Dünyadaki bu işleyiş kimsenin karışmamasını gerektirecek kadar harika ve göründüğü kadar kusursuz mu?
Hâlâ mutsuz hisseden ve hak ettiği yere gelemediğine inanan insanlar varsa o kadar da kusursuz değilmiş demek ki.
Herkesin birbirinin hayatına sahip olmak istediği bu gezegende kim kendi hayatından memnun hissediyor?
İnsanların bir şeylerin daha da farkında olmasını isterdim mesela.
Hayatın ne kadar değerli olduğunun.
Sadece bir kere yaşama fırsatının olduğu bu hayatı hangimiz gerçekten telafisi yokmuş gibi yaşıyoruz ki?
Hepimiz eşit imkanlara sahip değiliz belki ama yaşama hakkı hepimizde var ve buna sahip çıkmalıyız. Bunun bilincinde olan bir insanlık isterdim.
Hangimiz kapitalizm gibi bir sistemin yoğunluğunda şöyle bir saniye sadece etrafı gerçekten benimseyerek inceleme fırsatı bulabiliyoruz ki?
Zamanı satın almak için çalışmayacağım kendi zamanımı yönetebileceğim bir sistemde yaşamak isterdim.
Zamanın bile para karşılığı olan bir sistemde neyin bana ait olduğuna ben karar verebilir miyim? Kendimi hissedebileceğim bir dünya isterdim.
Şimdi kendimize “Dünyada neyi değiştirmek isterdin” diye soruyoruz.
Ben her insanın aynı olmaya çalışmasını değiştirmek isterdim mesela. Hepimiz farklı olsak, birbirimiz olmaya çalışmak yerine farklılıklarımızla bir araya gelsek nasıl olurdu acaba?
Mevlana’nın dünya üzerinde bu kadar etki oluşturmasında farklılıklardan beslenmesi de önemli bir etken değil miydi?
Böyle olsaydı daha çok şeyi değiştirebilirdik dünyada.
Girdiğimiz bir ortamda herkes çikolatalı dondurma seviyor diye almasaydık daha iyi olurdu sanki.
Belki de mutsuz olmazdık o zaman. Dünya daha farklı bir yer olurdu. Bunun olabilmesi için kendimizi reddetmemeyi öğrenmeliyiz önce.
İnsanlar artık farklı olmanın zararlı olduğunu düşünür hale geldi.
Bir de şu açıdan baksak mesela bir sergide bir resme bakıyorsun. Herkes o resim hakkında öznel düşünmek ister. Kim bir resim hakkında başka insanlarla birebir aynı düşünüyor olabilir ki.
Peki şöyle bir şey söylesem doğru olur mu?
İnsan da bir resim kadar biricik, değerli ve benzersiz olamaz mı?
Bir sergideki resimler kadar farklı yorumlayabilmek mümkün değil mi insanı?
Belki de dünyanın değişmesi için önce farklı bakabilmek gerekiyordur dünyaya.
Edanur İsmail