Ekmek! Ne güzel, ne iç çekici bir kelime değil mi? Ekmek; alın teri, ekmek sofralarımızın vazgeçilmezi. Sabah akşam dışarda bir kaç ekmek için hayat kavgası, yaşam mücadelesi veren işçinin, memurun, amirin; kısacası her meslek ve sınıftan milyonlarca insanın kazanmaya çalıştığı güzel bir nimettir ekmek.
Ya simit? Simit deyip geçmeyelim öyle! O da ayrı bir nimettir. O da emek ile hamurun fırından çıkıp evlerimize giren, işyerleri ve çarşıda, pazarda satılan bir başka ürünü ekmeğin.
Peki; mademki ekmek kadar kutsal, emek ve alın teri kadar güzel ve anlamlı bu simitlerin, geçenlerde medyaya, kamuoyuna kadar düşen talihsiz macerasını hiç duydunuz mu? Basında haberler yapıldı, hiç okudunuz mu?