Hatır, helâl, kanûnî ve meşrû bir şey talep etmek için, vardı ve değerliydi. Her türlü görevlendirmede ister resmî ister özel hatır değerli bir referans ve kaynaktı. Hatırı olan kişi adeta gerek işe, gerek kişilere kefil olurdu. Hem de iki taraflı. İnsanlar o hatır için karşılıklı çok dikkatli davranırdı.
O hatır sanki tılsımdı. Kimse bozmazdı.
Bir de HATIRLI KİŞİLER vardı. CEMİYET İNSANLARI… Onlar bazen hâkim de olurlardı, savcı da. Dargın barıştırırlardı, aracılık ederlerdi. Özellikle kamuya karşı insanlara kefil olurlardı.
Hani Peygamberimiz SAV için Cahiliye Dönemi’nde dâhi MUHAMMED-ÜL EMİN derlermiş. İşte tıpkı Rehberimiz SAV. gibi.