Merhaba eylül. Merhaba hazan ayı. Ormanların cayır cayır yanmayıp kül olmadığı şehirler, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının görülmediği kentler size de merhaba. Birinci sınıfa "ela ile el ele" başlayan minik Ayşe, kendine bağışlanan ilikle hayata tutunan Mustafa Amca, sabah dükkânını besmeleyle açan Bakkal Nuri, Keresteci Mahmut abiler sizlere de merhaba.
Vicdanlı öğretmenler, terazisi şaşmaz savcılar, hakimler, insan ayrımı gözetmeyen hekimler, barışı, aşkı yazan şairler, hudutta namlusunu namusu belleyen askerler, vatanını satmayan, çalmayan siyasetçiler elbette size de merhaba.
Yokluğun son bulduğu, tarlalarından başakların filiz verdiği bereketli topraklar, alın terini sofrasına lokma diye katık edenler, işçisi, memuru, çiftçisi, emeklisi hepinize merhaba..
Birkaç ay oluyor elime kalemi alıp bir şeyler yazmayalı. ( Hiç yazmadım değil tâbi ki) Yazmanın ne denli bir tutku olduğunu bizler gibi kalem acemileri elbette bilemezler ama büyük üstat Sait Faik "Yazmasaydım deli olacaktım. " diye özetler.
Onların ayak izlerinden giden bizlere de ilham olsun bu eylül ayı.
Yatağına aç bir çocuğun girmediği,
Eşini bıçaklarla değil çiçeklerle karşılayan yuvalarda, sokak hayvanlarının tıka basa doyduğu, bir tek ağacın dahi yanıp kül olmadığı, uzakların yakın, dertlerin sevinç olduğu yeni bir güne ve yarına yeniden merhaba diyelim biz de o zaman.
Ve kaldığımız yerden devam edelim.
İlk günkü aşkla son deme kadar hem de...
.....
GÜCÜN ŞİİRİ
Ağlama çocuk
Elbet gün doğacak
Deniz mavisine, ağaç çiçeğine kavuşacak.
Yarın deme
Belki şimdi
Hem de şu an
Yatağından mutlu kalkacak insanlar.
Güç sende
Güç omuzlarında.
Bastıkça sen yere
Daha gür çıkacak insanoğlunun sesi.
Ve yarınlarımız çocuğum
Asya'da, Afrika’da ve tüm coğrafyamızda
Yarınlar bugünlerden daha güzel başlayacak.
İnatla değil, barışla hem de
Gün doğacak.
Oktay GÜLER