Cinsiyet hoşnutsuzluğu kişinin cinsiyetinin doğumdan atanandan farklı ilişkili yaşadığı ruhsal ve sosyal zorluklarla ilgili bir tanıdır.
Tanının konulduğu bireyler kendi cinsiyetleriyle uyumlu bedensel ve toplumsal özellikleri kazanabilmek, yasal olarak cinsiyet kayıtlarının düzeltilmesi için psikiyatri kliniklerine müracaat edebilirler.
Türk Medeni Kanunu 40. Maddesi resmi kayıtlarda cinsiyet değişikliği ile ilgilidir;
Eğitim araştırma hastanesi kurul raporu gerektirir.
Bu nedenle bir eğitim araştırma hastanesinin cinsiyet değişliğiyle ilgili vakaların değerlendirip takip etmesi tıbbi gerekliliklerin yansıra yasal süreçlerle ilgili bir görevdir.
Takip süreci tüm sağlık sorunlarında olduğu gibi, uluslararası meslek örgütleri tarafından belirlenen uygulama standartlarına göre yapılır.
Süreç kişinin gereksinimine göre değişen sürelerle devam eder.
Kişinin öyküsü, sağlığı, sosyal ilişkileri, beklentileri ve olası zorluklar kapsamlı olarak bu süreçte değerlendirilir, psikososyal iyilik hali desteklenir.
Tıbbi ölçüler karşılandığında kişi hormon tedavisinin planlanması için endokrinoloji bölümüne sevk edilir.
Mahkemeler tarafından yöneltilen TMK 40. Maddesi kapsamında cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olup olmadığı sorusuna yanıt verebilmesi için tıbbi standartlar gereği bir süre hormon tedavisiyle takibe devam edilir.
Değerlendirme tamamlandığında da mahkemenin takip ettiği tıbbi rapor düzenlenir.
Üreme organlarına yönelik ameliyatlar mahkemenin verdiği izinle mümkün olabilmektedir.
Mahkeme kanun gereği 18 yaşını doldurmuş olmasını dikkate almaktadır. Mahkeme tarafından verilen izinle kişi kendine uygun gördüğü, koşullarına uygun merkezde, kendine uygun şekilde planlanmış ameliyatı gerçekleştirebilir.
Raporun bir kurumda düzenlenmesi, ameliyatların o kurumda gerçekleştirildiği anlamına gelmez.
Dahası yazıda iddia edildiği gibi, bu ameliyatların psikologların gerçekleştirmesi mümkün değildir.
Haberde geçen iddialar tamamen asılsızdır.
Prof. Dr. Ömer Böke adına Avukat Ziynet Çelik
TEKZİBE CEVABIMIZ
1 - Tekzip metninde ifade - iddia edildiği üzere haberimiz, yazımız, konuşmalarımızda;
Cinsiyet İptali Ameliyatlarının ‘Raporun düzenlendiği kurumda gerçekleştirildiğini’ dahası ‘Bu ameliyatların psikologların gerçekleştirdiğini’ yazmadık, iddia etmedik.
Bu husustaki ifadelerimiz ‘OMÜ Topu Taca Atıyor’ başlıklı yazımızda şu şekilde geçmektedir;
“… OMÜ Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesi Başhekimliğinin açıklamasının aksine, geçtiğimiz 8-10 yıllık süre zarfında anatomik, fiziki, genetik problemi olmayan, yalnızca cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayanların cinsiyet değişikliği talebine bağlı, hastanenin “Psikiyatri Servisi”ne başvurulduğu, yapılan görüşmeler neticesinde başvuran cinsiyet değişikliğine hazırlandığı, bölüm sorumlusu Prof. Dr. Ömer Böke tarafından heyete sevk edildiği, heyetin Endokrin Servisine yönlendirdiği, Endokrin Servisi tarafından karşı cinse ait hormon verilmesine başlanılarak, geri dönüşü imkânsız sürece girildiği inkar edilse dahi Ömer Böke hakkında CİMER’e yapılan şikayetler durumun vahametini ortaya koymaktadır.
Öncelikle Cinsiyet İptali Ameliyatı kavramı sadece cerrahi müdahaleyi değil üç aşamanın tamamını kapsamaktadır.
Cinsiyet İptali Ameliyat Süreci;
1 – Başvuru, Psikiyatri
2 – Endokrin
3 – Plastik Cerrahi aşamalarından oluşmaktadır.
Başvuruları reddetmeyerek Cinsiyet İptali Ameliyatları sürecini başlatan Prof. Dr. Ömer Böke’nin ‘Cinsiyet İptali Hastası’ kabul etmediği ifade edilmiş olsaydı açıklamaya itimat edebilirdik.
