Ortadoğu, enerji, tarih ve inanca dayalı çok katmanlı bir coğrafa olmanın ötesinde, üç büyük ilahi dinin “son savaş” eskatolojilerinin kesif şekilde merkezinde yer alıyor.
Hristiyanlar için Armageddon, Yahudiler için Megiddo, Müslümanlar için Melhame-i Kübrâ adıyla anılan bu savaş metaforları, aynı coğrafya parçasını farklı kutsal dillerde ve farklı beklentilerle tanımlar.
Etimolojiden Sembole: Megiddo Dağı ve Armageddon
“Armageddon” terimi, İbranice "Har-Megiddo" yani "Megiddo Dağı" anlamından türemiştir.
Oysa Megiddo gerçekte bir dağ değildir; üst üste kurulan şehir tabakalarından oluşan 30 metreyi aşmayacak yüzey yükseltisidir. Ancak, bu tepe simgesel olarak bütün dinlerde bir "son hesaplaşma sahnesi"ne dönüşmüştür.
Hristiyanlıkta Armageddon: Vahiy’in Çıkış Kapısı
Yeni Ahit’te Armageddon, Tanrı’nın göksel gücü ile şeytanın orduları arasında çıkacak nihai savaşın yeridir.
Bu savaş öncesi "Büyük Babil" olarak adlandırılan dinsel yozlaşmayı simgeleyen sistem yok edilecek, ardından Armageddon başlayacaktır. Vahiy 16:12-21'de gökten dolu yağacak, dağlar ve adalar ortadan kalkacak, düzeni temsil eden şeytani yapı yerle bir edilecektir.
Melhame-i Kübrâ: İslam’ın Nihai Savaş Beklentisi
Melhame-i Kübrâ, İslami eskatolojide “âhir zamanda” şam civarında çıkacağına inanılan kanlı ve büyük savaştır.
Bu savaşın Amik Ovası’nda olacağına inanılır. Rivayetlere göre Deccal bu savaşın öncesinde ortaya çıkacak, Mehdi tarafından yönetilen 80 tümenlik İslam ordusu ile karşı karşıya gelecek, sonrasında İsa yeryüzüne inerek Deccal’i öldürecektir.
Salih Mirzabeyoğlu ve "Zeytin Dalı'ndan Zeytin Dağı'na"
2018’deki Zeytin Dalı Harekâtını yorumlayan Salih Mirzabeyoğlu, bu askeri hamleyi sembolik bir okumaya taşır:
“Zeytin dalından Zeytin Dağı’na...”
Zeytin Dalı, barışı; Zeytin Dağı ise kıyametin eşik noktasını simgeler. Zeytin Dağı, Kitab-ı Mukaddes'te Mesih'in düşüşü, ayak basacağı yer; aynı zamanda Kıyamet'in ve son zaferin işaretidir.
Halep, Amik ve Kutsal Haritaların Çakışması
Güncel savaşlar Halep, Afrin ve Amik Ovası hattında yoğunlaşıyor. Hadislerde bildirilen Melhame-i Kübrâ hattı, harita üzerinde büyük çakışmaların merkezi konumuna gelmiş durumda. Bu coğrafa, sadece siyasi değil, kutsal metinlerin işaret ettiği mekânlardır.
Tanrıyı Savaşa Zorlamak: Evanjelist-Siyonist Kürsü
Gerek Evanjelik Hristiyanlar gerekse radikal Siyonistler, kutsal metinlerdeki Armageddon senaryosunu “hızlandırmak” adına siyasi adımlar atıyor. “Vaad Edilmiş Topraklar” ideali, sadece bir toprak sorunu değil, Mesih’i zıorla çağırma ideolojisine dönüşmüş durumda.
Bu nedenle "Tanrı'yı savaşa zorlama" doktrini, Batı dış politikasının ve Orta Doğu haritalarının temelidir.
Harita Üzerinde Yazılmış Kehanetin İzinde
Armageddon, Melhame-i Kübrâ ve Megiddo...
Tümü aynı toprak üzerinde farklı peygamberlerin gözüyle çizilmiş bir son savaşın habercisidir. Bir yanda Vahiy kitabında geçen yedi başlı canavar, diğer yanda İslam kaynaklarında bildirilen Mehdi ve Deccal mücadelesi...
Bu dinî anlatıların merkezinde yer alan coğrafya, bugün de savaş, işgal, iç çatışma ve büyük güç rekabetlerinin sahnesidir.
Salih Mirzabeyoğlu’nun metafizik çerçevesinde:
“Zeytin Dalı, barışın değilse bile son hesaplaşmanın davetiyesidir. Çünkü o dal, Zeytin Dağı’na düşer.”
Bu yorum sadece bir sembol değil; Türkiye’nin müdahil olduğu hattın, Ortadoğu – Biladı İslam üzerindeki kıyamet coğrafyasıyla ne denli örtüştüğünü gösterir.
Çünkü bu harita, sadece askeri stratejiyle değil, kehanetlerin izdüşümüyle belirlenmiştir.
Coğrafya kaderse, bu kaderin haritasında kehanetler savaş senaryolarına tercüme edilmiştir. Bu nedenle Zeytin Dağı’na düşen her gölge, sadece bir tepenin değil, tarihin ve dinlerin kalbine düşen metafizik bir iz anlamına geliyor.
