Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 26-02-2021 06:18   Güncelleme : 26-02-2021 06:18

Yûnus Emre’nin Dil Şehrine Varmak!

Yûnus Emre’nin Dil Şehrine Varmak!

Modern şehirde insanlar, üstad Necip Fâzıl’ın üslûbuyla urbalar içinde birer kemiyet hâlinde yaşıyorlar. Evler, caddeler, meydanlar, işyerleri insan mezarlıklarını andırıyor. Ruhsuz ve merhametsiz, kıyıcı ve menfaatçi şehrin kötü ruhu, içinde yaşayanları da kendine benzetiyor.

 

İnsanların hırs ve nefsi inşa etti bu şehri. İnsan düzelmeyince şehir de düzelmiyor. Kendi elimizle inşa ettiğimiz bu cehennemî, yâni bizi ezen, kalbimizden tutmayan maddeleşmiş şehirden ruhumuzun arzuladığı hakperest, erdemli ve dilâgâh insana benzer bir şehirde yaşamayı hayâl ediyorsak gönül ve dimağımızı toplayıp, Yûnus’un dil şehrine hicret etmeliyiz.

 

Yûnus’un şehri dört esas üzerine inşa edilmiştir: Şeriat, tarikat, hakikat, mârifet. Aşk bu dört sütunun boyası ve esasıdır. Ulu dervişin gönül dili vardır bu şehrin harcında. “Gönlümüz oldu ulu şâr / o şâr gibi yâ kanda var” diyerek, gönlü mâmur bir şehre benzeten Yûnus sonra şöyle der: “Girdim gönül şehrine, daldım onun bahrine/ Aşk ile seyrederken iz buldum can içinde.”

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN