Analiz
Giriş Tarihi : 13-12-2019 11:06   Güncelleme : 13-12-2019 11:09

Atatürkçü Cumhuriyet Açık Kadına Taraf, Tesettürlü Kadına Karşıydı

Atatürkçü Cumhuriyet Açık Kadına Taraf, Tesettürlü Kadına Karşıydı

Atatürkçü Cumhuriyet modernleşmesinin önemli unsurlarından biri de kadın kıyafetiydi. Tesettür İslâmî bir değer olduğu için Atatürkçü Cumhuriyet ideolojisine aykırıydı. Bu şenî niyetle çarşafla dolaşmak yasaklanır. Cumhuriyet Devleti’nin bir diğer adı olan CHP’nin tâlimatlarıyla mülkî amirlerin başkanlığında İl Genel Meclisi’ne yetki verilir ve çarşafla dolaşmak yasaklanır.

Cumhuriyet inkılâplarıyla başlayan tesettürlü kadın kıyafetine karşı olmak, İslâm değerlerine karşı olmak mânasına da geliyor. Kadınlar tesettürlü kıyafetten “kurtarılıp” modern kıyafete alıştırıldığında, lâdinî Cumhuriyete karşı olan İslâmî otoritenin ve müesseselerin gücü de zayıflamış olacaktı. Gaye kadınların örtünmesini emreden İslâm’ın sosyal hayat üzerindeki gücünü kırmak. Cumhuriyet modernleşmesine göre “Batı'nın görkemli uygarlığında kadın kapalı değildi. Batılı ve uygar olmanın yolu tesettürlü kıyafetten vazgeçilmesiydi.”

Kemalist Cumhuriyetçiler kapalı kıyafetle “geri kalma”, modern kıyafetle “ileri ve kalkınma” arasında irtibat kuruyorlardı. Avrupaî tarzda giyinmek isteyen küçük bir azınlığın kıyafet tarzını okullarda ve resmî kurumlarda Müslüman kadınlar için de mecburi hâle getirdiler.

Açık saçık kadın Cumhuriyetin eseridir(!)

Modernleşmeci Cumhuriyet eliyle açık saçık kadın kıyafetinin olağan hâle getirildiğini kim inkâr edebilir? Bu sebeptendir ki kadın kıyafeti bu ülkede Atatürkçü Cumhuriyet taraftarlarıyla mukaddesatçı muhafazakârlar arasında geçen mücadelenin en başında yer almıştır.

Lâ-dinî Kemalist Cumhuriyetin destekçisi seküler Türkçü Ziya Gökalp bile çarşaf ve örtünme aleyhine yazılarıyla tescillidir. Ona göre “Örtünmenin devamı Türk kadını için en büyük hakaretti.” Cumhuriyetin kurucu kadrosu ile bazı konularda ters düşen Halide Edip Adıvar tesettür konusunda modern kıyafet taraftarıdır. “Yeni Turan” romanında “ideal Türk kadınını çarşafını atmış, yüzü ve saçları açık olarak tasvir eder. Laik Türkçü ve azılı Kemalist Kı­lıç­zâde Hak­kı gibi, “Te­set­tür, top­lum­ ya­ra­la­rı­mı­zın üze­rin­de­ki iğ­renç bir sar­gı be­zi­dir” di­yenler Cumhuriyetin modern kadın kıyafet politikasına hız kazandıranlardır.

“Modern kadın şehirlerin tek görüntüsü olmalı” 

Lâ-dinî Cumhuriyet zihniyeti için İslâm “ilerlemenin” önünde engel olarak görüldüğü için, kapalı kıyafeti emreden İslâm’ın karşısında modern kadın kıyafeti “şehirlerin tek görüntüsü” olmalıdır. Bu çarpık anlayış sebebiyle modern kadın kıyafeti “saygınlık kazandıran” bir kıyafet olarak zihinlere yerleştirilir.

