Analiz
Giriş Tarihi : 04-01-2015 12:28   Güncelleme : 04-01-2015 12:28

“ Ol İz Vel “ Ösym

Eğitim de geldiğimiz nokta herkesin malumu bir eğitim harikası ki tüm dünyaya şenlik

“ Ol İz Vel “ Ösym
Eğitim de geldiğimiz nokta herkesin malumu bir eğitim harikası ki tüm dünyaya şenlik. Her yaştan insan sevmeyen “hümanistler”yetiştirdik.Daha ne olsun.Bırakıyorum bu konu kişisel gelişim kitaplarının sırrı olarak kalsın. İki gerçek birbiriyle asla çelişmez mantıksal kuramda.Çelişmemeli. Ülkemizin iki gerçeği karşı karşıya oysa! ÖSYM VE GENÇLER Öncelikle ilk gerçeğimize bir iki sözüm olucak. ÖSYM ! Her şeyin babası sen misin bu ülkede ? Onların gözünde”Sıkıntıların Efendisi “konumundasın.Son yemekte masadaki Judas gibisin.Cennetin kapısında bekleyen,sorularınla korkunç kabuslar yaşatan cehennem zebanileri misali durma artık gençlerin karşısında.Yıllardır çatışman bitmedi şu gençlikle.Bir kez de uzlaşmayı denesen diyorum.Gizli öğretilerini vücudlarına sihirli değneğinle dokunuversen de,Gençler de kendilerini ayinlerin kurbanları gibi hissetmeseler.Saat on ikiyi vurduğunda bal kabağına dönüşme korkuları olmadan korkusuz yaşasalar bu süreci. Hani diyorum üçe beşe bakmasan ,dengeleri bozmasan.Mesela dört yanlış bir doğruyu götürmese.Mesela diyorum,gökten üç değil de öğrenci sayısı kadar  düşürüversen şu elmaları hiç biri açıkta kalmasa.Hepsi mutlu mesut kafalarında ki tek darbeyle hikayelerini mutlu sonla bitirse.Olmayacak düş mü ? neden olmasın oysa yıllardır karabasan olup kabuslar gördürmeyi başarabildin bunu da başarırsın.Ben sana güveniyorum.O kapasite var sende. Şimdi karşımda asıl hedef kitlem.Gençlik ! Özellikle 95 ve 96 lılar.Malum bu yıl onların yılı. Hani şu bazı kesimleri ürküten gençlik! Sıra sizde.Dinleyin! Göge esrimeli yolculuğa çıkmıyoruz.Rahat olun.Gevşeyin biraz.”Korkunun ecele faydası yok” Ne yazık ki gül dalına kırmızı çaput bağlayarak ideallere ulaşılmıyor.Üzerklik otu,nazar otu,okunmuş pirinçlerde inanın işe yaramıyor son aşamada.Hepsi tecrübeyle sabitlenmiş eylemler.”Sıkıntıların Efendisi”yle biz kendi yöntemlerimizle başettik inanıyorum siz de edeceksiniz.Sevgi,sabır,bilği,istek,azim beşlemesiyle. Tanrının kutsal mekanı değil erişeceğiniz menzil.O size ecel terleri döktüren sistemde(ÖSYM) cennetin kapısında, elinde sorularla bekleyen cehennem zebanisi hiç değil. Sıkıntı yok.Ne siz son yemekte ki kurbansınız ne karşınızda ki hain Judas.Karşınızda ne Kaf dağı var aşmanız gereken ne de siz hücuma kalkacak Truvalı Savaşçılarsınız.Yedi başlı,ağzından alevler çıkan Ejderhalarda çıkmayacak karşınıza inanın bana. Bu yazı ısmarlama bir yazı.(Canik İMKB Anadolu lisesi 12.sınıf öğrencilerine sevgilerimle)Ondan mıdır bilinmez kelimeler havada uçuşuyor.Yakaladığımı kulağından tutup yapıştırıyorum kağıda.Ne o ? yüzünüz gerildi.Tanıdık mı geldi ifade. Öyle ya sözüm ona bu yazı sizi cesaretlendirmek için yazıldı.Bakın sesleniyorum size;Gençler! istediğinize emeksiz sahip olamazsınız.Eskiden ekmek aslanın ağzındaydı şimdi midesinde.Anlayacağınız işiniz hiç de kolay değil. Gün senin günün.Dur kendini dinle önce.Farkındalığını keşfet.