Biz insanlar ne kadar da masumuz..?
Suçumuz yok.!!!
Günahımız yok.!!!
Neden acaba..?
Neden depremler oluyor ki..?
Toplu ölümler,
Sayısız felaketler,
Bir zamanlar aynı yastığa baş koyduğun, ölümüne sevdiğin kadın..
Bir bakmışsın katilisin..
Öyle kin öfke sarmış ki benliğini insanlıktan çıkmışsın.
Sonrası...
Sonrası mı?
Pişmanlık...
Nedamet...
Üzüntü...
Kahr...
Biz insanlıktan nasibimizi almadıkça..
"Yağmur...yerine yağan belalar.
Küçücük bir virüs'ün tüm dünyayı sallayıp, aynı gemiye toplayıp dünya üzerinde, "Siz insanlar, hepiniz kaybediyorsunuz görün artık" demesi...
En önemlisi ise, kimsenin çare bulamaması..
Dilsiz, günahsız hayvanlar katlediliyor, vicdanlar sızlamadan..!
Küçücük daha ağzı süt kokan melekler, vahşice öldürülüyor yine de vicdanlar sızlamıyor.!!
Daha sayamadığım bir çok şeyler varken.
Diller lâl...
Gözler lâl...
Kulaklar sağır.
Bunlar sadece bir kaçı.
Sonra nefsimize, benliğimize "BİZE" dönüyoruz. Şeytan içimizde, şeytan ruhumuza, şeytan iliğimize ve kemiğimize kadar işlemiş.
Kara, kapkara bir ses BEN SUÇSUZUM!!!
Çünkü suçlayacak o kadar çok sebebimiz var ki..
-mesela 2020... Çoook suçlu?
-yâda dünyayı kasıp kavuran virüs, çok suçlu?
Biz insanlar melek gibiyiz aslında,
niçin bütün bunlar tüm insanlığın başına gelir ki (acaba) neden?
Bakıyorum da; bir deprem, bir savaş
her hangi bir felaket olduğu zaman ülkem olarak gurur duyuyorum. Öyle bir kenetleniyoruz ki dünya üstümüze gelse ölüm umrumuzda değil, âdeta tek yumruk oluyoruz, dünyaya meydan okuyoruz.
Ama neden tüm bunlar, bu felaket ve musibetler başımıza gelince yapıyoruz ki..!!
Diğer zamanlar da biz aynı insan değil miyiz?
Neden acı gözetmiyoruz?
Neden çaresize çare olamıyoruz?
Neden sokaktaki evsize ev olamıyoruz?
Neden..!
Neden..!
Neden..!
O kadar çok neden var ki insan olarak utanıyorum, insanlığımdan.
O birlik, beraberlik tek yumruk olduğumuz
Yâni yine bizler..
Ülke krize girer, fırsatçılar meydana çıkar, etmediklerini bırakmazlar..
İşte size an itibari ile yaşadıklarımız ve Pandemi süreci. Her gün yeni ve yine fırsatçılar meydanda...
İşinden, aşından bir lokma ekmeğe muhtaç ederler...
Kira ödeyemez ev sahibi kapıya koyar.
Ev, araba, marketinden, kasabına, hatta pazarına kadar satışları fırsatçılıktan fiyatları 5.katına çıkaranlar..
Yine olan en yoksuluna olur...
Yine olan en çaresizine..!
Ve yine çıkar insanlar suçlayacak birini ararlar, ya devletini suçlar..
Yada, 2020...
Yaptıklarınızı yapmadan önce herkesin yerine kendimizi sıkıntı, ızdırap ve çıkmazlar içerisinde olanların yerine koyabilseydik.
Bir empati yapabilsek idik...
Belki de bu durumlarda olmazdık...
Gene bir imtihan...
Gene bir sorgu sual...
Benim penceremden bakınca hepimiz suçluyuz.
Sadece felaketler geldiğinde mi tek yürek olmalıyız?
Vicdanlarımız sadece felaketlerde mi sızlamalı.?
BİZ ARTIK GERÇEKTEN YÜREKTEN
SEVEN OLALIM!
GÖSTERMELİK DEĞİL!
GERÇEKTEN TEK YUMRUK OLALIM...
Bi kendimize gelelim vakit çok geç olmadan! Daha fazla üzülmeden ve dahi üzmeden. Ne olur içine akan göz yaşlarını, sessiz çığlıkları duyalım artık...
İnsanı ateş değil kendi gafleti yakar; Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Neye, nasıl bakarsan o sana öyle bakar. (Hz.Mevlana)
Önce kendimizi sorgulamazsak doğru yolu bulamayız. Ne güzel söylemiş Hz.mevlana
TÜM SIKINTILARIMIZLA BİRLİKTE BİR YILI DAHA GERİDE BIRAKARAK / YENİ YILIN
TÜM DÜNYAYA;
ÖNCE SAĞLIK...
BEREKET...
HUZUR...
MUTLULUK...
SAVAŞLARIN BİTTİĞİ...
YÜREKLERİN SEVGİYLE DOLDUĞU... YENİ UMUTLARLA...
BUZ TUTMUŞ YÜREKLERDE
ÇOCUK GÜLÜŞLERİNİN SARDIĞI BİR DÜNYA "DİLİYORUM RABBİM"