Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 09-01-2021 07:00   Güncelleme : 09-01-2021 07:00

Ölüm ve Diriliş - 1

“Her can ölümü tadacaktır.” (Enbiya, 21/35)

Ölüm ve Diriliş - 1

“Yaşayan her canlının öleceği” gerçeği ihtilafsız bütün insanlar tarafından kabul edilmiş. Fakat ölüm, kapalı ve gizemli bir gerçek olduğu için farklı inançlardaki ve farklı kültürlerdeki insanlar tarafından değişik şekillerde yorumlanmış ve farklı şekillerde algılanmıştır.

Ölüm korkusu aşağı yukarı bütün toplumlarda istenmeyen bir durumdur.

İnsanlar yüzyıllardır ölümsüzlüğün peşinde koşmuş, kendisini daima diri tutacak bir mucize ilacın izine düşmüşlerdir.

Seküler inançta ve modernitede ölüm kelimesi bir tabudur, konuşulması, gündeme getirilmesi hiç sevilmeyen bir kelimedir. Düşünülmeyecek kadar ürkütücü bir gerçektir.

Ölüm, ancak hazırlıksız ya da yanlış hazırlık yapan insan için korkulacak bir durumdur.

Ama ahiret nimetlerini kazanmak için de bir servet yurdudur.

O halde, dünyada iken ahireti ve orada yapılacak ilâhi sorguyu, suali düşünerek hareket eden insana ölüm ne yapabilir?

İslâm inancında kaçınılmaz olan ölüm, bir yok oluş değil, ruhun bedenden ayrılışıdır. İslâm kültür ve medeniyetinde ise özellikle de tasavvuf kültüründe bir ‘vuslat’tır.

Doğum, aynı zamanda ölümün ilanının bir başlangıcıdır. İkisi birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Yok oluş da yeniden varoluşun ve doğuşun müjdecisidir. Ölüm, geçici, sanal bir yaşamdan kalıcı ve gerçek bir yaşama ilahi bir yolculuktur.

 “Diyorlar ya; korkar mısın ölmekten? İnsan hiç korkar mı yalan bir ömrün ardından tadacağı tek gerçekten.” Mevlana

Ölüm;

Müslüman için ilahi bir ayettir. Hakka yürüyüştür. Bir vuslattır. Yani yeniden varoluştur. Aynı zamanda bir hesaplaşma günüdür.

Ne hazin bir gerçektir ki, Müslümanlar da ölüm korkusunun etkisi altında kalmaktadır.

İslâm inancında insanlar, ölümle devamlı hatırlanmaya ve yüzleşmeye davet edilir. Hayatın meşgalesi, kaygısı ve güzel yanları bu kaçınılmaz gerçeği sürekli ötelemeye çalışır.

Aslında ölüm gerçeği, hayatımıza bir anlam, bir derinlik ve bir değer katar. İmtihanı başarıyla geçmemiz için nefsimizi sorgulamamıza, öz eleştiri yapmamıza ve kendimizi disipline etmemize vesile olan bir gerçektir. Ölüm, artık “korku ile ümit” arası bir çizgidir.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN