Samsun’un İlkadım ilçesinde yer alan ve 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen Kuleli Evler, Osmanlı’dan devralınan mimari mirasın şehirdeki en özgün örnekleri arasında yer alıyor.
Tütün ticaretinin zirveye ulaştığı 1880-1905 yılları arasında yapılan bu yapılar, yalnızca birer konut değil, aynı zamanda deniz gözetleme noktası olarak da işlev görüyordu.
Özellikle İlkadım bölgesinde yoğunluk gösteren kuleli evlerin çatı katları kare ya da çokgen planlı kule formunda inşa edildi. Bu kuleler sayesinde Samsunlular, Karadeniz’e açılan balıkçı teknelerinin dönüşünü izliyor, yaklaşan fırtınaları ve denizden gelebilecek olası tehditleri önceden fark edebiliyordu.
ÖNCE KORSANLARI SONRA BALIKÇILARI GÖZLEDİ
19. yüzyılın ikinci yarısına kadar Karadeniz’den gelen Ukraynalı ve Rus korsanlara karşı önlem almak zorunda kalan halk, kuleli mimariyi savunma ve gözlem amacıyla benimsedi. Zamanla korsan tehdidi sona erince, kuleli evler iskeleye yanaşan ticaret gemilerini takip amacıyla kullanılmaya başlandı.
Bugün bu yapıların büyük bölümü yok olmuş durumda. Ancak İlkadım ilçesindeki İnce Sokak’ta yer alan kuleli bir ev, tarihî dokusunu koruyarak ayakta kalmayı başaran nadir örneklerden biri olarak dikkat çekiyor.
Kuleli evler, yalnızca estetik ve fonksiyonel bir mimari anlayışı temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda Samsun’un tarihî ve kültürel geçmişine dair güçlü bir anlatı da sunuyor. Uzmanlar, bu yapıların korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının, şehir kimliğinin sürekliliği açısından hayati önem taşıdığı görüşünde.