Modern kadın projesi kadının tesettüre aykırı kıyafetiyle cinselliğini öne çıkarmasının yanında modaya uyma, feminizm, laikçi kadın hakları gibi Avrupaî kadın anlayışının yerleşmesi mânasına da gelir. Laik Cumhuriyet taraftarı gazete ve televizyonların tesettüre aykırı kadın kıyafetini teşvik etmesiyle modern kıyafetin en ücra kasaba ve köylere kadar yaygınlaşması acı bir gerçek. Gelinen noktanın müsebbibi, tesettürü “çağdışı” olarak gösteren Atatürkçü Cumhuriyet ideolojisinin hâkim olduğu hükümetlerin politikaları ve bu politikaya karşı direnç gösteremeyen mukaddesatçı muhafazakâr hükümetlerdir.

Modern kıyafet ileri ve çağdaş sınıfa ait olmakmış

Tesettürlü kıyafetin “gerici ve eğitimsiz”, modern kıyafetin ise “ileri ve çağdaş” yâni üst sınıfa mensup olmanın sembolü olarak topluma dayatanlar yine Atatürkçü hükümetlerdir. İslâm ülkelerinin Hilafet’in kurtarılması ve Millî Mücadele için gönderdiği yardım paralarını gayesi dışında kullanan Atatürkçü Cumhuriyet idarecilerinin kurduğu İş Bankası'nda “memur alımında memurlar başı açık olarak işe başlarken, çaycı, müstahdem gibi geri hizmetlerde işe başlayan kadınların başlarını örtmeleri özellikle istenmiştir.”

Çalışan kadınlar arasında kıyafetlerinin açık ve kapalı oluşuna göre “çağdaş üst sınıf” ve “geri alt sınıf” şeklinde sosyal farklılık oluşturuldu. Tesettürlü kıyafetin alt, yâni medenî olmayan sosyal grupların sembolü olarak anlaşılması için devlet eliyle memurlara yönelik çeşitli faaliyetlerin olduğunu da belirtelim.

Devletin modern kıyafete zorlaması

Modern kıyafetin Türkiye’deki mâzisi Cumhuriyetten önce azınlıklara ve mütegallibeye uzansa da umumi olarak Atatürkçü Cumhuriyet döneminde resmî olarak dayatılmıştır. Avrupaî kıyafetli kadın dergileri devletçe desteklenmiş. Teşvikle yazdırılan romanlarda modern kıyafetli kadınlar “ideal ve medeni kadın”, bunlara saldıranlar ise “yobaz” ve “gerici” olarak gösterilir.

Türkiye’de kadın kıyafeti mukaddesatçı muhafazakâr toplum ile Atatürkçü, modern ve seküler devlet arasında yaşanan şiddetli bir mevzudur. Bu iki farklı durumun yaşanmasının en büyük müsebbibi Cumhuriyetin kıyafet inkılâbıdır. Müslüman kıyafetiyle temayüz etmiş bu ülkenin kadınlarının modern kıyafete sokulması zulme ve eziyete dönüşmüştür. İslâmî değerlerle yetişmiş bir kadınının Kemalist Batılılaşma adına balolara sokulması, mekteplerde ve resmî kurumlarda açık kıyafetler giymeye mecbur edilmesi Atatürkçü devletin bir zulmüdür.

Meşrutiyet döneminin ilk yıllarında görülen modern kıyafetlerin dîne ve ahlâka mugayir olduğuna dair tenkitlere zorba Cumhuriyet döneminde izin verilmez. Ankara’da Türk Ocağı ve Halk Evi’nde modern kıyafete alıştırmak için düzenlenen balolar sönük geçtiğinde M. Kemal tarafından bar ve pavyonlardan kadın getirildiği malûmdur. Kemalist yazar S. Aydemir’in yazdıklarına göre ikinci baloyu bizzat M. Kemal düzenler ve dâvete yalnızca Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Ruşen Eşref'in hanımları katılır. Yakup Kadri’nin hanımı M. Kemal’e nükteli bir şekilde itiraz eder: “Paşam, bu inkılâbın kurbanları yalnız bizler miyiz? Hani yâver beylerin, mebus beylerin, vekil beylerin hanımları?”

