Güncel
Giriş Tarihi : 20-06-2022 16:52   Güncelleme : 20-06-2022 16:52

Salih Mirzabeyoğlu, Fikir Çilesi Haysiyetinin Müstesna Genci

Türkiye Yazarlar Birliği’nde, yazar Ercan Çifci’nin “Salih Mirzabeyoğlu, Fikir Çilesi Haysiyetinin Müstesna Genci” kitabının tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda Ercan Çifci, Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nu konuştu.

Salih Mirzabeyoğlu, Fikir Çilesi Haysiyetinin Müstesna Genci

Türkiye Yazarlar Birliği’nde, 18 Haziran Cumartesi saat 14.30’da yazar Ercan Çifci’nin “Salih Mirzabeyoğlu, Fikir Çilesi Haysiyetinin Müstesna Genci” kitabının tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda Ercan Çifci, Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nu konuştu.

Programın açılış konuşmasını yapan eğitimci-yazar Muzaffer Doğan, Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun mücadelesini ve fikriyatını ele aldı.

Muzaffer Doğan’ın ardından sözü alan gazeteci yazar Yakup Köse, Salih Mirzabeyoğlu’nun hapishanede telefonda babasıyla konuşurken çok kibar ve zarif davrandığını, herkese de aynı üslupla konuştuğunu anlattı.

Açılış konuşmalarının ardından, geçtiğimiz günlerde “Salih Mirzabeyoğlu, ‘Fikir Çilesi Haysiyetinin Müstesna Genci’” isimli eseri yayınlanan Araştırmacı yazar Ercan Çifci, toplantıda Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun hayatını anlattı. Gölge, Akıncı Güç sürecine ve ardından zindan sürecine değinen Çifci, Mirzabeyoğlu’nun sadece yazdıklarının değil aynı zamanda yaşadıklarının da bir fikir olduğunu, bir fikir timsali olduğunu, onun 28 Şubat mağduru değil, 28 Şubat’ın muzafferi olduğunu, bu sebepten dolayı bugünün gençlerinin başını dik tuttuğunu dile getirdi.

 “Onlarca eserini işkencelerin altında kaleme aldı”

Mirzabeyoğlu’nun farklı zamanlarda toplamda 20 yıla yakın zindan hayatı olduğunu ve son 16 yılını Telegram işkencesi altında geçirdiğini söyleyen Çifci, “Mirzabeyoğlu, tahliye sonrasında yaşadıkları ile ilgili ne sitemkâr bir dava gütmüş ne de başına gelen bunca zulme, yapılan onlarca işkenceye karşı bir sabırsızlık ve sızlanma örneği göstermiştir. Aksine öylesine mütevazı ve disipliner bir liderlik tavrı göstermiştir ki dışarıda olan bitene kayıtsız kalmamış, onları kendi mana denizine çekmiş, örgüleştirdiği İbda fikir örgüsünü en yüksek tecrid noktasına yükseltecek ‘fikir damıtma’ işine devam etmiştir. Onlarca eser, bunca zulmün, işkencenin, tecridin ve hasedin arasında kaleme alınmıştır.” dedi.

 “Batı tefekkürünü İslam tasavvufu karşısında imbikten geçirdi”

Çifci, “Tarihte hiçbir filozof yahut hâkim/hikmet sahibi kimse gelmemiştir ki kendi diyalektiğini, kendi dünya görüşünü kurmamış olsun. Varlık, bilgi ve değer üçlüsü, bütün dünya görüşlerinin ve diyalektiklerin ana mevzuudur. Filozofların bir kısmı varlığı oluş (Heraklitus) olarak ele alırken, bir kısmı idea (Platon), ruh ve madde (Descartes), madde (Karl Marks) ve fenomen (E. Husserl) olarak ele almıştır. Salih Mirzabeyoğlu ise varlığı bir bütün olarak ele alır ve bütüne bağlı bir ‘kâinat muhasebesi’ gerçekleştirir. Bunu yaparken neyi, ‘niçin ve nasıl’ yaptığını izah etmekten de geri durmaz. Bir usul ortaya koyar ve kendi diyalektiğini geliştirir. Aristo'dan Hegel'e, Zenon'dan Marx'a kadar tüm diyalektik yapıların gözden geçirildiği, eksik taraflarının tespit edilerek işin aslının ve hakikatinin nerede olduğunun gösterildiği İbda diyalektiğini kurar. Bu diyalektik neticesi, Batı tefekkürünü İslam tasavvufu karşısında imbikten geçirerek ‘iyi, doğru, güzel’ ne varsa kendi bünyesine katar. Bu çerçevede külliyat çapında var olan eserleri, İbda diyalektiğinin farklı eşya ve hâdiselerde işlenişi ve görünüşleri olarak karşımıza çıkar.” diye konuştu.

“Üslubu şiir gibi naiftir”

Çifci konuşmasına şöyle devam etti:

“Şiirden sanata, matematikten fiziğe, edebiyattan tarihe, felsefeden psikolojiye, biyolojiden tasavvufa her alanda orijinal eserler veren Mirzabeyoğlu, aynı zamanda bir lügat tiryakisidir. Ancak onun tiryakiliği, tutkudan ziyade bir milletin hafızasını yenileme faaliyetidir; bir dil ve kültür inkılâbıdır. Ona göre ‘Lügat ilmi, asıl bilgisi olmanın da ötesinde 'aslın aslı niteliğindedir.’ Bu sebeple o, eşya ve hâdisenin yaşadığı değişimi etimolojik lügat bütünlüğü içerisinde nakış nakış işler. Bu eserler, aktüel yahut popüler değildir. Hatta toplumun genel ilgisinin dışında, tamamen mücerred bahisler üzeredir.

Hegel'den, Kant'tan, Marks'tan hatta Lenin'den faydalı olanı devşirirken keskin bir bıçak sertliği hissedilir ancak üslubu şiir gibi naiftir, İslâm tasavvufunun yumuşak ikliminden taviz vermez. Belli bir kültür seviyesine hitap eden bir yönü vardır, fikri sıradanlaştırmaz. Asgari bir seviye zarureti kendiliğinden hissedilir. Herkes onun eserlerinden kendi payınca nasiplenir.”

Toplantının ardından toplu fotoğraf çekildi ve Ercan Çifci, “Salih Mirzabeyoğlu, ‘Fikir Çilesi Haysiyetinin Müstesna Genci’” isimli eserini imzaladı.

Kaynak: Baran Dergisi

Recep YAZGANRecep YAZGAN