Şu ayeti de aklının bir köşesine sıkştırıver.”Korkmayın dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir”Her şey gözüne daha bir kolay ve sorunsuz görünecek bunu idrak ettiğin an. Düşünmen gereken bu dünyada seni en çok mutlu edecek olan ne ? ona karar ver.Hadi kendine yardımcı ol.Kaosa kapılma sakın.Karamsarlık en büyük yanıltıcıdır.Korkunç bir sistemin çarkında kendini dişlilere kaptırıp acı çekmemek adına yap bunu.Sarayda soytarı olacağına kendi kurduğun Cumhuriyette kendi hayatının bekçisi ol. Gençliği acı bir tebessümle seyrediyorum.Koşuşturmalarını,çabalarını,zamana karşı yarışlarını.Beni en çok etkileyen yüzlerinde ki endişeli bakışlar.Yorgun ve tedirgin.Ben sizi anlamıyor değilim anlıyorum.Öfkenizi,yorgunluklarınızı,endişelerinizi,isyanlarınızı gayet iyi anlıyorum.Sistemi lanetle sorgulamanızı da anlıyorum.İçinizde kabaran heyecanınızı uzaktan nasihatlerle bastıramayacağımın da bilincindeyim.Malesef uyarılarım biliyorum ki sembolik birer yaklaşım olarak kalacak.Amaç, yolunuzda  karşınıza çıkması muhtemel kör noktaları size gösterebilmek.İstiyorum ki bu zahmetli ve stres çicekleriyle döşeli yolu daha bir rahat ve farkındalıkla geçirebilin. Beraber çıkalım bu yola beraber sorgulayalım sistemi.Beraber çözüm yolları üretelim elimizden geldiğince. Neler oluyor ? Sen nasıl olmasını isterdin? Hayal kurun.Gerçekliğe ulaşmanın ilk şartıdır hayal kurmak. Oynatın beyninizde ki renkli çakıl taşlarını.Taşlar yerinden oynamadan yeni düzen kurulmaz.Önce kendi içimizi düzene sokalım sonrası kolay. İnançsız bir gülümsememi hissettim.Normaldir.O gülümseme bizim de yüzümüzde çok defalar dondu.Donduruldu. Haydi içinde ki militanı çıkar ortaya.Bırak herkes sana tuhaf baksın.Bırak farklı ol.Farklı düşün farklı kur dünyanı.Değişik görünümlere giren “kurt adam”olma isteğin varsa onu da ol. Her şeyden önce kendine dürüst ol. Önce sen kendine saygı duy. Önce kendini sev. En önemlisi önce kendini sorgula. Diğerleri mi ? Diğerlerinin canı cennete. Kendiniz için en güzeli en doğruyu istediğiniz an “en”lerinizi kendiniz yaratmayı öğrendiğiniz an hiç kimsenin,hiç bir kuralın,hiç bir dayatmanın ve hiç bir sistemin kölesi hissetmenize gerek kalmayacak.Geleceğinize kendiniz kendi kurallarınızla yön vereceksiniz. Unutmayın en büyük krizlerde en büyük değişimler yaşanır.Bu süreç de sizin en büyük değişim anlarınız.Krizsiz atlatın.Sıradan insanlar değilsiniz.Ne okuduğunuz önemli değil ne anladığınız önemli şu an bu satırlardan. İnsanlığın asıl amacı;Yüksek karekter ve en uç nokta da kültürel seviyeyi oluşturmak.Kanmayın.Hepimiz bizim gibilerin bataklığa çevirdiği bir dünya da yaşıyoruz.Geri dönüşümü zor  toplumsal,ahlaki ve kültürel bir yıkımın orta yerindeyiz.Modern hayatın, insanlığı çılgınca bir sürüklemeyle uçurumun başına getirdiği bir nokta ne yazık ki.Bu evrenin kötü gidişatına sizler çare olacak,yeni keşifler yapacaksınız.Sırf kendi hayatlarınızı kurtarmak adına ucuz korkularla hedeflerinizi küçültmeyin.Tüm insanlık adına büyük ütopyalar kurun.Bu arada şunu da unutmayın ; İnsanlığın ve evrenin gelişip dönüşmesi için; tarihçiden,felsefeciye,siyasetçiden ,devlet memuruna,öğretmenden doktara,edebiyatcıdan fizikciye olduğu kadar ayakkabı tamircisine,temizlik görevlisine de ihtiyaç var.Hem de en az sizin olmak istediğiniz yer ve kariyerler kadar önemli bir gereksinim.Göz ardı etmeyin . Kendi hayat hikayenizi