-"Hocam, müsaitsen görüşelim, gelir misin" dedi.
-"Hay, Hay. Müsaitim, beş dakikaya oradayım."dedim. Arkadaşımız bir of çekti, belliki derdi var.
Oğlunun, eve kapanmış, dışarı çıkmıyor, okul hayatını bırakmış, çalışmaya, iş bulmaya gitmiyor. Her geçen gün oğlu sinirden agresif tavırlar sergiliyor, vuruyor, kırıyor, bağırıyor, bazen de hiç kimseyle konuşmuyor. Odasına çekilip, kapıyı kitleyip uyuyor diye anlattı bana,
-" Ne olur, oğlumu doktora götürelim, tedavi ettirelim, çekilmiyor artık. Komşular da etkileniyor. Bana yardımcı ol" dedi. Lakin oğlunu tanıyorum, onunla zaman zaman konuşuyorum. Bana hiç de hasta gibi gelmiyor. Hastalık belirtileri göremiyorum. Oğlu ile görüşmek istedim. Arkadaşıma,
-"Siz şimdi gidin, oğlunuzu bana gönderin. Benim çağırdığımı söyleyin. Bir de ben görüşeyim" dedim. On dakika sonra oğlu geldi. Baktım ayaklarında terlik, çorapsız, dışarısı soğuk.,
-"Seninle biraz dolaşalım. Çorabını giy de gel. Burada bekliyorum" dedim. Beş dakika içinde geldi. Beni tanır, sever, sayar. Sözümü kırmaz. Bana güvenir. Biraz dolaştık caddelerde, sokaklarda.