Ne yazık ki, cinsiyet iptali vaka dosyaları Böke’nin üst yazısıyla heyete gitmekte, heyetin oluruyla süreç mahkeme aşamasına gelmektedir.
Mahkeme heyet raporunu inceleyerek, hastanın cinsiyet iptali ameliyatına olur vermektedir.
Mahkemenin vermiş olduğu onay, hastanın cerrahi müdahaleyle cinsiyet iptalini nihayet yeni kimlik kartı alabilmesini kapsamaktadır.
Mahkeme başvurunun psikolojik sureciyle endokrin aşamalarıyla ilgilenmemekte önüne gelen raporlara göre hareket etmektedir.
Böke’nin başlattığı süreç sonunda mahkemenin verdiği kararla hasta her hangi hastanede cinsiyet iptali ameliyatı olabilmektedir.
Kan değerleri, yumurtalık ölçümleri vs yetersiz hastalar merdiven altı polikliniklerde, yüksek ücretlerle KKTC’de ameliyat olabilmektedir….”
2 - Kadınlarda göğüs alınması, her iki cinse yönelik yapay cinsel organ takılması operasyonların OMÜ Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesinde yapılmıyor, yapılamıyor olması, fiziki, genetik sıkıntısı olmayan, yalnızca cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan gençlerimizin üreme yeteneğinin yok edilmesi süreçlerinde OMÜ Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesi’nin başat rol üstlendiği acı gerçeğini değiştirmez.
3 – İddia makamı, Dr. Zeki Bayraktar’ın “Transseksüellerdeki ruhsal sorunların cerrahiyle tedavi edilebildiğini gösteren kesin kanıt yok. Cinsiyet iptali maksadıyla yapılan ameliyatların genellikle genetik veyahut anatomik hastalıkları tedavi etmek üzere değil, cinsiyet hoşnutsuzluğu, ruhsal sorunların tedavisi maksadıyla uygulandığı...” görüşlerine cevap vermek yerine;
“Takip süreci tüm sağlık sorunlarında olduğu gibi, uluslararası meslek örgütleri tarafından belirlenen uygulama standartlarına göre yapılır.” İfadesiyle kendisiyle en temel görüş ayrılığımızı ortaya koymaktadır.
Prof. Dr. Ömer Böke’ye sorularımız;
1 - Cinsiyet İptali Ameliyat Sürecinin hangi aşamaları sizin onayınızdan geçmektedir.
2 - Psikiyatri aşamasından Endokrin – hormon sürecine onay kararında sizin dahliniz yok mudur?
3 – Endokrin sürecinin geri dönüşü var mıdır?
4- 2024 yılı içinde üç tane hasta için cinsiyet geçiş kararı aldığınızı belirtiyorsunuz; OMÜ’de cinsiyet değişimi istemiyle gerçekleştirilen rahim ve yumurtalık alma, cinsiyet değişimi istemiyle Laparaskopik + BSO Operasyonu, TLO+BSO operasyonları neden Eylül, Ekim ve Kasım aylarında yapılmıştır?
1. Bahis konusu kişilerin değerlendirmesinde muhakkak TIBBî GENETİK uzmanları da yer almalıdır.
2. Ülkemizde Psikiyatri maalesef çok geri kalmış durumdadır. ‘Moleküler Psikiyatri’nin esamisi bile okunmamakdadır.
3. Nöro-Psikiyatri’nin bölünmesi Rockefeller Tıbbının kasdî uygulamalarından birisidir ve ticarîdir. En çok satılan ilaçların başında antidepresanların gelmesi boşuna değildir (https://en.wikipedia.org/wiki/Neuropsychiatry).
4. Haberin tekzibi anlaşılır bir metin değildir, üstelik psikiyatr ve psikologun aynı şey olmadığını dahi fark edilmemiş olması da uygun olmamıştır.
5. Bir başka nokta da 18 yaş sınırıdır. Bu diğer pek çok uygulamada olduğu gibi (örnek evlenme yaşı) tamamen afakî, bilimle ilgisi olmayan bir uygulamadır. Hukukun akıl, mantık, bilim, örf ve adetler ile yeniden düzenlenmesi gerekdiği bu mesele ile de görülmektedir.
6. Konu ile ilgisi olmasa da hatırlanmasında fayda görüyorum; tıp fakültesi öğretim üyesi muayenehane açamıyor ama yeni mezun psikolog kardeşim ofis açıp hasta bakıyor, bu nasıl bir dünya değerli kardeşim.