Millî Eğitim Bakanlığı’nın üç yıllık hedef ve yaklaşımlarını içeren vizyon belgesi, bugün açıklanacak.
Bakanlık, yol haritasının ortaya konulacağı vizyon belgesinin 15 Ekim'de açıklanacağını duyurmuştu.
Ancak konunun önemine binaen üç yıllık vizyon belgesi Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilecek törenle kamuoyuyla paylaşılacak.
Vizyon belgesi sadece Bakanlık için değil milletimiz için de gerçekten bir yol haritası olabilecek mi?
Toplumun tüm kesimleri tarafından Sayın Ziya Selçuk ve ekibine açılan sınırsız kredi beklentileri karşılayacak mı?
Hem vatandaşlar hem de eğitim camiası umut ve heyecanla yapılacak açıklamayı bekliyor.
Peki Milli Eğitim Bakanlığı’nın önündeki başlıca sorunlar ve beklentiler nelerdir? İlk akla gelenleri şöylece sıralamak mümkün:
Okul öncesi eğitimle ilgili politikalar aynen devam mı edecek?
Okul öncesi eğitimle ilgili ortak bir program geliştirilip, buna uygun yeterli materyal sağlanabilecek mi? Merdiven altı okul öncesi özel eğitim okulları ile farklı görüşlere ait grupların açtığı okullarda yeterli denetim sağlanabilecek mi?
İlkokula başlama yaşında bir ortak görüşe varılabildi mi? Okul yaşı 60 ay mı? 66 ay mı? Yoksa 72 ay olarak mı benimsedi. Bu karmaşaya bir son verilebilecek mi?
İlkokul düzeyinden başlayarak öğrencilerin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif yönlerini keşfedici uygulamalar hayata geçirilip, öğrenciler yetenekleri doğrultusunda geliştirilebilmesi için neler yapılacak?
Temel eğitimde, çocuklara çağa uygun günlük yaşam becerileri kazandırmaya yönelik dersler veya aktiviteler konulabilecek mi?
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ
Türkiye’de halen dokuz bin civarında birleştirilmiş sınıf eğitimi yapan okul vardır. Bu okullar toplam Temel Eğitim okullarının yaklaşık yüzde otuzuna tekabül etmektedir? Bu okullarda okuyan öğrencilerle özel okullardakiler eğitimde fırsat eşitliği bakımından bir tutulabilir mi? Birleştirilmiş sınıf eğitiminin sonlandırılması ile ilgili çözüm önerileri nelerdir?
Okullarda seçmeli derslerle ilgili idareci, veli zorlamalarına son verilip, öğrencilerin ilgi ve istekleri dikkate alınarak, bu doğrultuda seçim yapma imkânı sağlanabilecek mi?
Üstün yetenekli çocuklarımızı keşfetmeye ve geliştirmeye yönelik hangi düzenlemeler yapılacak? Bu çocukların eğitimi için özel donanımlı okullar inşa edilmesi planlanıyor mu?
Ders saatlerinin fazlalığı ve programların yoğunluğu ile ilgili olarak bir sadeleşmeye gidilecek mi? Bunlarla ilgili bir düzenleme yapılması düşünülüyor mu?
LGS’DE SİSTEM DEĞİŞECEK Mİ DEĞİŞMEYECEK Mİ?
Lise geçiş sisteminde üç ay önce sistemin aynen devam edeceği söylenmesine rağmen, son açıklamalarda sistemin tekrar değişeceği sinyalleri verilmiştir. Liseye geçişte nasıl bir model öngörülmektedir? Bu yeni modelin diğerlerinden nasıl bir farkı olacaktır? Bu sene hangi sistemle öğrenciler liseye yerleştirilecektir? Yeni sistem ne zaman kamuoyuyla paylaşılacak ve öğrenciler ne zaman geleceklerini belirleyecek sistemden haberdar olacaktır?
Liseye geçişte akademik başarının yanında öğrencilerin ilgi ve yetenekleri değerlendirilip dikkate alınacak mı? Alınacaksa bu yetenekler nasıl değerlendirilip ortaöğretime geçişe etki ettirilecektir?
Okul başarısının geçişteki etkisi ne olacak? Okullarda ders değerlendirilmelerindeki ölçme-değerlendirme tutarsızlığıyla ilgili bir çözüm üretildi mi? Özel okul-devlet okulu arasındaki not uçurumunun doğurduğu haksız rekabet ortadan kaldırılabilecek mi? Yoksa parası olan ve özel okula giden öğrenciler diğerlerinin önüne geçmeye devam mı edecek?
Halen aktif olan Destekleme ve Yetiştirme Kurslarının durumu ne olacak? Şu an bu kurslarda hangi Liseye Geçiş Sistemine göre öğretim yapılmaktadır?
Yabancı dil öğretiminde gelinen son nokta nedir? Geçen sene yaklaşık 800 ortaokul ve 120 bin öğrenci üzerinde uygulanan İngilizce pilotlama başarılı olmuş mudur? Bu öğrenciler şu an nasıl bir yabancı dil eğitimine tabi tutulmaktadır? Sistem yaygınlaştırılacak mı yoksa vaz mı geçilmiştir? Neden?
Üniversiteye geçiş sistemi ile ilgili öngörülen bir model var mı? Yoksa okul sürecinin anlamsızlığı devam mı edecektir?
