Analiz
Giriş Tarihi : 22-10-2020 09:06   Güncelleme : 22-10-2020 09:06

Mutlak Fikir Sistemi Ve Vasıta Sistemi

Mutlak Fikir sistemini hayata geçirmekten bahsetmek, insan ve toplum meselelerine ait tatbik mevzularının «Mutlak Fikir»den hareketle çözümünü gerektirir. Tatbik mevzularının çözümü ise, «düşünce faaliyeti» ile sonuçlandırılmış bir «tatbik fikri»dir. Burada dikkat edilmesi gereken şudur ki, tatbik fikrini sistem çapında ortaya koyan da, sistemin unsurlarından birini işleyen de aynı işi yapmaktadır ve kafalardaki karışıklık da bu noktanın anlaşılmamasından doğmaktadır.

Mutlak Fikir Sistemi Ve Vasıta Sistemi

Yakından bakarsak… Sistem çapında sonuçlandırma da, meselâ «biz kaynaktan yapacağız» şeklindeki tek cümlelik sonuçlandırma da, tatbik edilmesi gerekene nisbetle, tatbik şekline ait bir fikirdir; tatbik fikridir… Tatbik fikri olmadan tatbik olmaz.

 

Aralarındaki dağlar kadar farklı doğruluk ve haysiyet farkına gelince, bunu sistemin tarifinden verebiliriz: Sistem, kendisini teşkil eden unsurlarıyla, tezatsız bir terkip ve «bütün» mânâsındadır… Düşüncede kuruludur, ancak hayâli değildir. «Tatbik-pratik»le olan ilişkisine göre de, gerçekleştirilecek olan ve gerçekleştirilenin kendisiyle kontrol edileceği modeldir.

Bu tarife göre, «bütün üstüne örtülü parça» hükmündeki içtimaî sistem içinde unsur belirten mevzular, onun alt sistemleridir; ve bu alt sistemler, «vasıta sistem bütünlüğünden» hareket etmediklerinde veya bu mânâya denk gelmediklerinde, tek tek rastgeleci bir sistem belirtse de -ki, bugün İslâmda Devlet, İslâmda Hukuk, İslâmda Siyaset, İslâmda İktisat vs. şeklindeki çıkışlar, mevzuun çözümü bir yana, o mevzuun çözülmesi gereken meselelerinin ne olduğundan bile habersiz.- yanyana getirildiklerinde, bir içtimaî sistem kıvam ve terkibi meydana getirmezler… Terkip ve kıvamının ne olduğu bilinmeksizin, unsurları rastgele karıştırmakla ekmek bile yapılamaz!

 

Bu yüzdendir ki, meselâ Pakistan’da, İslâmda devlet idaresi, İslâmda ekonomi, İslâmda siyaset vs. gibi, her biri bütün sisteme bağlı olması gereken görüşleri yanyana getirdikleri zaman, hepsi diğerleriyle tezat teşkil ediyor, ve neticede, iktidarı eline almış iyi niyetli Ziya-ül Hak, lâfta İslâmî Devleti, gerçek İslâm Devleti haline getiremiyor.

 

İnsan ve toplum meselelerini «Mutlak Fikre» ve unsurlararası tezata düşmeksizin «sistem-bü-tün» ahengiyle ortaya koymak sözkonusu olduğunda, bu, tatbik edilmesi gereken «Mutlak Fikre» nisbetle, vasıta rolü oynar; gayelerin gayesine yol verici vasıta… Mesele, vasıtanın gerekli olup olmaması değil, -aksi takdirde insanın düşünce faaliyetinin ne anlama geldiğinin ve mükellefiyetinin izahı kalmaz-, vasıtanın, vasıtalık ettiği gayeye göre değerinin ne olduğudur…

 

KÂİNAT VE İNSAN

Kâinat bir dildir, ama karanlık ve belirsiz bir dil; insan bu dili el yordamıyla anlamaya çalışır ve yapacağı işler için talimat çıkarmaya uğraşır… Ve sır, bütün ifade biçimlerine hep karşı koyacaktır… Bu bir bedahet!

 

Hem MUTLAK FİKİR SİSTEMİ, hem de ona nisbetle TABİR ve TEVİL’i gösteren, onda faniliği temsil eden VASITA SİSTEM idrakinin kökünü, bir hadis meâlinden gösterelim :

— «Nâs uykudadır, öldükleri vakit uyanırlar!»

Bir İslâm büyüğü :

— «Demek ki, dünya hayatında görülen şeyler, uyuyan kimsenin rüyasında gördüğü şeyler gibidir, yalnız hayaldir Böyle olunca, onun TEVİL ve TABİR lâzımdır.»

Tevil ve tabiri gerçekleştirecek ruhî ve fikrî bünye zarureti, İSLÂMA MUHATAP ANLAYIŞ davasını izâh etmiyor mu?

 

ŞUUR VE GERÇEKLİK SEVİYESİ

Şuur seviyesinin her değişiminde gerçeklik seviyesinin de değişmesi, her mevzuun ayrı esas, usul ve kurallarla ele alınabilir olma özelliğini ve bu hususun fizikî, aklî ve ruhî saha ve metodlara şamil oluşunu açıklar.

 

Mutlak Fikir’in eşya ve hadiselere nakşından bahsedilirken, en büyük inceliklerden biri bu noktadadır: Her mesele «İslâma muhatap anlayış»ın ifade ve teorisini gösterirken, «Mutlak Bir» olan hakikatin kendi özellikleri içindeki bütün anlayış temsilcisidirler. Büyük Doğu ruh, anlayış ve sisteminden ne kastedildiği anlaşılıyor mu? İnsan ve toplum meselelerinin hallinde niçin Büyük Doğu şuurunun kuşanılması gerektiği?

Recep YAZGANRecep YAZGAN