başkalarının yazmasına izin vermeyin.Kalemi alın elinize kendi masalınızı kendiniz yazın.Eğer ki mutlu sonla bitmesini istiyorsanız.Ne Boz atlı Hızır gelecek ne de Saint Nicolas bacanızdan paketlenmiş kolay hayatlar bırakacak avuçlarınızın içine.Yok öyle bir dünya. Bu aşamada kendinizi huzursuz etmeyecek ölçüde yaramaz,sempatiyle bakılacak kadar çılgın hissedin ve makul ölçüde normal işleyen sistemlerinizi devre dışı bırakın ara ara.Sürekli sizi tehdit ettiğini düşündüğünüz sisteme karşı sizin daha güçlü tehditleriniz olsun. Özgüvenin tehdidi,İnancın,doğruluğun,Çalışmanın tehditi olsun.Başarı;siz sağlam ve kararlı durduğunuz ölçüde size gelecektir. Aklınızı kullanın,çözümleyici olun,eleştirmekten korkmayın,Deneyin yanılın.Yanılmak sizi yıldırmasın.Faydacılığa odaklanın.Sistemin karşıtı elbette aynı zamanda sistemin parçasıdır.Öfkelenin,üzülün ,sıkılın.Sonunda doğru yolu bulacaksınız. En önemlisi sevgiyle bakın dünyaya.Ben olmak istediğim herşeyim diyebilin.Benzerliği severim diyen zihniyetin karşısına ben yaratıcıyım savıyla dikilin. Kategorilendiririm,kesinim,doğrusalım stratejik olan kabülümdürün  karşısına,tutkularınızı,arzularınızı,duygusallığınızı özgür ruhunuzu koyun.Ben hareketim,canlıyım,rengarengim düşünen bir beynim hisseden bir kalbim var diyebilin.Ve patlatın hayatın da sisteminde yüzünün orta yerine kahkahayı. Unutmayın ki zamanı geri çevirme şansımız yok.Dünyayı ve hayatı anlamaya çalışırken suçu şu ya da bu yöne atmanın hiç anlamı yok.Her yanımızı saran siyaset,düzen,kurallar,ideolojiler.....bizim sorunumuzun tek başına ne kaynağı ne de çözümü olamaz.Kendinizi ve düşüncelerinizi düzene soktuğunuzda düzende,evrende ,yerleşik kalıp düşünceler de değişecektir.Bireysel değişim kitlesel ve evrensel değişimleri yönlendiren yegane güçtür. Çilesi çekilmeyenin kıymeti de bilinmezmiş.Bazen insan çıldırasıya acımasızlaşmıyor da değil.Her şey bozulsun,düzen yıkılsın,gidiyorsa daha kötüye gitsin.”Bize nasihat değil musibet gerek artık”deyiveriyor.Ama siz demeyin.İnsanoğlu musibetten nasihat çıkarmaz o musibete uyar.Siz uymayın.O noktalara zaman zaman geleceksiniz.Yine de uymayın. Sakın pes etmeyin. Beyne baskı yok. Psikolojik baskı yok. Notlar,meslekler para düşüncelerini atın arkanıza.Siz onları kovalayacağınıza bırakın onlar sizi kovalasın .Böylesi çok daha eğlenceli. Çileli görülen yolculuğunuzu neşeli bir yolculuğa dönüştürmek sizin elinizde. Harflerle şakalaşın,sayılarla dans edin.Üçgenin doruğundan bakın dünyaya.Başınızın üstünden teğet çizgileri geçsin, aldırmayın.Sorularla transa geçin.Önünde alt tarafı bir soru var ve beyninde kalıp bilğiler.Sorun ne şimdi? Kalıbı oturt soruya çözüm zaten karşında.Olayı kavradığını umuyorum. Doğayı,ağaçları ,böcekleri sevin.Kaybedilmiş gençlik en büyük hüzün kaynağıdır unutmayın bu sözü.Gençliğinizi ıskalamayın büyütüp de gözünüzde olayı. Hikaye uzun anlayacağınız.Özet geçtim bir kalemde. Doğru yol tam karşınızda.Hadi kolay gelsin gençlik. Kolaysa başına gelsin esprisini duyar gibi oldum .Siz o yollarda gidiyorsunuz ya şu an, biz çoktan döndük.Yolun sonunda bekliyor olucam sizi. Zaman zaman olurda hayat kontrolünüzden çıkarsa:Olanca gücünüzle bağırın; OL İZ VEL ! Her şey yolunda. Dostum her şey yolunda.....
adminadmin