Seçkin kadınlarca rağbet gören “asrî” kıyafet mecburi kılınmıştır. Böylece Müslüman kıyafetli kadın görüntüsü Cumhuriyetin Tek Parti döneminde resmî kurumlarda ve ilkokuldan üniversiteye kadar birçok müessesede büyük çapta yok edilir ve devlet eliyle Avrupa modaları “furyası” başlatılır. Resmî kurumlarda çalışan kadın ve okullarda okuyan kız talebeler modern kıyafet giymek mecburiyetinde bırakılır, muhafazakâr kıyafetle çalışmanın yolu kapatılır.

Kıyafet inkılâbının kurbanı kadınlar

Muhafazakâr kıyafetin modern, yâni lâdinî Cumhuriyet inkılâplarına uygun olmadığı propagandası sürekli işlenmektedir. Çalışan kadın ve okullarda okuyan kız talebeler modern kıyafetli olmalıdır. M. Kemal ve inkılâp yanlısı Sedat Simavi’nin gazete ve magazin dergileri modern kıyafet furyasına ilk öncülük edenlerdir. Çarşaf, peçe, tesettür düşmanlığı doludizgin gider. Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar Simavi künyesiyle çıkan yayın organları kadının kamu hayatına modern kıyafetle girmesinde ve cinselliğinin ön plana çıkarılmasında başı çektiği malûmdur.

1930’lu ve 40’lı yıllarda Kemalist / CHP yanlısı Cumhuriyet gazetesi ve Yedi Gün dergisi, müstehcen kıyafetlerin yayılmasında Atatürkçü Cumhuriyete azgın hizmetler yapmıştır. Avrupa'daki modern kadın kıyafetiyle alâkalı yenilikler ânında duyurulmaya, kadın fotoğrafları cüretkâr biçimde yayınlanmaya, cinsel muhtevalı yazılara yer verilmeye başlanır. İnkılâp yanlısı dergilerin her kapağını dekolte giyinmiş bir kadın fotoğrafı süsler ve yabancı artistlerin çıplak fotoğrafları yer alır  

Açık saçık kadın dizileri lâdinî cumhuriyetin ürünüdür 

Lâdinî Cumhuriyetin kadın politikasının bugüne uzanan sonuçları televizyon dizilerindeki şenî ve âdi kadın modellerdir.  Süflîlik odağı dizi filmlerde tesettürlü muhafazakâr kadın ölçüleri fakir, eğitimsiz, taşralı kadınlara ait küçümsenen değerler olarak karakterize edilmekte, modern kıyafetli kadın ise şehirli, medenî okumuş karakter olarak sunulmaktadır.

Bu dizilerdeki modern kılık kıyafet biçimleri toplumun şuursuz kısmını önemli ölçüde tesir altına alıyor. Daha önceleri sadece büyükşehirlerde görülen kıyafetlerin bugün en ücra kasaba ve köylerde bile görünmeye başlamasında televizyon filmlerindeki modern kadın karakterlerin olumsuz tesiri vardır. Çalışma mekânlarını ve okullara giden minibüsleri, başörtülü annelerin modern kıyafetli makyajlı kızları doldurmaktadır. Millî, yâni İslâmî idraki zayıf olan kızlar için kendilerini ispat etmenin tek yolu o dizilerde gördükleri kadın modeller gibi giyinerek vücutlarını teşhir etmektir. Modern görünmenin verdiği aşağılık duygusudur bu…

Devlet ve medya eliyle desteklenen modern kadın modeline özenen genç kitlenin vebali Kemalist / CHP hükümetlerinden sonra bugün mukaddesatçı muhafazakâr hükümetlerin üstündedir?

Ahmet DOĞAN

adminadmin