“Bu hükümet niye böyle? Devlet niye bunları yapıyor? Niye şöyle davranıyor? Şunları niye özelleştirdi? Bunları niye tekeline aldı? Şu işlere niye izin veriyor? Fiyat istikrarını niye sağlayamıyor? Döviz fiyatları aldı gidiyor. Ellerinde güç mü yok? Devlet dairelerinde yapılan israfın haddi hesabı yok. Memurların lakaytsızlığından başladı yapılan yanlışlara kimselerin niye ses çıkarmadığından devam etti. Haksızlıklara ve hukuksuzluklara dur diyene henüz rastlamış değilim.” diye verdi veriştirdi.
“Kendisi bilir, torba onun. İstediği şeyler ile doldurabilir.” diyerek sabırla dinlemeye çalıştım. Bazen araya girmesem duracak gibi de değildi freni boşalmış kamyon misali. Devirmedik ağaç, çarpılmadık taş, dokunmadık konu, sille çarpılmadık surat bırakmadı ortalıkta.