Örgün eğitim sisteminin dışında, açık lisede kayıtlı çocuk sayısı 1 milyon 400 bini bulmuşken bu çocuklar için nasıl bir eğitim programı öngörülmektedir? Bu çocukların ne kadarı açık liseye devam etmekte ve sınavlara girmektedir? Devamsız çocukların takibi için ne yapılmaktadır? Bunların eğitimiyle ilgili öngörülen bir program var mıdır?
Mesleki Teknik Eğitimde gelinen son nokta nedir? Okullaşma oranı hedeflenenin neresindedir? Bu yıl yaşanan yerleştirme karmaşasından sonra meslek liselerinde doluluk oranı hangi seviyededir? Bu okullar Avrupa Yeterlilik Çerçevesinde Dünyanın neresindedir?
Alınan diplomaların Avrupa Birliği ülkeleri karşısında bir karşılığı var mıdır? Mezun olan öğrencilerin yüzde kaçı kendi alanı ile ilgili bir işte çalışmaktadır? Meslek eğitiminde belirlenen yeni hedefler nelerdir?
Güzel Sanatlar Liseleri niçin Ortaöğretim Genel Müdürlüğünden alınarak Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlanmıştır? Bunun gerekçesi nedir? Artık bu okullarda sanatçı yerine mesleğe dönük “çalgıcı” mı yetiştirilmesi planlanmaktadır?
İmam Hatiplerle ilgili öngörülen gelecek vizyonu nedir? Meslek Liseleri gibi bu okullara da ilginin azalması ve boş kalması, hele hele FETÖ’den devralınan devasa okulların tam anlamıyla kullanılamaması ile ilgili ne düşünülmektedir? “Din Öğretimi” ve “Ahlak Bilgisi” yaklaşımı ne zaman evrensel/toplumsal değerleri benimsemiş “Din ve Ahlak Eğitimine” dönüştürülecektir?
Proje okulları neyin projesidir? Bu okullarda hangi projeler uygulanmaktadır? İdareci ve öğretmen kadrosu hangi yeterlilikler göre seçilmektedir? Bu uygulama devam edecek midir?
Seneye dönüşmesi planlanan apartmandan bozma, eğitim-öğretime elverişsiz “Temel Liseler” okullaşabilecek midir?
DERSHANECİLİK SON BULACAK MI?
Kurs adı altında devam eden dershaneciliğin son bulması için bir adım atılacak mıdır?
Okullarda “kaynak kitap” adı altında MEB’in dağıttığı kitaplara paralel olarak satılan yayınların önüne ne zaman ve nasıl geçilecektir?
Dört beş katlı apartman okullardan ne zaman vazgeçilecektir? Okul bina projeleri, ilkokul ve ortaokula uygun şekilde yeniden gözden geçirilerek, coğrafyaya, iklime, sosyal dokuya uygun şekilde öğrencilerin beş dakikalık teneffüslerde doğayla iç içe olup, Güneşi görebileceği yeni projeler ne zaman uygulamaya geçirilecek ve okullar ne zaman hayat olacaktır?
Belediyeler en uygun arazilerini ne zaman okul yeri olarak ayırmaya başlayacaklardır?
Bakanlığın bununla ilgili bir düşüncesi ve yapılan bir çalışması var mıdır?
Okullarda kalabalık sınıflar ve ikili eğitim ne zaman son bulacaktır?
Bunun için ne kadar okul, derslik ve kaynağa ihtiyaç vardır?
Bakan Ömer Dinçer zamanında 2012’de ilkokula alınan yaklaşık 500 bin 66 aylık çocuk, şu an yedinci sınıfta olup, iki yıl sonra liseye gidecektir. Bu öğrenciler için ihtiyaç duyulan lise derslik sayısı hakkında Bakanlığın bir çalışması var mıdır? Nerede hangi tür ve kaç okul yapmayı planlamaktadır?
Sözleşmeli öğretmen alımı ve öğretmen atamalarında mülakat sistemi devam edecek midir?
Doğudaki öğretmen açığını gidermede ve batıdaki on binlerce norm fazlası öğretmenle ilgili bir çözüm öneriniz olacak mı?
Eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme programlarının tekrar yapılandırılması düşünülmekte midir? Eğitim Fakülteleri dışında üniversite mezunlarından “formasyon” adı altında öğretmen alımına devam edilecek midir? Öğretmen yetiştirmeye dönük çağdaş ve özgün bir model çalışması var mıdır? Literatürümüze giren “Atanamayan Öğretmen” ifadesinden kurtulmaya dair bir planlama yapılmış mıdır?
Öğretmene 3600 ek gösterge verilecek midir? Verilecekse ne zaman?
Okul yöneticilerinin atamasında sendikaların kuşatmasından kurtulup, liyakatin öne çıktığı, insani ve pedagojik özelliklere sahip kişilerin hakkaniyetle atanacağı bir model çalışması gündemde midir?
Okulların temizlik, bakım onarım ihtiyaçları ile hizmetli ihtiyacını giderecek bir çıkış yolu bulunabilecek midir?
Yoksa okullar halen Okul Aile Birlikleri ile İş-Kur’a muhtaç olmaya devam mı edecektir?
Eğitimin sorunlarını elbette birkaç satırla bitiremeyiz. Sorunların ciddi ve büyük olduğundan şüphemiz yok. Ancak çözülemeyecek bir yanı da yok. Başlamak bitirmenin yarısı derler. Mühim olan teşhisi doğru koymak ve uygulanacak tedaviye bir an önce geçmektir.
Açıklanacak “Vizyon Belgesi”nin bu sorularımızın ve eğitim sorunlarımızın ne kadarına cevap olacak?
Bekleyip göreceğiz…
Ali Haydar Yılmaz