Toplumun sosyolojik bakış açısı ve algısı böyle olunca da babayı eleştirmek kabul edilemez. Devlet, mücerret bir kavram olarak insana hizmet için var olmalıdır ki atalarımız, ”İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” boşuna dememişler. Fakat uygulama da işler biraz sarpa sarmaktadır. Devlete bu şekilde kutsallık atfedilince doğal olarak eleştirmekte kabul görmüyor.
Bugün, devletin yaşadığım ilçedeki şubesine yaptığım ziyareti paylaşmak istiyorum. Bizim toplum yaşadığı beldenin kim tarafından yönetildiğini pek umursamaz. Kendi seçtiği yerel yöneticilerle hemhal olurken merkezi idarenin atadığı mülki amiri merak bile etmez. Oysaki o beldenin devlet kolu orada sizi beklemektedir. Bu duygu ve düşüncelerle yaşadığım Balçova İlçe Kaymakam'nın kapısını çaldım. Devlet çarkının dönmesi adına bürokratik işlerin arasına sıkıştırılan bu ziyaret rutinin bozulması adına da bir renk ve nefes olmuştur. Bizde her şey devletten beklendiği için devletin kapısı sürekli meşgul. Sivil toplum örgütlerinin bile devletten destek ve yardım beklemesi misyonlarına ters olsa da mevcut durum maalesef bundan ibaret.