinde?”;
“Trump-Avengelist”, halkın dilinde;
“Orta Doğu” denen, “Çamlıbel”inde!..
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler”;
Eğer “Kısâs” yoksa, “Sizi kim dinler!..”
= = = ( 2 ) = = =
“TL’de 6 sıfır”, “hüküm”de 5’ten” iyi;
Bir “Cesur Karar” lâzım, “temizlesin çevreyi”;
“Cumhuriyet”e bakma, “muhaliftir her şeyi!..”
“Gezmiş kafa” onlarda, “din-Diyanet” istemez;
“Zaman” gibi fitnebaz, “Millet” bunu hiç yemez!..
“İşi-gücü maşalık”, “şer güçlerin sözcüsü”;
Kâh “PKK-FETÖ”nün, dâhildeki gözcüsü;
“Nâr-ı Cahîm” uşağı, “Zebânîler közcüsü!..”
“Gezmiş kafa” onlarda, “din-Diyanet” istemez;
“Zaman” gibi fitnebaz, “Millet” bunu hiç yemez!..
“Menderes”le “Gezmiş”i, “aynı kefeye” koymak;
“MİT Tırları” işini, “CIA adına” soymak;
“Sol Kaynak”tan beslenip, “Kriptolardan” doymak!..
“Gezmiş kafa” onlarda, “din-Diyanet” istemez;
“Zaman” gibi fitnebaz, “Millet” bunu hiç yemez!..
“Menderes’in idâmı”, elbet “Devrim” utancı;
“27 Mayıs”ta, başladı “derin” sancı;
“12 Mart”ı sorma, “Kenan Evren” inancı!..
“Gezmiş kafa” onlarda, “din-Diyanet” istemez;
“Zaman” gibi fitnebaz, “Millet” bunu hiç yemez!..
= = = ( 3 ) = = =
Bu “tiyatro” sona ersin, “Millet bundan bıktı” artık;
“100” bilmem kaçları derken, “10 bin oldu sıktı” artık;
Bu “Mahkeme/Yargı” değil, işin “cılkı çıktı” artık!..
“Kalem” yoksa “Fare”yi kır, o da yoksa “Modem”i kır;
“Hammurabi nerdesin?” de, “Ey adâlet!” diye haykır!..
“Ey TBMM nerdesin?.. ”, “Ey 600 çıksın sesin!..”;
“Millet” o gün coşa gelsin, “Bunlar bizden imiş” desin;
Malûm “AB” ötüversin, halt üstüne haltlar yesin!..
“Kalem” yoksa “Fare”yi kır, o da yoksa “Modem”i kır;
“Hammurabi nerdesin?” de, “Ey adâlet!” diye haykır!..
KAYIKÇ’Ali sen de bağır, “Masumların yükü ağır”;
“Cumhur: İmzalarım” diyor, “Meclis niçin böyle sağır?”
Yıllar yılı yazıp-çizdin, bitsin artık çile-kahır!..
“Kalem” yoksa “Fare”yi kır, o da yoksa “Modem”i kır;
“Hammurabi nerdesin?” de, “Ey adâlet!” diye haykır!..
(“Destan”ın ve “Seri Makâlenin” Sonu)
Derebahçeli/Ali Kayıkçı